Hindistan, Rusya’da düzenlenen ve Çin’in de yer aldığı çok uluslu askeri tatbikat Vostok 2022’ye katılmaktadır. Tatbikatlardaki rolünün stratejik komuta kademeleri ve personel iştirakiyle sınırlı kalacağı tahmin edilen Hindistan’ın özellikle Japonya’nın hassasiyetini zedelememek için denizcilik bölümünden uzak duracağı belirtilmektedir. Son yıllarda Hindistan, düzenli olarak ABD ve müttefiklerinin tatbikatlarına katılmaktaydı. Ancak geçtiğimiz yıl Hindistan, Rusya’nın Zapad-2021 tatbikatlarına yine Çin’le birlikte katılmıştı. Bu, Hindistan’ın dış politikasını çok vektörlü hale getirme çabası olarak yorumlanmaktadır.
Buradan hareketle Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Rusya’nın Vostok-2022 tatbikatlarını ve ayrıca Çin ve Hindistan’ın buradaki rolünü değerlendirmek üzere Nürnberg Erlangen Üniversitesi (FAU) Siyaset Bilimi Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Eva Seiwert’ten almış olduğu görüşleri dikkatlerinize sunmaktadır.
1. Pelosi’nin Tayvan ziyaretinden sonra Çin ve Rusya arasındaki askeri işbirliğinin daha da artacağını düşünüyor musunuz?
Çin’in yaklaşmakta olan Vostok-2022 tatbikatına katılımı, Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyaretiyle doğrudan ilgili olmaktan ziyade, Rus Ordusu’yla olan angajmanının bir devamı olarak anlaşılmalıdır. Zira Çin, dört yıl önceki Vostok-2018 tatbikatına da katılmıştır. Pekin, söz konusu tatbikatlara katılımının “mevcut uluslararası ve bölgesel durumla ilgisi olmadığını” yineleyerek bu noktayı özellikle vurgulamak istemektedir. Bu bağlamda ABD veya Rusya’nın Ukrayna’daki “yasadışı” savaşıyla bağlantısı olmadığına dikkat çekmektedir. Aksine, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun Vostok-2022 tatbikatlarına katılımının “Çin-Rusya yıllık askeri işbirliği planına uygun olarak” gerçekleştiği belirtilmektedir.
Bu nedenle Pekin ve Moskova’nın askeri bağlarını güçlendirmesini Pelosi’nin ziyaretiyle nispeten alakasız buluyorum. Bununla birlikte, bir yanda Çin ve Rusya ve diğer yanda ABD ve ortakları arasındaki artan gerginliğin, düzenli ikili ve çok taraflı askeri tatbikatlar dahil olmak üzere müttefikler arası işbirliği eğilimini daha da hızlandırması muhtemeldir.
2. Hindistan ve Çin’in Rusya’daki “Vostok-2022” tatbikatlarına katılacak olmasını, Orta Asya ve Hint-Pasifik jeopolitiği üzerinden değerlendirir misiniz?
Bahsi geçen bölgelerde Hindistan ve Çin arasındaki ilişki oldukça karmaşıktır. Orta Asya’da her iki devlet de Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyesidir ve burada güvenlik konularında (ortak askeri tatbikatlar dahil olmak üzere) işbirliği yapabilmektedir. Diğer taraftan Hint-Pasifik’te Hindistan, ABD liderliğindeki çeşitli formatların birer parçasıdır. Çin ise Hindistan’ın yer aldığı bu mekanizmaların, kendi etkinliğine karşı koymayı amaçladığına inanmaktadır. Bunun da ötesinde sınır anlaşmazlığı, her iki ülke için de zorlu bir sorun olmaya devam etmektedir.
Vostok-22’ye birlikte katılmaları sebebiyle Hindistan-Çin ilişkilerinde herhangi bir ilerleme beklemiyorum. Ayrıca Çin ve Hint Ordularının ilk kez yan yana bir Rus askeri tatbikatına katılmadıklarını da göz önünde bulundurmalıyız. Nitekim bu katılımlarını, öncelikle ev sahibi ülke Rusya’yla olan yakın ilişkilerine borçludurlar. Bu nedenle, tatbikatlarda birlikte yer almaları o kadar abartılmamalıdır.
3. Hindistan ile Çin arasındaki sınırda gerilim devam ederken bu iki ülke nasıl bir araya gelecek? Bu tatbikatları “çok kutuplu bir dünya yaratma çabası” olarak yorumlayabilir miyiz? Bu fikre katılıyor musunuz?
