Analiz

Rusya-Hindistan-Çin Üçgeni’nin Yeniden Doğuşu

ŞİÖ Zirvesi, Avrasya merkezli yeni güç dengelerinin somutlaşmaya başladığı bir dönemin işareti olarak tarihe geçmiştir.
ŞİÖ Zirvesi, yalnızca bir diplomatik buluşma değil, aynı zamanda Avrasya merkezli güç dengesinin yeni parametrelerini şekillendiren bir etkinlik olmuştur.
RIC Üçgeni, enerji, tarım ve finans ekseninde Batı’nın yaptırım politikalarına karşı fiilî bir ekonomik blok hâline dönüşebilir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Küresel siyasetin giderek sertleşen rekabet ortamında Asya merkezli yeni güç dengeleri ön plana çıkarken, Rusya, Çin ve Hindistan arasındaki ilişkiler bu dönüşümün en kritik unsurlarından biri hâline gelmektedir. Batı’nın Ukrayna Savaşı üzerinden uyguladığı yaptırımlar, ABD’nin ticaret savaşlarını sertleştirmesi ve Avrupa Birliği’nin (AB) küresel Güney’e yönelik sınırlı etki gücü, Avrasya’da alternatif ittifak arayışlarını hızlandırmıştır. Bu bağlamda, 1 Eylül 2025 tarihinde Çin’in Tianjin kentinde düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi, yalnızca bölgesel güvenlik işbirliğini değil, aynı zamanda Hindistan’ın tarafsızlık siyaseti, Çin’in küresel vizyonu ve Rusya’nın Batı izolasyonunu aşma stratejisi üzerinden şekillenen yeni jeopolitik tabloyu gözler önüne sermiştir.

1 Eylül 2025 tarihinde Çin’in Tianjin kentinde düzenlenen ŞİÖ Zirvesi, bölgesel güvenlik ve işbirliği gündeminin ötesinde küresel güç dengelerinde yeni kırılmaların ve yeniden yapılanmaların işaretlerini sunmuştur. Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin yedi yıl aradan sonra Çin’i ziyaret etmesi, 2020’deki sınır çatışmaları sonrası güvenin yeniden tesis edilmesi açısından sembolik bir adım olarak değerlendirilmiştir. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in “Çin ve Hindistan rakip değil, ortak olmalı” vurgusu ve Modi’nin “barış ve istikrar atmosferi” değerlendirmesi, iki ülkenin rekabetten işbirliğine yönelme çabasını göstermiştir.[1] Bu tablo, ABD’nin Hindistan mallarına yönelik ağır tarifeler uyguladığı ve Rusya’nın Ukrayna Savaşı nedeniyle yaptırım baskısı altında kaldığı bir dönemde ortaya çıkmış, Asya merkezli yeni bir yakınlaşma ekseninin oluştuğunu göstermiştir.

Bu gelişmeler Batı açısından kritik bir meydan okumadır. Avrupa Komisyonu’nun 1 Eylül 2025 tarihinde Çin ve Hindistan’a yönelik yaptığı açıklama, Ukrayna Savaşı’nın gidişatında bu iki ülkenin Rusya’yla kurduğu stratejik temasların doğrudan belirleyici olduğuna işaret etmiştir. Brüksel, bu ilişkileri yalnızca ticaret ve diplomasi bağlamında değil, savaşın seyrini etkileyecek boyutta değerlendirmektedir. Ancak Hindistan ve Çin’in enerji ve güvenlik alanındaki çıkarları, AB’nin taleplerine sınırlı bir karşılık vereceğini göstermektedir.[2] Buradan hareketle Avrupa’nın Rusya’yı yalnızlaştırma stratejisinde Küresel Güney’de karşılaştığı sınırları daha net gördüğü söylenebilir.

Zirve sırasında Modi ile Putin’in samimi görüntüleri, Moskova-Yeni Delhi hattında derinleşen güvene dayalı bağların sembolik bir ifadesi olmuştur. Putin’in “Sevgili dostum” hitabı ve Modi’nin “en zor zamanlarda bile Hindistan ve Rusya omuz omuza” ifadeleri dikkat çekmiştir.[3] Bu sözler, iki ülke arasındaki özel stratejik ortaklığın sürekliliğini vurgulamıştır. Modi’nin aynı gün Zelenski ile yaptığı görüşmede barışçıl çözüm vurgusu yapması ise Hindistan’ın denge siyasetini sürdürmekte kararlı olduğunu ortaya koymuştur.

Aslında Hindistan’ın bu denge siyaseti, küresel düzeyde artan kutuplaşma ortamında Yeni Delhi’nin manevra kapasitesini artırmaktadır. ABD Başkanı Donald Trump’ın Hindistan’ı yüksek tarifelerle hedef alması, ABD’nin Çin’i doğrudan karşıya almak yerine Hindistan üzerinden dolaylı bir baskı kurma stratejisi olarak okunabilir. Bu durum ironik biçimde Hindistan ile Çin’i birbirine yakınlaştırırken, Rusya’nın bu süreçte kenarda kalma ihtimalini de beraberinde getirmektedir.[4]

Tianjin’deki zirvede, Hindistan, Çin ve Rusya’nın “güçlüler ittifakı” söylemi altında kabul ettiği 2035’e uzanan işbirliği stratejisi ve ŞİÖ Kalkınma Bankası’nın kurulması, ekonomik bütünleşmenin derinleşeceğini göstermektedir. Enerji, teknoloji ve altyapı alanında alternatif mekanizmaların geliştirilmesi hedeflenirken, terörizmle mücadele konusunda ortak tatbikatların artırılması da kararlaştırılmıştır. Ukrayna meselesinin sonuç belgelerinde yer almaması ise örgütün tarafsız kalma iradesini göstermektedir.[5]

Zirve öncesinde Trump’ın tehdit ettiği yüzde 100 gümrük vergileri nedeniyle Hindistan devlet rafinerilerinin Rus petrolü alımını durdurması, Yeni Delhi’nin ekonomik çıkarları ile jeopolitik dengeler arasında pragmatik bir denge arayışında olduğunu göstermiştir.[6] Bu, Hindistan’ın kısa vadede kayıp yaşasa da uzun vadeli yaptırımlardan kaçınma stratejisinin bir parçasıdır. Bu noktada Hindistan’ın esnek diplomasi anlayışı, onu hem Batı hem de Avrasya Bloku’yla aynı anda ilişki kurabilen benzersiz bir aktör hâline getirmektedir.

Putin’in Çin’e 1-4 Eylül 2025 tarihlerinde yaptığı geniş kapsamlı ziyaret, Moskova’nın Batı izolasyonunu kırma ve Asya eksenine yaslanma stratejisinin somut göstergesidir. Ziyaret sırasında Şi Cinping, Modi ve Putin’in birlikte verdiği “üç dostuz” mesajı, dünya medyasında geniş yankı uyandırmış; Çin basını ilişkilerin “tarihteki en olgun ve stratejik aşamaya ulaştığını” vurgulamıştır.[7] Burada Rusya açısından hedef, Batı’ya karşı yalnız olmadığını göstermek; Çin açısından ise küresel liderlik iddiasını güçlendirmektir.

Üçlü ortaklığın yeniden canlandırılması, 1990’larda dönemin Rusya Dışişleri Bakanı Yevgeni Primakov tarafından gündeme getirilen “Rusya-Hindistan-Çin (RIC) Üçgeni” fikrinin güncellenmiş versiyonu olarak değerlendirilmektedir. 2024 Kazan BRICS Zirvesi’nden sonra Hindistan ile Çin’in normalleşme sürecine girmesi, bu üçgenin önünü açmıştır. Ulusal para birimleriyle ticaret, dolar bağımlılığını azaltma ve yaptırım risklerini bertaraf etme amacı taşımaktadır.[8] Ancak RIC’in katı bağlayıcılığı olmayan esnek bir çerçeveye oturtulması, tarafların farklı yönelimlerinin yarattığı kırılganlığın farkında olunduğunu göstermektedir.

Bu bağlamda Rusya’nın gübre ihracatında Asya ve Güney Amerika’ya yönelmesi, AB ile bağların zayıflaması karşısında yeni pazar arayışlarının göstergesidir.[i] Çin’in Avrupa pazarındaki payını artırması ve Hindistan’ın Rus gübresine yönelmesi, bu ekonomik işbirliği zemininin güçleneceğini göstermektedir. Avrupa’nın yaptırımlarla Rusya’yı sıkıştırma politikası ise küresel ticaret akışlarını Asya eksenine kaydırarak Avrasya merkezli alternatif düzeni hızlandırmaktadır.[ii]

Putin’in bu ziyaretini “çift namlulu tüfek” olarak nitelendiren uluslararası basındaki yorumlar, Rus dış politikasının hem güncel krizlere yanıt verme hem de tarihsel hafıza üzerinden uzun vadeli bir ideolojik ortaklık kurma stratejisini özetlemektedir. Birinci namlu, ŞİÖ üzerinden çok kutuplu düzeni güçlendirme çabası; ikinci namlu ise tarihsel zafer törenleriyle Çin ve Rusya’nın sembolik ortaklığını pekiştirmesidir.[iii] Bu çift katmanlı yaklaşım, Rusya için nefes alanı yaratırken Çin’in küresel rolünü güçlendirmektedir.

Dolayısıyla gelinen noktada, ŞİÖ Zirvesi yalnızca bir diplomatik buluşma değil, aynı zamanda Avrasya merkezli güç dengesinin yeni parametrelerini şekillendiren bir dönüm noktası olmuştur. RIC Üçgeni’nin canlandırılması, AB ve ABD’nin baskı politikalarına karşı bir denge arayışının ifadesi olmakla birlikte Hindistan’ın tarafsızlık siyaseti ve Çin’in küresel vizyonu, bu ortaklığın geleceğini belirleyecek başlıca faktörlerdir. Avrupa ve ABD’nin bu yeni tabloyu dikkate almadan tek taraflı baskı stratejileri geliştirmesi, jeopolitik rekabetin daha da keskinleşmesine yol açabilecektir.

Önümüzdeki dönemde olasılığı en yüksek gelişmelerden biri, Hindistan’ın Rusya’dan petrol alımlarını tamamen durdurmak yerine dolaylı yollarla sürdürmesi olacaktır. Trump’ın açıkladığı sert tarifeler nedeniyle devlet rafinerilerinin alımları kesmesi, kısa vadeli bir baskı tedbiridir; ancak Hindistan’ın enerji güvenliği açısından Rusya’dan sağladığı ucuz petrolü tümüyle gözden çıkarması mümkün görünmemektedir. Bu nedenle özel şirketler aracılığıyla “gölge ticaret” kanallarının devreye girmesi, Yeni Delhi’nin hem Washington’un ekonomik baskılarını dengeleyip hem de enerji arz güvenliğini koruma yoluna gideceğini göstermektedir. Bu durum Hindistan’ın tarafsızlık çizgisine uygun olarak Batı’yla uyumlu görünüp aynı zamanda Rusya’yla stratejik çıkarlarını sürdürmesini sağlayacaktır.

Bir diğer olasılık, ŞİÖ Zirvesi’nde ilan edilen “2035 İşbirliği Vizyonu”nun somut projeler üzerinden hızla hayata geçirilmesidir. Özellikle ŞİÖ Kalkınma Bankası’nın kurulması ve ulusal para birimleriyle ticaretin yaygınlaştırılması, dolar bağımlılığını azaltarak üçlü işbirliğine ekonomik bir derinlik kazandıracaktır. Çin’in Avrupa pazarında artan gübre payı ve Rusya’nın ihracatını Asya’ya yönlendirmesi, Hindistan’ın da bu ticaret ağında kilit bir tüketici ve aktör olarak öne çıkmasını sağlayacaktır. Böylece RIC Üçgeni, yalnızca sembolik bir stratejik ortaklık değil, aynı zamanda enerji, tarım ve finans ekseninde Batı’nın yaptırım politikalarına karşı fiilî bir ekonomik blok hâline dönüşebilecektir.

Sonuç olarak 1 Eylül 2025 tarihinde Tianjin’de gerçekleşen ŞİÖ Zirvesi, Hindistan’ın tarafsızlık siyaseti üzerinden denge arayışını sürdürdüğü, Çin’in bölgesel rekabeti işbirliğine dönüştürme iradesi gösterdiği ve Rusya’nın Batı yaptırımlarını aşmak için Asya eksenine yöneldiği bir jeopolitik tabloyu ortaya koymuştur. RIC Üçgeni’nin yeniden gündeme gelmesi, yalnızca sembolik bir yakınlaşma değil, aynı zamanda enerji, ticaret ve finans alanlarında Batı’nın baskılarına karşı alternatif bir düzen kurma girişimi olarak şekillenmiş; bu durum, Avrupa Birliği ve ABD’nin tek taraflı stratejilerinin Küresel Güney’de sınırlı etki yarattığını göstermiştir. Bu çerçevede ŞİÖ Zirvesi, Avrasya merkezli yeni güç dengelerinin somutlaşmaya başladığı bir dönemin işareti olarak tarihe geçmiştir.


[1] Laura Bicker ve Stephen McDonell, “China and India pledge to be ‘partners not rivals’”, BBC, https://www.bbc.com/news/articles/clyrwv0egzro, (Erişim Tarihi: 01.09.2025).

[2] “Yevrokomissiya Prizyvayet Kitay i Indiyu ne Podderzhivat’ Rossiyu”, TASS, https://tass.ru/mezhdunarodnaya-panorama/24925139, (Erişim Tarihi: 01.09.2025).

[3] “Modi Says Russia and India stand Together Even in Difficult Times”, Reuters, https://www.reuters.com/world/china/modi-says-russia-india-stand-together-even-difficult-times-2025-09-01/, (Erişim Tarihi: 01.09.2025).

[4] Saahil Menon, “Russia Risks Being Left Out of Tightening India-China Relations”, The Moscow Times, https://www.themoscowtimes.com/2025/08/28/russia-risks-being-left-out-of-tightening-india-china-relations-a90372, (Erişim Tarihi: 01.09.2025).

[5] “Rossiya, Indiya i Kitay Formiruyut ‘Soyuz Silnykh’”, Vıbor Naroda, http://vybor-naroda.org/vn_exclusive/291002-rossija-indija-i-kitaj-formirujut-sojuz-silnyh.html, (Erişim Tarihi: 01.09.2025).

[6] Aleksandr Kovalyev, “Indiya Yakoby Priostanovila Zakupki Rossiyskoy Nefti Posle Ugroz Trampa. No Vryad li Nadolgo”, Moskovskiye Novosti, https://www.mn.ru/smart/indiya-yakoby-priostanovila-zakupki-rossijskoj-nefti-posle-ugroz-trampa-no-vryad-li-nadolgo, (Erişim Tarihi: 01.09.2025).

[7] “Pokazali ‘Kulak’: Zachem na Samom Dele Putin Priletel v Kitay”, RTVI, https://rtvi.com/stories/pokazali-kulak-zachem-na-samom-dele-putin-priletel-v-kitaj/, (Erişim Tarihi: 01.09.2025).

[8] “Rossiya, Indiya i Kitay Formiruyut Soyuz Dlya Protivodeystviya Sanktsiyam Trampa”, Radio1, https://radio1.ru/news/politika/rossiya-indiya-i-kitai-formiruyut-soyuz-dlya-protivodeistviya-sanktsiyam-trampa/, (Erişim Tarihi: 01.09.2025).


[i] “RF Uvelichit Postavki Udobreniy v Indiyu i Kitay do Rekordnykh Pokazateley”, Rambler, https://news.rambler.ua/economics/55228518-rf-uvelichit-postavki-udobreniy-v-indiyu-i-kitay-do-rekordnyh-pokazateley, (Erişim Tarihi: 01.09.2025).

[ii] Georgios Georgiou, “Europe, China and Russia Redraw Fertiliser Trade Map, Boosting Small Bulkers”, Riviera, https://www.rivieramm.com/news-content-hub/europe-china-and-russia-redraw-fertiliser-trade-map-boosting-small-bulkers-85955, (Erişim Tarihi: 01.09.2025).

[iii] “Yuriy Tavrovskiy: ‘Vizit Prezidenta Rossii v Kitay – eto ‘Putinskaya Dvustvolka’”, Valyuta v Nalichii, https://www.business-gazeta.ru/article/681687, (Erişim Tarihi: 01.09.2025).

Ergün MAMEDOV
Ergün MAMEDOV
Ergün Mamedov, 2020 yıllında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler tezli yüksek lisans bölümüne kabul almış ve 2022 yılında tezini başarıyla savunarak mezun olmuştur. Eğitimine hâlihazırda 2022 yılında başladığı Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler ana bilim dalında doktora öğrencisi olarak devam etmektedir. Gürcistan vatandaşı olan Ergün Mamedov, ileri düzeyde Gürcüce, orta düzeyde İngilizce ve başlangıç düzeyinde Rusça bilmektedir. Başlıca ilgi alanları, Güney Kafkasya ve Türk Dünyası coğrafyaları merkezli güncel diplomasi gündemi ve siyasî tarihtir.

Benzer İçerikler