ANKASAM Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol 4 Mayıs 2019 tarihinde kanal K24 ile gerçekleştirdiği röportajında dış politikada yaşanan son gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulunmuştur. İlk olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin Türk – Batı ilişkilerinin seyrine dair yaptığı açıklamalardan yola çıkarak özellikle Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle, İsrail’le ve NATO ile olan ilişkilerinin önemine değinen Erol, bugün bakıldığında Türkiye’nin hem İsrail ile hem de Avrupa Birliği ile olan ilişkilerinin eskisi kadar iyi olmadığını belirterek, sadece NATO ile olan ilişkilerin güçlü olarak devam ettiğini ifade etmiştir. Genel olarak tabloya bakıldığında Türk-Batı ilişkilerinin kırılma noktasında olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, özellikle Batı’nın atacağı son adımların bu ekseni belirlemede önemli role sahip olduğunu ve bu bağlamda ilişkilerin olumlu noktaya dönmesi ihtimalinin de olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte Rusya ile olan ilişkilere bakıldığında ise Batıya nazaran daha iyi konumda olduğunu belirten Erol, Çin ile olan ilişkilere göre daha belirgin olarak devam ettiğini ve Türk dış politikasında da ağırlığı hissedilen bir düzeyde olduğunu ifade etmiştir.
Suriye konusu ile ilgili olarak Türkiye, Rusya ve ABD’nin orta ve uzun vadede ortak bir mutabakat çerçevesinde bir araya gelebileceklerini düşündüğünü belirten ANKASAM Başkanı Erol, bu noktada Rusya’nın İsrail ve Amerika ile olan ilişkilerinde denge siyasetini yürüttüğünü ve bunun Türk siyaseti için de rahatlatıcı bir etkisi olduğunu belirtmiştir.
Özellikle Birleşmiş Milletler’in Türkiye’nin kaygılarını meşru bulduklarına dair yaptıkları açıklamanın önemine değinen Erol, Türkiye’nin PYD ve YPG noktasındaki itirazlarına ABD’nin daha olumlu bir şekilde yaklaşmaya başladığını ve bunun da iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir yol haritası hazırlanmasına neden olduğunu ifade etmiştir. Suriye’nin güvenliği konusunda hem Amerika’nın hem de Türkiye’nin ve muhtemelen Rusya’nın da önümüzdeki süreçte daha çok ön plana çıkabileceğini açıklayan Erol, İran’ın bu süreçte yer almamasının da ayrı bir öneme sahip olduğunu belirtmiştir.
Yaşanan krizlerde yer alan aktörler arasında karşılıklı müzakerelerin olabileceğine ve bunun diplomasinin gereği olduğuna değinen Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Türkiye’nin açık kapı politikasında olduğunu fakat aynı zamanda Cerablus ve Afrin gibi müdahalelerde de bulunabileceğini söylemiştir. Son olarak, Türkiye’nin PYD ve YPG ile gerçekleştirdiği söylenen görüşmelerden haberinin olmadığını ve sadece iddiaların oluğunu ifade eden Erol, böyle bir görüşmenin olmasının da normal olduğunu belirterek Türkiye’nin her zaman diplomasi ile barışçıl araçları kullanarak barışı sağladığını açıklamıştır. Türkiye’nin Avrupa’daki ülkeler gibi olmadığını, insani ve vicdani yönüyle tercihlerde bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Erol, Avrupa’nın geçmişte aldığı kararların şimdi kendilerine döndüğünü ifade etmiştir.