Daha önce de belirtildiği gibi, Hindistan-Çin ilişkisi son derece karmaşıktır ve iki hükümet, ortak çıkarlar üzerinde işbirliği yapmaya çalışırlarken, çatışmalarını yönetme konusunda zengin bir deneyim kazanmışlardır. Bu nedenle, tatbikata katılımlarının iki ülke için özellikle büyük bir zorluk olacağını düşünmüyorum.
Sorunun ikinci kısmı, Çin veya Hindistan’ın tatbikata katılımdaki motivasyonlarından ziyade daha çok Rusya’nın hedefini sorgulamaktadır. Tatbikatlar, “çok kutuplu bir dünya” yaratmaya yönelik kapsamlı çabanın bir parçası olarak sunulabilir. Ancak, bu tatbikatlarla dünyanın tam olarak nasıl daha “çok kutuplu” hale getirileceğini anlamıyorum. Sırf ABD ve diğer NATO üyeleri bu tatbikatların birer parçası olmadığı için mi?
Çin ve Rusya’nın ve bir dereceye kadar Hindistan’ın (ve diğer hükümetlerin) paylaştığı bir tür yeni “dünya düzeni” yaratmaya yönelik genel bir tutkunun farkındayım. Ve etkileşimde bulundukları diğer birçok işbirliği alanıyla birlikte düşünüldüğünde, tatbikatlara ortak katılımlarının, değişen dünya düzeninde ortak bir anlayışı pekiştirmeye yardımcı olabileceği doğrudur. Benim anlamaya çalıştığım terim “çok kutuplu” ifadesidir. Böyle bir dünya tam olarak nasıl görünecek, kaç kutup olacak ve “kutup” olmayan ülkeler hangi rolleri oynayacak ve hangi haklara sahip olacaklar? Bu sorular net olmadığı sürece “çok kutuplu dünya” kavramı, Soğuk Savaş’ın sonundan beri çok iyi bildiğimiz ABD liderliğindeki “tek kutuplu dünya” ile rahatlıkla karşılaştırılabilecek kulağa hoş gelen bir retorik kavramdan çok daha fazlası olmayacaktır.
4. Rusya, Çin ve Hindistan’ı aynı tatbikatlarda bir araya getirerek neyi hedefliyor? Pelosi’nin Tayvan ziyaretinin ardından Rusya’nın ABD’ye bir “güç gösterisi” yapmaya çalıştığını düşünüyor musunuz?
Bu soru, bir öncekiyle bağlantılıdır. Rusya’nın ABD ve Avrupa’yla bozulan ilişkileri göz önüne alındığında, Rusya’nın ortaklarını kendi etrafında toplaması, Ukrayna’ya karşı yürüttüğü saldırganlık savaşı nedeniyle halen izole olmadığını dünyaya kanıtlama çabasının birer parçasıdır. Vostok-2022 tatbikatının yanı sıra 15-16 Eylül’de Semerkant’ta yapılacak olan ŞİÖ Devlet Başkanları Zirvesi gibi diğer formatlar da bu noktaya değinmek için iyi örneklerdir.
Elbette dünyanın en kalabalık iki ülkesi ve ayrıca nükleer gücü olan Hindistan ve Çin’in Rusya’yla olan ortaklıkları ve işbirliği, örneğin Tacikistan veya Belarus’un Moskova’ya verdiği destekten çok daha önemlidir. Ancak RHÇ (Rusya-Hindistan-Çin) üçlüsünün tatbikatlardaki işbirliğinin Pelosi’nin ziyaretiyle pek bir ilgisinin olduğunu düşünmüyorum. Bu, daha ziyade son birkaç yılda gördüklerimizin devamı niteliğindedir.
Dr. Eva Seiwert
Nürnberg Erlangen Üniversitesi (FAU) Siyaset Bilimi Enstitüsü Öğretim Üyesi ve aynı zamanda Bişkek’teki OSCE Akademisi’nde Araştırmacı olarak görev yapan Dr. Seiwert, Edinburgh Üniversitesi ve Leipzig Üniversitesi’nde Doğu Asya İlişkileri ve Sinoloji okumuştur. Doktorasını Mayıs 2021 tarihinde “Freie Universität Berlin”den “Şanghay İşbirliği Örgütü ve Çin’in uluslararası norm değişikliği stratejisi” başlıklı teziyle Uluslararası İlişkiler alanında almıştır. Dr. Seiwert, Hint-Pasifik’le ilgili güvenlik makaleler yayınlayan bir platform olan 9DASHLINE’da Yardımcı Editördür. Uluslararası ilişkiler üzerine yorumları ve analizleri The Diplomat, Global Policy, South China Morning Post ve Bertelsmann Stiftung’s BTI Blog gibi platformlarda yer almıştır.
