Tarih:

Paylaş:

Kazakistan Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine Giderken…

Benzer İçerikler

19 Mart 2019 tarihinde Kazakistan kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in istifasıyla birlikte Kazakistan’da yeni bir döneme girilmiştir. Anayasaya göre 20 Mart 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı görevini devralan Senato Başkanı Kasım Jomart Tokayev, 9 Haziran 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nin düzenleneceğini açıklamış ve böylece 2020 yılında gerçekleşmesi planlanan seçimler öne alınmıştır. Bu bağlamda Kazakistan’daki seçimleri analiz etmemiz önem arz etmektedir.

Öncelikle Tokayev’in hukuken 2020 yılına kadar Cumhurbaşkanı koltuğunda kalma hakkı bulunmasına rağmen neden erken seçime gittiğini açıklamamızda yarar vardır. Zira bu seçim kararı, Kazakistan’ın siyasi hayatında son yıllarda gözlenen en önemli olaylardan biridir. Bu kararla Tokayev iki sorunu çözmektedir. Birincisi, Nazarbayev’in istifası sonrasında ülkede bir belirsizlik havası oluşmuştur. Her ne kadar Nazarbayev’in Ulusal Güvenlik Kurulu Başkanı olarak görevine devam etmesi ve Tokayev’in saygınlığı bu belirsizliği gidermekteyse de bu havanın 2020 yılına kadar devam etmesi, ülkenin hem iç politikada hem dış politikada atılım yapmasını engelleyebilirdi. İkincisi, Kasım Jomart Tokayev her ne kadar Kazakistan halkı tarafından sayılan ve yurtdışında tanınan biri olsa da seçilmiş Cumhurbaşkanı değildir. Bu durum onun ister istemez halk nezdindeki meşruluğunun sorgulanmasına yol açmaktadır. Bundan dolayı erken seçim, bir yandan yeni Cumhurbaşkanı’nın “seçilmiş” olarak meşruiyetini temin edecek, diğer yandan da onun ülkenin kalkınması için uzun vadeli planlar yapmasına olanak sağlayacaktır.

İkincisi, yaklaşık otuz yıl boyunca ülkeyi yöneten Nazarbayev’in istifası ve yeni Cumhurbaşkanı Tokayev’in erken seçim kararı, Kazakistan’da yeni dönemde halkın temsiline daha çok önem verileceğinin ilk işaretleri olmuştur. Bir başka deyişle ülkenin demokratik gelişiminde yeni bir evreye girilmiştir. Zira, bu otuz yıl içerisinde yeni bir neslin ortaya çıktığı aşikardır. Bağımsızlık sonrası dünyaya gelen bu yeni neslin dünya görüşü eski nesilden tamamen farklıdır. Örneğin, eski nesil Sovyet döneminin totaliter yönetimini gördükleri için bağımsız Kazakistan’ın ne kadar özgür ve demokratik olduğunun farkındadır. Aynı şekilde eski nesil Sovyet döneminin ekonomik sıkıntılarına şahit oldukları için bağımsız Kazakistan’da serbest ekonomi kurallarının ne kadar başarılı olduğunun bilincindedir. Diğer bir ifadeyle eski neslin kıyaslama kriteri Sovyet dönemidir.

Ancak yeni neslin bu şekilde karşılaştırma yapma olanağı yoktur. Bilgi çağında yaşadığımızı göz önünde bulundurursak yeni neslin Kazakistan’ı karşılaştıracak kriteri gelişmiş Avrupa ülkeleridir. Özellikle yurtdışında bulunmuş ve Batı üniversitelerinden eğitim almış gençler Kazakistan’ın bir an evvel daha özgür ve daha demokratik olmasını istemektedir. Bu bağlamda yeni neslin yetişmesinde Nazarbayev’in “Bolaşak Programı”, Nazarbayev okulları ve Nazarbayev Üniversitesi dahil olmak üzere çok sayıda girişiminin önemli olduğuna dikkat çekmekte yarar vardır. Gün geçtikçe büyüyen bu yeni neslin yönetimden beklentilerinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Bu bakımdan Nazarbayev’in istifa açıklamasında da vurguladığı gibi genç yöneticilerin yönetime geçmesinin zamanı gelmiştir.

Bu çerçeveden bakıldığında önümüzdeki seçimlerin daha rekabetçi ve adil geçmesi beklenmektedir. Kasım Jomart Tokayev’in bu doğrultudaki açıklamaları ve seçimlerin şeffaf olacağına dair verdiği teminatı bu durumu ortaya koymaktadır. Ayrıca, yirmi iki yıldır muhalif saflarda bulunan Amircan Kosanov’un Cumhurbaşkanı adayı olarak seçimlere katılması, seçimlerin rekabete dayalı bir ortamda geçeceğini göstermektedir. Daha doğrusu Kosanov birkaç noktada iktidardaki Nur Otan Partisi’nin adayı Tokayev’e meydan okumaktadır.

Birincisi, “Ult Tağdırı” yani “Ulusun Kaderi” Partisi adayı olan Kosanov, Tokayev’e göre daha milliyetçi bir tabandan gelmektedir. Son dönemlerde bütün dünyada olduğu gibi Kazakistan’da da milliyetçi kanadın yükselmesini göz önünde bulundurduğumuzda Kosanov’un bu konuda daha avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. İkincisi, Kosanov’un Almatı veya Nursultan gibi büyük şehirlerden değil, Kızılorda gibi taşradan olması da onun özellikle Kazaklar nezdindeki itibarını yükseltmektedir. Üçüncüsü, Kosanov’un gazeteci olması Kazakistan siyasi literatürüne yenilikler kazandıracağını göstermektedir. Özellikle, bu süreçte Kazak dilinin sadece edebiyat diline değil, siyaset diline de dönüşeceği beklenmektedir.

Bu bakımdan 9 Haziran 2019 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Kazakistan’ın demokratikleşme sürecinde önemli bir adım olacaktır. Seçim sonuçlarını şimdiden öngörmenin zor olması bu seçimlerin rekabetçi ve çekişmeli bir ortamda geçeceği izlenimi vermektedir. Nazarbayev döneminde bölgesel ve hatta küresel politikada ağırlığı olan bir aktöre dönüşen Kazakistan’ın Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nden sonra demokratik temelini tamamlaması ve bölge ülkeleri için daha güçlü bir model haline gelmesi kaçınılmazdır.

Sonuç olarak Kazakistan, bağımsızlık sonrası süreçte önemli bir dönüm noktasına gelmiş bulunmaktadır. Yeni dönemde ülkeyi büyük risklerin yanı sıra büyük fırsatlar da beklemektedir. Riskleri minimuma indirmek ve fırsatları iyi değerlendirmek için yönetimle halkın uyum içerisinde olması önem arz etmektedir. Bu bakımdan 9 Haziran 2019 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, Kazakistan’da yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır. Bu dönemin bayraktarlığını da Nazarbayev’in yetiştirdiği gençler üstlenecektir.

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROLhttps://www.ankasam.org/author/mse/?lang=en
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında Arayış, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yaptı. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan; Avrasya Dosyası, Stratejik Analiz, Stratejik Düşünce, Gazi Bölgesel Çalışmalar, The Journal of SSPS, Karadeniz Araştırmaları, gibi akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, Bölgesel Araştırmalar, Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları, Gazi Akademik Bakış, Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri, Demokrasi Platformu dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmektedir. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.