Portekiz genel seçimleri, ülkenin anayasal monarşiden cumhuriyete geçişinden bu yana demokratik temsilin temel mekanizmasını oluşturmaktadır. 1974 Karanfil Devrimi’yle son bulan otoriter rejimin ardından kurulan demokratik sistem, nispi temsil esasına dayanan bir meclis yapısını benimsemiş ve çok partili siyasi hayata geçilmiştir. Parlamento seçimleri dört yılda bir yapılmakta olup siyasi partiler arasında ittifaklara dayalı rekabet yaygındır. Sol ve sağ arasında tarihsel bir denge görülmekle birlikte ekonomik krizler, göç, Avrupa Birliği (AB) politikaları ve küresel eğilimler seçim sonuçları üzerinde önemli etkiler yaratmaktadır. Seçimler yalnızca iktidarın belirlenmesi açısından değil, aynı zamanda Portekiz’in Avrupa içindeki yöneliminin, kurumsal reform beklentilerinin ve toplumsal kutuplaşmanın düzeyinin anlaşılmasına da imkân sağlamaktadır.
18 Mayıs 2025 tarihli Portekiz genel seçimleri, yalnızca ülke içi siyasal dengeleri değil, aynı zamanda Avrupa siyasetinde süregelen yapısal dönüşümleri de gözler önüne seren kritik bir dönüm noktası olmuştur. Seçimlerde merkez sağın temsilcisi olan Demokratik İttifak (AD), %32,7 oy oranı ve 89 sandalyeyle birinci parti olarak çıkmıştır.[i] Ancak bu sonuç, tek başına hükümet kurmak için yeterli bir çoğunluğu sağlayamamıştır. AD’nin bu göreceli başarısı, geçmişte Sosyalist Parti’nin (PS) güçlü olduğu bir ülkede, sağ seçmen eğilimlerinin yeniden güç kazanmasına işaret etmektedir.
Seçimlerin dikkat çeken en önemli gelişmesi, açık ara farkla Chega Partisi’nin başarısı olmuştur. Aşırı sağcı söylemleriyle bilinen ve özellikle göçmen karşıtlığı, cezaların sertleştirilmesi ve geleneksel aile yapısının korunması gibi popülist temalara odaklanan Chega, oyların %18’inden fazlasını alarak 58 sandalye kazanmış ve Sosyalist Parti ile eşit sayıda milletvekili çıkarmıştır.[ii] Bu gelişme, Portekiz siyasetinde sadece partisel düzeyde bir kırılmaya değil, aynı zamanda ideolojik bir kutuplaşmanın derinleşmesine de işaret etmektedir.
Demokratik İttifak’ın Lideri Luís Montenegro, seçim sonuçlarının ardından Chega ile herhangi bir koalisyon kurmayacaklarını net bir dille ifade etmiştir: “Hayır, demek hayırdır.” Bu ifadenin altı, sadece siyasi taktiklerle değil, aynı zamanda liberal demokrasinin değerleriyle çizilmiştir.[iii] Montenegro’nun Chega ile arasına çizdiği bu mesafe, kısa vadede siyasi istikrarsızlık riskini artırsa da Portekiz’in ana akım siyasetinin aşırı sağ ile mesafesini koruma refleksini de yansıtmaktadır. Ancak bu tutumun sürdürülebilirliği, azınlık hükümetinin yasaları geçirmekte karşılaşacağı güçlükler çerçevesinde tartışmalıdır.
Avrupa genelinde gözlemlenen aşırı sağ yükselişi, Portekiz örneğinde artık yalnızca potansiyel bir tehdit olmaktan çıkıp gerçek ve etkili bir siyasi güç haline gelmiştir. Fransa’da Ulusal Birlik, Almanya’da AfD, İtalya’da Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri Partisi gibi örneklerle benzer ideolojik çizgilerde buluşan Chega, artık Portekiz Parlamentosu’nun üçüncü büyük gücü konumundadır. Bu tablo, Avrupa genelinde ulusal egemenlik, göç karşıtlığı ve “elitlere karşı halk” söylemi etrafında şekillenen sağ popülist dalganın etkisini Portekiz’e kadar yaydığını göstermektedir.
Ayrıca bu gelişmeler, AB açısından da dikkatle izlenmektedir. Chega’nın Avrupa bütünleşmesi karşıtı söylemleri, Portekiz’in AB içindeki rolünü yeniden tanımlamaya yöneltebilir. Her ne kadar Portekiz geleneksel olarak Avrupacı bir ülke olarak tanımlansa da aşırı sağın artan etkisi AB politikalarında ciddi sapmalara yol açabilir. Özellikle Schengen rejimi, ortak göç politikaları ve AB fonlarının kullanımı gibi konularda Chega’nın söylemleri, AB’yle uyumlu değildir. Chega Lideri André Ventura’nın ifadesiyle “Portekiz halkı, artık Brüksel’in dayatmalarına boyun eğmek istememektedir.” Bu söylem, sadece iç politikaya değil, aynı zamanda AB’yle ilişkilerin doğasına da meydan okumaktadır.[iv]
Seçim sonuçları, Portekiz’de temsil krizine dair bir gösterge olarak da okunabilir. Demokratik İttifak’ın birinci parti olmasına rağmen hükümeti kurmakta zorlanması, halkın net bir yönelim sergileyemediğini ya da siyasi elitlerin halkın taleplerine cevap veremediğini ortaya koymaktadır. Seçmen davranışlarındaki bu parçalanma, yeni siyasal bloklar kurulmasını kaçınılmaz hale getirebilir. Nitekim, merkez sağın Chega’ya yaklaşmaması durumunda, yasama süreci ciddi şekilde kilitlenebilir ve bu durum erken seçim tartışmalarını da beraberinde getirebilir.
Bütün bu gelişmeler ışığında Portekiz’in önümüzdeki dönemde üç temel meydan okumayla karşı karşıya kalacağı söylenebilir. İlk olarak, hükümetin yasama süreçlerini etkin biçimde yönetip yönetemeyeceği bir belirsizlik konusudur. İkinci olarak, Chega’nın muhalefette kalıp kalmayacağı ya da merkez sağ ile örtük bir işbirliği geliştirip geliştirmeyeceği, Portekiz demokrasisinin sağlıklı işleyişini doğrudan etkileyecektir. Üçüncü ve belki de en önemli mesele, Portekiz’in Avrupa’daki kimliğini yeniden tanımlayıp tanımlamayacağıdır. Geleneksel olarak Avrupa yanlısı bir çizgide konumlanan Portekiz, artık popülist söylemlerin de etkisiyle içe kapanmacı ve milliyetçi bir eksene kayma riskiyle karşı karşıyadır.
Sonuç olarak 2025 seçimleri, sadece Portekiz için değil, Avrupa’nın siyasi geleceği açısından da bir eşik anlamı taşımaktadır. Geleneksel merkez sağın güç kazanması, ancak aşırı sağın belirleyici konuma gelmesi, Avrupa’nın birçok ülkesinde gözlemlenen eğilimlerle örtüşmektedir. Bu bağlamda Portekiz, liberal demokrasinin geleceği, AB’yle ilişkilerin yönü ve popülizme karşı direncin sınandığı önemli bir laboratuvar haline gelmiştir. Bu sürecin nasıl yönetileceği hem Portekiz’in iç siyasal istikrarı hem de Avrupa’daki demokratik değerlerin sürdürülebilirliği açısından belirleyici olacaktır.
[i] Aitor Hernández-Morales, “Center-right wins Portugal’s election — but not a majority”, Politico, https://www.politico.eu/article/portugal-election-center-right-democratic-alliance-coalition-luis-montenegro-chega/, (Erişim Tarihi: 20.05.2025)
[ii] “Portugal’s ruling center-right alliance wins election, but far-right makes record gains”, CNN, https://edition.cnn.com/2025/05/19/europe/portugals-ruling-center-right-alliance-wins-election-intl (Erişim Tarihi: 20.05.2025).
[iii] Alison Roberts, “Portugal PM’s party wins snap election but falls short of majority”, BBC, https://www.bbc.com/news/articles/c3e5v5lpddyo (Erişim Tarihi: 20.05.2025).
[iv] Aynı yer.