13 Ekim 2022 tarihinde Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyesi on dört ülke ile Finlandiya arasında hava savunmasının güçlendirilmesi için “Avrupa Sema Kalkanı” anlaşması imzalanmıştır.[1] Diğer taraftan Washington ve Stockholm arasında İsveç’in sınırlarını korumayı öngören bir askeri anlaşma da imzalanmıştır.[2] Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyelik süreçlerinin henüz tamamlanmaması sebebiyle Avrupa, kendi içerisinde bölgesel ittifaklar kurma yoluna gitmektedir. Bununla birlikte konuyla ilgili Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, NATO’ya katılmaları halinde Rusya’ya karşı bölgesel bir blok oluşturmayacaklarının garantisini vermiştir.[3]
Halbuki Avrupa devletleri, Rusya’yı çevrelemek için Baltık Denizi’ni bir NATO iç denizine dönüştürmeyi arzulamaktadır. Daha önceleri Finlandiya ve Estonya, gerekirse Finlandiya Körfezi’ni Rus savaş gemilerine kapatmasına izin verecek kıyı füze savunma sistemlerini entegre etmeye hazır olduğunu duyurmuştur.[4] Ancak Finlandiya, henüz NATO’ya üye olmadığı için Rusya’yla bu tür bir kutuplaşmaya girmekten kaçınmaya karar vermiştir. Bu yüzden de Helsinki, blok siyasetine karşı olduğunu duyurmaktadır. İskandinavya, Baltıklar ve Doğu Avrupa ülkeleri, yine Rusya’dan gelebilecek saldırılara karşı kendi öz savunmalarını güçlendirdikleri gibi komşu devletlere olan askeri-savunma desteklerini de artırmaktadırlar.
Ukrayna Savaşı’ndan sonra Rusya’ya karşılık verebilmek için NATO üyeleri, bölgesel ittifaklar yoluyla askeri güçlerini artırmaya başlamışlardır. Bu bağlamda örgüt içerisinde “İskandinav Ekseni”, “Baltık Ekseni”, “Doğu Avrupa Ekseni” ve “Balkan Ekseni” gibi güç merkezlerinin ortaya çıkması muhtemeldir. Çünkü her bir bölgeye yönelik güvenlik tehditleri farklıdır ve dolayısıyla devletler, kendi çıkarları doğrultusunda savunma ittifakları kurabilmektedirler. Buna uluslararası ilişkiler disiplininde “Bölgesel Güvenlik Kompleksleri” denilmektedir. Bu düşünceye göre, küresel güvenliği sağlayabilmek için dünyayı farklı güvenlik bölgelerine ayırmak gerekmektedir. Bu durumda her bir bölgenin güvenlik tehditleri birbirinden farklı olacaktır. Örneğin Doğu Avrupa ve Baltıklar için birincil güvenlik tehdidi Ukrayna kaynaklı düzensiz göç ve artan Rus tehdidi olurken; İskandinavya için daha çok Arktik’te artan Rus askeri faaliyetleri ve Balkanlar için yine düzensiz göç gibi faktörler etkili olacaktır.
Avrupa devletlerine yönelik tehditler büyüdükçe ve çeşitlendikçe, NATO’nun ortak güvenlik çıkarlarını sağlayabilmesi de zorlaşmaktadır. Örneğin ittifaka üye olmak isteyen İsveç ve Finlandiya’nın güvenlik ihtiyaçları da birbirinden farklıdır. Finlandiya, Rusya’yla komşu olduğu için İsveç’e kıyasla üyeliğe daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Bu üyelik gerçekleşene kadar Helsinki, NATO ülkelerinden hava savunma desteği almaya karar vermiştir. İsveç ise Arktik’te hava gözlem kabiliyetleri açısından yetenekli olduğu için NATO’yla bu alanda işbirliği yapmaya odaklanmıştır.
Bu anlamda NATO’nun güvenlik ihtiyaçları bakımından İsveç ve Finlandiya’ya bakış açısı da farklıdır. Arktik’teki Rus askeri faaliyetlerini gözlemleyebilmek için İsveç Ordusu’nun yeteneklerinden faydalanmak isteyen ittifak, Finlandiya’nın hava savunmasına da destek olmayı amaçlamaktadır. Değişen güvenlik tehditleriyle başa çıkabilmek için NATO, kendi içerisinde bir görev paylaşımı yapmak suretiyle sorunları çözebilmeyi amaçlamaktadır. Avrupa, artık kendi savunmasını güçlendirmek adına alternatif işbirliklerine yönelmektedir. Böylece NATO içerisinde bloklaşma tehlikesi artmaktadır.
