Analiz

ABD’de Tarihi Kapanma Krizi

Modern demokrasilerde krizlerin değil, çözüm yollarının kalıcı olması beklenmektedir.
Geçici Bütçe anlaşmasıyla hükümet yeniden açılmış, ancak yaşanan kriz Amerikan siyasal sistemindeki kutuplaşmanın kalıcılığını gözler önüne sermiştir.
ABD tarihinin en uzun hükümet kapanması, 1,4 milyon çalışanın maaş alamamasına ve hava ulaşımında büyük aksamalara yol açmıştır.

Paylaş

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yaşanan son hükümet kapanması, ülkenin modern tarihinde en uzun süren mali çıkmazlardan biri olarak kayıtlara geçmiştir.[i] Federal hükümetin faaliyetlerinin askıya alınması, sadece Washington’daki siyasal güç dengelerini değil, milyonlarca Amerikalının günlük yaşamını da derinden etkilemiştir. Bu süreç hem siyasi uzlaşmazlıkların hem de kurumsal işleyişin sınırlarını bir kez daha gözler önüne sermiştir.

Kapanmanın temelinde, Kongre’nin iki kanadının harcama yasasında uzlaşamaması yatmaktadır. Amerikan siyasal sisteminde, federal hükümetin işleyebilmesi için hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’nun bütçeyi onaylaması ve başkanın bu yasayı imzalaması gerekmektedir. Ancak son dönemde Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasındaki ideolojik farklılıklar, bu onay sürecinin tıkanmasına yol açmıştır. Özellikle sağlık sigortası sübvansiyonlarının uzatılması konusundaki görüş ayrılıkları, krizin derinleşmesine neden olmuştur. Demokratlar, milyonlarca düşük gelirli Amerikalının sağlık erişiminin devamı için bu sübvansiyonların uzatılmasını talep etmiş; Cumhuriyetçiler ise bütçe açığı üzerindeki etkisinden endişe duymuştur. Sonuç olarak 1 Ekim tarihi itibarıyla hükümetin faaliyetleri durdurulmuş ve kriz başlamıştır.

Bu süreçte yaklaşık 1,4 milyon federal çalışan maaş alamamıştır.[ii] Hava trafik kontrolörlerinden müze çalışanlarına kadar geniş bir yelpazede görev yapan personelin büyük kısmı ücretsiz izne çıkarılmıştır. Ancak ulusal güvenlik, savunma ve sağlık gibi “zorunlu hizmet” kategorisindeki görevler devam etmiştir. Bununla birlikte maaşsız çalışan hava trafik kontrolörlerinin artan devamsızlıkları uçuşların aksamasına neden olmuş ve iç hatlarda ciddi gecikmeler yaşanmıştır. Bu durum, yaklaşan Şükran Günü tatili öncesi hava taşımacılığında karmaşa yaratmıştır. Hükümet kapanmasının yalnızca siyasi bir mesele olmadığı, aynı zamanda toplumun en temel hizmetlerine dokunan insani bir kriz olduğu da görülmüştür.

Kapanmanın ekonomik etkileri kısa vadede sınırlı gibi görünse de uzun vadede güven kaybına neden olmuştur. Federal izinlerin, kredi onaylarının ve kamu sözleşmelerinin askıya alınması, ekonomik faaliyetleri yavaşlatmıştır. Ayrıca, hükümetin taşeron firmaları olan küçük işletmelerin zararının geri ödenmemesi, bu kesimi daha kırılgan hale getirmiştir. Hükümet çalışanlarının maaşları sonradan telafi edilse de yüklenicilerin kayıpları kalıcı olmuştur.

Sosyal yardımların kesintiye uğraması, yoksul Amerikalılar üzerinde ciddi etkiler yaratmıştır. Gıda yardımı programı (SNAP) ödemelerinin kısmen durdurulması, düşük gelirli haneleri zor durumda bırakmıştır. Mahkeme kararıyla bazı ödemelerin askıya alınması, gıda güvencesi sorununu büyütmüştür. Yaklaşık 42 milyon Amerikalının kısmi ödeme aldığı bu dönemde, toplumsal huzursuzluk belirginleşmiştir. Bu tablo, devletin sosyal sorumluluk kapasitesinin krize ne kadar açık olduğunu göstermiştir.

Politik düzlemde ise kriz, hem iktidar partisi içindeki farklı eğilimleri hem de muhalefetin stratejik pozisyonunu açığa çıkarmıştır. Cumhuriyetçiler Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğa sahip olsa da parti içindeki farklı kanatlar bütçe konusunda ortak bir çizgi izlemekte zorlanmıştır. Bazı ılımlı Cumhuriyetçiler, kapanmanın devam etmesinin partiye uzun vadede zarar vereceği görüşünü savunmuştur. Senato’da ise yedi Demokrat ve bir bağımsız üyenin Cumhuriyetçilerle birlikte hareket etmesi, siyasette geçici bir uzlaşmanın zeminini hazırlamıştır. 10 Kasım tarihinde kabul edilen yasa tasarısı, devletin 30 Ocak tarihine kadar finansmanını sağlamayı öngörmüştür. Bu düzenleme, geçici bir çözüm olarak değerlendirilmiştir.

Başkan Donald Trump’ın süreci sonlandırmakta gösterdiği isteklilik, yönetim açısından bir rahatlama sinyali vermiştir. “Ülkemizi yeniden açıyoruz” ifadesi, siyasi krizin sonuna yaklaşıldığını göstermiştir.[iii] Ancak idari işleyişin yeniden rayına oturması birkaç gün sürmüştür. Federal dairelerin tekrar faaliyete geçebilmesi için idari hazırlıkların yapılması gerekmiştir. Bu geçiş süreci, krizin yalnızca siyasi bir mutabakatla değil, aynı zamanda bürokratik bir yeniden yapılanmayla çözülebileceğini göstermiştir.

Kapanma sürecinde kamuoyu tepkileri de dikkat çekmiştir. Havalimanlarında bekleyen yolcular, işine gidemeyen memurlar ve gıda yardımı alamayan aileler, devletin sürekliliğine dair güven duygularını sorgulamaya başlamıştır. “Devlet, sadece işini yapsın” yönündeki tepkiler, Amerikan toplumunun sabrının sınırına geldiğini göstermiştir. Bu durum, demokrasinin işleyişine dair daha geniş bir tartışmayı da beraberinde getirmiştir. Hükümetin işlevsiz hale geldiği anlarda, vatandaşın devlete olan güveni azalmıştır.

Tarihsel olarak değerlendirildiğinde, ABD’de hükümet kapanmaları yeni bir olgu değildir. Ronald Reagan döneminde sekiz kez yaşanan kısa süreli kapanmalar, sonraki başkanlık dönemlerinde de tekrar etmiştir. Bill Clinton döneminde 21 gün, Barack Obama döneminde ise 16 gün süren kapanmalar yaşanmıştır. Ancak 2025 yılındaki bu süreç hem süresinin uzunluğu hem de etkilediği nüfusun genişliği bakımından benzersiz olmuştur. Bu durum, Amerikan siyasal sisteminin kutuplaşmasının yeni bir boyuta ulaştığını göstermiştir.

Uzun süren kapanmanın ardından varılan anlaşma, her iki taraf için de kısmi bir kazanım sağlamıştır. Cumhuriyetçiler bütçeyi geçirmeyi başarmış, Demokratlar ise sağlık sübvansiyonları konusunda Aralık ayında yeni bir oylama hakkı elde etmiştir. Her iki parti de kendi seçmen tabanına başarı mesajı verebilmiştir. Ancak kamuoyunda bu tür siyasi pazarlıkların, sıradan vatandaşın refahını ikinci plana ittiği yönünde eleştiriler artmıştır. Bu süreç, Amerikan demokrasisinin esnekliğini ve kurumsal dayanıklılığını sınamıştır.

Sonuç olarak bu kapanma, yalnızca bütçe anlaşmazlığının ötesinde bir anlam taşımıştır. Kriz, Amerikan siyasetinin yapısal tıkanıklıklarını, toplumsal kırılganlıklarını ve ekonomik bağımlılıklarını açığa çıkarmıştır. Devletin sürekliliğinin siyasal rekabete feda edilmemesi gerektiği bir kez daha anlaşılmıştır. Kurumların birbirine güveni ve işbirliği, demokrasinin temel dayanağı olarak önemini korumuştur. Nihayetinde hükümet yeniden açılmış, çalışanlar maaşlarını almış ve hizmetler eski haline dönmüştür. Ancak toplumda bıraktığı güvensizlik duygusunun kolay silinmeyeceği düşünülmektedir.

Bu deneyim hem Kongre hem de Beyaz Saray için bir uyarı niteliği taşımıştır. Gelecekte benzer bir çıkmaz yaşanmaması için daha kapsayıcı ve uzlaşmacı bir siyaset kültürünün inşa edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Zira modern demokrasilerde krizlerin değil, çözüm yollarının kalıcı olması beklenmektedir. ABD’de yaşanan bu uzun kapanma, siyasetin günlük hayat üzerindeki etkilerini görünür kılmış ve toplumsal dayanıklılığın sınırlarını ortaya koymuştur. Nihayetinde bu süreç, Amerikan yönetim sisteminin güçlü yanlarını da zayıf noktalarını da açığa çıkarmıştır.


[i] Zurcher, Anthony. “Is the US Government Shutdown Over, and Why Did It Happen?”, BBC News, www.bbc.com/news/articles/crrj1znp0pyo, (Erişim Tarihi: 16.11.2025).

[ii] Aynı yer.

[iii] Aynı yer.

Ali Caner İNCESU
Ali Caner İNCESU
Ali Caner İncesu, 2012 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olmuştur. Eğitimine Kapadokya Üniversitesi Turist Rehberliği ön lisans programında devam etmiş ve 2017 yılında mezun olmuştur. 2022 yılında Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği alanlarında yüksek lisans eğitimlerini başarıyla tamamlamıştır. 2024 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde University of Maryland Global Campus (UMGC) Siyaset Bilimi lisans programından mezun olmuştur. 2023 yılı itibarıyla Kapadokya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora eğitimine devam etmektedir.2022 yılında Paraguay Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nde (Ankara) özel danışmanlık görevi de yürüten İncesu, ileri seviyede İspanyolca ve İngilizce bilmekte olup İngilizce ve İspanyolca dillerinde yeminli tercümandır.Çalışma alanları Latin Amerika, uluslararası hukuk ve turizmdir.

Benzer İçerikler