Analiz

Güney Kore-ABD Nükleer Denizaltı Anlaşması ve Bölgeye Etkileri

Güney Kore, ABD’den nükleer denizaltı (SSN) teknolojisi ve yakıt transferi onayı almıştır.
Anlaşma, AUKUS’un münhasırlığını zedeleyerek Hint Pasifik’te nükleer SSN yarışını tetiklemiştir.
Trump’ın teknoloji karşılığı 350 milyar dolarlık yatırım pazarlığı, “Önce Amerika” diplomasisinin yeni modelini oluşturmuştur.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Hint Pasifik bölgesi, günümüz uluslararası sisteminde hegemonik rekabetin en yoğun yaşandığı coğrafyalardan biridir. Bu ortam, nükleer teknolojilerin askeri uygulamalarıyla daha da karmaşıklaşmaktadır. 30 Ekim 2025 tarihinde Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee Jae-myung, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşme sonrasında nükleer enerjili saldırı denizaltıları (SSN) konusunda önemli bir anlaşmaya varmıştır. Buna göre Güney Kore, SSN alanında ABD’nin teknik yardımını alabilecek ve nükleer yakıt transferi yapılacaktır.[i] Bu rekabetin stratejik bir dönüm noktasını temsil etmektedir. Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi’nde duyurulan bu anlaşma, Güney Kore’nin savunma yeteneklerini dönüştürecek, AUKUS ittifakının bütünlüğünü, Japonya’nın nükleer kaygılarını ve Kuzey Kore’nin tehdit algısını doğrudan etkileyecektir.[ii]

Stratejik açıdan anlaşma, ABD’nin müttefiklerine yönelik pragmatik diplomasisinin bir yansımasıdır. Nükleer teknolojinin kontrollü transferi, karşılığında ekonomik yatırımlar ve bölgesel istikrar taahhütleri yoluyla ittifak bağlarını güçlendirmektedir. 

Güney Kore’nin SSN stratejisi, 2000’li yılların başlarına dayanmaktadır. Özellikle Kuzey Kore’nin balistik füze denizaltıları (SLBM) ve konvansiyonel denizaltı filosuna karşı asimetrik bir caydırıcılık arayışından kaynaklanmaktadır. Güney Kore bu platformları, Kore Yarımadası’nın güvenliğinin ötesinde Güney Çin Denizi ve Tayvan Boğazı gibi geniş Hint Pasifik alanlarında güç projeksiyonu için stratejik bir kaldıraç olarak değerlendirmektedir. Ancak bu amaç, iç politikadaki dinamikler ve uluslararası rejimin mevcut durumu nedeniyle uzun süre engellenmiştir. Güney Kore Silahlı Kuvvetleri’nde donanmanın ikincil konumu, muhafazakâr hükümetlerin (Yoon Suk-yeol dönemi, 2022-2024) SSN projelerini önceliklendirmemesi ve ABD ile 1974 tarihli ikili nükleer işbirliği anlaşmasının uranyum zenginleştirmesini %20’nin altında sınırlaması, ilerlemeyi sekteye uğratmıştır. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) yükümlülükleri de bu kısıtlamaları pekiştirmektedir.

Stratejik bir sapma olarak SSN’ye olan ilgi, sol eğilimli yönetimlerle (Lee Jae-myung gibi) ilişkilendirilmektedir. Bu durum, orduya duyulan güvensizliğin bir yansımasıdır. Aralık 2024 tarihinde Yoon’un kısa süreli sıkıyönetim girişimi ve ordunun girişime desteği, Lee yönetiminin donanma odaklı stratejilerini ivmelendirmiştir. Trump’ın ikinci başkanlık dönemi ise bu statükoyu kırma fırsatı sunmuştur. Lee, APEC Zirvesi’nde Trump’ı, Biden mirası AUKUS’u terk etmek yerine, anlaşmayı yeniden yapılandırmaya etmiştir. Trump, SSN onayı karşılığında Güney Kore’den 350 milyar dolarlık ABD yatırımı, gümrük indirimleri ve “Amerika’yı Gemi İnşasında Yeniden Büyük Yap” girişiminin taahhüdünü almıştır. Bu pazarlık, Trump’ın “Önce Amerika” doktrinini somutlaştırmaktadır. Özellikle Trump yönetimi, nükleer teknolojiyi ekonomik kaldıraç olarak kullanarak müttefik bağımlılığını artırmaktadır.[iii] Güney Kore’nin 30 yıllık çabası nihayet sonuç vermiştir. Bu duruma paralel olarak bölgede Çin ve Japonya, kendi SSN programlarını hızlandırabilir.[iv]

