2025 yılı, jeopolitik gerilimlerin zirveye ulaştığı, küresel ekonominin toparlanma mücadelesi verdiği bir yıl olarak tarihe geçmiştir. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın uzaması, Orta Doğu’daki çatışmaların yayılması ve iklim krizinin derinleşmesi, uluslararası toplumu istikrar, sorumluluk ve adil küresel yönetişim ihtiyacını yeniden hatırlatmaktadır. Bu belirsizlik ortamında Çin, büyük güçler arası koordinasyonu teşvik ederek yapıcı etkileşimleri artırarak ve barışçıl bir arada yaşama çerçevesini ilerleterek öne çıkmaktadır. Çin’in 2025 yılındaki dış politika hamleleri, başta Neoliberal Kurumsalcılık (Robert Keohane) ve Liberal Yumuşak Güç Teorisi (Joseph Nye) olmak üzere liberal uluslararası ilişkiler çerçevesini güçlendirmiştir. Şi Cinping’in vurguladığı üzere “Büyük ülkeler, küresel stratejik istikrarı ilgilendiren ilişkilerinde özel sorumluluklar üstlenmelidir.” Bu yaklaşım, liberal uluslararası ilişkiler teorisinin temel taşlarını yansıtmaktadır. Özellikle karşılıklı bağımlılık, kurumlar aracılığıyla işbirliği ve yumuşak güç bağlamında Çin’in 2025 yılındaki sorumlulukları ön plana çıkmaktadır.[i]
Liberal perspektiften bakıldığında Çin’in rolü, Keohane’ın After Hegemony (1984) eserinde tanımladığı üzere hegemonik olmayan bir küresel yönetişimde paydaş olarak konumlanmayı temsil etmektedir. Keohane, uluslararası kurumların, devletlerin egoist çıkarlarını aşarak kolektif fayda üretmesini savunmaktadır.[ii] Çin’in 2025 yılındaki diplomatik hamleleri, bu kurumları güçlendirerek belirsizliği azaltma amacına hizmet etmiştir. Benzer şekilde Nye’ın Soft Power (2004) kavramı, Çin’in ekonomik çekicilik ve kültürel diplomasi yoluyla istikrarı sağladığını göstermektedir. Nye, liberal düzenin Çin gibi yükselen güçlerle evrilerek sürdürülebileceğini belirtmiştir. Bu düzen sürdürülmediği takdirde Thucydides Tuzağı’na düşme riski artmaktadır.[iii]
Liberal Teori Çerçevesinde Çin’in Sorumlu Paydaşlığı
Liberal uluslararası ilişkiler, Immanuel Kant’ın Ebedi Barış (1795) idealinden esinlenerek, ticaretin barışı teşvik ettiğini ve kurumların çatışmayı yönettiğini varsaymaktadır. Çin’in 2025 yılındaki rolü, bu teoriyi somutlaştırmaktadır. Büyük Güç İnisiyatifleri (örneğin, Küresel Kalkınma İnisiyatifi) aracılığıyla Güney-Güney işbirliğini artırarak, liberal düzenin kapsayıcılığını genişletmiştir. ABD Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Robert Zoellick’in 2005’teki “Sorumlu Paydaş” (Responsible Stakeholder) çağrısı, Çin’i liberal düzene entegre etmeyi hedefleyen bir stratejisi olarak karşımıza çıkmaktadır. 2025 yılında Çin, bu rolü üstlenerek küresel kamu mallarına (ekonomik büyüme, iklim istikrarı) katkı sağlamakta ve belirsizliği Keohane’cı anlamda kurumsal mekanizmalar aracılığıyla yönetmektedir.[iv]
Keohane ve Nye’ın neoliberalizmi, Çin’in yükselişini fırsat olarak görmektedir. Keohane, Power and Interdependence (1977) eserinde, ekonomik bağların güvenlik risklerini azalttığı savunulmaktadır. Çin’in 2025 yılındaki ekonomik diplomasisi, bu bağımlılığı pekiştirmektedir. Nye ise Çin’in yumuşak gücünün örneğin Kuşak ve Yol Girişimi’nin (KYG) liberal değerleri yayabileceğini belirtmektedir.[v] Ancak otoriter eğilimlerin düzenin erozyonuna yol açabileceği hususunda uyarıda bulunmaktadır. 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) katılan Çin, liberal ticaret kurallarını benimseyerek küresel büyümeye 30 trilyon dolar katkı sağlamıştır.[vi] Benzer şekilde 2015 Paris İklim Anlaşması’nda Çin’in taahhütleri, kurumlar yoluyla kolektif eylem yaratmaktadır. Bu örnekler, Çin’in liberal düzene uyumunu göstermektedir. 2025 yılında ise Çin, küresel rolünü derinleştirerek düzenin evrilmesini sağlamaktadır.
Çin-Rusya İlişkilerinde İstikrar
2025 yılında Çin-Rusya ilişkileri iki liderin karşılıklı ziyaretleriyle yeni bir yol çizmiştir. Stratejik güvenlik danışma mekanizmaları sorunsuz işlerken, bölgesel işbirliği güçlenmiş, kapsamlı stratejik ortaklık, yeni çağda daha dirençli hale gelmiştir. Şi Cinping, “Bu yıl, Çin ve Rusya, fırtınalı dış ortamı sükunetle yöneterek daha kaliteli kalkınmayı hedefledi” demiştir. Bu çerçevede vize muafiyetiyle 3,5 milyon karşılıklı ziyaret öngörülmüş; KOBİ Forumu’nda 200 milyar dolarlık 80 proje duyurulmuştur.[vii]
Bu ilişki, Keohane’ın karşılıklı bağımlılık teorisini yansıtmaktadır. Çin ve Rusya arasındaki enerji ve ticaret bağları, çatışma riskini azaltmaktadır. Nye, bu ortaklığın yumuşak güç olarak Avrupa’ya alternatif sunduğunu ancak liberal kurumları örneğin, Şanghay İşbirliği Örgütü’nü (ŞİÖ) güçlendirerek küresel yönetişimi iyileştirdiğini savunmaktadır. Örneğin 1996 Şanghay Beşlisi, Soğuk Savaş sonrası istikrarı sağlamıştır. Ukrayna bağlamında Çin’in arabuluculuğu, liberal barış idealini somutlaştırmış, Zoellick’in paydaş kavramını Rusya’ya uyarlamıştır.[viii]
Çin-ABD İlişkilerinde Yeniden Yapılanma
2025 yılı, Çin-ABD ilişkisini yeniden yapılanma olarak tanımlamıştır. Şi ve Trump’ın dört telefon görüşmesi ve Güney Kore’deki yüz yüze toplantısı, iki dev ekonomiyi stabilize etmiştir. Ticarette temel uzlaşmalara varılmış; askeri kanallar açık tutularak, deniz güvenliği görüşmeleri sürdürülmüştür.[ix] Şi bu gelişmelerden sonra “Tarih ve gerçeklik, Çin ve ABD’nin ortak ve dost olması gerektiğini öğretti” demiştir. 2025 yılının Ocak-Ekim aylarında 3.500 Çin firması ABD’de fuarlara katılmış; Çin İthalat Fuarı’nda ABD stantları rekor kırmıştır. Kültürel olarak, “Gulingyuan” Gençlik Korosu Haftası 1.000 genci birleştirmiştir.[x] 2025 yılında karşılıklı bağımlılık, savaşı önlemiştir. Uzlaşmalar ve ticaretteki anlaşmalar DTÖ’yü canlandırmıştır. Örneğin 1972 Ping-pong diplomasisi, Nixon’ın Çin ziyaretine zemin hazırlamıştır. Bugün, Trump-Şi görüşmeleri benzer yumuşama sağlamış ve liberal esnekliği pekiştirmiştir.
Çin-AB İlişkilerinde Parlak 50 Yıl
2025 yılında Çin-AB diplomatik ilişkilerinin 50. yılı kutlanmıştır. Ortaklık pozisyonunun stratejik değeri netleştirmiştir. Pekin’deki 25. Zirve ve Avrupa liderlerinin ziyaretleri, işbirliğini vurgulamıştır.[xi]
Şi, Avrupa’yla ilişkilerde üç ilke önermiştir: “Karşılıklı saygı, açıklık ve çok taraflılık”. 2025 yılının Eylül ayında, merkez bankaları para takası anlaşmalarını yenilenmiştir. Çin-Avrupa Demiryolu 118.600 sefere ulaşmıştır. Chang’e-5 ay örnekleri Avrupa’ya ödünç verilmiştir. Kurumlar arası farklar stratejik yönetilerek ortak fayda yaratmıştır. Ayrıca yeşil işbirliği yumuşak güç olarak kullanılmış; Çin’in iklim taahhütleri, liberal değerleri ve sürdürülebilirlik ortak bir paydaya dönüştürülmüştür.[xii] 1975 yılında kurulan diplomatik bağlar, Deng Xiaoping’in reformlarını desteklemiştir. 2025 Zirvesi, bu mirası yenileyerek çok kutuplu liberal düzene katkı sağlamıştır.
Çin’in 2025 girişimleri, Dört Küresel İnisiyatif’le Güney-Güney işbirliğini artırmıştır. Çin, 2025 yılında küresel belirsizlikler karşısındaki diplomatik ve stratejik rolünü, Liberal Uluslararası İlişkiler Teorisi’nin epistemolojik çerçevesi içinde değerlendirmiştir. Elde edilen bulgular, Çin’in, Realizmin öngördüğü kaçınılmaz güç mücadelesi yerine Neoliberal Kurumsalcılığın (Keohane) ve Yumuşak Güç Teorisinin (Nye) merkezinde yer alan işbirliği, karşılıklı bağımlılık ve çok taraflılık ilkelerini benimseyerek küresel istikrara yapıcı bir katkı sunduğunu göstermektedir.
Çin’in rolü, liberal teorinin kendisinin de yapısal bir adaptasyon sürecinden geçtiğini kanıtlamaktadır. Klasik liberalizm, genellikle Batı normlarına ve siyasi rejimlerine odaklanırken, Çin’in “Sorumlu Paydaş” olarak yükselişi, liberal düzenin artık tek bir hegemonik gücün dayattığı normlar yerine farklı ideolojik rejimlerin dahi ortak rasyonel fayda temelinde entegre olabildiği post-hegemonik bir rejime doğru evrildiğini işaret etmektedir. Çin’in Dört Küresel İnisiyatifi mevcut liberal kurumları (BM, DTÖ) yıkmak yerine onları daha kapsayıcı ve Güney-Güney işbirliğine daha fazla odaklanan liberal rejim reformları olarak işlev görmektedir. Bu durum, Keohane’ın uluslararası rejimlerin esnekliği ve rasyonel çıkar güden aktörler tarafından bile sürdürülebilirliği tezini doğrulamaktadır.
Çin’in düzendeki diğer aktörlerle ilişkilerinde karmaşık karşılıklı bağımlılığın çatışma riskini azaltan temel bir istikrar yapısı olduğunu vurgulanmıştır. Özellikle Çin-ABD ilişkilerinde 2025’teki yeniden kalibrasyon süreci, büyük güçlerin bile, ekonomik bağların kopmasının yaratacağı sistemik maliyetler nedeniyle, rasyonel bir şekilde çatışma yerine uzlaşmayı tercih ettiğini göstermiştir. Bu, Thucydides Tuzağı’nın mutlak bir kader değil, güçlü kurumlar ve ekonomik entegrasyon yoluyla yönetilebilen bir risk olduğunu kanıtlamaktadır. Ticaret, teknoloji ve kültürel diplomasi kanallarının açık tutulması, Nye’ın yumuşak güç kavramının, sert güç rekabetinin keskinliğini törpüleyen bir tampon mekanizması işlevi gördüğünü teyit etmektedir.
Çin, liberal düzenin tüm siyasi değerlerini kabul etmese de liberalizmin pratik faydalarını benimsemektedir. Bu adaptasyon, Çin’in küresel meşruiyetini artırmakta ve uluslararası topluma ortak sorunlara çözüm bulma konusunda güven vermektedir. Paris İklim Anlaşması’ndan KYG’nin altyapı projelerine kadar uzanan bu angajmanlar, Çin’in ulusal çıkarını ve küresel kamu mallarına katkı sağlama sorumluluğunu üstlendiğini göstermektedir. Bu, Zoellick’in 2005’te tanımladığı sorumlu paydaş rolünün olgunlaşmış bir uygulamasıdır.
Çin’in 2025 yılındaki performansı, gelecekteki küresel yönetişim için üç temel çıkarım sunmaktadır:
- Çok Kutuplu Kurumsalcılık: Küresel sistemin istikrarı, tek bir hegemonun değil, Çin, ABD, AB ve Rusya gibi büyük aktörlerin ortaklaşa reforme ettiği ve sürdürdüğü çok kutuplu uluslararası kurumlar ağına bağlı olacaktır.
- İdeolojik Pragmatizm: Farklı siyasi sistemlere sahip güçler arasındaki işbirliği, ideolojik farklılıklar aşılarak pragmatik ortak fayda temelinde sürdürülebilir kılınacaktır.
- Küresel Kamu Malı Üretimi: Çin’in kalkınma ve güvenlik inisiyatifleri aracılığıyla küresel kamu mallarına daha fazla yatırım yapması, liberal düzenin kapsayıcılığını artıracak ve dünya ekonomisinin küreselleşmenin getirdiği faydalardan daha adil bir şekilde yararlanmasını sağlayacaktır.
[i] “How China played a responsible role in a year of global uncertainty”, CGTN, https://news.cgtn.com/news/2025-12-14/How-China-played-a-responsible-role-in-a-year-of-global-uncertainty-1J5wCcJ8zBK/share_amp.html, (Erişim Tarihi: 16.12.2025).
[ii] Keohane, R. O. (2015). After hegemony cooperation is still possible. The International Spectator, 50(4), 92-94.
[iii] “After the Liberal International Order”, China US Focus, https://www.chinausfocus.com/foreign-policy/after-the-liberal-international-order,(Erişim Tarihi: 16.12.2025).
[iv] “Whither China: From Membership to Responsibility?”, US Department of State, https://2001-2009.state.gov/s/d/former/zoellick/rem/53682.htm?safe=1, (Erişim Tarihi: 16.12.2025).
[v] Nye, J. S., Jr. (2020). Power and Interdependence with China. The Washington Quarterly, 43(1), 7–21. https://doi.org/10.1080/0163660X.2020.1734303
[vi] “China and the Asian Crisis”, IMF E-Library, https://www.elibrary.imf.org/display/book/9781589061781/ch007.xml, (Erişim Tarihi: 16.12.2025).
[vii] “China and Russia Hold Strategic Security Consultation”, Ministry of Foreign Affairs People’s Republic of China, https://www.fmprc.gov.cn/eng/wjbzhd/202512/t20251203_11765732.html, (Erişim Tarihi: 16.12.2025).
[viii] “China As A Responsible Stakeholder? A Decade Later”, IIPS, https://indopacificsecurity.org/2016/04/26/china-as-a-responsible-stakeholder-a-decade-later/, (Erişim Tarihi: 16.12.2025).
[ix] “Ambassador Xie Feng: heads-of-state diplomacy is always the anchor of China-U.S. relations”, Embassy of People’s Republic of China in the United States of America, https://us.china-embassy.gov.cn/eng/dshd/202511/t20251115_11753905.htm, (Erişim Tarihi: 16.12.2025).
[x] China: Peng Liyuan attends the 2025 “Gulingyuan” Sino-US Youth Friendship Event. (2025, July 17). China Government News. https://link.gale.com/apps/doc/A848189092/AONE?u=anon~bd8fd917&sid=sitemap&xid=ca195d21
[xi] “25th EU-China summit – EU press release”, European Council, https://www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2025/07/24/25th-eu-china-summit-eu-press-release/, (Erişim Tarihi: 16.12.2025).
[xii] Aynı yer.
