Türkmenistan’ın Türk Devletleri Teşkilatı’na Tam Üyeliği

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), 12 Kasım 2021 tarihinde İstanbul’da “Dijital Çağda Yeşil Teknolojiler ve Akıllı Şehirler” temalı sekizinci zirvesini gerçekleştirmiştir. Zirve hem Türk devletlerinin bağımsızlıklarının 30. yılına denk gelmesi hem de Türkmenistan’ın gözlemci üye olarak katılması nedeniyle büyük önem arz etmiştir. Zira Türkmenistan, bağımsızlığının 30. yılındayken; Daimî Tarafsızlık Statüsü’nün de 25. yılındaydı. Bu durum, söz konusu zirveyi özelde Aşkabat ve genelde ise Türk Dünyası için değerli kılmıştır. 2022 yılının Kasım ayında Özbekistan’ın Semerkant şehrinde yapılması planlanan dokuzuncu zirvede ise Türkmenistan’ın TDT’ye tam üye olacağı öne sürülmektedir.

Türkmenistan’ın gözlemci üyeliği sırasında tartışılan konulardan biri, tarafsızlık meselesi olmuştur. Lakin TDT’nin sosyal, siyasal ve ekonomik konularda işbirliğini güçlendiren bir teşkilat olması, Türkmenistan’ın Daimî Tarafsızlık Statüsü’ne zarar vermemiştir. Zira TDT, askeri bir yapı değildir. Bilakis teşkilat, 3 Ekim 2009 tarihli Nahçıvan Anlaşması’nın 2. maddesi çerçevesinde taraflar arasındaki dostane münasebetleri geliştirmeyi amaçlamaktadır.

Ayrıca TDT, siyasi, ticari ve ekonomik işbirliğinin teşvik edilmesi gibi konulara da odaklanmaktadır. Güvenlik boyutunda ise teşkilat, yalnızca Türk Dünyası açısından değil; Asya, Avrasya ve dünya sistemi için de tehdit olan terörizm, ayrılıkçılık, insan kaçakçılığı ve uyuşturucuyla mücadele meselelerini önemseyerek uluslararası güvenliğe katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.[1]

Anlaşılacağı üzere Aşkabat’ın TDT üyeliği, Türkmenistan’ın Daimî Tarafsızlık Statüsü’ne zarar vermek yerine; TDT’nin tarafsızlığını ve ortak çıkarlar çerçevesinde rasyonel karar alma sürecini güçlendirecek bir gelişme olarak yorumlanabilir. Zira Türkmenistan, dünyayla kurduğu sağlıklı ilişkiler sayesinde Avrasya’nın kalbinde bir barış havzası inşa etmeyi amaçlamaktadır. Bu hedef, TDT’nin bölgesel ve küresel misyonuyla da uyumludur. Dolayısıyla Türkmenistan’ın dış politikasındaki yapıcı yaklaşımıyla TDT’ye mühim katkılarda bulunacağı söylenebilir.

Diğer yandan Türk Dünyası ülkelerinin ortak çıkarlara dayalı pragmatik bir dış politika izledikleri de görülmektedir. Bu siyaset anlayışı, denge politikası ya da çok yönlülük gibi farklı isimlerle nitelendirilse de temelde Batı Dünyası, Rusya ve Çin’le sağlıklı ilişkiler geliştirilmesini öngörmektedir. Zira TDT, bu konuda üye devletlerini teşvik etmektedir. Böylelikle Türk devletleri, Doğu ile Batı arasında bir köprü ve mihenk taşı olarak konumlanmaktadır.

Türkmenistan’ın da dengeli dış politikasıyla gerek Rusya ve Çin gerekse de Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa’yla yapıcı ilişkiler yürüttüğü bilinmektedir. Bu noktada Türkmenistan’ın tam üyeliği, TDT’nin veya Türk Dünyası’nın çatışmalardan uzak ve dengeye dayalı pragmatik dış politikasına katkı sunacaktır.

Türkmenistan’ın TDT’ye katılmasının bir diğer önemli boyutu ise Afganistan’dır. Zira çeşitli bölgesel ve küresel güçler, Afganistan’daki istikrarsızlığı arttırmak istemektedir. Buna karşı başta Türkmenistan ve Özbekistan olmak üzere Türk devletleri, Afganistan’da barış ve istikrarın tesis edilmesi için çeşitli inisiyatifler almaktadır. Özellikle de Türkmenistan’ın Afganistan’ı çeşitli bölgesel projelere dahil etmeye çalışması, gönderdiği insani yardımlar ve bu ülkeye sağladığı enerji tedariki oldukça önemlidir. Dolayısıyla Aşkabat’ın TDT’ye tam üyeliği, kolektif bir şekilde barışıl bir misyon benimsenmesini ve bu misyonun daha etkili bir şekilde hayata geçirilmesini kolaylaştıracaktır.

Türkmenistan, Orta Asya’nın önemli yeraltı kaynaklarını barındırmasına ek olarak jeopolitik açıdan kilit öneme sahip ülkelerinden biridir. Türkmenistan’ın Hazar Denizi’ne kıyısının olması ve Azerbaycan’la geliştirdiği ilişkiler, Türk Dünyası’yla önündeki engelleri kaldırılmasında belirleyici rol oynamaktadır. İki ülke de Orta Koridor’un Hazar Denizi’ndeki önemli duraklarıdır. Orta Koridor’un etkili hale gelmesi ise Türkmenistan, Kazakistan ve Azerbaycan arasında kurulan güçlü işbirliği sayesinde mümkün olacaktır. Yani Türkmenistan’ın TDT üyeliğinin bu işbirliklerine hız vereceği aşikardır. Zira Azerbaycan ve Kazakistan’ın TDT üyesi olmaları vesilesiyle aralarındaki dostluk daha da kurumsal bir kimlik kazanacaktır.

Sonuç olarak Türkmenistan, Daimî Tarafsızlık Statüsü ile Türk Dünyası’nın ve Orta Asya’nın aklı konumundadır. Aşkabat’ın TDT’ye tam üye olması hem Türkmenistan ve Türk Dünyası hem de Avrasya jeopolitiği için önemli kazanımlar demektir. Üyeleri istikrarlı ve güçlü ilişkilere sahip olan bir TDT, Batı ile Doğu arasında sağlıklı iletişim, ulaşım ve transfer hattının inşa edilmesine katkıda bulunacaktır. Bu gelişme, bölgesel barış ve istikrarı da güçlendireceği için TDT’nin kuruluş misyonuna ve amaçlarına hizmet edecektir. Üstelik TDT üyeliği, Türkmenistan’ın barışçıl dış politika anlayışıyla da son derece uyumludur.


[1] “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin Kurulmasına Dair Nahçıvan Anlaşması”, Türk Devletleri Teşkilatı, https://www.turkkon.org/assets/pdf/temel_belgeler/Nahcivan_Anlasmasi_Turkce_20140417_193951.pdf, (Erişim Tarihi: 03.10.2022).

Dr. Emrah KAYA
Dr. Emrah KAYA
ANKASAM Dış Politika Uzmanı Dr. Emrah Kaya, Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezundur. Yüksek lisans derecesini 2014 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hazırladığı “Latin Amerika'da Sol Liderlerin Yükselişi ve Uluslararası Politikaya Etkisi: Venezuela-Bolivya Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Kaya, doktora derecesini de 2022 yılında aynı üniversitede hazırladığı "Terörle Mücadelede Müzakere Yöntemi: ETA-FARC-LTTE-PKK" başlıklı teziyle elde etmiştir. İyi derecede İngilizce bilen Kaya'nın başlıca çalışma alanları; Orta Asya, Latin Amerika, terörizm ve barış süreçleridir.

Benzer İçerikler