Rusya’nın Suriye’deki Kürt Politikası

Paylaş

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna operasyonu gündeme taşıması ve ABD Başkanı Donald Trump’ın bölgeden çekileceklerini açıklaması sonrası Ankara-Washington ilişkilerinde yaşanan gelgitler taraflar arasındaki güvensizliği bir kez daha gözler önüne sermişti. Bu bağlamda ABD’nin Suriye’den çekileceği varsayımını kabul edersek, önümüzdeki dönemde Fırat’ın doğusundaki sorunların çözümü kapsamında Rusya’nın ön plana çıkacağı aşikardır. Dolayısıyla Rusya’nın Suriye’deki Kürtlere yönelik nasıl bir politika izleyeceği merak edilen konuların başında gelmektedir.

İlk olarak Rusya’nın Suriye’deki Kürtlerle yakın işbirliği içinde olduğu unutulmamalıdır. Bilindiği üzere Rusya Kürtleri bütün gücüyle desteklemektedir. Suriye’deki Kürtlerin DEAŞ ile savaşı Rus medyasında “tam bir kahramanlık destanı” olarak yer almaktadır. Rusya YPG bir yana PKK’yı bile terör örgütü olarak görmemektedir.[1] Ancak, ABD’nin YPG/PYD gruplarıyla yakın işbirliği taktiksel olarak Rusya’nın Türkiye tezlerine yakınlaşmasını gerektirmekteydi. Ayrıca, YPG/PYD’nin bağımsız bir devlet ya da Suriye içinde özerklik söylemi Rusya’nın bölgede bulunma gerekçesi olan Suriye’nin toprak bütünlüğü politikasıyla çelişmekteydi. Dolayısıyla, Moskova 2017 yılından itibaren Astana Süreci çerçevesinde YPG/PYD ile işbirliğinden Türkiye ile işbirliğini daha yararlı bulmuştur. Diğer bir ifadeyle Suriye Krizi’nin sonuna yaklaştıkça Rusya’nın da tutumunda değişiklik yaşanabilir.

Nitekim, Trump’ın Suriye’den çekileceklerini duyurduğu ilk andan itibaren Rus yetkililerinden gelen açıklamalar ABD’den boşalan bölgenin Şam’a bırakılması yönündeydi. Bu tutum 11 Ocak 2019 tarihinde düzenlenen Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova’nın basın toplantısında bir kez daha teyit edilmiştir:[2]

“Bildiğiniz üzere, 2018 Aralık sonunda ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan kuvvetlerinin Suriye’den çekildiğini açıkladı. Washington tarafından açıklanan niyetlerin uygulanmasının doğru yönde bir adım olacağına inanıyoruz. Suriye’deki yasadışı, Amerikalı ve diğer yabancı askeri birliklerin sonunda ülkeyi terk etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Amerikalılar ayrıldıktan sonra boşaltılacak bölgelerin Suriye Hükümeti’nin kontrolü altına gireceğine inanıyoruz. Bu bakımdan, Kürtlerle Şam arasında bir diyalogun kurulması çok önemlidir. Sonuçta Kürtler, Suriye toplumunun ayrılmaz bir parçasıdır. Kürtlerin yaşadığı bölgelerin resmi hükümetin kontrolüne geri dönüşü, Suriye’nin komşularının güvenlik risklerini de etkisiz hale getirmelidir.”

Bu açıklamada üç konu önemlidir. Birincisi Rusya, Fırat’ın doğusunun Şam rejimine bırakılmasını desteklemektedir. Hukuki olarak bu tutum Rusya’nın Esad ile kurduğu müttefiklik ilişkisinin gereğini yansıtmaktadır. Ne var ki Moskova, Şam rejiminin henüz bu bölgenin kontrolünü sağlayabilecek kapasitede olmadığının farkındadır. Ayrıca, bu bölgenin Esad’ın kontrolüne geçmesi onun Ankara ile de çatışma riskini doğurmaktadır. Bu çatışma ise Rusya’nın çıkarlarına değildir. Dolayısıyla Rus yetkililerinin “bölge Şam rejimine bırakılsın” şeklindeki açıklaması aslında “bölge Rusya’ya bırakılsın” anlamına gelmektedir. Bu çerçevede önümüzdeki günlerde yapılacak Erdoğan-Putin görüşmesi önemlidir.

İkinci önemli husus ise Rusya, YPG/PYD ile Şam rejiminin diyaloğunu desteklemektedir. Bu tutumu Rusya Dışişleri Bakanı da teyit etmiştir.[3] Bu açıklama aslında Esad ile YPG/PYD diyaloğuna değil, Rusya-YPG/PYD diyaloğuna işaret etmektedir. Nitekim bu konuda da son sözü söyleyecek olan Rusya’dır. Moskova her ne kadar ön plana çıkmak istemiyorsa da Rusya’nın Fırat’ın doğusunda inisiyatif almak istediği aşikardır. YPG/PYD açısından bakıldığında ABD’nin bölgeden çekilmesi durumunda Rusya en sağlam ortak olarak değerlendirilmektedir. Diğer bir ifadeyle, YPG/PYD’nin yeni hamisi Rusya olabilir. Ancak Moskova yönetimi, ABD-Türkiye arasında YPG/PYD üzerinden yaşanan gerginliği bildiği için ABD’nin hatasını tekrarlamak istememektedir. Dolayısıyla burada YPG/PYD’nin yeni hamisi olarak değil, bölge istikrarını sağlayan aktör olarak görünmek istemektedir. Bu bağlamda Zaharova’nın açıklamasındaki üçüncü husus önemlidir.

Kürtler, Suriye toplumunun ayrılmaz bir parçasıdır. Kürtlerin yaşadığı bölgelerin resmi hükümetin kontrolüne geri dönüşü, Suriye’nin komşularının güvenlik risklerini de etkisiz hale getirmelidir.” açıklaması Türkiye’ye verilen bir mesajdır. Bu açıklamanın satır aralarını okuyacak olursak, Rusya “ben YPG/PYD’nin silah bırakmasını ve Suriye toplumuna entegre olmasını istiyorum, YPG/PYD’nin komşularına yani Türkiye’ye tehdit oluşturmasına müsaade etmeyeceğim” diyor. Bu bağlamda Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un tampon bölgesi ile ilgili “Kuşkusuz Türkiye dahil olmak üzere bölge ülkelerinin tümünün güvenlik çıkarları, varacağımız anlaşmaların birer parçası olacak.”[4] açıklaması manidardır.

Sonuç olarak ABD’nin Suriye’den çekilme kararı sonrası Fırat’ın doğusunda Rusya’nın tutumu belirleyici olacaktır. Moskova Ankara’nın hassasiyetlerinin farkındadır. Aynı şekilde Rusya, Esad rejimi ve YPG/PYD arasında da denge kurmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda Moskova’nın Ankara’ya sunacağı öneri şu olabilir: “Biz YPG/PYD’nin Suriye Kürtlerini temsil etmediğinin farkındayız. Dolayısıyla burada teröristlerle Kürtlerin ayrılması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle YPG/PYD’nin silahsızlanması söz konusudur. Burada aynı sizin İdlib’de sorumluluk alarak elinizi taşın altına koyduğunuz gibi, biz de Fırat’ın doğusunda sorumluluk alıyoruz. Türkiye’nin oluşturacağı ve kontrolünde tutacağı 20 millik tampon bölgesinin güneyinde kontrol bizim elimizde olmalıdır.” Bu çerçevede 23 Ocak 2019 tarihinde gerçekleşmesi beklenen Erdoğan-Putin görüşmesi bir kez daha Suriye Krizi’ndeki düğümü çözmüş olacaktır.


[1] Станислав Иванов (Stanislav İvanov), “Россия и курды (Rusya ve Kürtler)”, Berbang-Nur, http://www.berbang-nur.kz/news.php?view=92, (Erişim Tarihi: 12.07.2017).

[2] “Брифинг официального представителя МИД России М.В.Захаровой, Москва, 11 января 2019 года (Rusya Dışişleri Bakanlığı Resmi Temsilcisi Mikhail V. Zakharova’nın Basın Toplantısı, Moskova, 11 Ocak 2019)”, Rusya Dışişleri Bakanlığı, 11 Ocak 2019, http://www.mid.ru/ru/press_service/spokesman/briefings/-/asset_publisher/D2wHaWMCU6Od/content/id/3470895, (Erişim Tarihi: 19.01.2019).

[3] “Lavrov: Kürtler ile Suriye Hükümeti Arasında Şu Anda Yürütülen Temasları Destekliyoruz”, Sputnik, 16 Ocak 2019, https://tr.sputniknews.com/rusya/201901161037124426-lavrov-kurtlerle-suriye-hukumeti-arasinda-yurutulen-temaslari-destekliyoruz/, (Erişim Tarihi: 19.01.2019).

[4] “Rus Dışişleri’nden Suriye’de Tampon Bölge Açıklaması: Türkiye Dahil Tüm Tarafların Çıkarları Gözetilmeli”, Sputnik, 16 Ocak 2019, https://tr.sputniknews.com/rusya/201901161037123187-lavrov-putin-erdogan-zirve-ana-gundem-madde/, (Erişim Tarihi: 19.01.2019).

Benzer İçerikler