Dünya Derin Devleti Trump İle Ne Yapmak İstiyor?

Paylaş

Hemen söyleyelim, “sil baştan”. Şu ana kadar Trump üzerinden verdiği mesajlar (her ne kadar inişli-çıkışlı gibi görünse de) ABD’yi yeniden o eski günlerine taşımak için gerekirse “Washington’u, tüm dünyayı yakarım” modunda. Fakat yanlış anlaşılmasın, hemen yakacak değil. Sadece şu an elinde bir bidon benzin ve kibrit tutuyor, isteklerini bir bir sıralıyor. Siz buna raf ömrü dolmuş “kabadayı kovboy” ruh hali de diyebilirsiniz. Yani tam bir acziyet durumu!
Evet, yeni başkan Trump, ABD’nin devlet olarak önceki başkan Obama ile gerçekleştirmek isteyip de yapamadığı şeyi bu sefer onun “kaba versiyonu” ile hayata geçirmek istediği bir seçim. Dolayısıyla piyangodan çıkmış biri değil. Sadece, “öyle imiş” gibi lanse edilmeye çalışılıyor. Yani tam bir Hollywood yutturmacası. Nasıl mı?
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL

ANKASAM Kurucu Başkanı

Hatırlayacaksınız, Obama “değişim” diye gelmişti. Peki sonuç? Koskoca bir enkaz ve hayal kırıklığı! Tüm hata Obama’da mı? Elbette hayır. O sadece kendisine biçilen rolü iyi ya da kötü oynamaya çalıştı ve sonuç istenildiği gibi çıkmayınca da günah keçisi ilan edildi. Dolayısıyla Obama, Dünya Derin Devleti (3D)’nin ilk seçeneğinin kötü bir uygulayıcısı idi ve bu seçeneğin artık uygulanma imkânı da kalmadı.
ABD Hatayı En Başta Yaptı!
Çünkü ABD aslında Soğuk Savaş sonrası kazandım dediği anda kaybetmeye başlayan bir devlet idi. “Varlığı-gücü-meşruiyeti” hep bir “öteki”, düşman üzerineydi. O yüzden 11 Eylül ile bunu aşmak istedi ama bu sefer işe yanlış yerden başladı. Merkez hedef alacağına kenar kuşağa yüklendi ve bu kapsamda da daha önceki “öteki”ye karşı “müttefiki” olanları kendisine “düşman” seçti.
Sonuç; amiyane tabirle kovboy bu sefer kendi ayaklarına sıktı ve kaçınılmaz bir şekilde duvara tosladı.
Duvara sert bir şekilde toslayan 3D, bunun üzerine sıkı bir Haçlı yerine, Müslüman görünümlü bir Haçlı’yı iktidara taşıdı ve içinde bulunduğu tıkanıklıktan bu şekilde kurtulmak istedi. Obama da tipleme olarak buna fazlasıyla uygundu. Fakat onun renk tonu, sempatik görünmeye çalışan yüzü ve çiğnediği sakız ABD ile “ötekiler” arasında istenen iletişimi-işbirliğini bir türlü sağlamaya yetmedi. Öyle ki, gelişinde adına develer kesilen Obama görüldüğü yerde pabuçlanmaya başlandı.
ABD Önce Kendini ve Batı’yı Adam Etme Derdinde!
Şimdi, ABD Trump ile hem gerçek yüzüne dönüyor hem de daha önce başlaması gereken yerden operasyona başlıyor. Hegemon güç olmanın yolunun öncelikle Washington-New York ve Avrupa’daki başkentlerden, özellikle de onun sembolü olan Brüksel’den geçtiğinin farkında.
Daha somut bir ifadeyle ABD’nin, dolayısıyla da Trump’ın önceliği ilk olarak kendi evini ve yakın çevresini/tampon alanını sıkıya almak. Bunun anlamı ise Avrupa Birliği (AB) ve NATO olarak karşımıza çıkıyor. “ABD-Almanya-İngiltere-Fransa Dörtlüsü”nü o yüzden daha yakın takip etmekte fayda var. Çünkü şenlik başlıyor.
Tam da bu noktada Beyaz Saray Sözcüsü SeanSpicer’ın Beyaz Saray’daki günlük basın toplantısında Trump’ın NATO’ya bakışıyla ilgili yaptığı değerlendirme büyük bir önem kazanıyor.
NATO Genel Sekreteri JensStoltenberg ile telefonda görüşen James Mattis’in, “NATO’nun ABD için çok önemli olduğunu ve Washington’ın ittifaka bağlılığını koruyacağını” söylediğinin üzerinden daha bir gün geçmişken; daha önceki açıklamalarında NATO’nun artık “işlevsiz” olduğunu ve ABD’nin bu kuruma “gereğinden fazla para aktardığını” savunan Trump’ın Örgüt ile ilgili son değerlendirmesi sözcü tarafından dillendirildi: “O, NATO’nun kuruluş amacına uygun hareket ettiğini veya etkili olduğu düşünmüyor.”
Bunun üç anlamı var: ABD ya “dükkânı/örgütü” kapatacak ya yeniden yapılandıracak ya da daha küçük/mobil yapılar, NATOcuklar kuracak. ABD-Avrupa arasındaki son havaya bakıldığında üçüncü seçenek ABD açısından daha bir tercih nedeni olacağa benziyor.
Evet, Obama’nın yapamadığı “değişim”iTrump çok daha radikal bir şekilde yapacağa benziyor. Buna kendi içindeki sistem, uluslararası sistem ve ABD ile müttefikleri bağlamında geliştirdiği her türlü kurumsal yapılanma ve işbirlikleri de dâhil gibi görünüyor. Dolayısıyla fazlasıyla riskli-tehlikeli bir süreçten geçiyoruz. Buna, ABD-küresel sistemin türbülansı da diyebiliriz.
ABD/Batı’nın türbülansa girdiği bir ortamda bizim bir an önce içinde bulunduğumuz türbülanstan çıkmamız işte bundan dolayı çok önemli. Türk-İslam coğrafyası yüzyılda bir gelen bu fırsatı tepmemeli!
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, ASAM’ın Genel Koordinatörlük görevini de bir dönemliğine yürütmüştür. 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında “Arayış”, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yapmıştır. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Prof. Erol, 2006 yılından itibaren Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde de dersler vermiştir. Prof. Erol’un başlıca ilgi ve uzmanlık alanları ve bu kapsamda lisans, master ve doktora seviyesinde verdiği derslerin başlıcaları şu şekilde sıralanabilir: “Jeopolitik”, “Güvenlik”, “İstihbarat”, “Kriz Yönetimi”, “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”, “Türk Dış Politikası”, “Rus Dış Politikası”, “ABD Dış Politikası”, “Orta Asya ve Güney Asya”. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan Prof. Erol’un; “Avrasya Dosyası”, “Stratejik Analiz”, “Stratejik Düşünce”, “Gazi Bölgesel Çalışmalar”, “The Journal of SSPS”, “Karadeniz Araştırmaları gibi” akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, “Bölgesel Araştırmalar”, “Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları”, “Gazi Akademik Bakış”, “Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri”, “Ankara Uluslararası Sosyal Bilimler”, “Demokrasi Platformu” dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmekte, editör kurullarında yer almaktadır. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.

Benzer İçerikler