Hint-Pasifik’te Yeni Bir Jeopolitik: ABD-Güney Kore-Japonya Üçlü İttifakı

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Çok kutuplu bir yapıya evrilen uluslararası ilişkilerde Amerika Birleşik Devletleri (ABD)-Çin rekabeti arttıkça Hint-Pasifik bölgesindeki gelişmeler hızlanmaktadır. Özellikle son dönemde gerek ABD Başkanı Joe Biden’ın ASEAN liderlerini Beyaz Saray’da toplaması ve ardından Japonya ve Güney Kore ziyaretleri gerekse Çin’in Solomon Adaları’yla imzaladığı güvenlik anlaşması ve kısa süre önce Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin gerçekleştirdiği 10 günlük Pasifik Adaları ziyareti, Hint-Pasifik’in gündeminde öne çıkan gelişmeler olarak kayda geçmiştir. Bunların yanı sıra kamuoyuna daha az yansıyan ve daha az dikkat çeken bir olay daha yaşanmıştır.

8 Haziran 2022 tarihinde; Güney Kore Kıdemli Dışişleri Bakan Yardımcısı Cho Hyundong, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman ve Japonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mori Takeo, bir araya gelmiştir.[1] Toplantıdan sonra ortak bir açıklama yayınlayan üç ülke, Özgür ve Açık Hint-Pasifik Stratejisi çerçevesinde bölgede yaşanan son olayları ele aldıklarını belirtmişlerdir. Bakan yardımcılığı seviyesinde gerçekleşen toplantı, her ne kadar yoğun gündem sebebiyle geri planda kalmış gibi gözükse de geleceğe yönelik etkileri bakımından önemli görülmelidir.

Bölgenin iki önemli gücü olarak görülen Güney Kore ve Japonya, Atlantik ittifakı içinde bulunmasına rağmen kendi aralarında tarihsel anlamda sorunları bulunan iki ülkedir. 1910 yılında Japonya’nın Kore’yi işgal etmesi ve 1945 yılına kadar geçen sürede yaşanan bazı insan hakları ihlali, iki ülke arasında yaşanan en önemli tarihsel sorun olarak günümüze kadar gelmiştir. Bununla birlikte, Dokdo veya Takeshima olarak bilinen Ada’nın kime ait olduğu sorusu da Japonya-Güney Kore arasındaki sorunların kaynağını oluşturmaktadır.

Güney Kore ve Japonya arasında yaşanan gerilimler zaman içinde artıp zaman içinde azalırken, söz konusu durumun jeopolitik etkileri de bölgeye yansımaktadır. ABD’nin müttefiki olan Japonya ve Güney Kore, kendi aralarında kaynaklanan sorunlar nedeniyle Washington’un Çin’e karşı başlattığı çevreleme politikasına istenilen düzeyde katkı sunamamaktadır. Bu durum, Hint-Pasifik bölgesinin önemli bir uzantısı olan Doğu Çin Denizi’nde Pekin’e avantaj sağlamaktadır. Özellikle yapay adalar yoluyla Güney Çin Denizi’ndeki varlığını arttırma politikası izleyen Pekin’e; Japonya ve Güney Kore’den ciddi bir eleştiri gelmemektedir. Bunun sebebi, kendi aralarındaki deniz yetki alanı sorunlarıdır. Zira mevzubahis durum üç ülkenin de birbirlerine karşı kullanacağı bir koz olarak görülmektedir.

Son yıllarda başlattığı “Özgür ve Açık Hint Pasifik” stratejisi dahilinde Çin’in artan gücünü azaltmak ve çevrelemek isteyen ABD açısından Güney Kore-Japonya sorunu, bir zorluk olarak ön plana çıkmaktadır. Tarihsel bir derinliğe sahip rekabetin çözümü her ne kadar kolay görünmese de son dönemde ABD’nin iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek için attığı adımlar dikkat çekmektedir. ABD eski Başkanı Donald Trump’tan görevi devralan Joe Biden, “First America” söylemini terk ederek bölge ülkeleriyle daha fazla diyalog kanalı açmış ve işbirliği derinleştirme adımları atmıştır. Bu anlamda Biden; Japonya ve Güney Kore’yi stratejik müttefik olarak görmüştür.

