Astana-Aşkabat-Bakü Hattında Enerji ve Jeopolitik Temelli İlişkiler

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Rusya-Ukrayna Savaşı’yla birlikte uluslararası siyaset ve ekonomi noktasında en çok konuşulan konulardan biri enerji olmuştur. Zira Rusya’nın Avrupa’ya karşı enerjiyi bir koz olarak kullanması, dünyanın fosil kaynaklara olan bağımlılığının sürmesi ve enerji fiyatlarının dünya ekonomisini doğrudan ve dolaylı olarak etkilemesi bunun ana etkenleridir. Bu süreçte gerek savaşa taraf olan Rusya gerekse de savaştan çeşitli seviyelerde etkilenen Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Avrupa ve Çin, enerji kaynaklarına sahip olan çeşitli ülkelerle temaslarını arttırmıştır.

Söz konusu gelişmeler bağlamında temas kurulan ülkeler arasında ön plana Hazar Denizi’nin doğu tarafında bulunan Kazakistan ile Türkmenistan ve batı tarafından bulunan Azerbaycan çıkmaktadır. Üç devletin sahip olduğu petrol, doğalgaz ve kömür kaynakları, özellikle de Batılı aktörler için cezbedici bir etken olmuştur. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından Batılı devletler, mevzubahis ülkelerle olan temaslarını arttırmıştır. Ancak bu durum, sadece enerjiyle sınırlı kalmamıştır. Bilhassa Avrupalı devletler, Kafkasya’dan Orta Asya’ya ve ardından Çin’e uzanabilmek için Orta Koridor bazında da bu ülkelerle ilişkilerini yoğunlaştırmıştır.

Diğer yandan Çin ve Rusya da Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’a yönelik politikalarına hız vermiştir. Bunun nedeni ise Moskova’nın savaş sebebiyle batı sınırlarına yoğunlaşması sonucunda Orta Asya’da Batılı aktörlerin faaliyetlerini arttırma imkanı elde etmesidir.

Bu kapsamda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bir gaz birliği teklifinde bulunmuştur. Her ne kadar birliğin Kazakistan ve Özbekistan’a yönelik olduğu söylense de bir süre sonra dünyanın en büyük dördüncü gaz rezervi olan Türkmenistan’ı ve daha sonra da Azerbaycan’ı içereceği düşünülebilir. Çin ise Orta Asya devletleriyle olan enerji temelli ilişkilerine yoğunluk kazandırmıştır. Bu süreçte özellikle de Türkmenistan’la kurulan temaslar ve gerçekleştirilen üst düzey ziyaretler önem taşımaktadır.

Bölgesel ve küresel aktörlerin Orta Asya ve Kafkasya’daki enerji kaynaklarına dair izledikleri politikalar karşısında söz konusu coğrafyalardaki zengin enerji yataklarına sahip olan Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan da çeşitli politikalar geliştirmeye başlamıştır. Bu bağlamda enerjinin ihraç edileceği güzergah noktasında ülkelerin jeopolitik önemleri büyük oranda artmıştır. Kısacası üç ülke, kazan-kazan yaklaşımı çerçevesinde enerji kaynakları ile jeopolitik önemlerini bir araya getirmeyi başarmıştır.

Kazakistan’dan Pakistan ve Hindistan’a enerji kaynaklarının ihracı sürecinde Türkmenistan son derece kritik bir konumdadır. Bununla birlikte Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan (TAPI) Doğalgaz Boru Hattı Projesi kapsamında Kazakistan’ın Güney Asya’ya enerji ihraç etme planı, Türkmenistan’ın jeopolitik kazanımlarını arttıracaktır.[1] Ayrıca Türkmenistan’ın Çin’le ilişkilerinde rolü artan enerji faktörü, Kazakistan’ın jeopolitik önemini de arttırmaktadır. Buna ek olarak Türkmenistan ile Kazakistan’ın Avrupa’ya ulaşmasında Azerbaycan da stratejik bir konumdadır.

Taraflar arasında kurulan enerji temelli ilişkilerde Avrupa’ya dair bir ilerleme olduğu görülmektedir. Hatırlanacağı üzere, Kazakistan’ın ulusal petrol ve gaz şirketi KazMunayGas (KMG) ile Azerbaycan’dan SOCAR arasında 2022 yılının Kasım ayında 1,5 milyon ton petrolün Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı üzerinden taşınmasına ilişkin beş yıllık bir anlaşma imzalanmıştır. Astana yönetimi, söz konusu hat aracılığıyla petrol arzını 6-6,5 milyon tona çıkarmak istemektedir.[2] Yapılan anlaşma kapsamında KMG, 22 Nisan 2023 tarihinde Ceyhan Limanı üzerinden Romanya’ya 80 bin tonluk petrol sevkiyatına başlamıştır.[3]

