Analiz

Çin’in Asya-Pasifik Güvenlik Denklemindeki Rolü ve Önemi

Çin, bölgede oynadığı yapıcı rolün getirdiği avantajlar nedeniyle Kuzey Kore üzerindeki bu nüfuzunu pozitif anlamda kullanabilmeyi başarmıştır.
Çin’in Kuzey Kore’yle gerçekleştirdiği görüşmeler, Pyongyang’ın bölgedeki niyetlerini anlaması açısından önemlidir.
Çin, Kuzey Kore’nin faaliyetlerinin bölgede yıkıcı bir çatışmaya yol açmaması veya bölgeye daha fazla Amerikan kuvveti çekmemesi için çabalamaktadır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Asya-Pasifik bölgesindeki stratejik dengelerde kritik bir rol oynayan Çin, Kuzey Kore’nin nükleer silah faaliyetlerini geliştirmesi karşısında karmaşık bir güvenlik ikilemiyle karşı karşıya kalmaktadır. Kuzey Kore ve Rusya arasında süregelen nükleer silah ticareti anlaşması, bu silahların Rusya tarafından Ukrayna Savaşı’nda kullanılması ve Kuzey Kore’nin son dönemlerde arttırdığı nükleer faaliyetleri ve provokasyonları, Çin’in Asya-Pasifik’teki bölgesel güvenlik çıkarlarını doğrudan etkilemektedir. Asya-Pasifik’te bölgesel kutuplaşmaların ve Çin’i sınırlama girişimlerinin arttığı bir dönemde, Çin’in Kuzey Kore ve Rusya’yla ilişkilerini yönetme şekli merak edilen konuların başında gelmektedir.

Çin’in “nükleer silah kullanma tehdidinde” bulunan Kuzey Kore’yle komşu olması, Amerika Birleşik Devletleri’yle (ABD) rekabetinde önemli zorluklar teşkil etmektedir. Bölgesel istikrarı önceliklendiren Çin, komşusu Kuzey Kore’nin kasıtlı olarak istikrarsızlık peşinde koşması nedeniyle güvenlik endişeleri yaşamaktadır. Bu durum Çin’deki uzmanlar tarafından da Kuzey Kore’nin hem “stratejik bir değer” hem de “stratejik bir sorumluluk” olarak tanımlanmasına yol açmıştır.[1]

Kuzey Kore’nin sahip olduğu kıtalararası balistik füzeler ve denizaltından fırlatılan balistik füzeler, Asya-Pasifik bölgesinde güvenlik istikrarını bozan temel sebeplerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.[2] Zira Kuzey Kore’nin nükleer faaliyetlerine karşı koyabilmek amacıyla ABD, Çin’in komşusu olan Güney Kore ile istişarelerde bulunarak Kore Yarımadası çevresinde askeri varlığını önemli ölçüde artırmıştır. Buna bağlı olarak Çin, ABD ve müttefiklerinin Kuzey Kore’nin bölgedeki nükleer silah faaliyetleri ve provokasyonlarını gerekçe göstererek Doğu Asya’da Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) benzeri bir oluşum yaratmalarından endişe duymaktadır.

Yaşanan gelişmeler, Çin’in ABD, Japonya ve Güney Kore arasında potansiyel bir resmi üçlü ittifak ilişkisi kurulmasından endişe duymasına sebep olmaktadır. Bu endişe, Çin, Japonya, ve Güney Kore arasında yıllık olarak gerçekleştirilen üçlü zirvenin önemini de vurgulamaktadır. 26-27 Mayıs 2024 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan üçlü zirvenin, Çin’in Kuzey Kore’yle diplomatik temaslarını hızlandırdığı bir süreçte gerçekleşecek olması da pozitif bir gelişmedir. Bu, Çin’in Japonya ve Güney Kore’ye bölgedeki istikrarı ve işbirliğini teşvik etme niyetini gösterdiği önemli bir sinyalidir.

Çin’in Kuzey Kore’yle gerçekleştirdiği görüşmeler, Pyongyang’ın bölgedeki niyetlerini anlaması açısından önemlidir. Zira Pekin yönetimi, Kuzey Kore, Güney Kore ve Japonya denkleminde karşılıklı çıkarları gözeterek yapıcı bir rol üstlenmeye çalışmaktadır. Aynı zamanda Çin, Kuzey Kore’nin faaliyetlerinin bölgede yıkıcı bir çatışmaya yol açmaması veya bölgeye daha fazla Amerikan kuvveti çekmemesi için çabalamaktadır.

Kuzey Kore’yle nükleer alanda işbirliğini sürdüren Rusya için durum çok daha farklıdır. Çin’in birincil güvenlik çıkarları Asya-Pasifik bölgesinde yoğunlaşırken, Rusya’nın çıkarları Avrupa-Atlantik’te yer almaktadır.[3] Diğer bir ifadeyle Rusya’nın önceliği daha ziyade Avrupa’da yaşanan olaylardır. Kuzey Kore’nin nükleer silah faaliyetleri, ABD ve Doğu Asyalı müttefiklerinin dikkatlerini Asya-Pasifik’e çekerek, Rusya’nın Avrupa-Atlantik’teki güvenlik alanını daha rahat bir şekilde yönetmesine olanak tanırken, Asya-Pasifik’te Çin’in güvenlik ikilemini derinleştirmektedir.

Putin’in Batı cephesinde ülkesini NATO’ya karşı savunma stratejisi göz önüne alındığında, herhangi bir Kore Krizi’nde Rus birliklerini bölgeye göndermesi de düşük bir ihtimaldir. Nitekim Rusya ve Kuzey Kore arasında 2000 yılında imzalanan Dostluk, İyi Komşuluk ve İşbirliği Antlaşması, karşılıklı askeri yardımı içeren herhangi bir bağlayıcı madde içermemektedir.[4] Bu nedenle iki ülke arasındaki en olası karşılıklı destek biçimi silah ticareti olarak öne çıkmaktadır.

Çin’in mevcut stratejik ortamda Kuzey Kore’yle diplomatik ilişkileri, Rusya-Kuzey Kore ilişkilerine kıyasla daha yavaş ilerletmektedir. Kuzey Kore, Ukrayna’ya karşı yürütülen savaşta Rusya’ya askeri mühimmat ve silah sağlarken, mevcut durumda Çin’e sunabileceği çok az şey bulunmaktadır. Bu bağlamda Çin, Kuzey Kore’yle ilişkilerini sürdürürken bu ilişki dinamiklerini de göz önünde bulundurmaktadır.

Batılı devletlerle sürdürülen ilişkiler de Çin için hayati önem taşımaktadır. ABD’nin yüksek tarifeli gümrük vergileri uyguladığı dönemlerde Batı ülkeleri, Çin’in ürünlerini ihraç edebileceği alternatif bir pazar olarak öne çıkmıştır. Bu açıdan bakıldığında Çin’in Batılı devletlerle yürüttüğü ekonomik ilişkilerin kritik bir rolü bulunmaktadır. Çin, önümüzdeki yıllarda da ekonomik ve teknolojik alanlardaki işbirliklerini sürdürebilmek adına Batılı devletlerle güvene dayalı bir ilişki kurmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda Çin, ne Avrasya’da nüfuzunu genişletme çabaları olan Rusya’nın en büyük askeri müttefiki olarak görünmek ne de Kuzey Kore-Rusya güvenlik ittifakının bir parçası olmak istemektedir. Örneğin Çin, Kuzey Kore’nin Rusya’ya gerçekleştirdiği silah transferini de iki egemen devlet arasındaki bir mesele olarak nitelendirerek olayların dışında kalmaya çalışmıştır.

Çin, NATO’nun Tayvan Boğazı, Kore Yarımadası ve Güney Çin Denizi gibi Asya-Pasifik bölgesindeki stratejik alanlarda faaliyet göstermesine karşıdır. Diğer yandan Rusya ve Kuzey Kore arasındaki silah ticareti ve bu silahların Rusya tarafından Ukrayna savaşında kullanılması, ABD ve müttefiklerinin Avrupa ve Asya-Pasifik’in güvenliği birbirleriyle ilişkilendirmesine neden olmaktadır. Bu durum, ABD ve müttefiklerinin “NATO-Asya Pasifik (AP) 4” çerçevesi kapsamında Güney Kore, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda’yla işbirliği kurmasına zemin hazırlamıştır.[5] Bu bağlamda Rusya ve Kuzey Kore arasındaki işbirliğinin sonucu olarak Avrupa ve Asya-Pasifik arasındaki etkileşimin artması, Çin’in uzun vadedeki stratejik çıkarlarını tehlikeye atabilir.

