Yumuşak güç, uluslararası ilişkiler disiplininde büyük önem teşkil etmektedir ve genel kanının aksine siyasette yön değiştirici bir etken olarak boy gösterebilir. Yüksek teknoloji çağı olarak kabul edilen 21. yüzyılda kitleleri harekete geçirebilecek kapasiteye haiz olan medya ve medya yönetimi ise yumuşak gücün bir aracı olmuş ve etkili bir şekilde kullanıldığında, ülkelere uluslararası siyasette başarı sağlamıştır. Ana akım medyada film endüstrisinin gelişmesi ve televizyonların yaygınlaşmaya başlamasından itibaren günümüze dek Batı ve özellikle Amerikan figürleri her daim konuşulur olmuştur. Lakin 2010’lu yıllardan itibaren Asya’dan yükselen Güney Kore’ye ait popüler kültür ögeleri artık tüm dünyada yaygınlaşmaya başlamış, bu ülkeyle sembolleşen müzik ve film-dizi endüstrisi, Güney Kore’nin uluslararası arenada yumuşak gücünün artmasını sağlamıştır.
Bilindiği üzere, 120 yılı aşkın süredir Amerikan film endüstrisi Hollywood, yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) değil; tüm dünyada yakından izlenmiş ve bir kültür ikonu inşa edilmiştir. Bu filmler, dünyanın dört bir yanına ihraç edilmiş ve ABD ekonomisi bundan oldukça yarar sağlamıştır. 1930’lu yıllardan itibaren sesli sinemaların artmasıyla film yıldızları daha da ön plana çıkmış, onların yaşam tarzı merakla yakından takip edilmiş ve insanlar onlara benzemeye çalışmıştır. Film endüstrisinin yanı sıra zincir hazır yemek restoranları ve kahve dükkânlarıyla Amerikan kültürü tüm dünyaya yayılmıştır. Böylece ABD, sert gücünün yanı sıra ‘Amerikanlaşmanın” getirdiği yumuşak gücüyle de hegemonyasını tüm dünyaya yaymıştır. Ancak milenyumla birlikte Amerikan hegemonyası diğer alanların yanı sıra kültürel alanda da tekelini yitirmeye başlamış ve karşısında yeni rakipler bulmuştur.
Söz konusu rakiplerin arasında, popüler kültürde yumuşak gücü git gide artan “Asya Kaplanları”ndan biri olan Güney Kore yer almaktadır. 2000’li yılların başlarında literatüre kazandırılan ve “Kore Dalgası” olarak çevrilebilecek Çince sözcük “Hallyu”, yükselen Güney Kore popüler kültürünün önemini anlatan bir ifadedir. İlk olarak Güney Kore’nin dram dizileri, uluslararası piyasaya ihraç edilmeye başlanmıştır. Ardından Samsung marka teknolojik aletlerin kullanımı dünya çapında yaygınlaşmıştır. Erken 2000’li yıllarda bu gelişmeler yaşanırken, Güney Kore devleti, bahse konu olan ekonomik-kültürel gelişmenin farkına varmış ve bu etkiyi “yumuşak güce” çevirmek için çabalamaya başlamıştır.[1] Çünkü 2012 yılında BBC’de yayımlanan habere göre, Seul yönetiminin marka müdürü Peter Kim, Güney Kore’de henüz kültürel bir markanın yaratılamadığından bahsetmiştir.[2]
2022 senesine gelindiğinde ise Güney Kore, popüler kültür alanında ilklere ve enlere imza atmıştır. 2012 yılında Güney Koreli pop müzik şarkıcısı Psy’ın “Gangnam Style” isimli parçası uzun süre en çok dinlenen şarkı olarak listelerde yer almıştır. Öte yandan 2020 yılı, Oscar Akademi Ödülleri’nde bir ilk gerçekleşmiş ve en iyi film ödülü İngilizce olmayan bir filme; yani Güney Kore yapımı “Parazit” filmine verilmiştir.Ayrıca 2021 senesinde piyasaya çıkan ve dizi izleme platformu Netflix’te en çok izlenen dizilerden birisi olan Güney Kore menşeili Squid Game isimli dizi olmuş ve yaklaşık 900 milyar dolar hasılat yapmıştır.[3]
Film endüstrisinin yanı sıra, Kore popüler müzik gruplarının prestiji de dünya genelinde artmaya başlamıştır. K-Pop olarak anılan bu müzik gruplarının büyümesinin temelinde hayran grupları önemli bir rol oynamıştır. Kore kültürünü geliştirme ve yayma konusunda büyük bir hevesle çalışan Hallyu bağlantılı kuruluşların sayısı her geçen gün daha da artmaktadır. Zira bu kuruluşların sayısı, her yıl %7 artmaktadır. Üye sayısında ise %36’lık artış yaşanmaktadır.
2020 yılı itibarıyla dünyanın tüm ülkelerinde Hallyu’yla ilgili kuruluşlara katılan toplam üye sayısı yaklaşık 100 milyona ulaşmıştır.[4] Ünlü K-Pop grubu BTS’nin tek başına Güney Kore ekonomisine yılda 3,6 milyar dolardan fazla kazandırdığı tahmin edilmektedir. Covid-19 salgınından öncesi dönemde, Güney Kore’yi ziyaret eden yaklaşık 800.000 turistin bu gruptan etkilendikleri için ziyaret ettikleri belirtilmektedir. Üstelik bu rakam, toplam turist sayısının %7’sini oluşturmaktadır.[5]
Bahsi geçen başarılar, elbette Güney Kore için tesadüf değildir. Çünkü Seul yönetimi, 2012 yılından beri ulusal marka eksikliğini gidermek için çaba sarf etmektedir. “Güney Kore” markasını oluşturmak, basitçe milliyetçi bir hareket olarak adlandırılmamalıdır. Zira çok daha fazlasını içermektedir. Ekonomik faydanın yanı sıra Güney Kore gibi orta ölçekli büyüklükte devletler için vazgeçilmez bir unsur olan yumuşak gücü de sağlamaktadır.
Neticede askerî ittifaklar, savunma sistemlerinin büyüklüğü ve ekonomik yaptırımlar gibi pek çok “yüksek” politikayı ilgilendiren unsurlara rağmen yumuşak gücün devletler için önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Güney Kore de bu konudaki en başarılı devletlerden biridir.
[1] “How South Korean Pop Culture Can Be a Source of Soft Power”, Carnegie Endowment for International Peace, https://carnegieendowment.org/2020/12/15/how-south-korean-pop-culture-can-be-source-of-soft-power-pub-83411, (Erişim Tarihi: 21.02.2022).
[2] “Selling South Korea: No ‘Sparkling’ Brand Image”, BBC, https://www.bbc.com/news/world-asia-16713919, (Erişim Tarihi: 21.02.2022).
[3] “How Much Money Did Squid Game’s Creator Really Make From Netflix?”, Looper, https://www.looper.com/651415/how-much-money-did-squid-games-creator-really-make-from-netflix/?utm_campaign=clip, (Erişim Tarihi: 21.02.2022).
[4] “Hallyu to the World: The Incredible Rise of Korean Culture”, The Drum, https://www.thedrum.com/news/2021/10/27/hallyu-the-world-the-incredible-rise-korean-culture, (Erişim Tarihi: 21.02.2022).
[5] “Beyond Security: South Korea’s Soft Power and the Future of the U.S.-ROK Alliance in a Post-Pandemic World”, Center for Strategic and International Studies, https://www.csis.org/analysis/beyond-security-south-koreas-soft-power-and-future-us-rok-alliance-post-pandemic-world, (Erişim Tarihi: 21.02.2022).
