10 Eylül 2025 tarihinde Polonya Silahlı Kuvvetleri, Varşova’nın en az üç Rus İHA’sını düşürdüğünü, ihlallerin sayısının 21’e çıktığını ve düşürülen İHA parçalarının bulunduğunu açıklamıştır.[i] Bu gelişme sonrası Polonya, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nü (NATO) olağanüstü toplantıya çağırmış ve çok sayıda NATO üyesi ülkeden Rusya’nın bu eylemini kınayan açıklamalar gelmiştir.[ii] NATO, Rusya’nın bu eyleminin kasıtlı olup olmadığını araştırmaya devam ederken; Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, bu olayın “bir hatayla olduğu” düşüncesini paylaşmış ve “işte başlıyoruz!” sözleriyle Ukrayna Savaşı’ndaki şartların hızla değiştiğine dikkat çekmiştir.[iii] Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul ise “Rusya bu davranışıyla tehlikeli bir tırmanışa yol açmıştır.” diyerek Polonya’ya desteğin artırılacağına vurgu yapmıştır.[iv] Bu olayın ardından Çekya, Hollanda ve Almanya dahil olmak üzere Avrupa ülkeleri, Polonya’ya askeri destek açıklamaları yapmaya başlamışlardır.
Polonya’daki olaylardan bir hafta önce NATO üyesi ülkelerin Ukrayna’ya asker göndermesi veyahut Ukrayna’ya güvenlik garantileri verilmesine ilişkin tartışmalar hız kazanmıştı. Konuyla ilgili olarak Rusya Devlet Başkanı Vladinir Putin, eğer NATO’dan bu destek sağlanırsa Ukrayna’daki yabancı askerlerin “meşru birer hedef” olacağı uyarısında bulunmuştu.[v]Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Trump’ın barış müzakereleri çerçevesinde Putin ve Zelenski’yi bir araya getirme çabalarının başarısızlığa uğraması da Avrupa nezdinde “büyük bir hayal kırıklığı” olarak görülmektedir. Nitekim Avrupa, ABD’nin Ukrayna’ya daha fazla askeri destek vermesini ve Rusya’ya daha fazla baskı yapmasını isterken; Trump, Rusya-Ukrayna barış müzakerelerine ve olası bir Putin-Zelenski Zirvesi’ne odaklanmıştır. Üstelik Trump’ın bu konudaki başarısızlığı, Avrupa’nın Ukrayna’yla ilgili yeni inisiyatifler almasına yol açmış ve Rusya’ya yeni yaptırım paketi onaylanmıştır. Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’ın kararlı şekilde savunduğu Ukrayna’ya askeri birlik, eğitmen veya savaş sonrası barış gücü gönderilmesine ilişkin tartışmalar hızlanmıştır. Kısacası NATO’nun Avrupalı üyeleri, açıkça Ukrayna’ya desteğini artırmaya yoğunlaşmışlardır. Üstelik bu destek, Polonya’nın Rus İHA’sı düşürmesinin ardından Doğu Avrupa’nın tamamına ve Baltıklara yayılma eğilimindedir.
Bu gelişmelerin yaşanmasında Alaska Zirvesi dahil olmak üzere Trump ve Putin arasındaki görüşmelerden somut bir sonuç çıkmaması ve Putin’in barış müzakerelerine çekilmesi sürecinde Trump’ın başarısız olmasının etkisi büyüktür. Bu, “açık bir başarısızlık” olarak yorumlanacağı gibi ABD’nin Rusya, Ukrayna veya Avrupa’nın güvenliğiyle ilgili yeni bir stratejisi olarak da görülebilir. Bu bağlamda Trump’ın planının veya “Amerikan Büyük Stratejisi”nin Ukrayna’daki savaşın devamından yana olup olmadığı bilinmemektedir. Benzer şekilde İngiltere ve ABD’nin Ukrayna Savaşı’nın geleceğine ilişkin stratejileri üzerinde yeni mülahazaların yapılması oldukça önemlidir. Zira göreve geldiğinden beri Trump, Ukrayna’yla barış müzakerelerine yanaşması için Putin’i ikna etmeye odaklanmış ve bunda başarılı olamayınca “neler olacağını göreceksiniz!”[vi] sözleriyle Putin’e dolaylı yoldan uyarıda bulunmuştur. Trump’ın bu uyarıları, Ukrayna’ya güvenlik garantileri vermek veya asker göndermek, ayrıca NATO’nun Doğu Avrupa’daki konuşlandırma sürecini hızlandırmakla ilişkili olabilir.
