Analiz

Barbados’un Borç-Yeniden Yapılandırma Hamlesi

Barbados, çok taraflı destekli ilk bölgesel borç takasını hayata geçirmektedir.
Yeni mekanizma, borcu sosyal projelere dönüştürerek dirençlilik yaratmayı hedeflemektedir.
Karayipler için model olan sistem, diğer bölgeler için de örnek olabilir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Barbados, çok taraflı kalkınma bankalarının desteğiyle hayata geçirilen yeni bir bölgesel borç takas mekanizmasının ilk uygulayıcısı olmaya hazırlanmaktadır. Bu girişim, özellikle gelişmekte olan ülkelerin yüksek faizli dış borç yüklerini hafifletmelerini sağlarken, sosyal ve altyapısal yatırımlar için mali kaynak yaratmayı amaçlayan bir model sunmaktadır.  “Dirençli kalkınma karşılığında borç takası” olarak adlandırılan bu yeni yaklaşım, yalnızca Barbados’un ekonomik geleceğini şekillendirmekle kalmayacak; Amazon havzası gibi diğer hassas bölgelere de ilham verebilecek bir planın temellerini atmaktadır.[1]

Son yıllarda gelişmekte olan birçok ülke artan borç yükleriyle mücadele ederken, bu borçların çoğu özel piyasa koşullarında yüksek faizli tahviller aracılığıyla yapılandırılmıştır. Covid-19 salgını sonrası artan küresel faiz oranları, bu ülkelerin borçlarını sürdürülebilir biçimde ödeyebilmelerini daha da zorlaştırmıştır. Uluslararası Para Fonu (IMF) veya Paris Kulübü temelli borç yeniden yapılandırmaları ise çoğu zaman siyasi bedeller ve uzun süreçlerle karşılık bulabilmektedir. Bu nedenle çevre, sosyal ve yönetişim temelli borç takasları, yeni bir finansal araç olarak giderek öne çıkmaktadır.

Barbados Maliye Bakanı Ryan Straughn’un açıklamalarına göre ülke, yıl sonunda düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP30) zirvesine kadar bu mekanizmanın ilk uygulayıcısı olacaktır. Barbados, “borç-karşılığında sosyal yatırım” türünde bir takasla, yüksek faizli tahvillerini kalkınma bankalarının kredi garantileri sayesinde daha düşük maliyetli yeni tahvillere dönüştürmeyi planlamaktadır.[2] Böylece hem borç servis yükü azalacak hem de sosyal sektörlere (muhtemelen eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi alanlara) yeni kaynak aktarımı sağlanabilecektir.

Bu yeni borç takas mekanizmasının en dikkat çekici özelliği, işlem süreçlerini standardize etmiş olmasıdır. Önceki borç takaslarında yaşanan hukuki ve finansal karmaşalar, uygulamanın yıllarca sürmesine ve sınırlı sonuçlar doğurmasına neden olmuştur. Barbados örneğinde ise Amerikalılar Arası Kalkınma Bankası (IDB), Dünya Bankası, Latin Amerika Kalkınma Bankası ve Karayip Kalkınma Bankası gibi dört büyük aktör süreci desteklemektedir. Bu bankaların kredi garantileri, yeni tahvillerin riskini azalttığı için özel yatırımcılar açısından cazip hale gelmektedir.

IDB Danışmanı Avinash Persaud’un açıklamasına göre, Karayipler’deki en az bir düzine ülke bu mekanizma kapsamında borç yapılandırmasına başvurabilecek durumdadır. Ancak temel ön koşul, bu ülkelerin kamu borçlarının “genel anlamda sürdürülebilir” olmasıdır.[3] Bu da IMF veya bölgesel kuruluşların değerlendirmelerine bağlıdır. İlk etapta 2-3 milyar dolarlık borcun bu yöntemle yeniden yapılandırılması planlanmaktadır.

Bu adımın Amazon Havzası gibi ekolojik olarak kırılgan bölgelerde de örnek teşkil edebileceği düşünülmektedir. Çünkü mekanizmanın “dirençlilik” etiketi, yalnızca çevresel değil; sağlık sistemleri, altyapı ve sosyal politikalar gibi geniş bir yelpazeye hizmet edebilecek projelere kaynak sağlamaya olanak tanımaktadır.

Her ne kadar bu mekanizma yenilikçi olsa da eleştirilerin odak noktasında yer almaktadır. Öncelikle, borç takasları her zaman bir tür “borcun borçla çevrilmesi” anlamına gelmektedir. Borç stokunun azalmasından ziyade vade ve maliyetlerin değişimi söz konusudur. Ayrıca, kalkınma bankalarının kredi garantileri, kamu kaynaklarıyla özel yatırımcıların risklerini hafifletiyor olabilir. Bu da kamu zararına özelleşmiş bir kazanç üretme potansiyeli taşımaktadır.

Bir diğer eleştiri, projelerin seçiminde şeffaflık ve etkili denetim mekanizmalarının olup olmayacağıdır. Eğer hükümetler bu kaynakları verimli kullanamazsa ya da yolsuzluklara açık projelere yönelirse, tüm modelin güvenilirliği sarsılabilir.

Barbados’un daha önce gerçekleştirdiği 300 milyon dolarlık borç takası örneği, yeni mekanizmaya olan güveni artırmaktadır. Bu işlem, ülkeye yaklaşık 125 milyon dolarlık faiz tasarrufu sağlamıştır.[4] Yeni takas ise çok daha büyük ölçekli olacak ve muhtemelen çevre projeleri yerine sosyal projelere yöneltilecek. IDB heyetinin temmuz ayında Barbados’u ziyaret ederek proje alanlarını incelemesi beklenmektedir.

Barbados gibi ada devletleri hem iklim krizinin doğrudan etkilerine hem de dış borç yükünün baskısına maruz kalmaları nedeniyle “çifte kırılganlık” sendromu olarak tanımlanan bir yapısal dezavantajla karşı karşıyadır. Tropikal fırtınalar, yükselen deniz seviyeleri ve kuraklık gibi iklim olayları, bu ülkelerde altyapıyı tahrip ederken; yeniden inşa için gerekli finansmanın borçlanma yoluyla sağlanması, kamu maliyesini sürdürülemez hale getirmektedir. Bu bağlamda, “dirençli kalkınma için borç takası” mekanizması yalnızca ekonomik değil; aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik açısından da hayati bir fonksiyona sahiptir. Barbados’un öncülüğü, bu tür ülkelerin gelecekte daha adil finansman modellerine erişimini kolaylaştırabilir.

Dört büyük kalkınma bankasının ortak hareket etmesi, yalnızca teknik bir finansman modeli değil; aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçları doğrultusunda kurgulanmış yeni bir kurumsal işbirliği çerçevesini temsil etmektedir. Özellikle IDB ve Dünya Bankası gibi kuruluşların, esnek ve yerel ihtiyaçlara göre şekillenen modelleri desteklemesi, Bretton Woods sisteminin katı çerçevelerinden uzaklaşan bir eğilim olarak okunabilir. Bu durum, Küresel Güney ülkelerinin daha kapsayıcı, katılımcı ve ihtiyaç temelli çözümlere yönelmesi açısından önemli bir kırılma noktası olabilir.

Her ne kadar Barbados örneği öncelikle ada devletleri ve Karayipler bağlamında kurgulanmış olsa da bu model borç yükü yüksek, ancak altyapı yatırımı ihtiyacı da bulunan ülkeler için fikir verici olabilir. Özellikle deprem gibi yüksek afet riski taşıyan ülkelerde, borç takası mekanizmalarının “afet dayanıklılığı” temelinde yapılandırılması mümkündür. Bu tip ülkeler, kalkınma bankalarıyla bu tür işbirliklerini iklim adaptasyonu, sosyal konut, yeşil enerji projeleri gibi alanlara yönlendirerek mali yükü azaltırken toplumsal faydayı artırma yoluna gidebilir. Bu noktada Barbados’un pilot uygulaması, söz konusu ülkeler için hem izlenecek bir örnek hem de müzakere edilecek yeni fırsatlar doğurabilir. Barbados’un öncülük ettiği bu model, borç yapılandırmasını yalnızca mali sürdürülebilirlik değil; aynı zamanda kalkınma öncelikleriyle ilişkilendiren yeni bir paradigma olarak okunabilir. Küresel Güney’de borç krizlerinin sosyal hizmetlerin çöküşüne yol açtığı örnekler çokça yaşanmıştır. Bu tür mekanizmalar, borcun toplumsal bir faydaya dönüştürülmesi yoluyla alternatif bir gelişme modeli sunabilir. Ancak başarısı, yalnızca teknik yapısına değil; uygulamadaki şeffaflığa, hesap verebilirliğe ve toplumsal katılıma da bağlı olacaktır


[1] Jones, Marc. “Barbados to Be Test Case for First Regional Debt Swap Scheme.”, Reuters, www.reuters.com/world/americas/barbados-be-test-case-first-regional-debt-swap-scheme-2025-07-09/, (Erişim Tarihi: 13.07.2025).

[2] Aynı yer.

[3] Aynı yer.

[4] Aynı yer.

Ali Caner İNCESU
Ali Caner İNCESU
Ali Caner İncesu, 2012 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olmuştur. Eğitimine Kapadokya Üniversitesi Turist Rehberliği ön lisans programında devam etmiş ve 2017 yılında mezun olmuştur. 2022 yılında Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği alanlarında yüksek lisans eğitimlerini başarıyla tamamlamıştır. 2024 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde University of Maryland Global Campus (UMGC) Siyaset Bilimi lisans programından mezun olmuştur. 2023 yılı itibarıyla Kapadokya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora eğitimine devam etmektedir.2022 yılında Paraguay Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nde (Ankara) özel danışmanlık görevi de yürüten İncesu, ileri seviyede İspanyolca ve İngilizce bilmekte olup İngilizce ve İspanyolca dillerinde yeminli tercümandır.Çalışma alanları Latin Amerika, uluslararası hukuk ve turizmdir.

Benzer İçerikler