5 Eylül 2025 tarihinde Paris’teki Élysée Sarayı’nda Volodimir Zelenski ile birlikte düzenlediği basın toplantısında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 26 ülkenin Ukrayna’ya savaş sonrası güvenlik garantileri sağlama sözü verdiğini, bunlara karada, denizde ve havada uluslararası bir güç de dahil olduğunu söylemiştir.[1] Konuyla ilgili olarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu senaryonun gerçekleşmesi halinde Ukrayna’daki yabancı askeri birliklerin Rusya’nın “meşru hedefi” haline geleceğini açıklamıştır.[2]
Bu gelişmeler, Ukrayna’daki savaşın giderek Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ve Rusya arasında doğrudan bir çatışmaya yol açma riskini artmıştır. Nitekim Avrupalı aktörlerin büyük bir bölümü aynı zamanda NATO üyesidir. NATO Şartı’nın 5. Maddesi, kolektif savunmayı öngörürken, bu maddenin devreye girmesinin gerekli şartları 6. Madde’de şu ifadeyle açıklanmıştır: “…tarafların herhangi birine ait kuvvetlere, gemilere ya da uçaklara yapılan silahlı saldırı.” Dolayısıyla NATO üyelerine ait birliklerin Ukrayna’da Rusya tarafından hedef alınması, olası bir NATO-Rusya Savaşı’na kapı aralayabilir.
Hatırlatmak gerekirse NATO birliklerinin Ukrayna’ya konuşlandırılması seçeneğini 2024 yılında ilk kez yine Macron dile getirmiş, fakat Almanya, Çekya ve Polonya da dahil olmak üzere çoğu Avrupa ülkesi, böyle bir planlarının olmadığını söylemişti. Yine 2024 yılında NATO ülkelerine ait silahların Rusya topraklarına gerçekleştirilecek saldırılarda kullanılıp kullanılamayacağı sıkça tartışılmış, Rusya ise bu olası senaryolar karşısında nükleer silah kullanabileceğini ima ederek NATO’ya gözdağı vermiştir.
Bu tehlikeyi göz önünde bulunduran Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Ukrayna’nın Rusya’daki hedefleri vurması için Amerikan yapımı silahlarını kullanmasına ilk aşamada karşı çıkmış, ilerleyen zamanlarda ise buna sınırlı şekilde izin vermiştir. Olası bir NATO-Rusya Savaşı’na kapı aralamak istemeyen ABD, benzer adımları izlemesi konusunda Avrupalı müttefikleri üzerinde baskı kurmuş, bu bağlamda Almanya, Taurus füzelerinin Ukrayna tarafından Rusya’ya saldırı için kullanılmasına uzunca bir süre karşı çıkmış, ardından ise bu füzelerin menzilini kısaltmak için bazı adımlar atmıştır.
Avrupa ülkelerinin askerlerini Ukrayna’da savaş devam ederken göndermesi, Rusya’yla potansiyel bir savaşa yol açabileceği için bu misyonların savaş sonrası gönderilmesi gündemdedir. Fakat her iki durumda da Rusya, buna şiddetle karşı çıkmakta ve karşılık vereceği uyarısında bulunmaktadır. Zira Rusya, Ukrayna’ya saldırısının gerekçesi olarak NATO’nun genişlemesini göstermekte ve “Bölünmez Güvenlik İlkesi” doğrultusunda tüm devletlerin güvenliğinin dikkate alınması gerektiğini savunmaktadır. Bu yüzden Rusya, Ukrayna’yla olası bir barış anlaşmasında “Ukrayna’nın NATO’ya üyeliği, güvenlik garantisi veya asker konuşlandırma” gibi hususlara kesinlikle karşı çıkmaktadır.
Avrupalı aktörler ise Rusya’nın Ukrayna’ya saldırı gerekçesi olarak gördüğü hususları hayata geçirmeye daha da yaklaşmış durumdadır. Bu adımlar, krizin derinleşmesine neden olmaktadır. Başka bir ifadeyle, Ukrayna’da savaş sona erse dahi Rusya, böylesi bir konuşlanmaya karşı çıkmaktadır. Durum böyleyken Batı’nın Ukrayna’ya asker göndermeye çalışması, Ukrayna’da barıştan uzaklaşılmasına ve savaşın daha da uzamasına yol açabilir. Bu durumda Rusya, barışa anlaşması müzakerelerine yönelmek yerine savaşı sürdürmeye odaklanacaktır.
NATO’nun Ukrayna’daki savaşa ilişkin duruşu da 2024 yılına kıyasla değişmektedir. 2024 yılında NATO bünyesinde askeri personelin Ukrayna’ya eğitim için gitmesi üzerinde durulurken, bu öneriye çoğu NATO üyesi ve dönemin NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg karşı çıkmıştır.[3] Benzer şekilde NATO üyesi ülkelerin silahlarının Rusya’ya saldırı için kullanılmasına birçok NATO üyesi sıcak bakmamıştır. O dönemde ABD Genelkurmay Başkanı Charles Q. Brown, NATO askeri ittifakının “eninde sonunda” önemli sayıda aktif görevli personeli Ukrayna’ya göndermek durumunda kalacağını söylemiştir.[4] Gelinen noktada ise NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Rusya’nın Ukrayna’ya asker konuşlandırılması konusunda söz sahibi olmadığını vurgulamış, Ukrayna’nın “egemen” bir ülke olduğunu ve kendi topraklarındaki gelişmelere kendisinin karar vereceğini, dolayısıyla Rusya’nın buna karışamayacağını belirtmiştir.[5]
NATO Genel Sekreteri başta olmak üzere Avrupalı aktörlerin Ukrayna’ya asker göndermeye sıcak bakmaya başlaması, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını ilerletmesine yol açabilecek “tehlikeli bir girişim” olarak görülebilir. Baltık ülkeleri, Ukrayna’ya asker gönderme veyahut diğer güvenlik desteği verme konusunda en istekli olan Avrupa ülkelerindedir. Doğu Avrupa ve Batık ülkelerinde daha fazla NATO konuşlanması, Rusya’dan gelebilecek olası saldırılar karşısında bu devletler tarafından hayati önemde görülmektedir. Ukrayna’ya savaş açarak NATO’nun genişlemesini durdurmak adına ABD’den yeni bazı garantiler almak ve bunu kâğıda dökmek isteyen Rusya, bu hedefine ulaşamamış, üstelik sınırında daha büyük bir NATO konuşlanması riskiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu yönüyle Rusya, savaşın “açık bir kaybedeni” durumuna düşmeye oldukça yaklaşmıştır. Bu süreçte ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’yla barış müzakerelerine yanaşması için Putin’i ikna etmeye odaklanmış, bunda başarılı olamayınca “neler olacağını göreceksiniz”[6] sözleriyle Putin’e dolaylı yoldan uyarıda bulunmuştur. Trump’ın bu uyarıları, Ukrayna’ya güvenlik garantileri vermek ve olası bir NATO konuşlanmasıyla ilişkili olabilir.
Avrupalı aktörler ve ABD, Putin’i Ukrayna Savaşı’nda barış müzakerelerine ikna etmek için “çok daha ileriye varan hamleler” yapmaya başlamışlardır. Ukrayna’ya güvenlik garantileri vermek veyahut asker konuşlandırmak, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşta “açık bir kaybeden” konumuna düşmesine neden olabilir. Bu noktada Rusya’nın NATO’yla ilgili isteklerinden vazgeçmesi mümkün görünmediği için savaşın uzaması olası bir senaryo olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer yandan Rusya, eğer barış müzakerelerine yanaşırsa NATO veya asker konuşlandırmayla ilgili maddelerin muhakkak maddeler arasında yer alması kaçınılmaz görünmektedir.
[1] “Macron says 26 nations ready to provide postwar military backing to Ukraine”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2025/sep/04/european-leaders-pressure-trump-to-reveal-how-much-support-us-will-give-ukraine, (Erişim Tarihi: 05.09.2025).
[2] “Foreign troops in Ukraine would be ‘legitimate targets’ for Russia, Vladimir Putin warns”, FT, https://www.ft.com/content/b41ef3ef-1837-4de2-9e0d-ab6904c1cd50, (Erişim Tarihi: 05.09.2025).
[3] “Some NATO countries are considering sending military instructors to Ukraine – NYT”, Pravda, https://www.pravda.com.ua/eng/news/2024/05/16/7456160/, (Erişim Tarihi: 05.09.2025).
[4] “US chairman of the Joint Chiefs of Staff says NATO will deploy troops to Ukraine”, WSWS, https://www.wsws.org/en/articles/2024/05/17/smzs-m17.html, (Erişim Tarihi: 05.09.2025).
[5] “Ukraine allies push security guarantees amid US and Russian uncertainties”, Al Jazeraa, https://www.aljazeera.com/news/2025/9/4/ukraine-allies-push-security-guarantees-amid-us-and-russian-uncertainties, (Erişim Tarihi: 05.09.2025).
[6] “Trump Putin’i açık açık tehdit etti! ‘Neler olacağını göreceksiniz’”, Milliyet, https://www.milliyet.com.tr/dunya/trump-putini-acik-acik-tehdit-etti-neler-olacagini-goreceksiniz-7439008, (Erişim Tarihi: 05.09.2025).