Analiz

Avrupa Birliği’nin Riskten Arındırma Stratejisi ve Çin’in Karşı Hamleleri

2026 yılından itibaren Çin’in misillemeleriyle sert bir ticaret savaşı kaçınılmaz hale gelebilir.
2025 yılının Aralık ayı, Soğuk Savaş sonrası dönemin en önemli ekonomik kırılma anlarından biri olarak kayıtlara geçebilir.
AB’nin hamlesi, hegemonik gücün gerilediği bir dönemde orta düzeydeki aktörlerin yumuşak dengeleme stratejisi olarak okunabilir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Avrupa Birliği (AB), 2023 yılından beri dış ekonomik ilişkilerinde riskten arındırma (de-risking)  kavramını stratejik doktrininin merkezine yerleştirmiştir. Bu kavram klasik kopma (decoupling) yerine Çin perspektifinde sistemdeki rakiplere yönelik tek taraflı bağımlılıkların azaltılmasını, tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesini ve stratejik özerkliğin güçlendirilmesini ifade etmektedir.[i] 3 Aralık 2025 tarihinde AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından açıklanan “RESourcEU Planı”, bahsi geçen doktrinin somut bir çıktısı olarak kritik mineraller ve nadir toprak elementleri alanında Çin’e bağımlılığı 2030 yılına kadar %65’ten %30’un altına indirmeyi hedeflemektedir.[ii]

Planın temeli şunlardan oluşmaktadır:

  • AB sınırları içinde 2026-2030 tarihlerini kapsayan yeni maden projelerine 15 milyar euro değerinde fon sağlanacaktır. Projeler savunma programları dahil acil projeler için ortak stoklama mekanizmalarını da kapsamaktadır.
  • Avustralya, Kanada, Şili, Namibya ve Arjantin ile kritik hammaddelerin sağlanmasına yönelik ilişkilerin derinleştirilmesi hususunda anlaşmaya varılmıştır. Örneğin Global Gateway girişimiyle üçüncü ülkelere yatırım sağlanacaktır.
  • Geri dönüşüm oranı %25’ten %45’e çıkarılacaktır. Bu gelişme, 2024 Kritik Hammaddeler Yasası’nın hedeflerini hızlandıracaktır.[iii]
  • Çin menşeli işlenmiş nadir toprak elementi ithalatına 2027 yılından itibaren %15-25 arasında kademeli ek gümrük vergisi getirilecektir.[iv]

AB’nin eylem planı doğrudan Çin’in küresel nadir toprak elementi kapasitesinin %87’sini ve manyetik malzeme üretiminin %92’sini elinde bulundurduğu bir alanda gerçekleştirilecektir.[v] Bu, AB’nin en kritik risk alanı olarak tanımlanmaktadır. 2025 yılı boyunca Çin’in nadir toprak ihracatındaki kısıtlamaları fiyat dalgalanmalarını tetiklemiştir. Bunun doğal bir sonucu olarak AB’de rüzgar türbini ile elektrikli araç üretim maliyetlerini %20-30 artırma potansiyeli taşımaktadır.[vi]

Çin’in ekonomik misilleme araçları yelpazesi, özellikle jeopolitik gerilim dönemlerinde, AB ekonomisi üzerinde kayda değer ve çok yönlü baskı uygulama potansiyeline sahiptir. Misilleme seçeneklerinin en kritik olanlarından biri nadir toprak elementi ihracat kotasının yeniden uygulamaya konulmasıdır. Kota mekanizması, AB’deki rüzgar türbini üretim maliyetlerini tahmini olarak %35-45 oranında, elektrikli araç batarya üretim maliyetlerini ise %28 oranında artırarak AB’nin Yeşil Mutabakat hedeflerini maliyet ve zaman çizelgeleri açısından ciddi biçimde tehlikeye atabilir.[vii]