Diğer yandan Rusya ve Çin, Batı’nın bloklaşma siyasetinin tehlikelerinden bahsetmekte ve Asya’da çok kutupluluğun önemine vurgu yapmaktadır. Bu düşünceye göre; Asya’da tüm devletlerin güvenliklerini sağlamak amacıyla kolektif bir savunma örgütü kurmak, Batı’nın karşısında bir blok oluşturmak anlamına gelir. Bunun daha tehlikeli yanı ise Asya içerisinde bir ayrışma veya kutuplaşmaya zemin hazırlanmasıdır.
Günümüzde en çok tartışılan konulardan biri Rusya liderliğindeki Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün (KGAÖ) faydaları ve dezavantajlarıdır. Örneğin Ermenistan’ın talebine rağmen Rusya ve Kazakistan, KGAÖ kapsamında bu ülkeye asker göndermeyi reddetmişlerdir. Bu, KGAÖ üyesi devletlerin ortak bir güvenlik çıkarına sahip olmadığının açık göstergesidir. Benzer bir durum, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) için de geçerlidir. Pakistan ve Hindistan, ŞİÖ üyeleri olmalarına rağmen örgüt kapsamında ortak bir güvenlik çıkarını paylaştıkları söylenemez. Buna, Kırgızistan ve Tacikistan ve Afganistan gibi ülkeler eklendiğinde Asya’daki devletlerin ortak güvenlik paydasında buluşmasının oldukça zor olduğu görülecektir.
Asya’daki çok kutupluluk anlayışının aksine Batı’nın bloklaşma siyaseti Asya ve Hint-Pasifik’e kadar uzanmıştır. Çin; AUKUS, QUAD, Mavi Pasifik Ortaklığı ve Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi gibi adımların ABD’nin blok siyasetinin birer ürünü olduğunu ileri sürmekte ve bunun tehlikelerinden bahsetmektedir. NATO, kendi içerisinde bloklaşmaya giderken Asya’da da yeni bloklar kurmaktadır. Rusya ve Çin’e göre bu siyasetin başarılı olma ihtimali yoktur. Dolayısıyla hem Moskova hem de Pekin, Asya’da yeni bir kutup oluşturmaktan ziyade çok kutupluluğu tesis etmek için çabalamaktadır.
Rusya ve Çin başta olmak üzere Asya devletlerinin ortak güvenlik paydasında bir araya gelmeleri, Batı’nın karşısında bir blok yaratacaktır. Avrupa ülkelerinin ortak olmasa bile benzer veya örtüşen güvenlik çıkarlarını paylaşması avantajdır. Ancak NATO üyeleri, örtüşemedikleri noktalarda birbirleriyle rekabet edebilmekte ve kendi içlerinde bölünebilmektedir. Dolayısıyla NATO’nun blok siyaseti karşısında Asya’nın çok kutupluluk düşüncesi birbirini dengelemektedir. Burada daha tehlikeli olan husus ise “çok kutupluluğu savunan ülkelerin” farkında olmadan Batı’nın karşısında bir blok olarak yükselmeleridir.
[1] “NATO Üyesi 14 Ülke ile Finlandiya ‘Avrupa Sema Kalkanı’ İçin Anlaştı”, AA, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/nato-uyesi-14-ulke-ile-finlandiya-avrupa-sema-kalkani-icin-anlasti/2710414, (Erişim Tarihi: 18.10.2022).
[2] “Sweden, US Sign New Military Cooperation Agreement–Reports”, Urdu Point, https://www.urdupoint.com/en/world/sweden-us-sign-new-military-cooperation-agre-1579389.html, (Erişim Tarihi: 18.10.2022).
[3] “Finland Rejects NATO’s Ambitions of Creating A NATO Sea Against Russia”, TFI Global News, https://tfiglobalnews.com/2022/10/11/finland-rejects-natos-ambitions-of-creating-a-nato-sea-against-russia/,(Erişim Tarihi: 18.10.2022).
[4] Aynı yer.
