Küresel Rekabetin Gölgesinde Sırbistan-Kosova Normalleşmesi ve AB’nin Rolü

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Avrupa Birliği (AB), bir süredir Kosova-Sırbistan ilişkilerinin normalleşmesine yönelik çeşitli adımlar atmaktadır. Son zamanlarda söz konusu hamlelerin hız kazandığı görülmektedir. Bu durumda Rusya’nın resmi olarak birbirini tanımayan iki aktör arasında çıkabilecek bir gerginlikten kendine manevra alanı bularak faydalanmasının önüne geçilmesi arzusu etkili olmaktadır.

Nitekim Avrupalı ülkeler, güvenlik endişeleri sebebiyle bölgede barış ve istikrarın sağlanması adına adımlar atmaktadır. Bu noktada bölgedeki etkisi artan AB’nin son sözü söyleme niyetinde olduğu açıktır. Ancak bölgesel gelişmeler, küresel sistemdeki dengelerin tek aktör etrafında şekillenmediğini ve dinamik olduğunu göstermektedir.

Balkanlar gerek jeopolitik gerekse diplomatik açıdan küresel bir öneme sahiptir. Tarihin kririk dönemlerinde, özellikle de küresel sistem evrilirken bölge, bir mücadele alanı olarak öne çıkmıştır. Her ne kadar AB, bölgeyi kontrol altında tutmak istese de bunu rahat bir şekilde gerçekleştirmesini engelleyecek çeşitli faktörler vardır.

AB’nin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri (ABD) de bölgedeki etkisini son zamanlarda arttırmıştır. Bilhassa küresel sistemin evrildiği ve yeni güçlerin konuşulduğu günümüz dünyasında, güç mücadelesi tartışmalarıyla birlikte ABD’nin Balkanlar’a yönelik açıklamaları da dikkat çekmektedir.

Sırplar ile Ruslar arasındaki tarihsel mirasın oldukça güçlü olduğunu bilen ABD, son zamanlarda Sırbistan-Kosova görüşmelerinin seyrinin Batı lehine işlemesi ve söz konusu tarihsel mirası zayıflatarak Sırpların sempatisini kazanmak için çeşitli açıklamalarda bulunmuştur. Bu bağlamda ABD’nin Sırbistan Büyükelçisi Christopher Hill, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) geçmişte Sırbistan’ı bombalamasını diplomatik bir başarısızlık olduğunu söylemiş ve bu hadisenin unutulmaması gerektiğini vurgulamıştır.[1]

Günümüzde birçok bölgede yeni dinamikler ortaya çıkmaktadır. Gerek bölgesel gerekse de küresel anlamda yükselen aktörler söz konusudur. Eski baskın aktörlerin kolayca hüküm süremediği ve yeni düzenin belirgin olmadığı bu geçiş döneminde, Balkanlar da bir diplomatik yarış alanı haline gelmektedir. Özellikle de Kosova ve Sırbistan arasındaki sorun, uluslararası kamuoyunu meşgul etmektedir.

Sırbistan, kurulduğu günden itibaren Kosova’yı tanımamakta ve kendisinin bir parçası olarak görmektedir. Balkan devletlerinin demografileri oldukça heterojen olduğu için azınlıkların herhangi bir talebinin olmasını istemeyen bazı devletler de Kosova’yı tanımamaktadır. Ancak AB’nin iki aktör arasındaki gerilimi çözme çabasıyla birlikte Kosova’nın tanınırlık sorununun da AB aracılığıyla çözüleceğine ilişkin bir yaklaşım söz konusudur. Zira Kosova Başbakanı Albin Kurti, Batı’dan gelecek baskının artması sayesinde ülkesinin Belgrad yönetimi tarafından tanınabileceğini ifade etmiştir.[2]

