2025 yılının Temmuz ayında Tayland ile Kamboçya arasında yaşanan beş günlük yoğun sınır çatışmaları, bölgedeki gerilimi en üst seviyeye çıkarmıştır. Bu çatışmalar sonucunda en az 38 kişi hayatını kaybetmiş, yüz binlerce kişi yerinden edilmiş ve bölgedeki okullar ile hastaneler ciddi zarar görmüştür. Krizin sona erdirilmesi için Malezya’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen diplomatik görüşmelerde ateşkes ilan edilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin’in diplomatik baskıları, ateşkesin sağlanmasında önemli bir rol oynamıştır.
Bu çatışmanın kökeninde, tarihsel olarak Fransız koloniyal döneme ait haritaların mirası bulunan sınır anlaşmazlıkları ile Preah Vihear Tapınağı çevresindeki toprak hak iddiaları yer almaktadır. Söz konusu anlaşmazlık, bölgedeki tarihsel ve politik karmaşanın temel sebeplerinden biri olarak görülmektedir.
Tayland ile Kamboçya arasındaki sınır anlaşmazlıkları, esasen 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında Fransız sömürgeciliği döneminde çizilen haritaların mirasıdır. Fransızlar, Kamboçya’yı bir kolonisi olarak yönetirken sınırları kendi çıkarları doğrultusunda belirlemiş; bu süreçte özellikle Preah Vihear tapınağı ve çevresi gibi kutsal ve stratejik bölgelerde sınır çizgileri tartışmalı hale gelmiştir.
1954 yılında Fransa’nın Endonezya’dan çekilmesiyle Kamboçya bağımsızlığını kazanmış, ancak sınır meseleleri çözümsüz kalmıştır. 1962 yılında Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Preah Vihear Tapınağı’nın Kamboçya’ya ait olduğuna hükmetmiş, fakat tapınağın çevresindeki sınır çizgisi netleşmediği için zaman zaman gerginlikler yaşanmıştır. 1970’lerdeki Kamboçya İç Savaşı ve Vietnam Savaşı gibi bölgesel çatışmalar bu sınır meselelerini gölgede bırakmış ve temel sorunlar devam etmiştir.
Hem 1990’lar hem de 2000’ler boyunca Tayland ve Kamboçya arasında çeşitli sınır ihlalleri ve küçük çaplı çatışmalar yaşanmıştır. Özellikle Preah Vihear Tapınağı çevresindeki askerî hareketlilik ve arazi talepleri, taraflar arasında zaman zaman gerilimlere yol açmıştır. 2011 yılında UAD’nin sınır bölgesindeki hareket özgürlüğünü Tayland’a tanıması yeni bir dönemin başlangıcı olmuş, ancak bu karar da gerilimleri tamamen sona erdirememiştir.
Temmuz 2025 çatışmaları, bu uzun ve karmaşık tarihsel sürecin günümüzdeki en ciddi yansımasıdır. Bölgesel ve uluslararası aktörlerin müdahaleleriyle gerilimler kısmen kontrol altına alınsa da tarih boyunca çözülmeyen sınır sorunları hala bölgesel istikrar için bir tehdit olarak varlığını sürdürmektedir.
Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) Tayland-Kamboçya sınır çatışması sürecine müdahalesi görece zayıf kalmıştır. Blok, benimsediği “müdahale etmeme (non-interference)” ilkesi doğrultusunda olayı iki taraf arasında çözülmesi gereken bir sorun olarak değerlendirerek doğrudan diplomatik müdahaleden kaçınmıştır. Malezya, ASEAN dönem başkanı olarak ateşkese aracılık etmekle birlikte kurum olarak ASEAN’ın aktif bir arabulucu rolü üstlenmediği Malezya kaynakları tarafından da ifade edilmiştir.[i] Bölgedeki uzmanlar ve akademisyenler, ASEAN’ın kriz yönetimindeki etkisizliğini eleştirerek mevcut mekanizmaların yeterince güven vermediğini ve yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğunu vurgulamışlardır.
Tayland ve Kamboçya arasındaki son sınır çatışması, ASEAN’ın kriz yönetimi kapasitesini ciddi şekilde sınamış ve bölgesel güvenlik dinamiklerini yeniden şekillendirmiştir. Bu bağlamda lider söylemleri, tarafların tutumlarını ve uluslararası aktörlerin müdahalelerini anlamak açısından kritik öneme sahiptir.
ASEAN, müdahale etmeme ilkesine bağlı olarak çatışmaya doğrudan müdahil olmamıştır. Ancak Malezya’nın dönem başkanı olarak arabuluculuk çabaları ve ASEAN Dışişleri Bakanları’nın ortak açıklamaları, blok içindeki farklı tutumları yansıtmaktadır. Özellikle ASEAN’ın kriz yönetimindeki yapısal kısıtlar ve konsensüs arayışı, etkin müdahale kapasitesini sınırlamıştır.
Tayland Başbakanı Phumtham Wechayachai ve Kamboçya Başbakanı Hun Manet, ateşkes görüşmelerinde bulunmuşlardır. Tayland, Kamboçya’nın ateşkesi ihlal ettiğini iddia ederken, Kamboçya, Tayland’ın 20 askerini alıkoyduğunu ve birinin öldüğünü bildirmiştir. Hun Sen, eski Başbakan olarak, askeri stratejilerde aktif bir rol üstlenmiştir. Bu durum, Kamboçya’da liderlik yapısının karmaşıklığını ve Hun Sen’in etkisini göstermektedir.[ii]
Çin, Tayland ve Kamboçya’yla yakın ekonomik ve diplomatik ilişkiler yürütmesi nedeniyle sınır çatışması sırasında aktif bir dengeleyici rol üstlenmeye çalışmıştır. Temmuz ayı başında Kuala Lumpur’da düzenlenen ASEAN Zirvesi sırasında Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Taylandlı ve Kamboçyalı mevkidaşlarıyla ayrı ayrı görüşmeler yaparak “adil ve objektif” bir arabulucu olabileceğini ifade etmiştir. Çin’in her iki ülkeyle güçlü ekonomik bağlara sahip olması, Pekin’in taraflar arasında denge kurmasına olanak tanımıştır. Uzmanlar, ASEAN’ın kriz yönetiminde durakladığı bu dönemde Çin’in bölgesel diplomaside boşluğu doldurabilecek kritik aktörlerden biri olarak öne çıktığını belirtmektedir.[iii]
ASEAN, uyumluluğu esas alan konsensüs yapısı nedeniyle çatışmaya müdahale etme kapasitesi sınırlı kalmıştır. Kurumsal olarak acil arabuluculuk yapma ya da istihbarat mobilizasyonu sağlama imkânı bulunmamıştır. Bu durum, ASEAN’ın bölgesel güvenlik mimarisindeki zayıflıkları gözler önüne sermiştir. Ancak ASEAN, diplomatik platform olarak sessiz kanal diplomasisi ve özel temsilciler aracılığıyla görüşmeler yürütme potansiyeline sahiptir.
Çin ise resmi olarak tarafsızlığını korurken, her iki ülkeyle olan stratejik çıkar ortaklıkları sayesinde hem arabuluculuk hem de dengeleme işlevlerini yerine getirebilmiştir. ASEAN’ın pasif kaldığı alanlarda Çin, diplomaside aktif ve alternatif bir aktör olarak öne çıkmıştır. Bu süreçte ABD ve Malezya diplomatik baskı unsuru olarak rol oynarken; Çin, daha karmaşık ancak etkili bir barış süreci arabuluculuğu rolünü üstlenmiştir.
Çin, her iki ülkeyle güçlü ekonomik ve diplomatik ilişkiler yürütmesinden ötürü çatışma sırasında dengeleyici bir rol üstlenmiştir. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, ASEAN zirvesi sırasında Taylandlı ve Kamboçyalı mevkidaşlarıyla ayrı görüşmelerde “adil ve objektif” bir arabulucu olabileceğini belirtmiştir. Bu söylem, Çin’in bölgedeki stratejik çıkarlarını dengeleme çabalarını yansıtmaktadır. Çin’in bu yaklaşımı, ASEAN’ın müdahale etmeme ilkesinin ötesinde bölgesel liderlik ve dengeleyici bir aktör olma stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Bu lider söylemleri, ASEAN’ın kriz yönetimindeki yapısal kısıtları, Tayland ve Kamboçya arasındaki liderlik dinamiklerini ve Çin’in bölgesel stratejilerini anlamak açısından önemlidir.
Tayland-Kamboçya krizi, ASEAN’ın kriz yönetimi kapasitesini sınamış ve siyasi uzlaşı eksikliğini ortaya koymuştur. Bu durum, ASEAN’ın kurumsal reformlara, özellikle Sekreterya ve Troika’nın güçlendirilmesine duyduğu ihtiyacı göstermektedir. Çin ise diplomatik hamleleriyle ASEAN’ın sessizliğinden doğan boşluğu doldurmaya çalışmıştır. Kritik soru şudur: ASEAN, bu krizi bir dönüm noktası olarak görüp dönüşecek mi, yoksa benzer gerilimler sürecek mi?
[i] “Ceasefire Takes Effect between Thailand, Cambodia after Five-Day Border Battle”, Reuters, July 28, 2025, https://www.reuters.com/world/china/ceasefire-takes-effect-between-thailand-cambodia-after-five-day-border-battle-2025-07-28/, (Erişim Tarihi: 31.07.2025).
[ii] “Cambodia’s Hun Sen at Helm in Border Conflict with Thailand”, Reuters, July 31, 2025, https://www.reuters.com/world/asia-pacific/cambodias-hun-sen-helm-border-conflict-with-thailand-2025-07-31, (Erişim Tarihi: 31.07.2025).
[iii] “China Offers Mediation in Thailand-Cambodia Border Dispute”, Thai Times, July 25, 2025, https://thaitimes.com/china-offers-mediation-in-thailand-cambodia-border-dispute, (Erişim Tarihi: 31.07.2025).



