Rusya’nın Azerbaycan-Ermenistan İlişkilerine Yönelik Yeni Politikası

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 27 Ekim 2022 tarihinde Valdai Tartışma Kulübü’nün 19. toplantısında yaptığı açıklamada, Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerine ve Karabağ Sorunu’na ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştur. Bu kapsamda Putin şunları söylemiştir:[1]

“Rusya’nın tutumu, Ermenistan ve Azerbaycan’ın bir barış anlaşmasına ihtiyacı olduğu yönündedir; fakat Moskova, Erivan’a hiçbir şey dayatmayacak ve seçimlerinden herhangi bir aktörü desteklemeyecektir.”

Ayrıca Rus lider, Ermenistan yöneticilerine Erivan’ın kontrolündeki bölgeyi Azerbaycan’a devretmesini teklif ettiğini; ancak bunu Ermeni yetkililerin kabul etmediğini dile getirmiştir.[2] Bilindiği gibi, 2022 yılının Eylül ayında Ermenistan ile Azerbaycan sınırında çatışmalar yaşanmış ve bu çatışmalarda yüzden fazla kişi hayatını kaybetmiştir. Bununla birlikte taraflar, düzenli olarak birbirini suçlamaktadır.

Öte yandan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın 31 Ekim 2022 tarihinde Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’le görüşmesi beklenmektedir. Paşinyan ile Aliyev arasındaki son görüşme, 6 Ekim 2022 tarihinde Çekya’nın başkenti Prag’da düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi’nde gerçekleşmiştir.

Söz konusu görüşme, barışa giden yolda olumlu bir adım olarak nitelendirilmiştir. Nitekim Sayın Aliyev de 2022 yılının sonuna doğru Ermenistan’la barış anlaşmasının imzalanabileceğini belirtmektedir. Ayrıca Ermenistan Güvenlik Konseyi’nin de benzer bir sürece işaret ettiği görülmektedir.

Bununla birlikte Ermenistan Güvenlik Konseyi Sekreteri Armen Grigoryan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı Hikmet Hacıyev, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’la 28 Eylül 2022 tarihinde Beyaz Saray’da bir araya gelerek yıl sonuna kadar bir barış anlaşması yapılması konusunda uzlaşı sağlamıştır. Öyle ki; Grigoryan, 12 Ekim 2022 tarihinde bu görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada, “Bir barış anlaşmasının imzalanması; yani yıl sonuna kadar bir anlaşma yapılması konusunda uzlaşıya varıldı.” ifadelerini kullanmıştır.[3]Putin’in açıklamasının ardından Paşinyan, 28 Ekim 2022 tarihinde şunları söylemiştir:[4]

“Erivan, Rusya tarafından sunulan Ermenistan ile Azerbaycan arasında devletlerarası ilişkilerin kurulmasına yönelik temel ilke ve parametreler hakkındaki çalışmayı kabul etti ve bunu Soçi’de teyit etmeye hazır. Rusya’nın önerilerini destekleyeceğini umuyoruz.”

Aynı gün Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Sahiba Gafarova’yla görüşen Rusya Federal Konseyi Başkanı Valentina Matviyevko da Moskova’nın Ermenistan ile Azerbaycan arasında barış anlaşmasının imzalanması için yardımcı olmaya devam edeceğini belirtmiştir.[5]

Belirtmek gerekir ki; Valdai toplantısında Azerbaycan’ın beş bölgesinin/reyonunu Bakü’ye verilmesi karşılığında Karabağ’ın Ermenistan’ın kontrolü altında kalmaya devam edeceğine ilişkin Putin’in yaptığı açıklamalar, geçmişe dayanan barış planlarından biriydi. Lakin Rusya’nın Karabağ Sorunu’nun çözümüne ilişkin girişimleri olumlu sonuç vermemiş; bilakis Azerbaycan’ın bu görüşmelere dair umudunu yitirmesine yol açmıştır.

Paşinyan öncesi dönemlerde Ermenistan hükümetleri ne Karabağ’ı ne de Karabağ dışında yer alan işgal edilmiş beş bölgeyi Azerbaycan’a geri vermeye yanaşmamıştır. Bu yüzden de Erivan için şu iki seçenek en makul olarak görülmekteydi: Birincisi, Karabağ ve işgal altındaki diğer bölgelerin Ermenistan’a bırakılması; ikinci ise çatışmaların dondurulmasıydı.

2020 yılında Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını geri alması ise Putin’in dile getirdiği gibi eski “barış projeleri” geçersiz kılmış ve hem Ermenistan’ın hem de Rusya’nın konuyla ilgili politikalarını değiştirmelerine neden olmuştur.

Putin, Ermenistan’ın Karabağ konusunda önerilen fırsatı kaçırdığını dile getirmektedir. Başka bir ifadeyle, Putin, Ermenistan-Azerbaycan arasındaki sorunlu ilişkilerinin asıl sorumlusunun Erivan olduğunu vurgulamaktadır. Bunun yanı sıra Azerbaycan ve Ermenistan, kendi aralarında yaptıkları görüşmelere ek olarak ABD ve Fransa aracılığıyla yapılan görüşmelerde de barış anlaşmasının sağlanması konusunda önemli bir ilerleme kat etmişlerdir.

Rusya, Kafkasya’daki gelişmelerden uzak kalması durumunda süreci yönetemeyeceğini düşünmekte ve bölgedeki rolünü, ABD veya Avrupa’ya kaptıracağından kaygı duymaktadır. Ermenistan ise bir yandan barış görüşmelerinden memnun kalırken; diğer taraftan kendisi için daha fazla kârlı çıkmasını sağlayacak bir öneri duymayı istemektedir.

Rusya-Ermenistan ilişkilerindeki problemler devam ettiği sürece, Moskova’nın Ermenistan’a kayda değer bir öneri sunması beklenemez. Azerbaycan’ın çıkarlarına ters düşen tekliflerin gündeme gelmesi ise Azerbaycan-Ermenistan sınırındaki gerginliğin yeniden tırmanmasına yol açabilir. Burada Paşinyan’ın amacı, Azerbaycan’la yeni bir savaşa girmeden sınırların belirlenmesi ve barış anlaşmasının sağlanmasıdır.

Kısaca özetlemek gerekirse Rusya, Ermenistan-Azerbaycan görüşmelerinde ve ilişkilerinin normalleşmesi sürecinde etkin bir aktör olmak istemektedir. Karabağ’daki Rus Barış Gücü’nün varlığı da hesaba katıldığında Moskova’nın bölgedeki etkisini korumaya çalıştığı söylenebilir. Bunun için Moskova, Azerbaycan’la ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini düşünmektedir. Bu da Rus dış politikasında yeni bir ilişki biçimine geçişin habercisidir. Burada 2025 yılı kritiktir. Aksi takdirde Karabağ’daki Rus Barış Gücü’nün görev süresinin dolmasının ardından Bakü’nün Rus Barış Güçleri’nin çekilmesini istemesi mümkündür. Kuşkusuz önce Ermenistan-Azerbaycan sınır sorunlarının çözülmesi ve barış anlaşmasının imzalanması; ardından da Karabağ’daki Rus Barış Gücü’nün çekilmesi, Moskova’nın bölgeyi üçüncü aktörlere kaptırması anlamına gelecektir.

Tüm bu nedenlerden ötürü Kremlin, Azerbaycan topraklarına dair görüşmeleri yeniden gündeme getirerek kendisinin bölgede arabulucu ve hâkim olarak kalabileceği yeni bir süreç başlatmayı amaçlamaktadır. Ancak Rusya’nın işgal altındaki bazı bölgelerin Azerbaycan’a verilmesi karşılığında, Karabağ’ın kontrolünün Bakü’den alınması gibi eskiden denenmiş yöntemlere başvurması, Bakü’yü rahatsız edecektir.


[1] “Путин предлагал Армении передать Азербайджану пять подконтрольных районов”, Kommersant, https://www.kommersant.ru/doc/5634851, (Erişim Tarihi: 28.10.2022).

[2] Aynı yer.

[3] “В Совбезе Армении сообщили о договоренностях заключить мир с Азербайджаном до конца года”, Kommersant, https://www.kommersant.ru/doc/5608463, (Erişim Tarihi: 28.10.2022).

[4] “Армения согласна работать с Азербайджаном по предложенным Россией принципам”, Kommersant, https://www.kommersant.ru/doc/5635103, (Erişim Tarihi: 28.10.2022).

[5] “РФ намерена содействовать подписанию Баку и Ереваном мирного договора”, İzvestiya, https://iz.ru/1417296/2022-10-28/rf-namerena-sodeistvovat-podpisaniiu-baku-i-erevanom-mirnogo-dogovora, (Erişim Tarihi: 28.10.2022).

Dr. Sabir ASKEROĞLU
Dr. Sabir ASKEROĞLU
Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamlayan Dr. Sabir Askeroğlu, yüksek lisans derecesini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda almıştır. Doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda tamamlayan Dr. Askeroğlu, çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yapmıştır. Başlıca ilgi alanları, Avrasya çalışmaları ve Rus dış politikası olan Dr. Askeroğlu, iyi derecede Rusça ve İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler