2022 yılının Eylül ayında Washington yönetimi, Pakistan’ın terörle mücadelesine katkıda bulunmak maksadıyla F-16 savaş uçağı destek programını açıklamıştır. Hindistan ise Pakistan’a verilen bu F-16’ların eskiden beri terörle mücadele için değil; daha çok kendisine karşı savaşta kullanıldığını iddia ederek bu kararı eleştirmiştir.[1] Bu gelişme üzerine Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Pakistan ve Hindistan’a bakışının değişip değişmediğine dair tartışmalar büyümüştür. Uluslararası kamuoyunda oluşan genel kanıya göre ABD, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından sonra Moskova’yı karşısına almayı reddeden Hindistan’a ders vermek amacıyla Pakistan’la ilişkilerini düzeltmeye karar vermiş olabilir. Zira son bir yıldır Afganistan merkezli gelişmeler nedeniyle ABD’nin Pakistan’la arasının bozuk olması, Hindistan’ın lehine bir konjonktür yaratmıştır. Ancak son dönemde şartlar değişmeye başlamıştır.
2018 yılından itibaren ABD, Pakistan’a askeri yardımlarını azaltmış, buna rağmen onun rakibi olan Hindistan’a da savunma alanında fazla katkıda bulunmaya istekli olmamıştır. Söz konusu durum, Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan sonra değişmeye başlamıştır. Hindistan, Ukrayna Savaşı’na rağmen Rusya’yla ekonomik, askeri ve siyasi ilişkilerini sürdürmeye ve hatta geliştirmeye devam etmiştir. Bunun üzerine Washington, Yeni Delhi’ye savunma sanayi alanında yardımda bulunabileceğini ve Moskova’nın yerini doldurmak istediklerini söylemiştir. Bu anlamda Washington, Yeni Delhi’yi Moskova’dan ayırabilmek için çabalarını artırmıştır. Konuyla ilgili ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, “Hindistan’ı Rusya gibi bir ülkeden uzaklaştırmak bir gecede yapabileceğimiz bir şey değil. Bunu uzun vadeli bir zorluk olarak görüyoruz.” demiştir. [2]
Hindistan’ın ABD’ye yönelik en temel eleştirisi, savunma alanında kendisine yeterince destek vermemesi ve daha da kötüsü, düşmanlarından biri olarak gördüğü Pakistan’a yeniden destek vermeye başlamasıdır. Hindistan’ın eleştiride bulunduğu bir diğer nokta; Pakistan’a yardım kararının Yeni Delhi’de ABD-Hindistan 2+2 toplantısının yapıldığı esnada alınmasıdır. Bu süreçte ABD’nin Güney ve Orta Asya İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Donald Lu, Yeni Delhi’de Hindistanlı mevkidaşıyla 2+2 çerçevesinde görüşmelerde bulunmuştur. Hindistan, ABD’yle bölgede işbirliğini artırmaya çalışırken; Washington yönetiminin İslamabad’la ilişkilerini geliştirmeye yönelmesi, ikili ilişkilerdeki güvensizliği artırmıştır. Bundan kısa süre sonra Pentagon, Hindistan’la herhangi bir sorunlarının olmadığını ve birlikte çalışmaya devam edeceklerini açıklamıştır.[3] Yani ABD, Pakistan ile Hindistan arasında bir tercih yapmak gibi bir durumun söz konusu olmadığını vurgulamıştır.
ABD’nin Pakistan’a olan F-16 yardımından bağımsız olarak Hindistan’ın Ukrayna Savaşı’nda Rusya’ya karşı tavır almaya başladığı görülmektedir. Yani ABD, Pakistan’a destek olsun veya olmasın Hindistan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu savaşı sürdürmek için aldığı seferberlik kararından ve Moskova’nın nükleer silah kullanımına dair tehditlerinden rahatsızlık duymaya başlamıştır, denebilir. Bir diğer ifadeyle Putin’in Ukrayna Savaşı’nı sürdürme noktasındaki kararlılığı, Hindistan’ın son süreçte ABD’ye daha fazla yaklaşmasına sebebiyet vermiş olabilir.
Aynı süreçte ABD’nin Pakistan’a destekte bulunduğunu gören Yeni Delhi’nin Washington’la arasını düzeltmek için harekete geçtiği iddia edilebilir. Bu bağlamda Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar, BM Genel Kurulu’na katılmak için gittiği ABD’de 11 gün kalmış ve burada üst düzey yetkililerle temaslarda bulunmuştur. Bu ziyarette Jaishankar, Hindistan’ın bölgesel güvenliğe daha fazla katkıda bulunmak istediğini ve bu kapsamda daha büyük sorumluluklar almaya hazır olduğunu söylemiştir.[4]
Hindistan’ın bölgesel güvenliğe daha fazla katkıda bulunmasını ve Rusya ve Çin’e tavır almasını isteyen Washington, bu konularda yeterli desteği göremediği için Yeni Delhi’yi baskılamaya devam etmiştir. Dolayısıyla Hindistan’ın yakın gelecekte ABD’nin özellikle Hint-Pasifik politikasına ne kadar destek vereceği veya bu sözlerinde ne kadar samimi olduğu soru işaretidir. Çünkü mevcut politikalarına devam ederse, Hindistan yine ABD’nin bölgedeki birçok ittifakına katılmayacaktır. Ancak Jaishankar’ın ABD’de uzun süren temasları, Hindistan’ın dış politikada gerçekten de bir şeyleri değiştirmeye hazırlandığının göstergesi olabilir.
Sonuç olarak ABD, Hindistan’ın dış politikasının beklediği rotaya oturduğunu ifade etmektedir. Hindistan’ı harekete geçiren ABD’nin Pakistan’la ilişkilerini düzelteceğine dair bir adım atması olmuştur. Washington, İslamabad’la ilişkilerini henüz düzeltmemiştir. Ancak Yeni Delhi’nin gözünü korkutmak için “-mış” gibi yapmıştır. Dolayısıyla Washington, her iki ülkeyi de istediği çizgiye getirme konusunda oldukça yetenekli olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
[1] “India Registers Strong Protest with US Over Pakistan F-16 Package”, News9live, https://www.news9live.com/india/india-registers-strong-protest-with-us-over-pakistan-f-16-package-195154, (Erişim Tarihi: 07.10.2022).
[2] “India, China to Send Troops to Russia for Military Exercise”, Economic Times, https://economictimes.indiatimes.com/news/defence/india-china-to-send-troops-to-russia-for-military-exercise/articleshow/93647132.cms?from=mdr, (Erişim Tarihi: 07.10.2022).
[3] “US Has Very Close Partnership, Defence Relationship with India: Pentagon”, Business-Standard, https://www.business-standard.com/article/international/us-has-very-close-partnership-defence-relationship-with-india-pentagon-122091400062_1.html, (Erişim Tarihi: 07.10.2022).
[4] “A ‘Confident’ India Attempts to Strike a Difficult Balance with Both US And China”, SCMP, https://www.scmp.com/news/china/article/3194956/confident-india-attempts-strike-difficult-balance-both-us-and-china, (Erişim Tarihi: 07.10.2022).
