Kazakistan’ın CICA’yı Tam Teşekküllü Bir Uluslararası Örgüte Dönüştürme Önerisi

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

1992 yılında Kazakistan, Asya’da güvenlik temelli bir işbirliği başlatılması önerisinde bulunmuştur. Bu kapsamda Astana yönetiminin öncülüğünde Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önemler Konferansı’nın (CICA) kurulma süreci başlatılmıştır. Temel hedef, isimden de anlaşılacağı gibi, Avrupa merkezli etkinlik gösteren Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’na (AGİT) benzer şekilde Asya’da da güvenlik ve işbirliğini merkeze alan bir platform geliştirmek olmuştur.  

Bu kapsamda CICA’nın 6. Zirvesi, 13 Ekim 2022 tarihinde Kazakistan’ın ev sahipliğinde gerçekleşmiştir. Bu tarih, aynı zamanda CICA’nın 30. yıldönümüne denk gelmiştir. Konferans, otuz yıl sonra Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım-Cömert Tokayev’in önerisi üzerine, stratejik bir karar almıştır. Bu karar, CICA’nın kademeli olarak tam teşekküllü bölgesel bir uluslararası örgüte dönüştürülmesidir. Böylelikle üye ülkeler arasındaki etkileşimin örgütsel ve kurumsal temelini güçlendirme amacıyla söz konusu diyalog platformuna özel bir statü kazandırılacaktır.

Astana’da düzenlenen 6. Zirve’nin diğer önemli kararları da Kuveyt’in üye ülke olarak katılımı ve Avrasya Ekonomik Birliği’nin CICA ortakları arasına eklenmesi olmuştur. Bütün bu gelişmeler, bölgesel güvenlik ve işbirliği alanında çok taraflı bir mekanizma olarak konferansın uluslararası otoritesini artırmaktadır.

CICA, parametreleri ve önemi açısından Asya’nın önde gelen aktörlerinden biri olarak kabul edilebilecek güçlü bir diyalog platformudur. Zira Asya kıtasında yer alan yirmi sekiz üye ülkeye ek olarak; Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Ukrayna ve Belarus gibi bölge dışından gözlemci üyeleri de bulunan CICA; Birleşmiş Milletler (BM), Uluslararası Göç Örgütü, AGİT, Arap Devletleri Ligi ve Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi gibi uluslararası teşkilatların gözlemci üyeliğine sahiptir.[1] Bu beş örgütün yanı sıra CICA; Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Şangay İşbirliği Örgütü ve BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi’yle de ortak hareket etmektedir.[2] Tüm bunlara ek olarak CICA ülkeleri, satın alma gücü paritesi açısından dünya nüfusunun %60’ına ve küresel GSYİH’nın yaklaşık %40’ına ev sahipliği yapmaktadır.[3] Bu da üye devletler arasındaki işbirliğinin potansiyelini ortaya koyması bakımından oldukça mühimdir.

Tüm bu pozitif bölgelere rağmen CICA coğrafyası, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ Sorunu’na, Rusya-Ukrayna Savaşı’na ve Kırgız-Tacik sınır çatışmalarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu da CICA’nın kriz alanlarını barındırdığını gözler önüne sermektedir. Bu çerçevede Sayın Tokayev, bölgenin giderek istikrarsız bir hal almasını “Asya kıtası, jeopolitik savaşın “ana” alanına dönüşüyor.”[4] sözleriyle özetlemiş ve bir barış yapıcı aktör olarak Kazakistan’ın krizler karşısındaki ön alıcı diplomasi anlayışını yansıtacak biçimde CICA’yı tam teşekküllü bölgesel bir uluslararası örgüte dönüştürmeyi önermiştir.

Bu anlamda Sayın Tokayev’in teklifi; önleyici diplomasi, anlaşmazlıkların barışçıl çözümü ve bölgesel güvenlik ortamının güçlendirilmesi açısından işbirliğini merkeze alan etkili bir mekanizma kurulmasını amaçlamaktadır.[5] Konuya ilişkin Astana yönetiminin üzerinde durduğu iki husus vardır. Bunlardan ilki, mevcut konjonktürde CICA’nın işbirliğini güçlendirme ve güven artırıcı önlemler yönündeki kurumsallaşmasıdır. İkincisi ise bu süreçte Kazakistan’ın oynayacağı yapıcı roldür.

Jeopolitik olarak Orta Asya hem transit konumu hem de yeraltı kaynakları bakımından Çin-ABD rekabetinde önemli bir yere sahiptir. Kazakistan ise Orta Asya’nın ön plana çıkan aktörlerinden biridir. Adeta Kazakistan, istikrarsızlıklarla anılmak istenen bölgede istikrarın sürdürülebilirliğini sağlayan kilit bir ülkedir. Bu yüzden de CICA’nın tam teşekküllü bir uluslararası örgüte dönüşmesi, Astana’nın prestijini daha da arttıracaktır.

Esasen Sayın Tokayev’in önerisi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı’nın (AGİK) AGİT’e dönüştürülmesine benzemektedir. Yani konferanstan örgüte şeklinde formüle edilebilecek bir fikre dayanmaktadır. Gerçekten de AGİK, Soğuk Savaş döneminde Avrupa’daki çatışmaları ortadan kaldırmış ve ihtilaflı meseleleri diyalog yoluyla çözüme kavuşturmayı başarmıştır. Ancak belirtmek gerekir ki; Avrupa’nın geçtiği süreçlerden Asya geçmemiştir. Bir diğer ifadeyle, iki kıtanın tecrübeleri birbirinden son derece farklıdır. Ancak bu durum, Kazakistan’ın girişiminin önemsiz olduğu anlamına gelmemektedir. Bilakis Kazakistan’ın ortaya koyduğu barışçıl perspektif, CICA ülkelerinin mevcut sorunlarına yanıt aranması bakımından “teorik” bir duruşu ve ortak güvenlik arayışını temsil etmektedir. Çünkü toplantıya katılan liderlerin çoğu, Sayın Tokayev’le benzer fikirleri paylaşmaktadır.

Sonuç olarak otuz yıl önce Kazakistan tarafından önerilen Asya devletleri arasında güvenlik ve işbirliğine dayalı gevşek yapı oluşturma fikri, 2022 yılı itibarıyla Asya merkezli entegrasyon girişimlerinde kullanılan önemli bir araç haline gelmiştir. Kuşkusuz gelinen aşama, Kazakistan’ın başarısıdır. Zirveye katılan liderlerin Astana’nın önerisine sıcak yaklaşmaları ise CICA’nın ilerleyen dönemde tam teşekküllü bölgesel bir uluslararası örgüte dönüşeceğini göstermektedir. Zirvede alınan kararlar da bunu teyit eder mahiyettedir.


[1] “President Tokayev Outlines Five Priority Areas of Kazakhstan’s Upcoming Two-Year CICA Chairmanship”, Astana Times, https://astanatimes.com/2022/10/president-tokayev-outlines-five-priority-areas-of-kazakhstans-upcoming-two-year-cica-chairmanship/, (Erişim Tarihi: 19.10.2022).

[2] Aynı yer.

[3] “юбилей в напряженной обстановке”, Stanradar, https://ia-centr.ru/experts/dmitriy-suslov/suslov-svmda-yarkiy-primer-uspekha-vneshney-politiki-astany/, (Erişim Tarihi: 19.10.2022).

[4] Aynı yer.

[5] “Суслов: «Свмда-Яркий Пример Успеха Внешней Политики Астаны»”, IA Centr, https://ia-centr.ru/experts/dmitriy-suslov/suslov-svmda-yarkiy-primer-uspekha-vneshney-politiki-astany/, (Erişim Tarihi: 19.10.202).

Medihanur ARGALI
Medihanur ARGALI
Medihanur ARGALI, 2018 yılında Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimleri Fakültesi’nden mezun olmuştur. Milli Savunma Üniversitesi, Atatürk Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde 2020 yılında savunduğu “Türkiye’nin Uyguladığı Göç Politikaları ve Göç Diplomasisi’nin Örneklerinin Analizi” başlıklı tezi ile yüksek lisans derecesini almıştır. Güncel olarak Milli Savunma Üniversitesi, Atatürk Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde, Uluslararası İlişkiler ve Bölgesel Çalışmalar Anabilim Dalı’nda tez aşamasında doktora öğrencisidir. Başlıca çalışma alanları Uluslararası Göç ve Güvenlik, Post-Sovyet Alan ve Orta Asya’dır. Argalı, iyi derecede İngilizce, temel düzeyde Rusça bilmektedir.

Benzer İçerikler