AB’nin önerisiyle Kosova ile Sırbistan arasında görüşmeler başlamıştır. AB’nin bu konuda taraflara çeşitli teşvikleri ve ekonomik baskıları söz konusudur. İki aktörün Ohri’deki görüşmesinde özellikle de Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’in isteğiyle herhangi bir anlaşma imzalanmamıştır. Ancak Vucic’in bu tavrı, görüşmelerin son bulacağı anlamına gelmemektedir. Çünkü iki lider, 4 Nisan 2023 tarihinde Brüksel’de görüşmelere devam etmiştir.[3]

AB’nin bu girişimi, bölgede barışın sağlanması amacıyla atılan tek adım değildir. Rusya-Ukrayna Savaşı’yla birlikte Moskova yönetimine karşı cephe alan Avrupalı devletler, Sırbistan’ı da bu furyanın içine dahil etmek istemektedir.

Bölgedeki demografik durum, herhangi bir karışıklıkta birçok devleti etkilediği için barışın tesisi konusunda da çeşitli girişimlerde bulunulmaktadır. Bu bağlamda atılan adımların da en temelde Sırplar ile Ruslar arasındaki ilişkiyi zayıflatarak Sırbistan’ın Avrupa’nın bir parçası olmasını sağlamak ve aşırı sağın etkisini kırmak gayesiyle hayata geçirildiği söylenebilir.

Bununla birlikte Avrupalılaşma girişimlerinin yanı sıra bölgesel bütünleşme için de bazı hamleler yapılmaktadır. Kuzey Makedonya ile Sırbistan arasındaki insan hareketliliğinin ve ticari akışın kolaylaştırılması ve hızlandırılması ile elektronik geçiş ücreti toplama sisteminin entegre edilmesi konusunda imzalanan Mutabakat Zaptı bunun göstergesidir.[4]

Diğer taraftan Rusya’nın son zamanlardaki hamleleri, bölgede büyük bir güvenlik endişesi yaratmaktadır. Bu nedenle söz konusu girişimlerin Rusların bölgedeki etkisini kırmayı hedeflediğini ifade etmek mümkündür. Arnavut Ulusal Konseyi Başkanı Ragmi Mustafa’nın Amerikan Büyükelçisi Christopher Hill’in görevinin Sırbistan’ı Rus etkisinden ayırmak olduğunu belirtmesi de bunu kanıtlar niteliktedir.[5]

ABD, AB ve bölgede devletlerinin girişimleri, Kosova ile Sırbistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yönelik umutları güçlendirmektedir. Özellikle de Sırbistan üzerindeki ekonomik baskı, Belgrad’ın Rusya’ya karşı tutumunu netleştirmesi adına mühim görünmektedir. Bu konuda Vucic, her ne kadar denge politikası izlemeye çalışsa da ülkedeki sağcı muhalefet, ilişkilerin normalleşmesine yönelik plana karşı birçok protesto düzenlemiştir.[6]

Söz konusu baskılar, Sırbistan’ın AB entegrasyonunu hızlandırarak ülkeyi AB için önemli bir aktör haline getirmeye çalışsa da Sırpların tamamının kendilerini AB’nin parçası olarak gördüğünü söylemek mümkün değildir. Zira Araştırma, Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik Merkezi (CRTA) tarafından yapılan bir ankette katılımcıların üçte biri, AB hakkında olumsuz görüşe sahip olduğunu belirtmiştir.[7] Dolayısıyla Sırpların bu tutumu, siyasette de kendine yer bulmaktadır. Nitekim Sırbistan muhalefetinden 28 temsilci, Kosova’ya ilişkin planı kabul ettiği için Vucic’e karşı suç duyurusunda bulunmuştur.[8] 

Buradan hareketle, tarihsel süreçte Sırp milliyetçiliğinin birçok dönemde öne çıktığı söylenebilir. Bu durumun Vucic’i de etkilediği ifade edilebilir. Zira Vucic, tüm baskılara rağmen muhalefete sırtını dönememiş ve Rusya’ya yaptırım uygulamama kararının doğru olduğunu düşündüğünü dile getirmiştir.[9]

Özetle Balkanların demografik yapısı, milliyetçiliğin olumsuz etkilerinin oldukça fazla hissedilmesine sebep olmaktadır. Bu da küresel sistemdeki birçok aktöre bölge politikasında hareket alanı sağlamaktadır. Barışı sağlama faaliyetleri de bu kapsamda şekillenmektedir.

