2 Ağustos 2022 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi Tayvan’a bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Söz konusu ziyaretin ardından Çin oldukça sert ve proaktif bir Tayvan politikası izlemeye başlamış ve ada çevresinde birçok tatbikat düzenlenmiştir. Bu da Asya-Pasifik bölgesindeki gerilimi üst seviyeye çıkarmıştır. Pekin’in arttırmaya başladığı tehlike hasebiyle ABD ve Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) de Tayvan’a destek söylemlerinde bulunmuştur. Bu yüzden de Batı’nın Tayvan’la kurduğu ilişkiler hız kazanmıştır.
Tüm bu gelişmeler ise Tayvan’ın işine gelmiştir. Zira ziyaretin ardından birçok Batılı devlet yöneticisi, Tayvan’a gitmeye ve adaya destek söylemlerinde bulunmaya devam etmiştir. Aynı zamanda Tayvan’ın Batı ve özellikle de ABD’yle olan ticari ve askeri ilişkileri de ilerlemiştir. Nitekim 3 Ekim 2022 tarihinde ABD, Tayvan’a 1,1 milyar dolar değerinde silah satışı kararını onaylamıştır. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, söz konusu anlaşmanın “Tayvan’ın güvenliği için gerekli” olduğunu söylemiş ve Pekin’i Tayvan’a karşı askeri, diplomatik ve ekonomik baskısını durdurmaya çağırmıştır.[1]
Mevzubahis konjonktürün ve Çin’in adaya karşı agresif tutumunun Tayvan için bir avantaj yarattığı söylenebilir. Nitekim Pekin’in Taipei üzerindeki baskısı arttıkça, Batı’nın da Taipei’yle geliştirdiği ilişkiler hız kazanmaktadır. Zira burada bir kazan-kazan ilişkisinden bahsedilebilir. Batı ittifakı Tayvan’ı Çin’i baskılama ve çevreleme politikası noktasında kullanmaktadır. Bu ise Tayvan’a ekonomik çıkarlar ve güvenlik desteği noktasında geri dönmektedir. Üstelik bu durumun ilerleyen süreçte Tayvan’a resmi tanınma statüsü noktasında bir kapı aralaması da ihtimal dahilindedir.
Bu çerçevede Tayvan’ın mevcut konjonktür içerisinde ulusal güvenliğini ve çıkarlarını nasıl gözettiği ve bunları içsel kaynaklarla nasıl sağlayabileceği konusu, Taipei’nin jeopolitik ve jeostratejik çıkarlarını üst seviyeye çıkarabilmesi noktasında oldukça mühimdir. Bu nokta Tayvan Ulusal Chung-Shan Bilim ve Teknoloji Enstitüsü Eski Başkanı Emekli Tuğamiral Kung Chia-cheng, Tayvan’ın Pekin’i vurabilecek, Tayvan Boğazı’ndaki askeri dengeyi değiştirebilecek ve potansiyel olarak gelecekteki bir Çin işgalini caydırabilecek gizli süpersonik füzelere sahip olduğunu belirtmiştir.[2] Söz konusu açıklama iki farklı şekilde okunabilir.
Öncelikle Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in nihai hedefinin Çin ile Tayvan’ın birleşimini sağlayan başkan olarak tarihe geçmek olduğu yönündeki iddialardır. Bu nedenle Çin’in ilerleyen süreçte Tayvan üzerindeki baskısını artırması beklenebilir. Bu da Tayvan’ın güvenlik endişelerini arttırmakta ve haliyle Tayvan, savunma ve askeri gücünü yükseltmektedir.
Öte yandan Batı’nın, ABD’nin ve NATO’nun olası bir sıcak çatışma anında Tayvan’a ciddi bir destek verip vermeyecekleri meçhuldür. Bu noktada Ukrayna Savaşı’nın hala devam ettiği düşünüldüğünde, Batı’nın yeni bir çatışma istemeyeceği öngörülebilir. Bu da Tayvan’ı kendi kendine yetebilen bir devlet olmak için uğraşmaya sevk etmektedir. Nitekim Çin’in Tayvan’la birleşme noktalarının artacağı öngörüsü düşünüldüğünde, bunun Tayvan için bir ihtiyaç olduğu ifade edilebilir.
Bu bağlamda değerlendirilmeye muhtaç bir diğer ehemmiyetli husus ise Tayvan’ın söz konusu açıklamalar vesilesiyle ne mesaj vermek istediğidir. Çünkü gerek Batı’nın Tayvan üzerinden hayata geçirdiği hamleler gerekse de Tayvan’ın Çin karşıtı proaktif politikaları Pekin yönetimini Tayvan üzerinde daha baskıcı bir hale getirmektedir. Çin’in baskısı arttıkça, Batı’nın da hem bölgedeki Çin karşıtı faaliyetleri hem de Tayvan’la kurduğu ilişkiler gelişmektedir. Taipei’nin de mevzubahis açıklamalarla bunu amaçladığı düşünülebilir. Dolayısıyla ada yönetimi, Çin’e karşı tehditvari söylemler kullanarak Pekin’i daha da agresifleştirmeyi; haliyle Batı’nın hem Çin karşıtı faaliyetlerini hem de kendisiyle kurduğu ilişkileri derinleştirmesini hedefliyor olabilir.
Sonuç olarak Tayvan, Çin’e karşı gizli silahlar vurgusu üzerinden ciddi bir askeri tehditte bulunmuştur. Tayvan’ın gerçekten söz konusu tehdidi hayata geçirebilecek askeri kapasitesinin olup olmamasının ötesinde mevzubahis söylemin sebeplerinin stratejik analizinin yapılması çok daha önemlidir. Nitekim burada değerlendirilmiş iki husus bağlamında ilk olarak Tayvan’ın Batı’dan alması muhtemel desteğin garanti olmaması hasebiyle “kendi başının çaresine bakma” stratejisi güdüyor olabileceği ve ikinci olarak da Taipei’nin Çin’i provoke ederek Batı’dan elde ettiği çıkarlar ile Batı’nın Çin’e uygulayacağı baskıyı azami ulaştırmak istiyor olabileceği tespitleri yapılmıştır.
[1] “USApproves $1.1 Bn Taiwan Arms Sale, Angering China”, BBC News, https://www.bbc.com/news/world-us-canada-62775544, (Erişim Tarihi: 24.12.2022).
[2] “Taiwan’s Hidden Missiles Can Hit Bijing, Shanghai”, Asia Times, https://asiatimes.com/2022/12/taiwans-hidden-missiles-can-hit-beijing-shanghai/, (Erişim Tarihi: 24.12.2022).