Sonuç olarak Asya-Pasifik’teki stratejik dengeleri sağlamak için çaba sarf eden Çin, Kuzey Kore’nin nükleer silah geliştirmesi karşısında karmaşık bir güvenlik ikilemiyle karşı karşıyadır. Kuzey Kore’nin Çin’in komşusu olması, ABD ve müttefiklerinin bölgede Çin’i sınırlamayı amaçlayan askeri faaliyetlerini arttırarak bölgesel gerilimleri tırmandırmaktadır.

Bu bağlamda Japonya ve Güney Kore gibi Doğu Asyalı komşularıyla istikrarlı ilişkiler sürdürmeyi amaçlayan Çin, Kuzey Kore’yle diplomatik ilişkilerini kullanarak bölgesel gerilimi azaltmayı ve Pyongyang’ı barışçıl bir zemin çekmeyi amaçlamaktadır. Diğer yandan Çin, Rusya’ya olan savunma sanayi ticaretindeki kontrolleri sıklaştırarak bu ürünlerin Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşta kullanılmayacağından emin olmaktadır. Bu bağlamda Çin, Rusya’ya Ukrayna’daki savaşta kullanılabilecek herhangi bir savunma sanayi ürünü satmaktan kaçınmaktadır. Bu sayede Çin, Avrupa ülkeleriyle sürdürdüğü ticareti korumaya ve bu ülkelerle ilişkilerini geliştirmeye çalışmaktadır.

Rusya’nın Kuzey Kore’yle gelişen diplomatik ilişkilerine rağmen Çin, Kuzey Kore üzerinde baskı kurarak onu dizginleme konusunda önemli bir etki yaratmaktadır. Kısacası Çin, bölgede oynadığı yapıcı rolün getirdiği avantajlar nedeniyle Kuzey Kore üzerindeki bu nüfuzunu pozitif anlamda kullanabilmeyi başarmıştır.   


[1] “China and Russia Disagree on North Korea’s Nuclear Weapons”, The Diplomat, https://thediplomat.com/2024/05/china-and-russia-disagree-on-north-koreas-nuclear-weapons/, (Erişim Tarihi: 16.05.2024).

[2] Aynı yer.

[3] Aynı yer.

[4] “China Reaches out to Russia, North Korea as US Cements Trilateral Partnership With Japan, Philippines”, The Diplomat, https://thediplomat.com/2024/04/china-reaches-out-to-russia-north-korea-as-us-cements-trilateral-partnership-with-japan-philippines/, (Erişim Tarihi: 17.05.2024).

[5] “China’s Ambivalence on the North Korea-Russia Security Alignment”, The Diplomat, https://thediplomat.com/2023/11/chinas-ambivalence-on-the-north-korea-russia-security-alignment/, (Erişim Tarihi: 16.05.2024).

Ezgi KÖKLEN
Ezgi KÖKLEN
Ezgi Köklen, 2023 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Role of the Belt and Road Initiative in China’s Middle East Policy” bitirme projesiyle yüksek şeref öğrencisi olarak mezun olmuştur. Mezun olmadan önce bir dönem Güney Kore’de Myongji Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Diplomasi Bölümü’nde değişim öğrencisi olarak eğitim almıştır. Mezun olduktan sonra yüksek lisans eğitimini almak için Çin’e gitmiştir. Şu anda Tsinghua Üniversitesi’nde Çin Siyaseti, Dış Politikası ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisans eğitimine devam eden Ezgi’nin ilgi alanlarını Doğu Asya güvenliği, Çin dış politikası ve Kuşak ve Yol Projesi kapsamında bölgesel işbirlikleri oluşturmaktadır. Ezgi, ileri derece İngilizce, orta seviye Korece ve başlangıç seviyesinde Çince bilmektedir.

Benzer İçerikler