ABD-Çin Rekabetinde Avustralya’nın Çok Yönlü Dış Politika Arayışları

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Soğuk Savaş sonrası dönemde oluşan tek kutuplu dünya düzeninde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hegemon güç olarak konumlanmıştır. Çin ise 2008 ekonomik krizinin ardından 2010 yılında Japonya’yı geçerek dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olmuş ve bu gelişmenin ardından Batı’ya ve ABD hegemonyasına meydan okuyarak çok kutupluluk arayışına yönelmiştir.

Söz konusu durum, birçok kesim tarafından “2. Soğuk Savaş” şeklinde adlandırılan yeni bir küresel rekabetin başlamasına sebebiyet vermiştir. Bu bağlamda Washington, Pekin’le yürüttüğü çok boyutlu küresel rekabet içerisinde kendi politik tecrübelerinin kazandırdığı avantajdan yararlanmaya çalışmakta ve Sovyetler Birliği’ne karşı başarıyla uyguladığı çevreleme politikasını Pekin’e karşı da kullanmaya çalışmaktadır.

Haliyle bu çevreleme politikası, ABD-Çin rekabetine bölgesel bir perspektif de eklemektedir. Bu noktada Güney Kore, Japonya, Vietnam, Filipinler ve Avustralya gibi devletler, benimsedikleri değerler nedeniyle ABD açısından önem arz eden aktörlerdir.

Bu kapsamda hem ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya ortaklığıyla oluşturulan AUKUS Paktı’nda hem ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya tarafından hayata geçirilen Dörtlü Güvenlik Diyaloğu’nda (QUAD) hem de Avustralya, Yeni Zelanda ve ABD birlikteliğiyle kurulan ANZUS Anlaşması’nda yer alması nedeniyle Kanberra yönetimi, Batı için kritik bir aktör olarak dikkat çekmektedir. Zira Asya-Pasifik Bölgesi’nde kurulan ve Batı temelli olan her üç oluşumda da Avustralya, ABD’yle birlikte yer alan ve bu anlamda değişmeyen tek aktördür.

Mevzubahis durumun Kanberra’yı Washington’un gözünde Pekin’in çevrelenmesi için kritik bir müttefik haline getirdiği söylenebilir. Ayın zamanda bahse konu olan durum, Avustralya’nın tamamen Batı perspektifini kabul etmiş bir devlet olduğunu da göstermektedir. Fakat bu durum, Çin açısından Avustralya’yı bir hedef haline getirmektedir.

Öte yandan Avustralya’da 2022 yılının Mayıs ayındaki seçimlerin ardından Antony Albanese önderliğinde İşçi Partisi Hükümeti’nin kurulması, Kanberra’nın dış politikasında bir değişim yaşanmasına neden olmuştur. Zira yeni hükümetin ardından Avustralya, Çin’le daha sıcak ilişkiler geliştirmeye başlamıştır. Ancak ülke, Batı’nın desteğini de kaybetmek istememektedir. Bu da Kanberra’yı çok yönlü bir dış politika izlemeye itmektedir. Fakat gerek Asya-Pasifik Bölgesi’nin gerilen güvenlik denklemi nedeniyle devletlerin taraf seçme zorunluluğu gerekse de Avustralya’nın mevcut müttefiklik ilişkileri ve içerisinde bulunduğu ittifaklar, Kanberra’nın durumu zorlaştırmaktadır. Örneğin 2 Şubat 2023 tarihinde Avustralya Ticaret ve Üretim Bakan Yardımcısı Tim Ayres, Kanberra ile Pekin’in bakanlar düzeyinde ulusal çıkarları önceleyen önemli görüşmeler yaptığını söylemiştir. Bahse konu açıklamasında Ayres, “Ulusal çıkarları savunan sakin ve tutarlı bir yaklaşım izleyeceğimiz konusunda fikir birliğine vardık” demiştir.[1]

Yukarıda belirtilen sözler, Kanberra’nın Pekin’e ilişkin yaklaşımında diyaloğu ön plana çıkaran bir tutum benimsediği şeklinde okunabilir. Çin’in Avustralya’nın ana ticaret ortağı olduğu dikkate alındığında, bu noktada ekonomik çıkarların temel alındığı öne sürülebilir. Lakin Pekin-Kanberra hattındaki yakınlaşmanın devam etmesi halinde, bunun ABD ve Batılı müttefiklerini rahatsız etmesi kaçınılmazdır.

7 Şubat 2023 tarihinde de Avustralya ve Yeni Zelanda, Çin’le olan diyaloğu geliştirmek maksadıyla bir görüşme gerçekleştirmiştir. Aynı zamanda bu görüşmede Çin’in her iki ülkenin de önemli bir ticaret ortağı olduğu vurgulanmıştır.[2] Halihazırda Kanberra ve Wellington, ANZUS üzerinden bir müttefiklik ilişkisi içerisindedir. Bu durum ise söz konusu devletlerin Batı yanlısı duruşlarında belirleyici olmaktadır. Ancak bu ülkelerin Çin’le de önemli ekonomik ilişkileri bulunmaktadır. Zaten bu münasebetler, her iki ülkenin de arafta kalmasına yol açmaktadır. Örneğin Albanese, Çin’le iyi ilişkiler geliştirmeye çalışmakta; fakat böyle davrandığında da Batı’nın beklentilerini karşılayamamaktadır.

Öte yandan 8 Şubat 2023 tarihinde ABD, Birleşik Krallık ve Avustralya, Çin’in savaş uçaklarına karşı üst düzey muharebe operasyonlarını simüle etmek amacıyla Nevada Çölü’nde ortak hava tatbikatları gerçekleştirmiştir.[3] Bu ülkelerin Çin karşıtlığı üzerinden kurdukları işbirlğinin ise Pekin’i de rahatsız ettiği görülmektedir. Ayrıca Japonya ve Güney Kore gibi Batı perspektifine sahip ülkelerin silahlanma adımları da ilerleyen dönemde bölgede tansiyonun yükselebileceğine işaret etmektedir.

Aynı zamanda 22 Şubat 2023 tarihinde Avustralya ve Filipinler, Güney Çin Denizi’nde ortak devriyeler yapma konusunda bir görüşme gerçekleştirmiştir.[4] Zira Güney Çin Denizi’nin bölgenin en problematik konularından biri olduğu ve Filipinler’in Batı’ya yaklaşan dış politikası dikkate alındığında, söz konusu görüşmelerin Çin’in çevrelenmesi çerçevesinde okunabilmesi mümkündür.

Kısacası Avustralya’nın bir arada kalmışlık içerisinde olduğu, Batı merkezli yönelimini terk etmeyeceği; fakat Çin’le olan ekonomik bağlarından da vazgeçmek istemediği söylenebilir. Bu nedenle de Avustralya, söz konusu ikilemini ve Çin’le geliştirmeye çalıştığı diyaloğu, Ukrayna Savaşı’nda Rusya’ya karşı sert bir tutum benimseyerek dengelemek istediği ifade edilebilir. Zira Kanberra yönetimi, 24 Şubat 2023 tarihinde Rusya’ya uyguladığı yaptırımları genişletmiş ve Ukrayna’ya inansız hava araçları gönderme kararı almıştır.[5]

Sonuç olarak Avustralya, her ne kadar ABD ve müttefikleriyle ittifak halinde olsa da Albanese Hükümeti’yle birlikte Çin’le yakın diyaloglar geliştirmeye odaklanmıştır. Fakat Asya-Pasifik Bölgesi’nin güvenlik denkleminin ve Kanberra’nın müttefiklik ilişkilerinin Pekin’le olan yakınlaşmayı sınırlandırdığı da açıktır. Bu durumda Batı’nın beklentilerinin etkili olduğu söylenebilir. Bu yüzden de Albanese Hükümeti, Rusya’ya karşı sert bir tavır takınarak bir denge kurmaya çalışmaktadır.


[1] “Australia and China Engaged in Ministerial-Level Talks To Advocate National İnterest”, Sky News, https://www.skynews.com.au/world-news/china/australia-and-china-engaged-in-ministeriallevel-talks-to-advocate-national-interest/video/c20a42e7866124a2d41475460c0a1003, (Erişim Tarihi: 27.02.2023).

[2] “Australia, New Zealand Talk Up Their Relationships With China”, Reuters, https://www.reuters.com/world/asia-pacific/australia-new-zealand-talk-up-their-relationships-with-china-2023-02-07/, (Erişim Tarihi: 27.02.2023).

[3] “U.S., UK and Australia Carry Out China-Focused Air Drills”, Reuters, https://www.reuters.com/world/us-uk-australia-carry-out-china-focused-air-drills-2023-02-09/, (Erişim Tarihi: 27.02.2023).

[4] “Australia, Philippines Discuss Joint South China Sea Patrols”, Reuters, https://www.reuters.com/world/asia-pacific/australia-philippines-discuss-joint-patrols-south-china-sea-2023-02-22/, (Erişim Tarihi: 27.02.2023).

[5] “Australia Sending Drones to Ukraine, Imposes More Sanctions on Russia”, Channel News Asia, https://www.channelnewsasia.com/world/australia-ukraine-drones-russia-financial-sanctions-3301171, (Erişim Tarihi: 27.02.2023).

Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan Gülten, 2021 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Amerikan Dış Politikası” başlıklı bitirme teziyle ve 2023 yılında da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dış Ticaret bölümünden mezun olmuştur. Halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Tezli Yüksek Lisans öğrenimine devam eden Gülten, lisans eğitimi esnasında Erasmus+ programı çerçevesinde Lodz Üniversitesi Uluslararası ve Politik Çalışmalar Fakültesi’nde bir dönem boyunca öğrenci olarak bulunmuştur. ANKASAM’da Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışan Gülten’in başlıca ilgi alanları; Amerikan Dış Politikası, Asya-Pasifik ve Uluslararası Hukuk’tur. Gülten, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler