Tarih:

Paylaş:

Özbekistan Dış Politikasında Yumuşak Güç Uygulamaları ve Afganistan

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Sovyetler Birliği’nin Soğuk Savaş döneminde uluslararası sistemdeki iki kutuptan biri olduğu bilinmektedir. Bahsi geçen süreçte Doğu Bloku’na liderlik eden Sovyetler Birliği, Batı Bloku’nun lideri olan ABD’yle ideolojik, ekonomik ve jeopolitik bir mücadele yürütmüştür. Jeopolitik rekabet bağlamında genişleme ve ideolojisini yayma stratejisi uygulayan Sovyetler Birliği, 1979 yılında Afganistan’ı işgal etmeye çalışmıştır. İşgal sürecinde ordusunu destekleyebilmek için Tirmiz’de Hayraton Köprüsü olarak da bilinen Afganistan-Özbekistan Dostluk Köprüsü’nü inşa eden; lakin Afganistan’da istediği düzeni kuramayan Sovyet yönetimi, 1989 yılında bu ülkeden çekilmek zorunda kalmıştır.

Özbekistan, bağımsızlığını ilan ettikten sonra ise bölgesel dinamikler değişmiştir. İlerleyen dönemde Şevket Mirziyoyev’in Cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte Özbekistan, Afganistan Sorunu’nun çözümüne yönelik yeni bir politika hayata geçirmiştir. Çünkü Mirziyoyev’in dış politikada çok yönlü, yapıcı, işbirliğine açık ve uzlaşmayı benimseyen bir tutum benimsediği görülmektedir.

Uyguladığı politikaların ve işbirliği süreçlerini teşvik etmesinin neticesinde Taşkent, bölgesel barış ve istikrarın en mühim merkezlerinden biri olmuştur. Özellikle de çeşitli aktörlerin Afganistan’dan pay kapmaya çalıştığı bir dönemde Taşkent yönetimi, farklı bir misyon benimsediğini tüm dünyaya göstermiştir. Bu misyonun uluslararası, bölgesel ve ikili ilişkiler çerçevesinde üç boyutu bulunmaktadır.

Uluslararası boyutta Özbekistan, 15-16 Temmuz 2021 tarihlerinde Taşkent’te “Orta ve Güney Asya: Bölgesel Bağlantısallık. Sınamalar ve Fırsatlar Konferansı”nı gerçekleştirmiştir. Bu konferans aracılığıyla bölgesel ve küresel aktörlere Afganistan’da huzuru ve istikrarı tercih etmeleri ve barışın inşasına katkıda bulunmaları gerektiği mesajı verilmiştir.[1]

Anlaşılacağı gibi Özbekistan, Mirziyoyev’in liderliğinde bölgesel sorunları barışçıl yollarla çözmeyi bir ilke olarak benimsemiştir. Bunun en somut örneklerinden biri komşularıyla olan sınır ve su sorunlarıdır. Kırgızistan’la sınır ve su konusunda yaşadığı anlaşmazlıklar, Mirziyoyev’in somut adımlarıyla çözülmüş ve ilişkilerdeki sorunlar aşılmıştır.

Benzer bir biçimde Özbekistan, son dönemde diğer bölge ülkeleriyle gerçekleştirdiği işbirliği kapsamında Asya’nın kalbinde bir barış ve işbirliği havzası tesis etmek istemektedir. Ayrıca Taşkent, Orta Asya ile Güney Asya arasında bir köprü inşa etmeye çalışmaktadır. Söz konusu inşa sürecinde hayata geçirilmesi amaçlanan en önemli proje, Tirmiz-Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver Demiryolu’dur. Bu doğrultuda Özbekistan, Afganistan ve Pakistan arasındaki coğrafi bağın Dostluk Köprüsü üzerinden kurulması planlanmaktadır. Mevzubahis demiryolu projesi, Afganistan’ın bölgedeki işbirlikleri süreçlerine dahil edilmesinin örneklerinden yalnızca biridir.

İkili ilişkiler boyutuyla bakıldığında, Mirziyoyev’in iktisadi ilişkileri barışı tesis etmedeki bir yumuşak güç aracı olarak kullandığı anlaşılmaktadır. Özbekistan; Türkmenistan ve Kırgızistan gibi sınır komşularıyla serbest ticaret bölgeleri oluşturmaya çalışmaktadır. Bunun bir benzerini de Afganistan’la gerçekleştirmiştir. Taşkent yönetimi, dünyanın birçok devletinin silahla geldiği Afganistan’da, serbest ticaret bölgeleri kurarak Afgan halkına ticaret yapıp nefes alma şansı sunmuştur. Böylece hem iktisadi ilişkiler gelişmiş hem de iki toplumun birbirini tanıması kolaylaşmıştır.