Tırmanma sürecini Rusya’yla ilişkilendiren perspektifi ele alacak olursak şunlardan söz edilebilir: Putin, barış müzakereleriyle ilgili Trump’ın yeni bir strateji veya misilleme arayışında olduğunu görmektedir. Ukrayna’ya güvenlik garantileri verilmesiyle ilgili tartışmalar sonrası Putin, ABD’nin ve Avrupalı güçlerin Ukrayna’da savaşı derinleştireceği düşüncesiyle hareket etmektedir. Bu yüzden Rusya, Doğu Avrupa sınırında gerginliğin tırmanmasına yol açabilecek bazı girişimlerde bulunmak istemiş olabilir. Karşılıklı gerçekleşen tırmanma yarışı, Ukrayna Savaşı’nın uzamasına ve barış müzakerelerine ilişkin beklentilerin boşa çıkmasına neden olmaktadır.
Bir yandan NATO, Doğu Avrupa ve Baltıklardaki askeri ağırlığını artma eğilimi gösterirken; diğer yandan Rusya, Ukrayna’daki savaşını geniş alana yayabilecek tehlikeli girişimlerde bulunabilmektedir. Trump’ın barış müzakerelerini başlatma girişimlerinin sonuçsuz kalması ve bu bağlamda Putin-Zelenski Zirvesi’ne ilişkin umutların azalması, Ukrayna meselesinde yeni bir tırmanışa yol açmaktadır. Bu tırmanış, NATO-Rusya gerilimine dönmeye başlamıştır. Hem ABD hem İngiltere, Ukrayna Savaşı’nı bitirmenin bir yolu olarak “NATO tehdidini” Rusya’ya gösterme çabasında olabilir. Çünkü NATO’nun Ukrayna’daki somut varlığı (güvenlik garantileri veya asker gönderme), Rusya tarafından on yıllardır savunulan tezlerin ve kırmızı çizgilerin “açık bir şekilde aşılması” anlamına gelmektedir. Rusya açısından bakıldığında; NATO’nun genişlemesi, Ukrayna’da savaş öncesi koşullara geri dönüşe işaret etmektedir. Bu da Rusya’nın Ukrayna’daki savaşının gerekçelerinin ortadan kalkmaması ve hatta artarak devam etmesi anlamına gelmektedir. Moskova, NATO’nun genişlemesine engel olmak isterken, son gelişmelerle birlikte bu gerçekle yüzleşmek durumunda kalmıştır.
Putin, barış müzakerelerine yanaşmaktan kaçındığı müddetçe ABD ve İngiltere, Moskova’yı barışa zorlamak için ileri hamlelerde bulunmaya devam edeceklerdir. Putin, belki de farkında olmadan olası bir barış anlaşması fırsatını kaçırmış olabilir. Çünkü NATO’nun son hamleleri, Rusya’nın bu fırsatı kaçırmış olabileceğini göstermektedir. Bu gerçekliğin farkında olan Rusya, müzakerelerin durdurulduğunu açıklamıştır.[vii] Mevcut konjonktür, NATO-Rusya geriliminin bir üst perdeye taşınabileceğine işaret etmektedir. Bu noktada Türkiye gibi “itidalli” ve “dengeli” hareket eden NATO üyesi ülkelere duyulan ihtiyaç her zamankinden fazla artmaktadır.
[i] “Polonya, Rusya’nın yaptığı insansız hava aracı ihlalinin ardından BM Güvenlik Konseyi’ni toplantıya çağırdı”, Euronews, https://tr.euronews.com/2025/09/11/polonya-rusyanin-yaptigi-insansiz-hava-araci-ihlalinin-ardindan-bm-guvenlik-konseyini-topl, (Erişim Tarihi: 05.09.2025).
[ii] Aynı yer.
[iii] “Poland says Russia’s drone incursion ‘wasn’t a mistake’ after Trump’s speculation – Europe live”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/live/2025/sep/12/poland-russia-drones-ukraine-war-latest-news-europe-live, (Erişim Tarihi: 05.09.2025).
[iv] “Polonya: Hava sahamızı ihlal eden bazı Rus insansız hava araçlarını düşürdük”, AA, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/polonya-hava-sahamizi-ihlal-eden-bazi-rus-insansiz-hava-araclarini-dusurduk/3683287, (Erişim Tarihi: 05.09.2025).
[v] “Foreign troops in Ukraine would be ‘legitimate targets’ for Russia, Vladimir Putin warns”, FT, https://www.ft.com/content/b41ef3ef-1837-4de2-9e0d-ab6904c1cd50, (Erişim Tarihi: 05.09.2025).
[vi] “Trump Putin’i açık açık tehdit etti! ‘Neler olacağını göreceksiniz’”, Milliyet, https://www.milliyet.com.tr/dunya/trump-putini-acik-acik-tehdit-etti-neler-olacagini-goreceksiniz-7439008, (Erişim Tarihi: 05.09.2025).
[vii] “Son dakika…Kremlin’den flaş açıklama: Rusya-Ukrayna barış müzakereleri durduruldu!”, Milliyet, https://www.milliyet.com.tr/dunya/son-dakika-rusya-ukrayna-baris-muzakereleri-durduruldu-7444308, (Erişim Tarihi: 05.09.2025).