Avrupa Birliği ve Düzensiz Göç Karşıtı Faaliyetleri

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Düzensiz göç, Avrupa Birliği’ni (AB) ve dünyayı yıllardır endişelendiren bir mesele olarak ön plana çıkmaktadır. Son yıllarda özellikle Arap Baharı olarak nitelendirilen dönem itibarıyla başlayan göç hareketlerinin Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinden Batı’ya doğru ilerlediği görülmektedir. Tüm bu gelişmeler, geçmişte işçi alımı doğrultusunda dış ülkelerden göç alan çeşitli AB ülkelerinin deneyimlediği meselelerdendir. Bu sebeple de AB, düzensiz göç dalgasından asgari şekilde etkilenmek için çeşitli adımlar atmıştır ve atmaya da devam etmektedir.

Bilhassa 2011 yılında Suriye’de patlak veren iç savaşın ardından milyonlarca Suriyeli, ülkelerini terk ederek çeşitli komşu ülkelere ya da Avrupa’ya doğru göç etmeye başlamıştır. Bu göçü engelleyebilmek için AB, çeşitli ülkelerle diplomatik anlaşmalar imzalamış ve göçün yoğunluğunu azaltmayı hedeflemiştir. Bu bağlamda AB, göçü sınırlandırarak kendi güvenliğini sağlamak istemiştir. 2019 yılında başlayan Covid-19 salgını, bir süreliğine düzensiz göç hareketlerini azaltmışsa da tam bir korunma sağlamamıştır. Bu yüzden AB, göçmenlerin yeniden ülkelerine gönderilmesi konusunda çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Bu kapsamda birlik, 2021 yılında 340.500 yeni karar almıştır. Ancak söz konusu kararlardan yalnızca %21’i AB tarafından uygulanmıştır.

Öte yandan birlik, kendi vatandaşlarını güvence altına almak için çıktığı yolda kamuoyu desteğini de yanında bulundurmaktadır. Son zamanlarda aşırı sağ faaliyetlerin Avrupa’da ve dünyada yükseliş trendinde olduğu görülmektedir. Dolayısıyla Avrupa ülkelerinde aşırı sağcı hükümetler ve mültecileri ülkeden çıkarma vaadiyle göreve gelen liderler ön plana çıkmaktadır. Bu konuda en dikkat çeken isim İtalya Başbakanı Giorgia Meloni olmuştur.

Ayrıca Meloni, birçok konuşmasında göçmenleri ülke dışına yollayacağından bahsetmiştir. Bu sayede de İtalyan halkının oyunu alabilmeyi başarmıştır. Söz konusu durum, Avrupa’da aşırı sağ olaylarının artışta olduğunu kanıtlar niteliktedir. Göreve geldiği günden itibaren diğer devletler tarafından eleştirilen Meloni, temkinli davranarak dikkatleri başka yöne çekmeye çalışmaktadır.

Diğer taraftan Yunanistan ise son günlerde sınırlarında bir duvar örme faaliyetinde bulunmuş ve bu böylece düzensiz göçmen akışını kesmeye çalışmıştır. Yunanistan, uyguladığı politika sayesinde AB sınırını koruduğunun propagandasını yapmaktadır. Çünkü AB’ye dahil olan savaşa en yakın ülke Yunanistan’dır. Bu da İtalya ile Yunanistan’ın AB sınırlarını koruma çabası şeklinde yorumlanabilir. Aynı zamanda Yunanistan, sıklıkla botların batırılması ve kaçak göçmenlerin denizlerde ölüme terk edilmesiyle gündeme gelmektedir.

Bununla birlikte Avrupa Komisyonu, gelişmiş Avrupa ülkelerine iltica talebinde %50’lik bir artış yaşandığını öne sürmüştür. Bu kapsamda söz konusu komisyon, 2022 yılında Avrupa ülkelerine yapılan sığınma başvurusu sayısının 924.000 olduğunu belirtmiştir.[1] Ayrıca AB, düzensiz göçmenlerle alakalı yapılan denetlemelere, düzenlemelere ve işbirliğine uymayan ülkelere karşı bir yaptırım paketi de açıklamıştır.[2]

Hatırlanacağı üzere, Avrupa’ya gelen düzensiz göçmenlerin yalnızca %21’i kendi ülkelerine gönderilebilmiştir.[3]. Anlaşılacağı gibi AB, sınır dışı etmek istediği mültecilerin kendi ülkelerine dönmelerini sağlama noktasında bu devletlerin faaliyetlerini denetim altına almayı hedeflemektedir. Bu kapsamda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, iadeleri yoğunlaştırmaları gerektiğini belirterek menşei ülkelerle (Mısır, Pakistan, Fas, Tunus vb.) çeşitli geri dönüş anlaşmaları yapmak istediklerini açıklamıştır.[4]

Tüm bunların yanı sıra AB nüfusunun yaşlandığını ve birlik içerisinde iş gücüne olan ihtiyacın arttığını söylemek mümkündür. Bu yüzden de düzensiz göçmenlerin bir kısmı çeşitli iş kollarına entegre edilebilir. Bu doğrultuda Avrupa Mülteciler ve Sürgün Konseyi Direktörü Catherine Woollard, ekonomik göçmenler için çeşitli yolların bulunduğunu ve bu yollar için de 20 yıldır düşüşte olan ekonomik göç alımını arttırıcı faaliyetler geliştirilebileceğini öne sürmüştür.[5] Bu da AB’nin düzensiz göçmenlerin niteliksiz kesiminden rahatsızlık duyduğuna işaret etmektedir.

Sonuç olarak AB üyesi ülkeler, geçmiş deneyimlerine dayanarak düzensiz göç konusunda görece başarılı bir kriz yönetimi uygulamaktadır. Bu da ülkelerin yıllık bazda anlaşma imzaladıkları ve tampon bölge haline getirdikleri devletlere ya da Arap Baharı’na sınırdaş olan diğer aktörlere kıyasla çok daha sınırlandırılmış ve nitelikli bir göçü hedefledikleri anlamını taşımaktadır. Buna rağmen AB, gelen göçmenleri iade etmenin yanı sıra yeni göç alımlarını engelleme girişimlerinde de bulunmakta ve menşei ülkelerle işbirliği anlaşmaları imzalamaya çalışmaktadır. Buradan hareketle, Avrupa kamuoyunun desteği doğrultusunda AB üyelerinin göçmen konusuna yaklaşımlarını yükselen aşırı sağın etkisiyle şekillendirecekleri iddia edilebilir.


[1] Isabel da Silva, “Brussels Unveils Plan to Boost Returns of İrregular Migrants”, Euronews, https://www.euronews.com/my-europe/2023/01/24/brussels-unveils-plan-to-boost-returns-of-irregular-migrants, (Erişim Tarihi: 27.01.2022).

[2] “Not Acceptable: EU Vows to Punish ‘Uncooperative’ Countries Over Migration”, Euronews, https://www.euronews.com/2023/01/27/not-acceptable-eu-vows-to-punish-uncooperative-countries-over-migration, (Erişim Tarihi: 27.01.2022).

[3] Silva, a.g.m.

[4] “Not Acceptable: EU Vows to Punish ‘Uncooperative’ Countries Over Migration”, Euronews, https://www.euronews.com/2023/01/27/not-acceptable-eu-vows-to-punish-uncooperative-countries-over-migration, (Erişim Tarihi: 27.01.2022).

[5] Silva, a.g.m.

Benzer İçerikler