Kırgızistan-Tacikistan Sınırında Tırmanan Gerilim

Paylaş

16 Eylül 2019 tarihinde Kırgızistan-Tacikistan sınırında yeni bir çatışma yaşanmış ve bu çatışmada biri Kırgız, üçü Tacik olmak üzere toplam dört asker vefat etmiştir. Batken ilinin Maksat köyü yakınlarında meydana gelen çatışma, taraflar arasındaki sınır probleminin tehlikeli bir duruma evrilebileceğine işaret etmektedir. Söz konusu olayda yirmiden fazla insan yaralanmış ve iki ülke, karşılıklı olarak birbirlerine nota vermiştir. 17 Eylül 2019 tarihinde ise tarafların liderleri, olay yaşanan bölgeye giderek yerel halkı sükunete davet etmiş ve toplantılar düzenleyerek olayların büyümesini engellemiştir.

Kırgızistan ile Tacikistan arasında 472 kilometrelik sorunlu bir sınır hattı bulunmaktadır. Son dönemde taraflar arasında bu sınır problemi sebebiyle sık sık tatsızlıklar yaşanmaktadır.[1] Nitekim 22 Temmuz 2019 tarihinde de Kırgızistan-Tacikistan sınırında meydana gelen olayda bir Tacikistan vatandaşı hayatını kaybetmişti. Mevzubahis sorun hasebiyle 2010 yılında 24, 2015 yılında 10, 2016 yılında 11, 2017 yılında 10 ve 2018 yılında da 7 farklı çatışma yaşanmıştır. 2010 ile 2019 yılları arasında iki ülke sınırında meydana gelen olayların sayısı ise 150’nin üzerindedir.[2]

Sınırdaki anlaşmazlıklar, genellikle yol ve su kullanımı ile inşaat projeleri gibi günlük meselelerden çıkmaktadır. Kırgızistan’ın iddiasına göre, son çatışma da Tacik tarafının tartışmalı bölgede bir inşaat projesi hayata geçirmek istemesinden kaynaklanmıştır.

Aslında iki ülkenin yöneticileri de sınır sorununun farkındadır. Zira 26 Temmuz 2019 tarihinde Kırgızistan ve Tacikistan Cumhurbaşkanları, ilk defa sınırdaki sorunlu bölgede bir araya gelerek meseleyi konuşmuştur.[3] Ancak buna rağmen çatışmaların yaşanmaya ve can almaya devam etmesi, vaziyetin ne kadar tehlikeli olduğunu ortaya koymaktadır. Gelinen noktada liderlerinin 30 senedir çözüme kavuşturulamayan bu sorunun çözümü için sorumluluk almaları gerekmektedir. Çünkü gerilimin hem etnik çatışmaya dönüşme tehlikesi hem de provatörlere ve bölgeyi karıştımak isteyen büyük güçlere malzeme verme ihtimali bulunmaktadır. Üstelik bu gerginliğin sınır hattındaki başka bölgelere sıçramaya başladığı da ifade edilebilir. Elbete olası çatışma bölgelerinin en riskli olanı Fergana Vadisi’dir.

Fergana Vadisi, Orta Asya’da nüfusun en yoğun olduğu bölgelerden biridir. Bölgede uluslararası terör örgütlerinin militan ve sempatizanlarının hücreleri bulunmaktadır. Afgan afyon ihracatının ana istikametlerinden birinin de Fergana Vadisi olduğu bilinmektedir. Afganistan’a çok da uzak olmayan Fergana Vadisi’ni karıştırarak kendi siyasi emellerine ulaşmak isteyen devletlerin bulunduğu söylenebilir. Bu nedenle de 1990 ve 2010 yıllında yaşanan Oş Olayları, 2000 yılındaki Batken Olayları ve 2005 yılındaki Andican Olayları unutulmamalıdır.

Bilindiği üzere, 2020 yılında hem Kırgızistan hem de Tacikistan’da seçimler yapılacaktır. Bu durum, sınır sorununun seçimlerden önce çözüme kavuşturulmasını zorlaştıracaktır. Ancak çeşitli görüşme ve anlaşmaların yapılması, meselenin çözümü için önemli bir altyapı oluşturabilir.

Kırgızistan ile Tacikistan arasında yaşanan sınır çatışmalarını değerlendiren bazı uzmanlar, üçüncü ülkelerin meseleye müdahil olması vesilesiyle çözüme ulaşılabileceğini belirtmektedir. Lakin bu önerinin makul bir teklif olduğunu söylemek mümkün değildir.  Zira büyük devletlerin hakemliğe soyunduğu tartışmalı bölgelerde, sorunların hızla çözüldüğüne dair somut örnekler yok denecek kadar azdır. Bu yüzden de en sağlıklı olan yöntem, Bişkek ile Duşanbe’nin meseleyi kendi aralarında çözmeye çalışmalarıdır. Bununla birlikte tarafların uluslararası örgütlerden danışmanlık alması da önerilebilir.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise sınır bölgesinde yaşayan halklarda birbirlerine karşı oluşmaya başlayan “düşmanlık” algısının engellenmesinin ehemmiyetidir. Zira bölgedeki çatışmaların artması ve ölümle neticelenen olayların yaşanması oldukça tehlikeli bir duruma işaret etmektedir. Bu sebeple de hem taraf devletlerin kurumları hem de sivil toplum kuruluşları inisiyatif alarak çeşitli çalışmalar gerçekleştirmelidir.

Bu kapsamda sınırda bulunan köyler, serbest ekonomi bölgelerine dönüştürülebilir. Çünkü iki ülkenin vatandaşları arasındaki alışveriş ilişkisi, tüm gerginliklere rağmen her dönemde devam etmiştir. Dolayısıyla serbest ekonomi bölgelerinin kurulması, barışın sağlanmasına katkı yapabilir. Hatta olası serbest ekonomi bölgelerinde yaşayan kişilere, çifte vatandaşlık hakkı tanınması da düşünülebilir. Böylesi bir girişim, başka sorunların meydana gelmesini de önleyebilir.

Tarafların sınır sorununun çözümü konusunda anlaşamamaları halinde ise sorun çözülene kadar tarafsız bir bölgenin oluşturulması ve sınırdaki köylülerin başka yerlere göç ettirilmesi, krizi donduracak geçici bir çözüm olarak değerlendirilebilir.

Kırgızistan-Tacikistan sınırındaki gerginliklerin çoğu, iki ülke halkının bir arada yaşadığı sokaklarda meydana gelmektedir. Bu çerçevede bahse konu olan sokakların ortadan bölünerek duvar örülmesi veya her bir ülkenin sokağın kendi tarafına duvar örmesi can kaybını önleyecek bir hamle olarak gündeme getirilebilir.

Kısacası iki ülke sınırında yaşanan çatışmalar, daha mühim krizlerin habercisi olabilir. Bundan dolayı Kırgız ve Tacik devlet adamlarının soruna çözüm bulmak amacıyla girişimlerde bulunması gerekmektedir. Zira bu konuda yapılacak ihmalkarlığın ağır bedelleri olabilir.


[1] Abdrasul Isakov, “Kırgızistan-Tacikistan Sınır Sorunları”, ANKASAM, https://ankasam.org/kirgizistan-tacikistan-sinir-sorunlari/, (Erişim Tarihi: 18.09.2019).

[2] “Lidery Kirgizii i Tadzhikistana Okhladyat pyl Myatezhnoy Granitsy”, Ritm Evrazii, https://www.ritmeurasia.org/news–2019-07-31–lidery-kirgizii-i-tadzhikistana-ohladjat-pyl-mjatezhnoj-granicy-44086, (Erişim Tarihi: 31.07.2019).

[3] “MID: Zheenbekov i Rakhmon Smogli Dostich’ Konsensusa po Granitse”, gezitter.org, https://www.gezitter.org/politic/80998_mid_jeenbekov_i_rahmon_smogli_dostich_konsensusa_po_granitse_/, (Erişim Tarihi: 31.07.2019).

Benzer İçerikler