İkinci bir misilleme stratejisi Alman otomotiv sektörünü hedef alan güvenlik soruşturmalarının başlatılmasıdır. Çin, Almanya’nın en geniş ihracat pazarı konumundadır. Çin’in bu kritik sektöre yönelik başlatacağı düzenleyici veya güvenlik odaklı soruşturmalar, Alman ekonomisinin temel direklerinden birini doğrudan vurarak AB’nin genel ekonomik istikrarını da sarsma gücüne sahiptir. 2023 yılından bu yana ihracat lisansına tabi olan galyum, germanyum ve antimon gibi stratejik hammaddelere yeni kısıtlamaların eklenmesi, AB’nin teknolojik bağımlılığını derinleştirecektir. Bu üç materyalde AB’nin Çin’e olan bağımlılığı %80 civarındadır.[viii]

Güç geçişi teorisi açısından bakıldığında, AB’nin risk arındırma hamlesi, hegemonik gücün gerilemeye başladığı ve yükselen gücün meydan okumaya geçtiği bir dönemde, orta düzeydeki aktörlerin yumuşak dengeleme stratejisi olarak okunabilir. Çin, bu hamleye ekonomik zorlama araçlarıyla yanıt vermektedir. 2025 yılında nadir toprak kısıtlamaları, bu zorlamanın somutlaşmış hali olup AB’nin savunma ve yeşil teknolojilerindeki tedarik zincirlerini hedef almaktadır. Liberal kuramcıların iddia ettiği karmaşık karşılıklı bağımlılık ise artık asimetrik hale gelmiştir. AB’nin Çin’e ihracatı 2024 yılında 237 milyar euro iken, ithalatı 548 milyar euro olmuştur. Ticaret açığı 311 milyar euroya ulaşmıştır. Bu asimetri, Çin’in elini güçlendirmektedir.[ix]

AB’nin RESourcEU Planı, Çin’e yönelik bağımlılığı azaltma yönünde şimdiye kadarki en somut ve kapsamlı adımdır. Plan, stratejik özerklik arayışının ötesinde yeşil dönüşümün sürdürülebilirliğini güvence altına alma çabasını temsil etmektedir. Ancak Çin’in elinde bulundurduğu üretim ve rafinaj tekeli, bu hedeflerin gerçekleşmesini ciddi biçimde zorlaştırmaktadır.

Kısa vadede Çin’in misilleme olasılığı oldukça yüksektir. En muhtemel senaryo, 2010 yılında Japonya’ya uygulanan modelin daha hafif bir versiyonuyla nadir toprak elementi ihracatında kota veya gecikmeli lisans uygulamasıdır. Bu durumda AB’de rüzgâr türbini ve elektrikli araç maliyetleri %25-40 bandında artabilir ve Almanya’nın otomotiv sektörü ise Çin pazarında ek %10-15 pazar kaybı riskiyle karşı karşıya kalabilir.

Orta vadede AB’nin Avustralya, Kanada ve Afrika ülkeleriyle yaptığı yeni ortaklıklar sonuç vermeye başlayabilir. Özellikle Grönland’daki Kvanefjeld projesi ve Avustralya’nın Lynas şirketinin Malezya dışına taşıdığı rafinaj kapasitesi, Çin tekeline alternatif oluşturma potansiyeline sahiptir.[x] Ancak bu projelerin çevresel maliyetleri ve yerel direnç, süreçleri yavaşlatmaktadır. En kritik kırılma noktası, Almanya’nın tutumu olacaktır. Scholz hükümeti, Çin’le pragmatik diyalog kapısını açık tutarsa, AB’nin riskten arındırma stratejisini esnek bırakabilir. Aksi takdirde 2026 yılından itibaren Çin’in misillemeleriyle sert bir ticaret savaşı kaçınılmaz hale gelebilir.

Sonuç olarak 2025 yılının Aralık ayı, Soğuk Savaş sonrası dönemin en önemli ekonomik kırılma anlarından biri olarak kayıtlara geçebilir. Avrupa, bu hamleyle Çin’le kopmak istemediğini, yalnızca bağımlılığı sürdürülebilir seviyeye indirmek istediğini söylemektedir. Çin ise bu adımı yeni bir çevreleme girişimi olarak okumakta ve karşılıklılık ilkesini hatırlatmaktadır. İki taraf arasında 2026 yılı boyunca sürecek pazarlık kritik hammaddeler, küresel yeşil dönüşümün hızı ve maliyeti açısından da belirleyici olacaktır. Çin’in uyguladığı ekonomik uygulamalara karşı yumuşak dengeleme stratejisinin başarıya ulaşması, liberal karşılıklı bağımlılığın asimetrik yapısını yeniden dengeleyebilme kapasitesine bağlıdır. Bu kapasitenin tesis edilememesi durumunda Avrupa, jeoekonomik kırılganlık durumunda kalıcı olarak hapsolabilir ve büyük güçler arasındaki hegemonik rekabetin merkezinde olmayan aktör konumuna indirgenebilir.


[i] “EU-China relations: De-risking or de-coupling − the future of the EU strategy towards China”, European Parliament, https://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/STUD/2024/754446/EXPO_STU(2024)754446_EN.pdf(Erişim Tarihi: 04.12.2025). 

[ii] “EU looks at legally forcing industries to reduce purchases from China”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2025/dec/03/eu-strategy-raw-materials-rare-earths-supply-chain-resourceeu,(Erişim Tarihi: 04.12.2025). 

[iii] “Critical Raw Materials Act”, Commission Europa, https://single-market-economy.ec.europa.eu/sectors/raw-materials/areas-specific-interest/critical-raw-materials/critical-raw-materials-act_en, (Erişim Tarihi: 04.12.2025). 

[iv] “EU Launches $3.5 Billion Plan to Secure Raw-Material Supply as China Tensions Mount — Update”, MarketScreener, https://www.marketscreener.com/news/eu-launches-3-5-billion-plan-to-secure-raw-material-supply-as-china-tensions-mount-update-ce7d51dede8df72d, (Erişim Tarihi: 04.12.2025). 

[v] “Global Critical Minerals Outlook 2025”, IEA, https://www.iea.org/reports/global-critical-minerals-outlook-2025(Erişim Tarihi: 04.12.2025). 

[vi] “How China’s 2025 Rare Earth Export Restrictions Impact Global Industries”, Discovery Alert, https://discoveryalert.com.au/chinas-rare-earth-export-restrictions-2025-impacts-trade-directive/(Erişim Tarihi: 04.12.2025).   

[vii] “China expands rare earths restrictions, targets defense and chips users”, Reuters, https://www.reuters.com/world/china/china-tightens-rare-earth-export-controls-2025-10-09/, (Erişim Tarihi: 04.12.2025).  

[viii] “Europe’s economy is geared towards a disappearing world, says ECB’s Lagarde”,  The Guardian, https://www.theguardian.com/business/2025/nov/21/eu-economy-international-trade-reliance-vulnerable-ecb-lagarde(Erişim Tarihi: 04.12.2025).   

[ix] “China-EU – international trade in goods statistics”, Eurostat, https://ec.europa.eu/eurostat/statistics-explained/index.php?title=China-EU_-_international_trade_in_goods_statistics, (Erişim Tarihi: 04.12.2025).   

[x] “Greenland’s Rare Earths – Promising but Challenging”, Raw Materials, https://rawmaterials.net/greenlands-rare-earths-promising-but-challenging/, (Erişim Tarihi: 04.12.2025).    

Zeynep Çağla ERİN
Zeynep Çağla ERİN
Zeynep Çağla Erin, 2020 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Feminist Perspective of Turkish Modernization” başlıklı bitirme teziyle ve 2020 yılında da İstanbul Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyoloji bölümünden mezun olmuştur. 2023 yılında Yalova Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim dalında “Güney Kore’nin Dış Politika Kimliği: Küreselleşme, Milliyetçilik ve Kültürel Kamu Diplomasisi Üzerine Eleştirel Yaklaşımlar” başlıklı yüksek lisans tezini tamamlayarak mezun olmuştur. Şu an Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim dalında doktora eğitimine devam etmektedir. ANKASAM Asya & Pasifik Uzmanı olan Erin’in başlıca ilgi alanları; Asya-Pasifik, Uluslararası İlişkiler’de Eleştirel Teoriler ve Kamu Diplomasisi’dir. Erin iyi derecede İngilizce ve başlangıç seviyesi Korece bilmektedir.

Benzer İçerikler