Türkmenistan ile Azerbaycan arasındaki enerji konusunun ana merkezini Trans-Hazar Boru Hattı Projesi oluşturmaktadır. Çünkü söz konusu proje, Türkmenistan’ın “mavi” yakıtının Avrupa’ya ihraç edilmesine olanak tanıyacaktır. Bu amaçla Aşkabat yönetimi, 2015 yılında zengin doğalgaz yataklarının bulunduğu Galkınış’tan Hazar Denizi kıyısına 700 km’lik bir boru hattı inşa etmiştir. Nitekim Aşkabat yönetimi, Avrupa’ya yılda yaklaşık 30 milyar metreküp doğalgaz ihraç etmeyi planlamaktadır. Her ne kadar Rusya ve İran, bahse konu olan projeye muhalefet etse de 12 Ağustos 2018 tarihinde Hazar Denizi’nin hukuki statüsünü belirleyen Aktau Anlaşması’yla bunun önünün açıldığını söylemek mümkündür.[4] Türkmenistan ile Azerbaycan arasında yapılan çeşitli anlaşmalar da kısa süre zarfında Avrupa’nın da desteklediği Trans-Hazar Boru Hattı’nın hayata geçeceğini göstermektedir.

Sonuç olarak küresel jeopolitikte yaşanan değişimler, çeşitli ülkeler arasındaki bağların kopmasına neden olurken; bazı ülkeler arasındaki münasebetlerin de güçlenmesine hizmet etmektedir. Özellikle de devletlerin müşterek zenginlikleri ve çıkarları, bu süreçte etkili olan faktörlerdir. Daha da mühim olan mesele jeopolitik konumlarıdır. Bu bağlamda dünyada artan enerji ihtiyacıyla birlikte Astana-Aşkabat-Bakü hattındaki kazan-kazan yaklaşımına dayalı ilişkiler güçlenmiştir. Devletler arası ilişkilerde enerjinin jeopolitikle buluşması, ülkelerin hem kaynaklarını ihraç etme sürecinde engelsiz bir güzergaha kavuşmalarını hem de başka ülkelerin kaynaklarını ihraç etme sırasında ekonomik kazanım elde etmelerini sağlamaktadır. Bu tespitin en net örneği Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan arasındaki ilişkilerdir.


[1] “Pakistan’s Gwadar Port is Ready to Export Kazakh Products to Persian Gulf Countries”, The Astana Times, https://astanatimes.com/2022/11/readypakistans-gwadar-port-is-to-export-kazakh-products-to-persian-gulf-countries/, (Erişim Tarihi: 26.04.2023).

[2] “Kazakhstan to Transport 1.5 Million Tons of Oil Via Baku-Tbilisi-Ceyhan Pipeline”, The Astana Times, https://astanatimes.com/2022/11/kazakhstan-to-transport-1-5-million-tons-of-oil-via-baku-tbilisi-ceyhan-pipeline/, (Erişim Tarihi: 26.04.2023).

[3] Aiman Nakispekova, “Kazakhstan Ships 80,000 Tons of Oil Through Ceyhan to Romania”, The Astana Times, https://astanatimes.com/2023/04/kazakhstan-ships-80000-tons-of-oil-through-ceyhan-to-romania/, (Erişim Tarihi: 26.04.2023).

[4] Eziz Boyarov, “Turkmenistan Promotes Its Gas to South Asia and Europe-President”, DARYO, https://daryo.uz/en/2023/04/26/turkmenistan-promotes-its-gas-to-south-asia-and-europe-president, (Erişim Tarihi: 26.04.2023); “TAPI Gas Pipeline Being Built at Accelerated Pace-Turkmen President”, Interfax, https://interfax.com/newsroom/top-stories/90016/, (Erişim Tarihi: 26.04.2023).

Dr. Emrah KAYA
Dr. Emrah KAYA
ANKASAM Dış Politika UzmanıDr. Emrah Kaya, Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezundur. Yüksek lisans derecesini 2014 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hazırladığı “Latin Amerika'da Sol Liderlerin Yükselişi ve Uluslararası Politikaya Etkisi: Venezuela-Bolivya Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Kaya, doktora derecesini de 2022 yılında aynı üniversitede hazırladığı "Terörle Mücadelede Müzakere Yöntemi: ETA-FARC-LTTE-PKK" başlıklı teziyle elde etmiştir. İyi derecede İngilizce bilen Kaya'nın başlıca çalışma alanları; Orta Asya, Latin Amerika, terörizm ve barış süreçleridir.

Benzer İçerikler