Analiz

Şahbaz Şerif’in Çin Ziyareti: Pakistan’ın Denge Siyaseti

Çin’le olduğu kadar ABD’yle sürdürülen ilişkiler de Pakistan için kritik öneme sahiptir.
Şehbaz Şerif’in Çin ziyareti, Pakistan’ın büyük güçler arasındaki rekabette tarafsız kalma ve hem Çin hem de ABD’yle işbirliğini sürdürme kararlılığını göstermektedir.
Ekonomik desteğin yanı sıra Pakistan, artan savunma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Çin’in askeri yardımına da büyük ölçüde ihtiyaç duymaktadır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Pakistan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Başbakan Li Qiang’ın daveti üzerine Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, 4-8 Haziran 2024 tarihleri arasında resmi bir ziyaret için Çin’e gidecektir.[1] Bu ziyaret, ABD ile Çin arasındaki artan rekabetin ortasında, Pakistan’ın stratejik özerkliğini koruma çabaları ve ikili ilişkilerin artan önemi bağlamında dikkate değerdir.

Pakistan Dışişleri Bakanlığı, söz konusu ziyareti sık sık yapılan üst düzey görüşmeler ve diyaloglarla karakterize edilen “sarsılmaz Pakistan-Çin dostluğunun” bir göstergesi olarak tanımlamıştır.[2] Taraflar, her türlü koşulda stratejik işbirliğini daha da güçlendirmek amacıyla bir araya geleceklerini ifade etmişlerdir. Bu çerçevede Çin-Pakistan Ekonomi Koridoru’nun (CPEC) modernizasyonu, ticaret ve yatırım hacminin artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca güvenlik, savunma, enerji, uzay, bilim ve teknoloji ile eğitim alanlarında işbirliğinin geliştirilmesi planlanmaktadır. Kültürel işbirliğinin ve halklar arası temasların teşvik edilmesi de müzakerelerin ana konuları arasında olup bu girişimlerin Pakistan-Çin dostluğunun gelecekteki yönelimlerini belirleyeceği öngörülmektedir.[3]

Bu ziyarette CPEC’in ikinci aşamasının resmi olarak başlatılması beklenmektedir. Projenin ilk aşaması enerji, ulaşım ve sanayi işbirliğine odaklanırken; yeni aşama, tarım ve yaşam standartları gibi alanlara genişlemektedir.[4]

Pakistan’ın Belucistan bölgesindeki Gvadar Limanı’nı Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Kaşgar’a bağlayan CPEC, tartışmalı Keşmir bölgesinden geçmesi nedeniyle Hindistan tarafından eleştirilmektedir. Diğer yandan Pakistan, Çin’in Hint Okyanusu jeopolitiğinde artan güvenlik endişelerinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda Pakistan’la geliştirilen ilişkiler, Çin açısından hayati öneme sahiptir.

Çin, Hint Okyanusu’na uzanan güzergâhta Hindistan’a karşı Pakistan’ı stratejik bir denge unsuru olarak değerlendirmektedir. Bu bağlamda Çin, Pakistan’ın stratejik açıdan önemli olan Gvadar Limanı’nın geliştirilmesine büyük yatırımlar yapmaktadır ve bu liman, Çin’in Hint Okyanusu’ndaki Cibuti’den sonraki ikinci deniz üssü olma potansiyeline sahiptir.[5] Çin’in denizcilik sektöründeki modernizasyon projelerinde Pakistan’a sunduğu destek, Çin’i Pakistan açısından stratejik bir ortak konumuna yükseltmektedir.

Pakistan, Hindistan’a karşı stratejik bir denge unsuru olmasının yanı sıra Çin’in enerji güvenliği açısından da büyük bir jeopolitik öneme sahiptir. Çin’in enerji güvenliği, İran ve Suudi Arabistan gibi başlıca petrol tedarikçilerini içeren Basra Körfezi’ne dayanmaktadır[6] ve bu bölgede güvenli bir tedarik zinciri oluşturmak için Pakistan’da bir varlık bulundurması kritik önemdedir. Rusya-Ukrayna Savaşı gibi krizlerin yarattığı enerji piyasalarındaki artan belirsizlikler, ekonomik kalkınmayı önceliklendiren Çin’i enerji güvenliğini sağlamaya doğru yöneltmektedir.

Son dönemde Pakistan’da çalışan Çinli personellere yönelik gerçekleşen saldırılarda görüldüğü üzere Pakistan’ın Çin projelerine ve vatandaşlarına güvenlik garantisi verebilme yeteneği şüpheyle karşılanmış olsa bile Pakistan’la stratejik işbirliğini geliştirmeyi hedefleyen Çin, iç karışıklıklara rağmen Pakistan’a sürekli destek vererek bölgedeki diğer ülkelere Pekin’in güvenilir bir güç olduğunu göstermeye çalışmaktadır.

Pakistan açısından da Çin’le yürütülen ilişkiler kritik bir öneme sahiptir. “Her hava koşulunda” müttefik olan Çin ile Pakistan’ın kalıcı bir ortaklığı vardır. 24 Mayıs 2024 tarihinde Çinli şirketlerin temsilcileriyle yaptığı bir toplantıya başkanlık eden Şahbaz Şerif, Pakistan’ın bilişim sektörünü teşvik etmek ve ihracatını artırmak için Çin’in deneyimlerinden faydalanmak istediğini belirtmiştir.[7] Ayrıca Pakistan’ın bir tarım ülkesi olduğunu vurgulayarak bu sektörde Çin’in modern teknolojilerini kullanmayı hedeflediğini ifade etmiştir.[8] Şerif, Çinli şirketleri Pakistan’ın elektrik, hibrit otomotiv sektörü ve diğer sektörlerine yatırım yapmaya davet etmiştir.[9] Bu bağlamda Çin’le sürdürülen ilişkiler, Pakistan’ın ekonomik kalkınma hedeflerine ulaşması ve stratejik sektörlerde modernizasyon sağlaması için büyük önem taşımaktadır.

ABD’nin CPEC’e yönelik artan endişe ve eleştirileri karşısında Pakistan, stratejik özerkliğini koruyarak ABD-Çin çekişmesinde tarafsız kalmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda ikinci kez Başbakan olarak seçilen Şerif’in, parlamentodaki ilk konuşmasında “Pakistan’ın ABD veya Çin’le devam eden gerilimde tek taraflı bir hizaya girmeyeceğini” taahhüt etmesi, her iki ülkeye önemli bir sinyal niteliğindedir.

Çin’le olduğu kadar ABD’yle sürdürülen ilişkiler de Pakistan için kritik öneme sahiptir. Özellikle ABD’nin Uluslararası Para Fonu gibi kuruluşlarda Pakistan’ın ekonomik ve diplomatik çıkarlarını etkileme gücüne sahip olduğu düşünüldüğünde Pakistan, ABD’yle olumlu ilişkileri sürdürmenin önemini görmektedir.

Uluslararası Para Fonu anlaşmasını güvence altına almak için ABD’den gelen yardım hayati öneme sahipken, Pakistan’ın zorlu ekonomik koşullarını istikrara kavuşturmak için Çin’den gelen acil mali desteğe de ihtiyaç duyulmaktadır. Nitekim Uluslararası Para Fonu’yla sürecin yavaş ilerlediği bir dönemde Çin, 1 milyar dolarlık bir kredi sağlayarak devreye girmiştir.[10] Bununla birlikte ABD, Pakistan’a sağladığı askeri ve ekonomik yardımı azaltıp Hindistan’la stratejik işbirliğini derinleştirirken; Çin de Pakistan’la artan askeri ve ekonomik işbirliği taahhüdünde bulunmuştur.

Ekonomik desteğin yanı sıra Pakistan, artan savunma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Çin’in askeri yardımına da büyük ölçüde ihtiyaç duymaktadır. Hindistan ve ABD arasındaki stratejik ortaklığın genişlediği bir dönemde Pakistan, Çin’le özellikle savunma ve güvenlik alanındaki ilişkilerini daha da güçlendirmeyi planlamaktadır. Bilindiği üzere ABD, Çin’i dengelemek için Pakistan’ın rakibi Hindistan’ın da aralarında bulunduğu Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (QUAD) gibi bölgesel koalisyonlar kurmuştur. Bu koalisyonlar aracılığıyla ABD’nin Hindistan’ı silahlandırması ve bunun sonucunda Güney Asya’daki bölgesel stratejik dengenin bozulması Pakistan’ı rahatsız etmektedir. Bu bağlamda Pakistan, ABD’nin eleştirilerine rağmen Çin’le ilişkilerini geliştirmeye kararlıdır.

2018-2022 döneminde Çin, silah ve savunma teknolojisi ihracatının yarısından fazlasını Pakistan’a yapmıştır.[11] Bunun yanı sıra iki ülke, Hint Okyanusu’nda bilgi paylaşımı, ortak devriyeler ve birlikte çalışabilirliği artırmaya odaklanan deniz tatbikatları gerçekleştirmektedirler. Bu durum, Çin-Pakistan ilişkilerinde askeri diplomasinin de önemini vurgulamaktadır.

Çin’le askeri ve ekonomik alanlarda stratejik işbirliğini sürdüren Pakistan’ın ABD-Çin rekabeti karşısında tarafsız bir duruş sergileme isteği anlaşılabilir bir durumdur. Nitekim ABD, Pakistan’ın en büyük ihracat pazarı olmaya devam etmektedir. Pakistan’ın ABD, Avrupa Birliği, Birleşik Krallık ve Kanada’ya yaptığı ihracatlar toplam ihracatın %55’ini oluştururken, Pakistan’ın Çin’e yaptığı ihracatlar sadece %11’dir.[12] Genel olarak Pakistan’ın ABD ve Batı ülkeleriyle olan ticaretinde 5,4 milyar dolarlık bir ticaret fazlası bulunurken, Çin’le olan ticaretinde 15 milyar doları aşan bir ticaret açığı bulunmaktadır.[13] Bu nedenle önemli Çin yatırımlarına rağmen, ticaret ve ekonomik nedenlerden ötürü Pakistan için ABD’yle ilişkileri olumlu bir düzeyde sürdürmek kritik öneme sahiptir.

Sonuç olarak Pakistan, ABD ve Çin arasındaki rekabetin ortasında stratejik özerkliğini koruma ve her iki büyük güçle de ilişkilerini dengeleme çabası içindedir. Çin’le olan askeri ve ekonomik işbirliği derinleşirken, ABD’yle ticari ilişkiler de kritik bir öneme sahiptir. Bu denge politikası, Pakistan’ın bölgesel ve küresel düzeyde stratejik çıkarlarını koruması için gereklidir. Bu bağlamda Şehbaz Şerif’in Çin ziyareti, Pakistan’ın büyük güçler arasındaki rekabette tarafsız kalma ve hem Çin hem de ABD’yle işbirliğini sürdürme kararlılığını göstermektedir.


[1] “Curtain Raiser: Prime Minister’s Visit to China”, Ministry of Foreign Affairs, Government of Pakistan, https://mofa.gov.pk/press-releases/prime-ministers-visit-to-china, (Erişim Tarihi: 31.05.2024).

[2] Aynı yer.

[3] Aynı yer.

[4] “Pakistani PM hails China as key partner in country’s economic development”, Xinhua, https://english.news.cn/20240529/d3d1ec5891ad447f87102dc12a38eb13/c.html, (Erişim Tarihi: 31.05.2024).

[5] “The China-Pakistan Axis and Indian Ocean Geopolitics”, Geopolitical Monitor, https://www.geopoliticalmonitor.com/the-china-pakistan-axis-and-indian-ocean-geopolitics/, (Erişim Tarihi: 31.05.2024).

[6] Aynı yer.

[7] “Pakistan PM Sharif to visit China next month for formal launch of second phase of CPEC”, The Hindu, https://www.thehindu.com/news/international/pakistan-pm-sharif-to-visit-china-next-month-for-formal-launch-of-second-phase-of-cpec/article68215407.ece, (Erişim Tarihi: 31.05.2024).

[8] Aynı yer.

[9] Aynı yer.

[10] “Pakistan receives $1 billion from China”, The Hindu, https://www.thehindu.com/news/international/pakistan-receives-1-billion-from-china/article66979257.ece, (Erişim Tarihi: 31.05.2024).

[11] “What Pakistan’s political changes mean for China, the US and India”, South China Morning Post, https://www.scmp.com/comment/opinion/asia/article/3253872/what-pakistans-political-changes-mean-china-us-and-india, (Erişim Tarihi: 31.05.2024).

[12] “China or the US: Pakistan’s Choice”, The Diplomat, https://thediplomat.com/2023/07/china-or-the-us-pakistans-choice/, (Erişim Tarihi: 31.05.2024).

[13] Aynı yer.

Ezgi KÖKLEN
Ezgi KÖKLEN
Ezgi Köklen, 2023 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Role of the Belt and Road Initiative in China’s Middle East Policy” bitirme projesiyle yüksek şeref öğrencisi olarak mezun olmuştur. Mezun olmadan önce bir dönem Güney Kore’de Myongji Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Diplomasi Bölümü’nde değişim öğrencisi olarak eğitim almıştır. Mezun olduktan sonra yüksek lisans eğitimini almak için Çin’e gitmiştir. Şu anda Tsinghua Üniversitesi’nde Çin Siyaseti, Dış Politikası ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisans eğitimine devam eden Ezgi’nin ilgi alanlarını Doğu Asya güvenliği, Çin dış politikası ve Kuşak ve Yol Projesi kapsamında bölgesel işbirlikleri oluşturmaktadır. Ezgi, ileri derece İngilizce, orta seviye Korece ve başlangıç seviyesinde Çince bilmektedir.

Benzer İçerikler