Özbek ve Afgan yetkililer, 2018 yılının Haziran ayında Özbekistan’ın Tirmiz kentinde bir serbest ticaret bölgesi kurulması kararı almıştır.[2] Tirmiz, Özbekistan ile Afganistan arasında bulunan en kilit noktalardan biridir. Afganistan sınırında bulunan kentin stratejik bir konumda bulunduğu söylenebilir. Tirmiz, Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgali sırasındaki ana merkezlerden biriydi.[3] Sovyetler Birliği geri çekilirken de süreci Tirmiz üzerinden tamamlamıştı. 11 Eylül 2001 tarihli terör saldırılarının ardından ABD’nin Özbekistan’da askerlerini konuşlandırdığı Karşı-Hanabad Hava Üssü de Tirmiz’deydi.[4] Kent, çeşitli demiryolu ağlarıyla ülkenin ve bölgenin birçok şehrine bağlanmış durumdadır. Ayrıca Tirmiz-Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver Demiryolu’nun hayata geçirilmesiyle kentin önemi daha da artacaktır.

Tirmiz’de kurulan serbest ticaret bölgesinin ikili ilişkilere büyük ivme kazandırdığı söylenebilir. Bununla birlikte bölge, halkların refah seviyesinin artmasında ve istihdam yaratılmasında da kritik role sahiptir. Diğer taraftan Tirmiz’deki serbest ticaret bölgesi, yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi olabilecek bir potansiyele haizdir. Bu yüzden de uluslararası bir nitelik kazanması olasıdır. Bunun için de bölgesel barışın tesis edilmesi gerekmektedir. Özbekistan’ın günümüzde izlediği politikalarla, bunu askeri yollarla değil; iki tarafın da karşılıklı olarak çıkarlarının bulunduğu barışçıl araçlarla gerçekleştirmeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Aslında Afganistan Sorunu’na dair terör ve iç savaş ihtimallerinin konuşulduğu bir dönemde Taşkent’in barışçıl hamlelerinin diğer devletler için de bir yol haritası sunduğu söylenebilir.

Özbekistan, yumuşak güç unsurlarını kullanarak hem Afganistan’da hem de Asya’nın kalbinde bir barış ve istikrar havzası inşa sürecine öncülük etmektedir. Çünkü Mirziyoyev’in de işaret ettiği üzere, Afganistan’ın güvenliği, Özbekistan’ın güvenliğidir. Elbette söz konusu durum, Orta ve Güney Asya’yı da yakından ilgilendirmektedir.[5] Kuşkusuz Özbekistan’ın Afganistan’a yönelik tutumu, bölgesel aktörler ile emperyal güçlerin yaklaşımlarındaki temel farklılığı ortaya koymaktadır. Bu nedenle bölge sorunlarının bölge devletleri tarafından çözülmesi gerektiği gerçeği bir kez daha görülmektedir. Tirmiz v.b. projeler bu sürecin hızlanmasında ve pekiştirilmesinde hiç kuşkusuz önemli bir rol oynayacaktır.


[1] “Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in “Orta ve Güney Asya: Bölgesel Bağlantısallık, Sınamalar ve Fırsatlar Uluslararası Konferansı”ndaki Konuşması”, ANKASAM, https://www.ankasam.org/ozbekistan-cumhuriyeti-cumhurbaskani-sevket-mirziyoyevin-orta-ve-guney-asya-bolgesel-baglantisallik-sinamalar-ve-firsatlar-uluslararasi-konferansindaki-konusmasi/, (Erişim Tarihi: 17.09.2021).

[2] Zabihullah Jahanmal, “Afghanistan, Uzbekistan To Establish Free Trade Zone”, Tolo News, https://tolonews.com/business/afghanistan-uzbekistan-establish-free-trade-zone, (Erişim Tarihi: 17.09.2021).

[3] Marina Pikulina, “Uzbekistan in the Mirror of Military Security: A Historical Preface to Current Events”, Conflict Studies Research Senter, K27, 1999, https://www.files.ethz.ch/isn/92601/99_Nov.pdf, s. 6, (Erişim Tarihi: 17.09.2021).

[4] “Uzbekistan’s Closure of the Airbase at Karshi-Khanabad: Context and Implications”, Every CRS Report, https://www.everycrsreport.com/files/20060329_RS222954f97732b6b30a4671efb594442a61629f24968ec.pdf, (Erişim Tarihi: 17.09.2021).

[5] “Shavkat Mirziyoyev: Afghanistan’s Security is Uzbekistan’s Security”, Uzreport, https://uzreport.news/politics/shavkat-mirziyoyev-afghanistans-security-is-uzbekistans-security, (Erişim Tarihi: 17.09.2021).

Dr. Emrah KAYA
Dr. Emrah KAYA
ANKASAM Dış Politika Uzmanı Dr. Emrah Kaya, Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezundur. Yüksek lisans derecesini 2014 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hazırladığı “Latin Amerika'da Sol Liderlerin Yükselişi ve Uluslararası Politikaya Etkisi: Venezuela-Bolivya Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Kaya, doktora derecesini de 2022 yılında aynı üniversitede hazırladığı "Terörle Mücadelede Müzakere Yöntemi: ETA-FARC-LTTE-PKK" başlıklı teziyle elde etmiştir. İyi derecede İngilizce bilen Kaya'nın başlıca çalışma alanları; Orta Asya, Latin Amerika, terörizm ve barış süreçleridir.