Anlaşma, Güney Kore’ye ABD’den yüksek zenginlikte nükleer yakıt tedariki ve SSN tasarımı ile inşasında teknik destek sağlamaktadır. Trump’ın 30 Ekim 2025 tarihli açıklamasına göre, yakıt transferi NPT normlarını dolaylı olarak esnetmekte; Seul’e askeri nükleer güç kullanımı için diplomatik meşruiyet kazandırmaktadır. İnşaatın ilk aşaması, Hanwha Ocean’ın Philadelphia Tersanesi’nde (Philly Shipyard) gerçekleştirilecektir, bu seçim Trump’ın iç istihdam önceliklerini yansıtmaktadır. Fakat ABD denizaltı endüstrisi yıllık 1,3 SSN üretimi ve AUKUS yükü altında zaten kapasite sınırındadır.[v]

Güney Kore, bu açığı kendi mühendislerini ve ekipmanlarını ABD’ye sevk ederek kapatmayı planlamaktadır. Uzun vadede anlaşma, SSN’lerin Ulsan veya Geoje tersanelerinde yerli üretimine kapı aralamaktadır. Seul’ün avantajları belirgindir; 50 yıllık sivil nükleer deneyim (APR-1400 reaktörleri), yıllık 100 binden fazla STEM mezunu, Hyundai Heavy Industries gibi dev savunma sanayii aktörleri ve KSS-III konvansiyonel denizaltı programına sahiptir.[vi]

Tahmini maliyet, ilk faz için 12-18 milyar dolar olup 2026 savunma bütçesindeki %15’lik artışla finanse edilecektir. Ancak yakıt zenginliğinin %20 sınırı, tam özerkliği sınırlamaktadır.  3 Kasım 2025 tarihinde ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in Seul ziyareti, anlaşmanın operasyonel entegrasyonunu pekiştirmiştir.[vii] Hegseth ve Güney Kore Savunma Bakanı Ahn Gyu-back, 57. Güvenlik Danışma Toplantısı (SCM) öncesi Ortak Güvenlik Bölgesi’ni (JSA) ziyaret ederek ittifak sembolizmini vurgulamıştır. SCM gündemi, genişletilmiş caydırıcılık, siber-füze savunması ve savaş zamanı operasyonel kontrol (OPCON) transferini içermektedir.[viii]

Anlaşmanın en kritik stratejik yansıması, AUKUS’un 1. Sütunu’ndaki SSN transferi üzerinedir. Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, 31 Ekim 2025 tarihinde entegrasyon spekülasyonlarını reddetmiştir. Ancak Trump’ın Beş Göz dışındaki bir müttefike nükleer tahrik paylaşması, AUKUS’un münhasırlığını erozyona uğratmaktadır.[ix]

Japonya için anlaşma, nükleer travmalarını tetikleyen bir unsurdur. Tokyo, NPT’ye bağlılığı nedeniyle askeri nükleer güce şüphecidir. APEC sırasında sessiz kalan Japonya, özelde Trump’ı normları baltalamakla suçlamaktadır. 29 Ekim 2025 tarihinde Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi’nin Hegseth ile Tokyo görüşmesi, QUAD uyumunu kurtarma çabasıdır.[x]Bu hususta, Japonya’nın kendi SSN programını hızlandırmasına yol açabilir.

Sonuç olarak Güney Kore-ABD nükleer denizaltı anlaşması, 30 Ekim 2025 tarihinde ilan edilen bu stratejik hamle, Hint Pasifik bölgesinin güvenlik mimarisinde kalıcı bir kırılma noktası oluşturmaktadır. Anlaşma, Güney Kore’nin savunma kapasitesini dönüştürmekle kalmayıp ABD’nin müttefiklik ilişkilerinde teknoloji transferini ekonomik ve siyasi kaldıraç olarak kullanma paradigmasını pekiştirmektedir. 

Trump yönetiminin “Önce Amerika” doktrini çerçevesinde gerçekleştirilen bu pazarlık, nükleer tahrik teknolojisinin kontrollü paylaşımı yoluyla ittifak bağlarını yeniden yapılandırırken, bölgesel güç dengesinde asimetrik bir kayma yaratmaktadır. Kısa vadede Seul, Kuzey Kore’nin balistik füze denizaltı tehdidine karşı caydırıcılık üstünlüğü elde etmektedir. Uzun vadede ise Güney Çin Denizi ve Tayvan Boğazı gibi kritik deniz yollarında güç projeksiyonu kapasitesini artırmaktadır. Bu durum, Çin’in bölgesel hakimiyet iddiasına karşı ABD merkezli ittifak sisteminin yeniden konumlandırılmasını zorunlu kılmaktadır.


[i] “Why South Korea wanted an SSN deal with the US and what it may mean for Australia”, ASPI, https://www.aspistrategist.org.au/why-south-korea-wanted-an-ssn-deal-with-the-us-and-what-it-may-mean-for-australia/, (Erişim Tarihi: 03.11.2025).

[ii] Aynı yer.

[iii]“Trump says South Korea has approval to build nuclear-powered submarine”, Reuters, https://www.reuters.com/world/china/trump-says-south-korea-has-approval-build-nuclear-powered-submarine-2025-10-29, (Erişim Tarihi: 03.11.2025).

[iv] “South Korea’s 30-year quest for nuclear submarines pays off”, Breaking Defense, https://breakingdefense.com/2025/10/trump-south-korea-nuclear-submarines-china/, (Erişim Tarihi: 03.11.2025).

[v] “Can the U.S. Navy Really Build 3 Submarines Per Year?”, The National Interest, https://nationalinterest.org/blog/buzz/can-us-navy-really-build-3-submarines-year-213743(Erişim Tarihi: 03.11.2025); “Congressional analysis lays bare AUKUS challenges as Australia looks to arm future submarines with hypersonics”, ABC, https://www.abc.net.au/news/2025-01-17/us-congressional-analysis-blunt-on-aukus-difficulties/104826856(Erişim Tarihi: 03.11.2025).

[vi] “S. Korea and US defense chiefs visit JSA ahead of talks on nuclear subs, OPCON transfer”, Korea Times, https://www.koreatimes.co.kr/southkorea/defense/20251103/s-korea-us-defense-chiefs-visit-jsa-ahead-of-talks-on-nuclear-subs-opcon-transfer, (Erişim Tarihi: 03.11.2025). 

[vii] Aynı yer.

[viii]“Hegseth visits South Korea for talks on U.S. troops, tour of DMZ border”, Reuters, https://www.reuters.com/business/aerospace-defense/hegseth-visits-south-korea-talks-us-troops-tour-dmz-border-2025-11-03, (Erişim Tarihi: 03.11.2025). 

[ix] “The mystery of South Korea’s nuclear-powered submarines”, Lowy Institute, https://www.lowyinstitute.org/the-interpreter/mystery-south-korea-s-nuclear-powered-submarines, (Erişim Tarihi: 03.11.2025).  

[x] “COMMENTARY: South Korea’s Nuclear Submarine Ambitions”, National Defense Magazinehttps://www.nationaldefensemagazine.org/articles/2025/10/31/commentary-south-koreas-nuclear-submarine-ambitions, (Erişim Tarihi: 03.11.2025). 

Zeynep Çağla ERİN
Zeynep Çağla ERİN
Zeynep Çağla Erin, 2020 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Feminist Perspective of Turkish Modernization” başlıklı bitirme teziyle ve 2020 yılında da İstanbul Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sosyoloji bölümünden mezun olmuştur. 2023 yılında Yalova Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim dalında “Güney Kore’nin Dış Politika Kimliği: Küreselleşme, Milliyetçilik ve Kültürel Kamu Diplomasisi Üzerine Eleştirel Yaklaşımlar” başlıklı yüksek lisans tezini tamamlayarak mezun olmuştur. Şu an Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim dalında doktora eğitimine devam etmektedir. ANKASAM Asya & Pasifik Uzmanı olan Erin’in başlıca ilgi alanları; Asya-Pasifik, Uluslararası İlişkiler’de Eleştirel Teoriler ve Kamu Diplomasisi’dir. Erin iyi derecede İngilizce ve başlangıç seviyesi Korece bilmektedir.

Benzer İçerikler