ABD’nin son dönemde Güney Kore ve Japonya arasında bir yakınlaşma sağlamak için attığı adımların ilki, Biden Yönetimi tarafından hazırlanan son Hint-Pasifik raporudur. Geçmiş raporların aksine ABD-Güney Kore-Japonya üçlü ittifakının güçlendirilmesi için ayrı bir alt başlık içeren söz konusu rapor, özellikle Kuzey Kore’nin nükleer füze denemeleri tehdidi üzerinden bir yakınlaşma kurma çabasındadır.[2]

“Başta Japonya ve Güney Kore olmak üzere müttefiklerimizin ve ortaklarımızın bağlarını güçlendirmeye teşvik ediyoruz… Aynı zamanda, Kuzey Kore provokasyonlarına yanıt vermek için Güney Kore ve Japonya’yla genişletilmiş caydırıcılığı ve koordinasyonu güçlendiriyoruz. ABD ve müttefiklerimize yönelik herhangi bir saldırganlığı caydırmaya ve gerekirse yenilgiye uğratmaya hazırlıklı olmayı ve nükleer silahların yayılmasını önleme çabalarını destekliyoruz.”

Ayrıca “ABD-Japonya-Güney Kore İşbirliğini Genişletme” alt başlığında şu ifadeler yer almaktadır:[3]

“Hemen hemen her büyük Hint-Pasifik sorunu, başta Japonya ve Güney Kore olmak üzere ABD’nin müttefiklerinin ve ortaklarının, yakın işbirliğini gerektirir. Kuzey Kore’ye karşı üçlü kanal aracılığıyla yakın işbirliğine devam edeceğiz. Güvenliğin ötesinde, bölgesel kalkınma ve altyapı, kritik teknoloji ve tedarik zinciri sorunları ile kadınların liderliği ve güçlendirilmesi konularında da birlikte çalışacağız. Giderek artan bölgesel stratejilerimizi üçlü bağlamda koordine etmeye çalışacağız.”

ABD’nin başlatmak istediği yakınlaşma sürecinin temel dinamiğini; Çin’i ekonomik olarak çevreleme ve özellikle Güney Kore’nin Hint-Pasifik stratejisine daha fazla yönelmesi hedefi oluşturmaktadır. Ortak bir düşman etrafında (Kuzey Kore-Çin) Japonya ve Güney Kore’yi kendi etrafında birleştirmek isteyen ABD, aynı zamanda iki ülkeyi de ortak hedefler konusunda yanında görmek istemektedir. Nitekim üç ülkenin bakan yardımcılarının bir araya geldiği toplantıda; Ukrayna’yı desteklemek, Myanmar’ı demokratik bir yola sokmak ve ASEAN’a katılımını sağlamak, Pasifik Adası ülkeleriyle işbirliğini geliştirmek, ekonomik ve enerji güvenliğini arttırmak, kadınların güçlendirilmesine ve işgücü gelişimine öncelik vermek, uluslararası hukuku desteklemek ve Özgür ve Açık bir Hint-Pasifik’i teşvik etmek gibi ortak hedefler konuşulmuş ve bir sonraki toplantının Tokyo’da yapılmasına karar verilmiştir.[4]

ABD’nin başlattığı bu süreç, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) tarafından Singapur’da düzenlenen Shangri-La Diyaloğu Forumu’nda da gündemin önemli maddeleri arasında yer almıştır. Güney Kore Savunma Bakanı Lee Song Jup’un, Japonya’yla ilişkilere değindiği konuşmada yapmış olduğu “Sadece Güney Kore-Japonya güvenlik işbirliğini normalleştirmek için değil, aynı zamanda Güney Kore-ABD-Japonya üçlü güvenlik işbirliğini güçlendirmek için Japonya ile ciddi bir diyaloğa girmeye hazırız”[5] taahhüdü, ABD’nin attığı adımların teoriden pratiğe dönüştüğü anlamına gelmektedir.

