İngiltere’nin Çin Stratejisi Değişiyor mu?   

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly’nin 30-31 Ağustos 2023 tarihlerinde Çin’e yaptığı ziyaret, yalnızca ikili ilişkilerde değil, bölgesel ve küresel konjonktürde de bir değişikliğe işaret etmektedir. Hatırlatmak gerekirse bu gezi, İngiliz üst düzey bir diplomatın beş yıldan aradan sonra Çin’e yaptığı ilk gezi olmuştur. Öyleyse akıllara şu soru gelmektedir: “İngiltere, beş yılın ardından Çin stratejisinde bir değişikliğe mi gidiyor?”

Bu soruyu son dönemdeki bölgesel gelişmelere bakarak yanıtlarsak “evet” dememiz gerekir. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Çin stratejisinde değişikliğe giderken İngiltere’nin bundan geri kalması beklenemezdi. Hatta Londra, Pekin’e yönelik politikalarda Washington’un gerisinde kalmıştır. Örnek vermek gerekirse ABD, son 1 yıldır Çin’le yaşanan gerginliklere rağmen onunla yapıcı diyaloğunu sürdürmeyi başarmıştır. Geçtiğimiz yıl ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyaretinin ardından Pekin’le diyaloğunu büyük oranda kaybeden Washington, daha sonra iletişim kanallarını açık tutmayı başarmıştı.

Hatta “Casus Balon” olayının ardından bile Washington-Pekin arasındaki iletişim devam etmişti. Buna rağmen İngiltere, geçen 1 yıllık süre zarfında Çin’le sağlıklı bir diyalog kurmayı başaramadı. Bir başka örnek vermek gerekirse birçok Avrupalı lider ve hatta ABD Başkanı Joe Biden, 2023 yılının Kasım ayıda Bali’de düzenlenen G20 Zirvesi’nde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’le bizzat görüşme fırsatı bulmuşken; İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Şi’den randevu talep etmesine rağmen onunla görüşmeyi başaramamıştır. Bu, Çin’in İngiltere’ye diyalog kapısını kapatması şeklinde yorumlanmıştı.  

İngiltere’nin Çin’le ilişkileri, son 5 yıldır büyük iniş çıkışlar yaşamıştır. Hatta Londra, geçtiğimiz yıl boyunca tüm Avrupa’yı Pekin’e karşı harekete geçirmek için zorlamıştır. Eski Dışişleri ve Başbakan Liz Truss, Avrupa’nın Ukrayna’daki krizden sonra Tayvan için hazırlık yapması gerektiğini sıklıkla dile getirmişti. Ukrayna’daki savaş nedeniyle İngiltere’nin Rusya ve Çin karşıtlığı kat ve kat artmış ve Çin’le ilişkilerde “Altın Çağ” dönemi kapanmıştır.[1] Zira İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, göreve gelmeden önce Çin’le ilişkilerde “Altın Çağı” sürdürmekten bahsetmiş ve ikili ilişkilerde daha ılımlı, ihtiyatlı ve dengeli bir politika izleyeceğinin mesajlarını vermişti. Ancak ABD’nin baskıları sonucunda İngiltere, Çin’e karşı şahin tutumunu sürdürmek durumunda kalmıştır.

Truss dönemindeki şahin politikaların sürdürülmesi, İngiltere’nin Asya-Pasifik politikalarına zarar vermeye başlamış ve Çin’le ilişkiler daha da kötüleşmiştir. Görünen o ki Rishi Hükümeti, Washington’un yanlış yönlendirmesi sonucunda Çin stratejisinde hata yaptığını fark etmiştir. ABD, kendisi Çin’le diyalog kurabilirken İngiltere’nin Çin’le kötü ilişkilere sahip olması, Aysa-Pasifik’te Washington’un Londra’nın önüne geçmesi anlamına gelmektedir. Bunun farkına varan Rishi Hükümeti, yeniden Çin’le ılımlı ilişkilere dönmenin yollarını aramaktadır. Bu bağlamda Başbakan Rishi, Çin’le sürekli büyüyen ekonomik bağların sürdürülmesinden yana olduğunu dile getirmektedir.[2]

Çin’e karşı mücadele fikri, aslında İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ortak kararıdır. Ancak ABD, Asya-Pasifik bölgesinde İngiltere’yle rekabet halindedir. Bu yüzden İngiltere’nin Çin’e karşı hata yapması, ABD’nin çıkarınadır. İngiltere’nin kapsamlı bir Çin strateji bulunmamaktadır. Konuyla ilgili Avam Kamarası Dışişleri Komitesi, yayımlamış olduğu 87 sayfalık raporda, İngiltere’nin Çin’e karşı “koordineli ve bütüncül bir hükümet yaklaşımı yayınlaması gerektiğini” belirtmiştir.[3]

Başbakan Rishi, kişisel olarak Çin’e karşı iyimserlik havası içerisindedir. Fakat Başbakan Rishi göreve geldikten sonra İngiltere’nin küresel İmparatorluk hedeflerinin bir kez daha kendisine hatırlatıldığı ve geleneksel dış politika stratejisinin sürdürüldüğü anlaşılmaktadır. Genel itibariyle söyleyecek olursak Rishi Hükümeti, İngiliz devletinin ulusal çıkarları doğrultusunda Çin’le mücadele etmek zorundadır. Rishi Hükümeti, bu mücadeleye ancak ve ancak “ılımlılık” ve “diyalog” nüansı katabilir.  

Sonuç olarak Başbakan Rishi, İngiliz devletine “Çin’in küresel ilişkilerdeki rolünü” kabul ettirmeye çalışmaktadır. Bu bağlamda son derece merkantalist bir yaklaşımla hareket eden Rishi Hükümeti, Soğuk Savaş retoriğinden uzak kalınmasını ve Pekin’le angajmanın (diyaloğun) her zaman sürdürülmesi gerektiğini savunmaktadır.[4] Çin konusunda ABD’yle birlikte hareket eden İngiltere’nin diplomasiye de ihtiyacı vardır. Zira, küresel güç dengelerinin sağlanmasında Çin’in rolü büyüktür. Cleverly’nin Pekin ziyareti de İngiltere’nin bu önemi fark ettiğinin göstergesi olarak yorumlanabilir. İngiltere, küresel siyasette Çin’in yükselişini durdurmak için yalnızca savunma politikalarının yetersiz olacağını görmektedir. İngiltere, Çin’le diyalog kurmanın en iyi çözüm olacağının farkına varmış durumdadır.


[1] “Sunak Ends ‘Golden Era’ With China”, Euroactiv, https://www.euractiv.com/section/politics/news/sunak-ends-golden-era-with-china/, (Erişim Tarihi: 11.09.2023).

[2] “Where Does Each Potential Prime Minister Stand on China?”, Beijing Britain, https://beijingtobritain.substack.com/p/where-does-each-potential-prime-minister, (Erişim Tarihi: 11.09.2023).

[3] “Britain’s Top Diplomat Cleverly Visits China to Stabilise Frayed Ties”, Al Jazeraa, https://www.aljazeera.com/news/2023/8/30/britains-top-diplomat-cleverly-visits-china-to-stabilise-badly-frayed-ties, (Erişim Tarihi: 11.09.2023).

[4] Aynı yer.

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler