NATO Sonrası Avrupa Güvenlik Düzeni Nasıl Olacak?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

1990’lı yıllardan beri Avrupa Birliği (AB), kendi güvenlik mimarisini inşa etmeye çalışmaktadır. Henüz bir Avrupa Ordusu kurmayı başaramayan AB, günümüzde hala Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) koruma şemsiyesine bağımlı durumdadır. Bu yüzden Avrupa ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) eski Başkanı Donald Trump’ın göreve gelmesi halinde NATO’dan çekilme tehditlerine göz yummak durumunda kalmaktadır.

Zira 12 Şubat 2024 tarihinde Trump, “finansal yükümlülüklerini yerine getirmeyen NATO müttefiklerine yönelik herhangi bir Rus saldırısını engellemeyeceğini” söylemiştir.[1]  Bundan iki gün sonra ise NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, yaptığı açıklamada, askeri ittifakın 31 üyesinden 18’inin bu yıl Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 2’sini savunmaya harcama hedefine ulaşacağını söylemiştir.[2] Trump’ın son sözleri, başta Ukrayna olmak üzere tüm Avrupa ülkelerini “güvenliklerini kendileri sağlamaları” konusunda harekete geçirmiştir. Rusya’ya karşı verdikleri savaşı ekonomik ve askeri olarak sürdürmekte zorlanan Ukrayna, eğer ABD’den beklediği desteği bulamazsa tamamen Avrupa’ya bağımlı durumda kalacaktır.

Mevcut durumda Avrupa’nın en büyük umudu, “Biden’ın yıl sonundaki seçimleri kazanarak görevine devam etmesi” gibi durmaktadır. Nitekim Biden yönetimi devam ederse Ukrayna’ya desteğin sürme ihtimali olacaktır, ancak Cumhuriyetçilerin Ukrayna’ya daha fazla destek vermesi zor görünmektedir. Üstelik Trump, NATO’dan çekilebilecekleri uyarısında da bulunmaktadır. Bu yüzden Avrupa ülkeleri, Trump’ın yeniden göreve gelmesi ihtimaline karşılık şimdiden Ukrayna’yla ilgili hamleler yapmaya başlamıştır.  Örneğin Ukrayna, 14 Ocak 2024 tarihinde İngiltere’yle ikili güvenlik anlaşması imzalamış ve diğer birçok Avrupa ülkesiyle bu tür ikili savunma-güvenlik anlaşmaları imzalayacaklarını duyurmuştur.[3] Bunlardan en sonuncusu Fransa olmuştur. Zelenski’nin benzer anlaşmayı Almanya’yla da yapması beklenmektedir. Bu anlaşmalar, ek yardım sağlanması ve olası bir saldırı durumunda Ukrayna’ya silah sağlanmasını öngörmektedir. Ukrayna Başbakanı Denys Shmyhal, ocak ayından itibaren Ukrayna’nın, G7’nin Kiev’e destek beyanını destekleyen 30 ortak ülkeyle benzer anlaşmaların imzalanması konusunda müzakerelerde bulunduğunu söylemiştir.[4]

2022 yılının Şubat ayında, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasına kısa bir süre kala İngiltere, Polonya ve Ukrayna, üçlü savunma ittifakı kurduklarını duyurmuştu.[5] Yine de bu savunma ortaklığı, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısına engel olamamıştır. Savaş başladıktan sonra ise NATO üyeleri, dayanışma içerisinde Ukrayna’ya savunma desteği vermeye gayret etmiştir. Savaş devam ederken Ukrayna’nın NATO’ya üye olması mümkün olmayacağı için Batılı ülkeler, Rusya’yı caydırmanın ve sahada yenilgiye uğratmanın başka bir yolunu bulmaya odaklanmışlardır. Bugün gelinen noktada NATO’nun kolektif olarak Ukrayna’ya belirli savunma garantileri veremediği ortaya çıkmıştır. Üstelik (Trump’ın son tehditleriyle birlikte) NATO’nun Avrupa’ya verdiği koruma desteğinin sona erme ihtimali de ortaya çıkmıştır. Buna ek olarak Trump döneminde ABD’nin Ukrayna’ya daha fazla silah-savunma desteğini kesme ihtimali, İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkelerini harekete geçirmiştir.  

Zira savaşın başladığı ilk günden bu yana Kıta Avrupası, her ne kadar NATO koruması altında olsalar da Moskova’nın yeni hedefi olmaktan endişe duymaktadırlar. ABD’de iç siyasetinde yaşanan son gelişmeler nedeniyle Avrupa’nın askeri-güvenlik stratejisi de değişmeye başlamıştır. Kolektif güvenlikten ziyade artık Avrupa’da ikili, üçlü ve çok taraflı savunma ortaklıkları ortaya çıkmaktadır. Bilhassa ABD’nin NATO üzerinden Avrupa’ya sunduğu koruma desteği azalırken; Rusya’ya karşılık verebilmek adına Avrupa devletleri, çözümü ikili savunma anlaşmalarında aramaktadır. Bu bağlamda Avrupa içindeki bloklaşma artmaktadır.  Doğu Avrupa ülkelerinde Rusya’dan saldırı tehdidi her geçen gün artmaktadır. Rusya ile NATO devletleri arasındaki bu tırmanma yarışının en nihayetinde bir çatışmaya yol açabileceği tahmin edilmektedir.

Ukrayna’nın diğer Avrupa ülkeleriyle ikili savunma anlaşmaları imzalama yoluna gitmesi, Batı’nın artık Ukrayna’yı savunma noktasında NATO’dan bağımsız yeni bir strateji izlemeye başladığını göstermektedir. ABD’den aradığı desteği bulamayan Avrupa, Ukrayna’yı savunma noktasında kararlı bir duruş sergilemeye ve “kendi ayakları üzerinde durmaya” çalışmaktadır.  Fakat Batı’nın Ukrayna’ya yeni savunma-güvenlik garantisi vermesi, Rusya’nın başka bölgelerde yeni ve beklenmedik adımlar atmasına yol açabilir. NATO ülkelerinin yarısından fazlasının, savunma bütçelerini GSYİH’lerinin yüzde 2 seviyesine çıkarması,[6] Avrupa’nın NATO sonrası düzene hazırlık yaptığının önemli bir göstergesi olarak yorumlanmaktadır. Konuyla ilgili Stoltenberg, 15 Şubat 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, üye ülkeleri ABD ile Avrupa arasında bir uçurum oluşmasına izin vermemeleri konusunda uyarmıştır. Stoltenberg, şu önemli ifadeleri kullanmıştır:[7]

“Avrupalı müttefiklerin savunmaya daha fazla yatırım yapmalarını memnuniyetle karşılıyorum ve NATO uzun yıllardır bunun için çağrıda bulunuyor. Ancak bu NATO’nun alternatifi değil. Bu aslında NATO’yu güçlendirmenin bir yoludur. Ve Avrupa’yı Kuzey Amerika’dan ayırmaya çalıştığımızı gösteren hiçbir yola başvurmamalıyız”

İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, aynı gün yaptığı açıklamada, NATO ülkelerinin sözlerine sadık kalmaları ve yüzde 2’lik hedefe ulaşmaları çağrısı yapmıştır.[8] Trump’ın sözlerine destek çıkan Shapps, tüm ülkelerin üzerine düşeni yapması gerektiğini söylemiştir. Shapps, NATO ülkelerinin savunmaya Trump yüzünden değil, “Avrupa’daki bir savaş bunun gerekli olduğunu gösterdiği için” daha fazla harcama yaptığını söylemiştir. Kısacası İngiltere, Avrupa’nın güvenliğini tesis etme noktasında NATO içerisindeki harcamaların artırılması gerektiğine vurgu yapmıştır. Bu noktada İngiltere, ABD’nin NATO üzerinden Avrupa’ya sunduğu güvenlik desteğinin garantörü veya arabulucusu konumundadır.  


[1] “Trump’tan NATO Çıkışı: ‘Rusya’yı Faturayı Ödemeyen Ülkelere Saldırmaya Teşvik Ederim’“, BBC, https://www.bbc.com/turkce/articles/c8vnye053y9o, (Erişim Tarihi: 16.01.2024).

[2] “NATO Defence Spending To Hit Record As Alliance Braces For Potential Trump Win”, FT, https://www.ft.com/content/2e7fe5e0-2eb7-4ee3-be04-22f9ca856bd4, (Erişim Tarihi: 16.01.2024).

[3] “Security Agreement With Britain Will Be A Model For Similar Agreements With Other Countries – Zelensky”, Ukrinform, https://www.ukrinform.net/rubric-polytics/3813392-security-agreement-with-britain-will-be-a-model-for-similar-agreements-with-other-countries-zelensky.html, (Erişim Tarihi: 16.01.2024).

[4] Aynı yer.

[5] “Ukrayna, İngiltere ve Polonya’dan Üçlü İttifak”, Trt Haber, https://www.trthaber.com/haber/dunya/ukrayna-ingiltere-ve-polonyadan-uclu-ittifak-655964.html, (Erişim Tarihi: 16.01.2024).

[6] “NATO Defence Spending To Hit Record As Alliance Braces For Potential Trump Win”, FT, https://www.ft.com/content/2e7fe5e0-2eb7-4ee3-be04-22f9ca856bd4, (Erişim Tarihi: 16.01.2024).

[7] “NATO Chief Warns Against Dividing US And Europe Or Undermining Joint Deterrent”, France 24, https://www.france24.com/en/europe/20240215-nato-chief-warns-against-dividing-us-and-europe-or-undermining-joint-deterrent, (Erişim Tarihi: 16.01.2024).

[8] “Pay Your 2 Percent, UK’s Shapps Tells NATO Allies After Trump Threat”, Politico, https://www.politico.eu/article/nato-uk-grant-shapps-donald-trump-threats/, (Erişim Tarihi: 16.01.2024).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler