Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşı sürdürme noktasındaki son ısrarından ve özellikle de nükleer tehdide başvurmasından sonra Çin’in Ukrayna Savaşı’yla ilgili görüşlerinin değişip değişmediği merak edilmektedir. Batı’da oluşan genel kanıya göre, Rusya-Çin dostluğu limitlerine ulaşmış ve artık düşüşe geçmeye başlamıştır. Örneğin 3 Ekim 2022 tarihinde Eski Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Rusya’yı Ukrayna Savaşı’nda desteklemenin yanlış olduğuna kanaat getirdiğini ve bu yüzden savaşla ilgili görüşünü değiştirmiş olabileceğini söylemiştir.[1] Kissinger’a göre; Cinping, Ukrayna Savaşı başlamadan önce, Rus mevkidaşı Vladimir Putin’e “açık bir çek” vermiştir. Bu desteğin sebebi, Rusya’nın Ukrayna’da hızlı bir zafer elde edeceğine inanmasıdır.
Putin’in, bu savaşın hızlı ve sancısız bir şekilde sonuçlanacağı konusunda Çinli mevkidaşını ikna ederek onun desteğini kazanmış olma ihtimali yüksektir. Çünkü savaştan önce Rusya’nın üst düzey kurmayları, harekât planının son derece başarılı olacağı konusunda Putin’i ikna etmiş ve cesaretlendirmiş gibi görünmekteydi. Dolayısıyla savaştan önce Putin’in kazanacağı konusundaki güveni tamdı.
Anlaşılan o ki; Putin, 2022 yılının Şubat ayında Kış Olimpiyatları çerçevesinde Pekin’e gittiği sırada bu güvenceyi Çinli yetkililere de aşılamayı başarmıştır. Buna mukabil Çin, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından kendisinin de karlı çıkacağını ve bu saldırının Batı’nın hegemonyasını zedelemek ve ona ders vermek için faydalı olacağını düşünmüş olabilir. Gerçekten de Pekin, Batı’nın dünyayı yönettiği ve uluslararası düzenin tek hegemonu olduğu algısıyla mücadele etmek ve bu kanıyı yıkmak için Moskova’nın yanında yer almak istemiş olabilir. Ancak Rusya’nın savaşta başarısız olması ve Batı’nın yaptırımlarının getirdiği ekonomik yükler, Cinping’in fikirlerini değiştirmesinde etkili olmuştur, denebilir.
Dış politika ve ekonominin birbiriyle yakından bağlantılı olduğu dikkate alınırsa, Çin’in özellikle de yaşlanan nüfus, yüksek mali borçlar ve emlak krizi de dahil olmak üzere artan iç sorunlarla karşı karşıya kaldığı ve bu durumun dış politikayı etkilediği sonucuna varılabilir. Bu yüzden de Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi esnasında yapılan ikili görüşmelerde Çin ve Rusya liderleri, ticaret ve tarım gibi alanlarda işbirliğini genişletme konusunda anlaşırken; askeri işbirliğinden söz edilmemiştir.[2] Bu bağlamda Rusya ve Çin’in ortaklıklarının kalıcı olmadığı, stratejik ortaklık kuramadıkları ve geçici bir işbirliği yaptıkları söylenebilir. Çünkü iki devlet, Ukrayna meselesinde görüldüğü üzere, dış politikada mutlak bir işbirliği geliştirmemiştir. Öyle ki;Çin, Rusya’nın askeri seferberlik duyurusunun ardından Ukrayna’da müzakere ve ateşkes çağrısında bulunmuştur. Konuyla ilgili açıklama yapan Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, “Tüm tarafların güvenlik endişelerine cevap verilecek şekilde müzakereler yoluyla ateşkes yapılması çağrısında bulunuyoruz.” demiştir.[3]
Putin’in seferberlik ilanının Pekin’i hayal kırıklığına uğrattığı söylenebilir. Çünkü bu savaştan en fazla zarar gören ve endişe duyan aktörlerden biri de Çin’dir. Bu rahatsızlığın temel sebebi, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşla ilgilenirken; Çin’in yardımına gelemeyecek olmasıdır. Pekin açısından böyle bir risk vardır. Bir diğer ifadeyle Rusya, Ukrayna’daki savaşını sürdürürken; Çin, Tayvan’la ilgili rahat karar alamamaktadır. Çünkü Moskova’nın desteğine güvenememektedir. Ukrayna’daki savaş bitince Çin, Tayvan’la birleşme operasyonu için cesaret toplayabilir. Kısacası Çin, bu savaşın bitmesini daha çok kendi çıkarları için istemektedir.
Üstelik Putin’in hırslı politikaları, Çin nezdinde makul veya kabul edilebilir olmaktan çıkmaktadır. Bunun en net göstergesi, Özbekistan’daki ŞİÖ Zirvesi’nde yaşanmıştır. Zirve esnasında kameralar karşısında Cinping, Putin’le el sıkışırken gergin bir gülümseme gerçekleştirmiş ve ardından ciddi bir şekilde Rus liderin yanından uzaklaşmıştır.[4] Bu tavırdan sonra Putin, “Çin’in endişelerini anlıyorum.” şeklinde açıklama yapmak durumunda kalmıştır. Nitekim bu zirvede Cinping, Rusya’yla birlikte çalışarak dünyada istikrarı sağlayabileceklerinin mesajını vermiştir. Buna rağmen Putin’in savaş yanlısı tutumunun Çin’i rahatsız ettiği öne sürülebilir.
Pekin’in Ukrayna Savaşı’nda Moskova’ya desteğini azaltmasının bir diğer nedeni ise Çin’in askeri-savunma güvenliğinin riske girecek olmasıdır. Normal şartlarda Çin, Rusya’ya askerî açıdan bağımlıdır. Ancak Ukrayna Savaşı’nda Rus Ordusu’nun yaşadığı kayıplar, askeri ürünlerin tedarik ve ikmalinde yaşanan sıkıntılar, Moskova’yı Pekin’e muhtaç duruma getirmiştir. Rusya, daha önceden sattığı askeri ürünlerin geliştirilmiş veya modernize edilmiş halini artık Çin’den geri almaktadır. Nitekim, savaşın ilk aylarında Washington’un ortaya attığı iddiaya göre Rusya, askeri mühimmatı giderek tükendiği için Çin’den askeri yardım istemiştir.[5] Hem Moskova hem de Pekin, bunu yalanlamışsa da iddiaların doğru olma ihtimali vardır. Ancak bu yardım, ilk değildir. Normalde Çin, söz konusu ürünlere ilişkin sevkiyatı zaten Rusya’ya yapmaktadır. Buradaki fark, silah satışının “askeri yardım” olarak nitelendirilmesidir.
Halihazırda Çin’in Rusya’ya sattığı askeri ürünler; insansız hava araçları bileşenleri, arazi araçları, radyasyona dayanıklı elektronik bileşenler ve çip tedariki şeklinde sıralanabilir. Mevcut durumda ise Rusya, Ukrayna Savaşı’ndaki kayıpları nedeniyle Çin’den karadan havaya füzeler, İHA’lar, istihbaratla ilgili teçhizat ve zırhlı ve lojistik araçlar da talep etmektedir. Dolayısıyla savaşın uzaması Çin’in kendi savunma zafiyetini de ortaya çıkarabilir. Tayvan’la ilgili planlar yaptığı bir dönemde Pekin, askeri açıdan güçlü olmak isteyecek ve hatta Rusya’nın desteğini arkasında görmeyi arzulayacaktır.
Sonuç olarak Pekin, ulusal çıkarları doğrultusunda Rusya-Ukrayna Savaşı’na bakışını revize etmektedir. Bunu, Çin’in Rusya’yla ilişkilerini yeniden kalibre etme çabası olarak yorumlamak mümkündür. Zira Ukrayna meselesi nedeniyle Rusya-Çin ilişkilerinde açık bir kırılma yaşandığını söylemek de çok doğru olmayacaktır.
[1] “Xi Jinping May ‘Recalibrate’ After Miscalculation of Siding with Russia, Henry Kissinger Says”, SCMP, https://www.scmp.com/news/china/article/3194737/xi-jinping-may-recalibrate-after-miscalculation-siding-russia-henry, (Erişim Tarihi: 05.10.2022).
[2] “Xi And Putin Vow Mutual Support, But Military Backing Unlikely, Analysts Say”, SCMP, https://www.scmp.com/news/china/diplomacy/article/3192805/xi-and-putin-vow-mutual-support-military-backing-unlikely, (Erişim Tarihi: 05.10.2022).
[3] “China Calls for Negotiations, Cease-Fire in Ukraine After Russia’s Military Mobilization Announcement”, AA, https://www.aa.com.tr/en/asia-pacific/china-calls-for-negotiations-cease-fire-in-ukraine-after-russias-military-mobilization-announcement/2690808, (Erişim Tarihi: 05.10.2022).
[4] “Is China About to Turn on Russia?”, Unherd, https://unherd.com/2022/10/is-china-about-to-turn-on-russia/,(Erişim Tarihi: 04.10.2022).
[5] “China Reverses Roles in Arms Trade with Russia”, FT, https://www.ft.com/content/dc4bc03c-3d9d-43bd-91db-1ede084e0798, (Erişim Tarihi: 05.10.2022).