Shangri-La Diyaloğu Forum’unda gerçekleşen bir diğer önemli gelişme de Japonya Savunma Bakanı Kishi Nobuo, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Güney Kore Savunma Bakanı Lee Jong-sup’ın bir araya gelmesi olmuştur. 2019 yılının Kasım ayında gerçekleşen üçlü Savunma Bakanları Toplantısı’ndan bu yana ilk kez yüz yüze görüşen taraflar, önemli kararlar almışlardır. Yapılan ortak açıklamada; Kuzey Kore’nin tekrarlanan balistik füze denemeleri şiddetle kınanmış ve bu girişimlerin BM Güvenlik Konseyi kararlarını açıkça ihlal ettiği vurgulanmıştır. Söz konusu açıklamanın yanında, Kuzey Kore’nin füze tehdidine karşı 2017 yılının Aralık ayından bu yana askıya alınan ortak tatbikatlara yeniden başlamayı kararlaştırmaları, atılan en somut adım olarak ön plana çıkmıştır. Ayrıca Tayvan Boğazı’nın barış ve istikrarının öneminin vurgulanması dikkat çekmektedir. Zira üçlü Savunma Bakanları Toplantısı’nın ortak açıklamasında Tayvan’dan ilk kez bahsedilmiştir.[6]

ABD’nin çabaları ve Japonya ve Güney Kore’nin izlediği yapıcı tutum analiz edildiğinde, Doğu Çin Denizi’nde Pekin’e karşı daha güçlü bir itirazın doğacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Güney Kore ve Japonya Başbakanlarının ABD’ye pozitif bakışı, Çin’in askeri olarak güçlenmesinin bir tehdit olarak algılanması ve ABD’nin müttefikleriyle diyaloğunu arttırarak geri döndüğünün mesajını vermesi, Hint-Pasifik’te yeni gelişmelerin habercisi olacaktır. Özellikle QUAD benzeri oluşumlarda bir araya gelemeyen Japonya ve Güney Kore’nin, gelecek dönemde ortak oluşumlarda yer alması (Güney Kore’nin QUAD’a katılması gibi) ABD ve müttefiklerine önemli bir coğrafya ve koordinasyon avantajı sağlayacaktır.  


[1] “Joint Statement on the Republic of Korea-U.S.-Japan Trilateral Vice Foreign Ministerial Meeting”, The White House, https://www.state.gov/joint-statement-on-the-republic-of-korea-u-s-japan-trilateral-vice-foreign-ministerial-meeting/, (Erişim Tarihi: 16.06.2022).

[2] “Indo-Pacific Strategy of The United States”, The White House, https://www.whitehouse.gov/wp-content/uploads/2022/02/U.S.-Indo-Pacific-Strategy.pdf, 2022. (Erişim Tarihi: 16.06.2022).

[3] Aynı yer.

[4] “Joint Statement on the Republic of Korea-U.S.-Japan Trilateral Vice Foreign Ministerial Meeting”, a.g.e., (Erişim Tarihi: 16.06.2022).

[5] “The IISS Shangri-La Dialogue”, IISS, https://www.iiss.org/events/shangri-la-dialogue/shangri-la-dialogue-2022, (Erişim Tarihi: 16.06.2022).

[6] “Japan, US, S.Korea Agree to Resume Joint Military Drills to Counter N.Korea”, NHK World Japan, https://www3.nhk.or.jp/nhkworld/en/news/20220611_14/, (Erişim Tarihi: 16.06.2022).

Mustafa Cem KOYUNCU
Mustafa Cem KOYUNCU
Mustafa Cem Koyuncu, Karabük Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler bölümünde Master öğrencisi olup Hint-Pasifik Bölgesi, ABD-Çin Rekabeti, uluslararası güvenlik, jeopolitik ve stratejik araştırmalar alanları üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Karabük Üniversitesi’nde eğitimine başlamadan önce, Boğaziçi Üniversitesinde Lisans eğitimini tamamlamıştır. Özel sektörde yöneticilik tecrübesi kazanmasının ardından Koyuncu, kariyerine ANKASAM’da devam etmektedir. Koyuncu, ileri seviyede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler