İngiltere’nin Ukrayna’ya Desteğini Artırması Ne Anlama Geliyor?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Ukrayna’ya 2,5 milyar sterlinlik desteği açıkladıktan sonra sürpriz bir geziyle Kiev’i ziyaret etmiştir.[i] Yetkililer, 2,5 milyar sterlinlik paketin Ukrayna’ya uzun menzilli füzeler, hava savunması, topçu mühimmatı ve deniz güvenliği sağlayacağını aktarmıştır. Batı’nın Ukrayna’ya verilen desteği sorguladığı bir dönemde Rishi Sunak, İngiltere’nin Kiev’e verdiği desteğin devam ettiğini vurgulamıştır.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski’nin Batı’daki müttefiklerine daha fazla destek çağrısı yaptığı bir dönemde İngiltere, bu yardım talebine yanıt vererek Ukrayna’yı yalnız bırakmayacağını göstermiştir. Ukrayna’nın en karanlık günlerinde yanında olacaklarını belirten İngiltere Başbakanı, bu ülkenin güvenliğinin İngiltere’nin güvenliğiyle eşdeğer olduğunu söylemiştir.[ii]

Son dönemde Avrupa’daki en büyük tartışmalardan biri de Ukrayna’ya yapılan askeri-mali desteğin geleceğidir. Hatırlatmak gerekirse Avrupa Birliği’nin Ukrayna’ya sunmaya çalıştığı mali yardım paketi, Macaristan’ın engeline takılmıştı. Bunun yanı sıra kendi ulusal ekonomilerinin daha önemli olduğunu ileri süren Slovenya, Slovakya, Avusturya ve İtalya gibi ülkeler, Ukrayna’ya yapılacak yeni yardımları sorgulamaya başlamışlardır.  

Bu durumun benzeri Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) de yaşanmaktadır. Senato’daki Cumhuriyetçiler, Aralık 2023 tarihinde İsrail ve Ukrayna’ya yardım sağlayan acil durum yasa tasarısını engellemişlerdir.[iii] Gelinen noktada ABD, Ukrayna’ya silah ve askeri teçhizat sevkiyatını durdurmuştur.[iv] Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, “Daha fazla fon alabilmemiz için ABD Kongresi’nin Ukrayna için ulusal güvenlikle ilgili bu ek bütçe talebi konusunda harekete geçmesi kritik önem taşıyor. Sağladığımız yardım artık durma noktasına geldi.” diye konuşmuştur.[v]

ABD iç siyasetinde Ukrayna’ya desteğin çekilmesi yönünde tartışmalar sürerken, bunun etkileri Avrupa’ya uzanmış durumdadır. Zira Cumhuriyetçiler, Ukrayna’ya askeri-mali desteği kestikleri takdirde Rusya’nın bu savaşı kazanacağını hesap etmektedir. Avrupa ülkelerinin birçoğu da artık Ukrayna’nın savaşmaya devam edecek cephane ve kaynaklara sahip olmayacağını düşünmektedir. Rusya’nın finansal ve askeri yapısının ise bu savaşı kazanmaya veya ele geçirdiği yerleri tutmaya yeteceği tahmin edilmektedir.

ABD ve Kıta Avrupası, Ukrayna’nın bu savaşı kazanamayacağı noktasında artık neredeyse hemfikirdir. Diğer yandan Rusya’nın bu savaştan galip çıkması, Batı’nın yenilgisi anlamına gelecektir.Tam da bu noktada ABD ve İngiltere arasında Ukrayna’nın geleceğine dair görüş ayrılığının yaşandığı söylenebilir. Cumhuriyetçilerin NATO’ya verilen desteği sorguladığı, Avrupa’nın güvenliğiyle ilgilenmek istemedikleri ve Rusya’yla yapılan savaşı sorguladıkları bilinmektedir. Başka bir ifadeyle Cumhuriyetçiler, Ukrayna’daki savaşın bir an önce son bulmasını ve Kiev’in mevcut şartlarda Moskova’yla müzakere masasına oturmasını arzulamaktadır.

Ukrayna, Amerikan askeri yardımının kesilmesi halinde Rusya’ya karşı savaşı kaybetme tehlikesinden bahsetmektedir. Buna rağmen İngiltere’nin desteğini artırması dikkat çekicidir. Savaşın en başından beri Londra, bu savaşta Moskova’ya büyük bir ders verilmesi gerektiğini savunmaktadır. Hatta Ukrayna’nın Rusya’ya karşı saldırı başlatma stratejisi de İngiltere’ye ait olabilir. Washington ise uzun zamandır Londra’nın çizmiş olduğu bu politikaya ayak uydurmaktadır. Gelinen noktada ABD ve İngiltere, Ukrayna’nın geleceğine dair bir rekabet-hesaplaşma içine girmiş olabilir. Ukrayna konusunda Batı’ya birlik çağrısında bulunan İngiltere, Avrupa’nın güvenliğinin aynı zamanda ABD’yle eşdeğer olduğunu vurgulamaktadır.

ABD’deki aksamalara rağmen İngiltere’nin Ukrayna’ya desteğini yinelemesi, dünya siyasetinde önemli kırılmalara işaret etmektedir. İngiltere, Ukrayna’nın Rusya’ya teslim olmasını istememektedir. Avrupa’daki bu krizin daha da uzamasından rahatsız olan Washington ise “tek küresel rakibi” olarak nitelendirdiği Çin’le mücadeleye odaklanmayı arzulamaktadır. Mevcut durumda Ukrayna’daki savaş, ABD’nin uluslararası arenadaki konumuna-imajına zarar vermektedir. Rusya’yla bu savaşı sürdürmek, ABD’nin ulusal çıkarlarına zarar vermeye başlayabilir. İngiltere, ABD’nin Asya-Pasifik’teki politikalarına, özellikle Çin’i çevreleme stratejisine yeterince destek olamamaktadır. Bunun da etkisiyle ABD, Avrupa’nın güvenliği noktasında İngiltere’ye istediği desteği sunmak istemeyebilir. Ne de olsa Rusya, ABD’nin değil, İngiltere’nin “bir numarası” rakibidir. ABD’nin birincil rakibi ise, yukarıda belirtildiği gibi, Çin’dir. İki büyük Anglosakson güç arasında Rusya ve Çin’le mücadele noktası yeni bir stratejiye ihtiyaç duyulduğu ortadadır.


[i] “Russia Attacks ‘Arrogant British’ After Sunak Visits Ukraine to Announce New Aid”, Sky, https://news.sky.com/story/rishi-sunak-visits-kyiv-as-uk-signs-security-agreement-with-ukraine-13046583, (Erişim Tarihi: 08.12.2023).

[ii] “Britain To Increase Ukraine Support To £2.5bn, Rishi Sunak Announces”, BBC, https://www.bbc.com/news/uk-67954152, (Erişim Tarihi: 08.12.2023).  

[iii] “Senate Republicans Block Emergency Bill Providing Aid to Israel and Ukraine”, Channel 4, https://www.channel4.com/news/senate-republicans-block-emergency-bill-providing-aid-to-israel-and-ukraine, (Erişim Tarihi: 08.12.2023).

[iv] “ABD, Ukrayna’ya Silah Ve Askeri Teçhizat Tedarikini Durdurdu”, Report, https://report.az/ru/drugie-strany/ssha-prekratili-postavki-oruzhiya-i-voennoj-tehniki-ukraine/, (Erişim Tarihi: 08.12.2023).

[v] Aynı yer.

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler