Tacik-Kırgız “Barışının” İki Ülkeye ve Bölgeye Katkıları

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

14 Kasım 2022 tarihinde Duşanbe’de Tacikistan ve Kırgızistan hükümet delegasyonlarının Tacik-Kırgız devlet sınırının sınırlandırılması ve çizilmesine ilişkin toplantısı yapılmıştır. Toplantıya Tacikistan Ulusal Güvenlik Devlet Komitesi Başkanı Saimumin Yatimov ve Kırgızistan Ulusal Güvenlik Devlet Komitesi Başkanı Kamçibek Taşiev başkanlık etmiştir. Görüşmenin ardından taraflar arasında konuya ilişkin bir protokol imzalanmıştır. Görüşmelerin ve imzalanan protokolün detayları açıklanmazken, toplantının dostane bir atmosferde ve karşılıklı anlayış ruhu içinde gerçekleştirildiği ve tarafların bir sonraki görüşmenin Kırgızistan’da yapılması konusunda anlaşmaya vardığı belirtilmektedir.[1]

Tacik-Kırgız sınır sorunu, her iki ülke için de en sancılı konuların başında gelmektedir. Ancak geçmişte yaşanan sınır çatışmalarından ders çıkaran taraflar, söz konusu sorunu kendi aralarında çözmenin en iyi seçenek olduğunun da farkında. Her iki devletin de sınırlarla ilgili hassasiyetleri ve alacakları kararlar konusunda çekinceleri bulunmaktadır. Diğer taraftan sorunun çözümsüz kalmaya devam etmesinin her iki ülke için de büyük zararının olduğu bilinmektedir.

Öncelikle sorunun çözümsüz kalması, ilişkilerin iyileşmesine engel olmakta. Çatışma riskinin varlığı sebebiyle olası gerginliklerin önce çatışmalara daha sonra da kapsamlı savaşa evirilme riski bulunmaktadır. Bu bağlamda Bişkek ile Duşanbe, olası riskleri azaltmak ve sorunu çözüme kavuşturmak için görüşmelerin süreklilik arz etmesinden yana.

Tarafların kendi aralarındaki sorunları çöz(e)memeleri, üçüncü aktörlerin bu sürece müdahil olmalarının önünü açacaktır. İki komşu ülke, aralarındaki meseleleri kendileri çözme iradesini gösterememeleri halinde dost görünen; fakat kendi çıkarlarını güden üçüncü devletlerin sürece dahil olması ve böylece gelişmelerin daha da belirsiz bir hâl alması mümkündür. Bunun çok sayıda örneği bulunmakta.

Bu bağlamda Tacik-Kırgız sınır sorununu, her iki ülkenin de çıkarına olabilecek şekilde çözüme kavuşturacak olan yine Bişkek ile Duşanbe olacak. Örneğin, son aylarda Kırgızistan ile Özbekistan arasında 30 yıldan beri devam eden sınır sorunları, üstelik en zor bölgelerde aşama aşama çözülmekte ve bu süreç, her iki ülkenin de çıkarlarına uygun bir biçimde işlemektedir. Daha önceki yıllarda da Özbekistan ve Tacikistan, kendi aralarındaki sınır sorunları ve su meselelerini çözebilmişlerdir. Bunun sonucunda Tacikistan, kendisini bölgede daha güvende hissetmeye başlamıştır.

Kırgızistan ile Tacikistan arasında yapılan görüşmeler sonucunda sınır sorunlarının çözüme kavuşturulması durumunda, Bişkek ve Duşanbe pek çok konuda kazanım elde edecektir. Bu çıkarlar, sadece ikili ilişkilerde değil; aynı zamanda bölgesel güvenlik ve iktisadi işbirliği gibi konularda da etkisini gösterecektir.

Kırgızistan-Tacikistan sınır ihtilaflarının çözülmesi halinde öncelikle, her iki ülke de kendisini daha güvende hissedecek. Çatışmalar yaşanmayacağı için kayıplar da verilmeyecektir.  2022 yılının Eylül ayında meydana gelen ve belki de 30 yılın en şiddetli çatışmasında her iki taraf da en az 50-60 kayıp vermiştir. Oysa ihtilafların çözülmesi vesilesiyle Kırgızistan, askerlerini Tacik sınırına; Tacikistan da Kırgız sınırına yığarak karşılıklı tehditleri arttırmış olmayacak.  

İkincisi, bu her iki ülkenin de iç güvenliğini etkileyecektir. Çatışmaların her zaman iç siyasi sonuçları olmakta. İktidar ise bundan sorumlu tutulmakta. İnsani kayıpların olmaması sayesinde hem Kırgız hem de Tacik iktidarların toplumun tepkisi nedeniyle algıladıkları endişe de ortadan kalkmış olacak.

