Orta Asya’da Yeni Bir Aktör: Fransa

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasının ardından oluşan konjonktürde Avrupa devletlerinin Orta Asya’ya olan ilgisinde gözle görülür bir artış vardır. Bu süreçte Avrupa devletlerinin ve Avrupa Birliği’nin (AB) kullandığı yöntemler arasında gerek ulusal çapta gerekse birlik kapsamında politika geliştirmek ve ilişkiler kurmak bulunmaktadır. Çok yönlü ve çok boyutlu olarak geliştirilen ilişkilerle hem Orta Asya’yla bağların derinleşmesi hem de bölgede etki oluşturulması hedeflenmektedir.

Bu çerçevede Avrupa’dan çeşitli seviyelerde Orta Asya’ya ziyaretler gerçekleştirilirken; bunun karşısında Orta Asya liderleri de Avrupa ülkelerini ziyaret etmektedir. Zira Orta Asya devletleri, çok yönlü dış politikalarında Avrupa’yı önemli bir partner olarak görmektedir. Bu ziyaretlerin son örnekleri art arda gerçekleşen Özbek ve Kazak liderlerin Fransa ziyaretleridir. İki ziyaretin ayrıntılarına girmeden önce genel çerçeveden bakıldığında, Almanya’dan sonra Fransa’nın da Orta Asya için güçlü bir ortak olma potansiyeliyle dikkat çektiği anlaşılmaktadır.

Son dönemlerde Orta Asya’dan Fransa’ya düzenlenen ziyaretlerden ilkini Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev düzenlemiştir. 21-22 Kasım 2022 tarihlerinde Sayın Mirziyoyev, Paris’i ziyaret ederek devletler ve bölgeler arasındaki işbirliğini ve bağları güçlendirmek istediklerinin mesajını vermiştir. Zira iki ülke arasında ekonomik ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi noktasında ortaya koyulan müşterek irade bunun kanıtıdır.[1]

Özbek liderin ardından Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım-Cömert Tokayev, 28 Kasım 2022 tarihindeki Moskova ziyaretinden sonra Paris’e geçmiştir. Yeniden cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk olarak Moskova’yı ve ardından da Paris’i ziyaret eden Kazak lider, çok yönlü dış politikasını sürdüreceğini göstermiştir.

Gerçekleştirilen ziyaret sırasında iki lider, stratejik ortaklık konusunda 35 belge imzalamıştır. İmzalanan anlaşmaların temel içeriğini rüzgâr enerjisi santrali inşaatı, demiryolu araçları ve altyapısı, tarımsal genetik merkezin kurulması, şirketler arası enerji işbirliği, barışçıl atom kullanımı, radyoaktif atık yönetimi, eğitim ve küresel ısınma gibi konular oluşturmaktadır.[2]

Görüşme sırasında Sayın Tokayev, Kazakistan’daki siyasi ve ekonomik reform süreçlerinden bahsetmiştir. Bu noktada Kazak liderin iki temel mesaj vermeye çalıştığı söylenebilir. Öncelikle ekonomik reformlarla liberalleşme adımları atılarak ülkede serbest piyasa kurallarının güçlendirilmesi ve yabancı yatırımcılar için uygun ortam yaratıldığıdır. İkinci olarak da Kazakistan’da atılan liberalleşme adımlarının siyasi boyutunun bulunduğudur. Bu bağlamda Batı’yla uyumlu ve evrensel değerlere önem verilen bir siyasi ortamın tesis edildiği çalışılmıştır. Kazak liderin bu mesajları Paris’te vermesi büyük önem taşımaktadır. Zira Fransa hem Avrupa içindeki önemli aktörlerdendir hem de 2005 yılından bu yana Kazakistan’a en çok yatırım yapan beş devletten biridir.[3] Bu kapsamda Orta Asya devletleri ile Fransa arasında kısa ve orta vadede güçlü ilişkilerin kurulmaya çalışıldığı söylenebilir.

Fransa’nın Orta Asya’ya bakış açısı irdelendiğinde, öncelikle Avrupa ve Dışişleri Bakanlığı resmi sitesinde, Paris’in Orta Asya devletlerinin bağımsızlığını tanıyan ilk Batılı yönetimlerden biri olduğu yazılmıştır. 2004 yılına gelindiğinde Orta Asya’daki bütün başkentlerinde temsilcilik açan Fransa, bölge ülkeleriyle başta enerji sektörü olmak üzere ikili işbirliğini geliştirmek istediğini belirtmiştir. Fransa’nın Kazakistan’ın önde gelen ticaret ortağı olmasının yanı sıra Türkmenistan ve Özbekistan’da çeşitli projeler gerçekleştirildiği mevzubahis açıklamada vurgulanmıştır.[4]

Diğer taraftan Fransa, güvenlik ve reformlar noktasında da Orta Asya’ya yönelik bazı adımlar atmaktadır. Özellikle de bölgenin Afganistan’a komşu olması nedeniyle organize suçlar, uyuşturucu kaçakçılığı, terörizm gibi meseleler Paris’in hassasiyet gösterdiği konular arasındadır. Ayrıca Fransa, bölgedeki reformları, hukuk devleti inşasını ve serbest piyasayı desteklemek için çeşitli yardımlarda bulunmaktadır.[5]

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından Fransa’nın Orta Asya devletleriyle olan ilişkileri yoğunluk kazansa da Akdeniz, Afrika ve Güneydoğu Asya gibi bölgelerle karşılaştırıldığında, bu münasebetler düşük seviyede kalmaktadır. Çünkü bu bölgeler, Fransa’nın ya yakın çevresi ya da eski sömürgesidir. İlişkilerin geliştirilmesi amacıyla 30 yıllık zaman diliminde Fransa ile bölge ülkeleri arasında çeşitli seviyelerde karşılıklı ziyaretler gerçekleştirilmiştir. Özellikle de günümüzde Rusya’ya uygulanan yaptırımlar nedeniyle ihtiyaç duyulan enerji kaynaklarının karşılanması için Paris, Orta Asya’ya olan ilgisini yoğunlaştırmıştır.[6]

Geçmişteki tecrübelerinden ders çıkaran Fransa’nın strateji değişikliğine gittiği söylenebilir. Zira 2005 yılının Mayıs ayında yaşanan Andican Olayları sırasında radikal unsurların bastırılmasına getirdiği eleştiriler, Taşkent-Paris hattındaki münasebetlere zarar vermiştir. Bundan ders çıkaran Fransa, 2008 yılında yürüttüğü dönem başkanlığı sırasında Avrupa Birliği ile Orta Asya arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi noktasında birçok projeyi desteklemiştir.

Günümüzde de Paris’in Orta Asya devletlerinin meselelerine karşı daha saygılı bir tutum benimsediği söylenebilir. Ayrıca ABD’nin Afganistan’a müdahalesini destekleyen Fransa, bu süreçte hava kuvvetlerini Duşanbe Uluslararası Havaalanı’na konuşlandırmıştı. 20 yılın ardından Fransa’nın bölge ülkeleriyle ilişkilerini bozarak değil; ekonomik, sosyal ve siyasal kapsamda güçlendirerek çeşitli stratejiler belirlemeye yöneldiği söylenebilir. Zira Afganistan’da son yaşanan gelişmeler esnasında da Paris yönetimi, Duşanbe’yle önemli temaslar ve görüşmeler gerçekleştirmiştir.[7]

Sonuç olarak Fransa, dünyanın çeşitli bölgeleri ve devletleriyle ilişki kursa da bu münasebetler, Orta Asya nazarında oldukça düşüktür. Zira Fransa’nın Orta Asya’da sadece Kazakistan’la önemli ilişkileri bulunmaktadır. Ancak Paris, geçmişte yaptığı hatalardan ders çıkarak hareket etmeye başlamıştır. Kuşkusuz Fransa’yı politika değişikliğine iten nedenlerin başında Rusya’ya uygulanan yaptırımlardan kaynaklanan enerji krizi gelmektedir. Fakat mesele bundan ibaret değildir. Çünkü Fransa, bölgede Almanya’yla da rekabet etmektedir. Bilindiği üzere Almanya, son dönemlerde hem Orta Asya devletleriyle hem de Çin’le temaslarda bulunarak bölgedeki etkisini arttırmaya çalışmaktadır. Fransa da ekonomi, enerji ve kültür temelli işbirlikleriyle bölgede varlık göstermek istemektedir. Bu nedenle de Paris’in bölge başkentleriyle ilişkilerinin gelişeceğini öngörmek mümkündür.


[1] Doğacan Başaran, “Özbekistan Cumhurbaşkanı’nın Fransa Ziyareti”, ANKASAM, https://www.ankasam.org/ozbekistan-cumhurbaskaninin-fransa-ziyareti/, (Erişim Tarihi: 02.12.2022).

[2] “Kazakhstan and France Sign Over 30 Documents for Strategic Partnership”, The Qazaqstan Monitor, https://qazmonitor.com/news/1132/kazakhstan-and-france-sign-over-30-documents-for-strategic-partnership, (Erişim Tarihi: 02.12.2022); “Kazakhstan, France Sign over 30 Documents as Part of Tokayev’s Visit to Paris”, Interfax, https://interfax.com/newsroom/top-stories/85563/, (Erişim Tarihi: 02.12.2022).

[3] “President Tokayev Pays Official Visit to France, Reiterates Commitment to Strategic Partnership”, The Astana Times, https://astanatimes.com/2022/11/president-tokayev-pays-official-visit-to-france-reiterates-commitment-to-strategic-partnership/, (Erişim Tarihi: 02.12.2022).

[4] “French Policy in Central Asia”, French Ministry for Europe and Foreign Affairs, diplomatie.gouv.fr/en/country-files/central-asia/france-and-central-asia/article/french-policy-in-central-asia, (Erişim Tarihi: 02.12.2022).

[5] Aynı yer.

[6] Sebastien Peyrouse, “European National Policies Series-France and Central Asia”, EUCAM National Policies Brief, No. 9, https://eucentralasia.eu/european-national-policies-series-france-and-central-asia/, (Erişim Tarihi: 02.12.2022).

[7] Peyrouse, a.g.e.

Dr. Emrah KAYA
Dr. Emrah KAYA
ANKASAM Dış Politika UzmanıDr. Emrah Kaya, Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezundur. Yüksek lisans derecesini 2014 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hazırladığı “Latin Amerika'da Sol Liderlerin Yükselişi ve Uluslararası Politikaya Etkisi: Venezuela-Bolivya Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Kaya, doktora derecesini de 2022 yılında aynı üniversitede hazırladığı "Terörle Mücadelede Müzakere Yöntemi: ETA-FARC-LTTE-PKK" başlıklı teziyle elde etmiştir. İyi derecede İngilizce bilen Kaya'nın başlıca çalışma alanları; Orta Asya, Latin Amerika, terörizm ve barış süreçleridir.

Benzer İçerikler