Neticede son dönemlerde artan AB girişimlerinin Kosova-Sırbistan ilişkilerinin normalleşmesi hususundaki beklentileri arttırdığı söylenebilir. Batı’nın buradaki hedefi ise Rus etkisinin kırılmasıdır. Ancak milliyetçi Sırpların muhalefetinin süreci zorlaştırdığı da aşikardır.


[1] “Christopher Hill, NATO’nun Sırbistan’ı Bombalamasını “Diplomatik Bir Başarısızlık  Olarak Değerlendirdi”, Slobodenpecat, https://www.slobodenpecat.mk/kristofer-hil-go-oceni-nato-bombardiranjeto-nad-srbija-kako-diplomatski-neuspeh/, (Erişim Tarihi: 24.03.2023).

[2] “Kosova’nın Sırbistan Tarafından Tanınması/Kurti: Batı’dan Gelen Baskıyı Artırmak Gerekiyor, Bu Sonuç Getirebilir”, Gazeta Express, https://www.gazetaexpress.com/njohja-e-kosoves-nga-serbia-kurti-e-domosdoshme-te-shtohet-trysnia-nga-perendimi-do-te-mund-te-sillte-rezultate/, (Erişim Tarihi: 29.03.2023).

[3] “Belgrad ile Priştine Arasındaki Müzakereler 4 Nisan’da Devam Ediyor” Olarak Değerlendirdi”, Slobodenpecat, https://www.slobodenpecat.mk/pregovorite-megju-belgrad-i-prishtina-prodolzhuvaat-na-4-april/, (Erişim Tarihi: 28.03.2023).

[4] “Kuzey Makedonya ile Sırbistan Arasında Mutabakat Zaptı Olarak değerlendirdi.”, Al Jazeera, https://balkans.aljazeera.net/news/balkan/2023/3/29/memorandumi-razumijevanja-sjeverne-makedonije-i-srbije, (Erişim Tarihi: 29.03.2023).

[5] “Mustafa: Hill’in Açıklamasından Endişe Duymuyorum, Görevi Sırbistan’ı Rus Nüfuzundan Ayırmak”, Danas, https://www.danas.rs/vesti/politika/mustafa-ne-brine-me-hilova-izjava-njegov-zadatak-je-da-srbiju-odvoji-od-ruskog-uticaja/, (Erişim Tarihi: 28.03.2023).

[6] “Sağcı Muhalefetin Protestoları: AB’nin Kosova Önerisinin Reddedilmesini Talep Ediyor”, Al Jazeera, https://balkans.aljazeera.net/videos/2023/3/24/protesti-desne-opozicije-traze-odbacivanje-prijedloga-eu-a-za-kosovo, (Erişim Tarihi: 24.03.2023).

[7] “Araştırma: Sırbistan’da Avrupa Şüpheciliği, ‘Lehte’ Ve ‘Aleyhte’ Eşit”, Al Jazeera, https://balkans.aljazeera.net/news/balkan/2023/3/30/istrazivanje-euroskepticizam-u-srbiji-izjednaceni-za-i-protiv, (Erişim Tarihi: 30.03.2023).

[8] “Sağcılar, Kosova Planını Kabul Ettiği İçin Vučić’e Karşı Suç Duyurusunda Bulundu”, Al Jazeera, https://balkans.aljazeera.net/news/balkan/2023/3/31/desnicari-podnijeli-krivicnu-prijavu-protiv-vucica-zbog-prihvatanja-plana-za-kosovo, (Erişim Tarihi: 31.03.2023).

[9] “Vučić: Şahsen Rusya’ya Yaptırım Uygulamamaya Karar Verdim”, Al Jazeera, https://balkans.aljazeera.net/news/balkan/2023/3/31/vucic-licno-sam-odlucio-da-se-ne-uvode-sankcije-rusiji, (Erişim Tarihi: 31.03.2023).

Benzer İçerikler