Kamerun’da 12 Ekim 2025 tarihinde yapılan başkanlık seçimleri, ülkeyi beklenmedik ancak tehlikeli bir siyasi çıkmaza sürüklemiştir.[i] Mevcut resim, 92 yaşındaki Devlet Başkanı Paul Biya’nın devamlılık vaadi ile 76 yaşındaki eski bakan Issa Tchiroma Bakary’nin değişim iddiası arasında sıkışmış bir ülkeyi göstermektedir. Tchiroma’nın 14 Ekim’de resmî sonuçları beklemeden zaferini ilan etmesi ve hükümetin bunu yasa dışı bulması, ülkenin uzun süredir devam eden krizi bir patlama noktasına getirmiştir.
21 Ekim tarihinde seçim kurulunun açıkladığı sonuçlara göre Biya’nın yüzde 52 ile yeniden seçildiği açıklanmıştır.[ii]Dolayısıyla Paul Biya, 8. dönemine başlayacaktır. Ülkedeki birçok önemli makamı işgal eden kişilerin 70 yaş ve üzeri olduğu, yaş ortalamasının 18 olduğu ve nüfusun ise 29 milyon olduğu göz önüne alındığında ülkede bir şeylerin yolunda gitmediği anlaşılabilir. Bu nedenle başkent Yaounde ve Garoua gibi şehirlerde başlayan protestolar bunun sebebi niteliğindedir. Mevcut seçim sonrası kriz, 2018 yılının bir kopyası olsa da Anglophone krizi, ekonomik durgunluk ve rejim içi çatlakların derinleştiği bir ortamda Kamerun’un geleceği için daha ciddi bir istikrarsızlık sinyali veriyor olabilir.
Kamerun’da meydana gelenler, 2018 yılındaki olaylar gibi tipik bir seçim sonrası kriz örneğidir. O yıl Maurice Kamto tarafından uygulanan stratejiyi benimseyen Issa Tchiroma Bakary, 14 Ekim’de yaptığı “Zaferimiz net” açıklamasıyla devlet kurumlarına olan güvensizliği ortaya koymuştur. Bu girişim, resmî sonuçlar Paul Biya’nın lehine açıklandığında, sonuçların meşruiyetini en başından sarsma ve hile iddiasına uluslararası kamuoyunun dikkatini çekme amacı taşımaktadır. Hükümet, Bölgesel Yönetim Bakanı Paul Atanga Nji tarafından bu bildiriyi kırmızı çizgi ve yıkıcı girişim olarak tanımlamıştır. Bu, hükümetin Anayasa Konseyi aracılığıyla rejimin meşruiyet tekelini korumak için yaptığı bir çağrı olarak algılanabilir. Konsey’e seçimlerin iptali için yapılan çok sayıda başvurunun, üyelerin tamamına yakınının Biya’ya sadakati göz önüne alındığında, muhalefet lehine sonuçlanması neredeyse imkansızdır.
2018 krizini bu krizden ayıran en önemli unsur aktörlerin profili olmuştur. “Sfenks” lakabıyla bilinen 92 yaşındaki Paul Biya, devlete entegre olmuş parti yapısı (CPDM) ve sadık güvenlik aygıtından daha fazla güç elde etmektedir. Biya, Anayasa Konseyi’nin kendi zaferini yasal olarak tescillemesini beklemektedir. Bu seçimin en ilgi çekici dinamiklerinden biri, yakın zamana kadar (Haziran 2025) hükümetin en önemli sözcülerinden olan Tchiroma’nın ana muhalefet figürüne dönüşmesiyle ortaya çıkmıştır.
Tchiroma’nın rejimin içinden (insider) bir profil sunması, Biya elitleri arasında bir bölünmenin işareti olabilir. Vaat ettiği 3-5 yıllık bir geçiş dönemi, rejimin tamamen çökmesinden ziyade kontrollü bir değişim isteyen gruplara ulaşmak için bir taktik olarak görülebilir. Bununla birlikte on bir adayın yarıştığı seçimde muhalefetin bölünmüşlüğü Biya’nın en büyük avantajı olmuştur. 2018 seçimlerinde güçlü adayı Maurice Kamto’nun yarışmasının engellenmesiyle Kamto tabanının Tchiroma için ne kadar destek verdiğinin belirsiz kalması da bu durumu güçlendirebilir.
Söz konusu ülkede “seçim” teriminin anlamını yitirdiği çok sayıda krizin gölgesinde seçim yapılmıştır. Ülkenin İngilizce konuşulan Kuzeybatı ve Güneybatı bölgelerinde meydana gelen ayrılıkçı çatışmanın (Anglophone krizi) bir sonucu olarak, bu bölgelerde seçimler gerçekten yapılmamış veya seçmen katılımının son derece düşük olması, seçimin ulusal temsil gücünü önemli ölçüde etkilemiştir. Buna ek olarak Uzak Kuzey bölgesinde Boko Haram ve DAEŞ bağlantılı grupların tehdidi ve ciddi bir yaşam pahalılığı krizini tetikleyen ekonomik bunalım eklendiğinde, seçmen katılımının 2018 yılına kıyasla daha da düşük kalması, halkın büyük bir kesiminin siyasi süreçten koptuğu anlamına gelmektedir. Bu noktada başkent Yaounde ve Garoua’da başlayan protestolar, siyasi bir anlaşmazlığın yanı sıra ekonomik ve sosyal hayal kırıklığının bir sonucu olabilir.
21 Ekim 2025 tarihi itibarıyla Kamerun bıçak sırtı bir durumdadır ve resmî sonuçların açıklanacağı güne kadar bu durum daha da artabilir. Anayasa Konseyi, tüm itirazları reddederek Paul Biya’yı seçimin galibi ilan edebilir. Bu durumda, rejimin çalınmış seçim olarak adlandırılan protestolara karşı sert güvenlik önlemleri, gözaltılar ve internet erişimini kısıtlamalarıyla yanıt vermesi beklenebilir. 2018 yılından farklı olarak bu kez muhalefet liderinin rejimin eski bir üyesi olması, rejim içi bir bölünme olasılığını azaltmaktadır. Şu anki veriler, güvenlik aygıtının Biya’ya sadık kaldığını göstermektedir. Bununla birlikte protestoların artması ve Tchiroma’nın iktidardakilerden beklenmedik bir destek bulması, rejimin kriz yönetimini zorlayabilir.
Sonuç olarak Kamerun başkanlık seçimleri, demokratik bir seçimden çok ülkeyi felç eden yapısal sorunların çözümsüzlüğünü teyit eden siyasi bir ritüeldir. Issa Tchiroma gibi ana muhalefet figürü, rejimin içinden gelen bir kişi olduğundan, mücadelenin bir rejim değişikliğinden ziyade sistem içinde bir güç değişikliği olduğunu göstermektedir. Tchiroma’nın erken zafer duyurusu ve ardından meydana gelen sokak hareketleri, Paul Biya’nın beklenen sekizinci dönem zaferinin Anayasa Konseyi tarafından yasal olarak onaylanmasına rağmen kazanacağı meşruiyetin gerçek hayatta ne kadar zayıf kalacağını göstermektedir. Bu durum, Kamerun’un siyasi yönetimin imkansızlaştığı ve sürekli bir istikrarsızlık sarmalına girmiş olabileceğini ortaya koymaktadır.
[i] “Cameroon: Paul Biya declared as provisional winner of presidential election”, Africa News, 21 Ekim 2025, https://www.africanews.com/2025/10/21/cameroon-paul-biya-declared-as-provisional-winner-of-presidential-election/, (Erişim Tarihi: 21.10.2025).
[ii] Aynı yer.