Üçüncüsü, siyasi iradeye sahip bir ülke olarak her iki komşu da bölgede ve uluslararası toplum nezdinde saygı elde edecektir. Sınır çatışmalarının yaşandığı durumlarda her zaman suçlanan karşı taraf olduğu için, daha çok suçlanan tarafın uluslararası ortamlarda saygınlığı azalmakta ve bu aktör, suçlu durumuna düşmektedir. Sınır sorununun ortadan kalkması, uluslararası baskıların da sona ermesine neden olacaktır.

Dördüncüsü, bölgesel güvenliğe katkıda bulunacaktır. Olası çatışma riskleri, savaşa ihtimalini artırmaktadır. Komşular arasında bir savaşın yaşanması, bundan çıkar elde etmek isteyen üçüncü (ve özellikle de bölge dışındaki) aktörlerin buna müdahil olma ihtimalini artırabilir. Sınır çatışmalarını, bölgesel bir istikrarsızlığına dönüştürmek isteyenler çıkabilir. Taraflar arasında yapılacak bir barış, böyle bir ihtimalin önüne geçecektir.

Beşincisi, Afganistan’dan kaynaklanan sorunlara daha fazla odaklanılmasına katkı sağlayacaktır. Tacikistan, Kırgızistan’la gergin ilişkilere sahip olması sebebiyle askerlerinin bir bölümünü güneyden kuzey sınırlarına aktarmak ve orada tutmak durumunda kalmaktadır. Bu yüzden de iki cepheli bir askeri yoğunlaşma yaşamaktadır. Oysa Afganistan Sorunu, sadece Tacikistan’ın meselesi değil; aynı zamanda bölgesel bir sorundur. Bunun için Kırgızistan, Tacikistan tehdidinden endişe duymak yerine, Tacikistan’la beraber diğer güvenlik tehditlerine karşı işbirliği yapabilir. Bu işbirliği vesilesiyle her iki ülke de kendisini hem daha güvende hem de daha güçlü hissedecektir.

Altıncısı, aralarındaki güvenlik risklerini ve siyasi sorunlarını ortadan kaldıran komşular, ekonomik ve ticari olarak daha fazla çıkar elde edebilecektir. Sınır güvenliği sağlandığında, ülkeler arasında sınır ticareti daha fazla gelişmektedir. Dolayısıyla sınır bölgelerinde yaşayan vatandaşların iktisadi refahlarının artmasına katkı sağlayacaktır. Sınır bölgeleri arasında olduğu gibi ülkeler arasında da yerel ve uluslararası projelerin geliştirilmesinin önü açılacaktır.

Yedincisi ve belki de en önemlisi, toplumlar arasında sınır çatışmalarından meydana gelen ve artmakta olan düşmanlıklar önce azalacak ve daha sonra da tamamen ortadan kalkacaktır. Bin yıllardır yan yana yaşamış iki toplum arasında son otuz yılda artan önyargılar ortadan kalkacak ve böylece dostluk ve kardeşlik yeniden güçlenecektir.

Sonuç olarak Kırgızistan-Tacikistan sınır ihtilaflarının Bişkek ve Duşanbe’nin siyasi iradeleriyle çözülmesinin her iki ülke ve toplum için de iktisadi, siyasi, güvenlik ve toplumsal düzeylerde büyük katkısının olacağı kesindir. Bunun için de tarafların müzakerelerin temel mantığına ve doğasına uygun bir şekilde hareket etmeleri ve her iki tarafın da bu hususta karşılıklı taviz vermeleri gerekmektedir. Bu tavizler, bir kayıp değildir; bilakis her iki ülke açısından da çok büyük kazanımların önünü açacaktır.


[1] “В Душанбе прошло заседание по делимитации и демаркации таджикско-киргизской границы”, Avesta, http://avesta.tj/2022/11/15/v-dushanbe-proshlo-zasedanie-po-delimitatsii-i-demarkatsii-tadzhiksko-kirgizskoj-granitsy/, (Erişim Tarihi: 16.11.2022).

Dr. Sabir ASKEROĞLU
Dr. Sabir ASKEROĞLU
Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamlayan Dr. Sabir Askeroğlu, yüksek lisans derecesini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda almıştır. Doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda tamamlayan Dr. Askeroğlu, çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yapmıştır. Başlıca ilgi alanları, Avrasya çalışmaları ve Rus dış politikası olan Dr. Askeroğlu, iyi derecede Rusça ve İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler