Kore Teknik Üniversitesi, Prof. Dr. Sang Chul Park: “Kazakistan ve Özbekistan, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nden Önemli Ölçüde Yararlanmışlardır.”

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Orta Koridor, Asya ile Avrupa arasında daha kısa ve etkili bir ticaret yolu sunarak Kazakistan’ın ekonomik çıkarlarını doğrudan desteklemekte ve ülkenin bu yeni ticaret yolu üzerindeki stratejik konumunu güçlendirmektedir. Ayrıca bu girişim, Kazakistan’ın uluslararası ticaretteki rolünü artırarak ekonomik büyüme ve kalkınma için yeni fırsatlar sunmaktadır.

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Orta Koridor’un etkinliğini değerlendirmek üzere Kore Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sang Chul Park’la yapmış olduğu röportajı dikkatlerinize sunmaktadır.

1- Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev’in Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ndeki Orta Koridor’un etkili bir şekilde tamamlanmasına ilişkin açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Orta Asya ülkeleri, özellikle de Kazakistan ve Özbekistan, diğer katılımcı ülkelerle kıyaslandığında Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nden önemli ölçüde yararlanmışlardır. Dolayısıyla Kazakistan’ın Kuşak ve Yol Girişimi’nin Orta Koridor’unu Çin’den başlayarak Orta Asya ülkeleri üzerinden Hazar Denizi, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşacak şekilde ileriye taşımayı talep etmesi şaşırtıcı değildir. Çünkü bu durum, Kazakistan’ın bir lojistik merkezi haline gelme konusundaki ulusal çıkarlarıyla yakından bağlantılıdır.

Ayrıca Kazakistan, Çin veya Avrupa’dan mal ithal etme ve bu malları Avrupa ile Doğu ve Güney Asya ülkelerine ihraç etme konusunda aracı bir rol oynamaya çalışmaktadır. Orta Koridor, Asya ve Avrupa’yı bağlayan bir taşıma ve ticaret güzergahıdır. Geleneksel Kuzey Koridoru ve Güney Koridoru’na alternatif bir rotadır. Bu nedenle Kazakistan’ın bir lojistik merkezi olarak aracı rolü üstlenmesi çok daha kolay olacaktır. Aynı zamanda Kuşak ve Yol Girişimi projesinin Orta Koridor’unun tamamlanmasının ardından Kazakistan’ın ekonomi ve politika açısından bölgede bir çekirdek ülke haline gelmesi, en iyi senaryo olarak kendini gösterebilir.    

2- Güney Kore ve Tayland, Kuşak ve Yol Girişimi ve Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi arasındaki ekonomik işbirliklerini nasıl dengeli bir şekilde yönetebiliyor ve bu stratejilerin uzun vadeli faydaları sizce ne olabilir?

Güney Kore ve Tayland, Kuşak ve Yol Girişimi ve Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi’ne katılıyor olsalar da Güney Kore, Kuşak ve Yol Girişimi’nde daha çok pasif bir katılımcıyken, Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi’nde aktif bir oyuncudur. Ekonomi açısından Tayland, Güney Kore için Endonezya ve Vietnam’la birlikte Güney Kore’nin üretim üsleri ve pazarları için anahtar ASEAN üye uluslarından biridir. Aynı zamanda Tayland, Büyük Mekong Nehri bölgesinin çekirdek ülkesidir ve Vietnam’la birlikte Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi’nden önemli ekonomik faydalar elde etmektedir. Çünkü küresel şirketler, hem Covid-19 salgını hem de Çin-ABD stratejik rekabeti nedeniyle küresel tedarik zincirlerindeki kesintiler dolayısıyla Çin’den çıkıp Tayland ve Vietnam’a yerleşmiştir.

Buna ek olarak iki süper güç, Asya Pasifik bölgesinde her zamankinden daha fazla tüm alanlarda birbirleriyle rekabet etmektedir. Bu nedenle Tayland gibi bazı ASEAN ülkeleri, bölgede onlarla tesadüfen başa çıkarken ulusal çıkarlarını maksimize etmek için kaldıraçlara sahip olabilir. Eğer Tayland’ın stratejisi sürdürülebilir bir ekonomik büyüme yaratırsa; bu durum, Güney Kore’nin Tayland’la uzun vadeli ekonomik işbirliği geliştirmesi için kesinlikle olumlu olacaktır.

3- Kuşak ve Yol Girişimi’nin dünya medeniyetlerinin gücüne katkısını nasıl görüyorsunuz ve önümüzdeki on yılda ne başarabileceğini düşünüyorsunuz?

Kuşak ve Yol Girişimi hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Pekin Hükümeti, fazla üretim kapasitesini çözmek, altyapı inşası kapsamında çevreye zararlı emisyonları azaltmak ve gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde pazar genişlemesini güvence altına almak aracılığıyla özellikle gelişmekte olan ülkelerle yakın ekonomik ve politik işbirliklerine vurgu yapmaktadır. Çin, ulusal çıkarları doğrultusunda tüm dünyada altyapılar inşa etmeyi amaçlamaktadır. Bu durum, malların ve hizmetlerin lojistiği için limanlar, otoyollar, havaalanları gibi yapıları içermektedir. Aynı zamanda Çin bankaları, katılımcı ülkelere uluslararası finans kurumlarının sunduğundan daha yüksek faiz oranlarıyla yatırım kredileri sunmaktadır.

Aynı zamanda ABD, Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi içinde Asya-Pasifik bölgesinde benzer bir yardım paketini başlatmıştır. Bu nedenle, önümüzdeki on yılda özellikle bu bölgede Kuşak Yol Girişimi ile Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi arasındaki stratejik rekabet şiddetli olacaktır.

Prof. Dr. Sang-Chul Park

Sang-Chul Park, Almanya’da 1993 yılında siyaset bilimi ve İsveç’te 1997 yılında ekonomi alanında doktora derecesini almıştır. Doktora tezlerinde Japonya’daki Teknopolisler üzerine çalışmalar yapmıştır. Ayrıca Almanya’da 2002 yılında siyaset bilimi alanında habilitasyon sınavını (profesörlük) ve İsveç’te 2004 yılında ekonomi alanında doçentlik değerlendirmesini (İsveç habilitasyonu) geçmiştir. Şu anda Kore Teknoloji Üniversitesi, Bilgi Tabanlı Teknoloji ve Enerji Yüksek Lisans Okulu’nda Profesör olarak görev yapmaktadır. 2007 yılından 2012 yılına kadar Kore İleri Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’nde (KAIST), Bilim Tabanlı Girişimcilik Merkezi’nde misafir Öğretim Üyesi olarak ve 2008-2009 döneminde Güney Kore’deki Seul Ulusal Üniversitesi’nde ziyaretçi Profesör olarak görev yapmıştır. Ayrıca 2003-2009 döneminde Almanya’da Justus Liebig Üniversitesi’nde Özel Doçent ve 2009-2013 döneminde İsveç’te Gothenburg Üniversitesi’nde ziyaretçi Profesör olarak bulunmuştur. İsveç’te Gothenburg Üniversitesi’nde 2001 yılından 2003 yılına kadar ve Japonya’da Okayama Üniversitesi’nde 2003 yılından 2006 yılına kadar Yardımcı Doçent olarak hizmet vermiştir. Eylül 2014 tarihinde Çin’de Fudan Üniversitesi’nde ziyaretçi Profesör ve Ekim 2014 tarihinde Japonya’da Asya Kalkınma Bankası Enstitüsü’nde ziyaretçi Araştırmacı olarak görev yapmıştır. 2016 yılından bu yana Polonya’da Maria Curie Skłodowska Üniversitesi’nde ziyaretçi profesör olarak görev yapmaktadır.

Dilara Cansın KEÇİALAN
Dilara Cansın KEÇİALAN
Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Dilara Cansın KEÇİALAN, Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı'nda yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında yüksek lisans eğitimini sürdüren Keçialan, ayrıca Atatürk Üniversitesi'nde Yeni Medya ve Gazetecilik bölümünde öğrenim görmektedir. ANKASAM'da Avrasya Araştırma Asistanı olarak görev yapan Keçialan'ın başlıca ilgi alanları Avrasya ve özellikle Orta Asya bölgesidir. İngilizce, Rusça ve az derecede Ukraynaca bilmekte olup Kazakça öğrenmektedir.

Röportaj

Szczecin Üniversitesi, Prof. Dr. Małgorzata Kamola-Cieślik: “ABD ve Çin, Ay’daki Helyum-3 Kaynakları İçin Bir Yarış İçindedir.”

Enerji kaynakları denildiğinde akla ilk olarak fosil yakıtlar gelmektedir. Dünya genelinde tüketilen enerjinin %80’ini...

Tufts Üniversitesi, Fletcher Okulu, Kıdemli Araştırmacı Dr. Mihaela Papa: “BRICS, Son Dönemde Ekonomik Ortaklık ve İnovasyonu Güçlendirmeye Öncelik Vermektedir.”

BRICS ülkeleri, global ekonomi ve politika arenasında giderek artan bir etkiye sahiptir. Brezilya, Rusya,...

Mahidol Üniversitesi, Dr. Daniele Carminati: “Hallyu, Yabancıların Güney Kore’ye Bakış Açısını Değiştirmeye Başlamıştır.”

Güney Kore’nin küreselde gitgide artan popüler kültürünün de etkisiyle Kore yumuşak gücü ve kamu...

KIMEP Üniversitesi Hukuk Fakültesi Geçici Dekanı Doç. Dr. Rustam Atadjanov: “Orta Asya’da Uluslararası Hukukun Gelişiminde Kaydedilen İlerleme Çok Yönlüdür.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Orta Asya ülkelerinin hukuksal etkilerini değerlendirmek üzere...