NATO Savunma Bakanları Toplantısı

Paylaş

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyesi 30 ülkenin savunma bakanları, 17-18 Şubat 2021 tarihlerinde bir araya gelmişlerdir. Salgın nedeniyle video konferans şeklinde icra edilen toplantının en önemli özelliğinin yıl içerisinde gerçekleştirilecek zirvede ele alınması planlanan ve 2022 NATO Zirvesi’nde kabul edileceği düşünülen yeni Stratejik Konsept’e ilişkin tavsiyelerin yer aldığı 2030 raporunun değerlendirilmesi olmuştur.

Toplantının ilk günü, iki ayrı oturum şeklinde gerçekleşmiştir. Bunlardan ilkinde; caydırıcılık, savunma masraflarının paylaşımı ve “NATO 2030 İnisiyatifi” gibi konular ele alınmıştır. İkinci oturumda ise Trans-Atlantik yapı, NATO-AB ilişkileri, ittifakın esnekliği ve yeni teknolojiler değerlendirilmiştir. İkinci günde de NATO’nun Afganistan ve Irak’taki varlığı ve diğer askeri hazırlıkları görüşülmüştür.[1] Mevzubahis görüşmelerin yorumlanabilmesi için toplantılara ilişkin her iki günün sonunda NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg tarafından yapılan basın açıklamalarına ve açık kaynaklardan elde edilen bilgilere bakılabilir.

İlk günün sonunda yapılan basın açıklamasında NATO Genel Sekreteri, söz konusu toplantının Biden yönetimi döneminde gerçekleştirilen ilk bakanlar toplantısı olduğunu belirtmiş ve yıl sonuna doğru yapılacak zirveye yönelik hazırlıklar kapsamında bu toplantıyı önemli bir kilometre taşı şeklinde nitelendirmiştir.[2] Ayrıca karşılaşılan küresel zorlukların tek bir ülke veya kıta tarafından ele alınamayacağı için NATO 2030 İnisiyatifi’nin geliştirildiğini belirterek yeni Stratejik Konsept’e ilişkin bilgiler vermiştir.

NATO 2030 İnisiyatifi’yle ilgili olarak bir Türk basın mensubu tarafından sorulan soruya cevaben Stoltenberg, yıl sonuna doğru yapılacak zirvede buluştuklarında NATO Stratejik Konsepti’ni güncelleme konusunda liderlere teklif sunacağını dile getirmiştir. Aynı konuya dair müttefikler arasında görüş birliği bulunup bulunmadığına ilişkin soruya ise aktörlerle görüşmelere devam edeceğini ve amacının yıl sonunda yapılacak zirvede ileriye dönük sağlam bir gündeme sahip olmak olduğunu belirtmiştir.

Bir başka basın mensubunun savunma ve caydırıcılık alanında ortak bütçe konusundaki sorusuna ise Stoltenberg, NATO 2030 tekliflerinden birinin de “caydırıcılık ve savunmanın güçlendirilmesine yönelik müttefiklerin daha fazla yetenek sağlamaları yönünde teşvik edilmesi” olduğunu ve masrafları müttefikler tarafından karşılanan NATO harcamalarının bir kısmının ittifak tarafından karşılanmasının bu teşviği arttıracağı yönünde olmuştur.

Masrafların paylaşımı ve Türkiye’yle ilgili sorulan bir başka soruya ise Stoltenberg, 2014 senesinde savunma harcamalarının artırılmasına yönelik bir karar alındığını ve bu kapsamda bazı müttefiklerin hedef olarak belirlenen genel bütçeye olan %2’lik katkı oranını yakaladığını, 2024 yılına kadar ise daha fazla üyenin bu oranı aşmayı planladığını söylemiştir.

Sorunun Türkiye’yle ilgili olan kısmına ise NATO Genel Sekreteri, Türkiye’nin ittifakın önemli bir üyesi olduğunu ve Irak ve Suriye’de varlığını sürdüren terör örgütü Devletü’l Irak ve’ş Şam’a (DAEŞ) karşı yürütülen mücadelede kritik rolünün bulunduğunu vurgulamıştır. Ayrıca Türkiye’nin terörist saldırılardan en çok zarar gören ülke olduğunun da altını çizen Stoltenberg, Türkiye’nin milyonlarca mülteciye ev sahipliği yaptığını da belirtmiştir. Diğer taraftan Stoltenberg, Türkiye ile Yunanistan arasında NATO’da kurulan çatışmayı önleme mekanizmasının iki ülke arasındaki istikşafi görüşmelerin önünü açacağını ve NATO’nun iki ülke arasındaki sorunların çözümü için uygun bir platform olduğunu da ifade etmiştir.

Türkiye’nin S-400 alımının F-35 programından çıkarılmasının dışında bir sonucu olup olmadığı konusundaki düşüncesine ilişkin soruya ise Stoltenberg, konunun toplantıda görüşülmediğini ve geçmişte bu konuyla ilgili endişelerini ifade ettiğini dile getirerek NATO ittifakı içindeki Patriot sistemleri veya İtalya ve Fransa tarafından üretilen SAMP/T sistemi gibi alternatif sistemlere dikkat çektiğini söylemiştir.

İkinci günkü basın açıklamasındaki sorular ise Irak ve Afganistan konularında yoğunlaşmıştır.[3] Bu bağlamda Stoltenberg, her iki ülkedeki eğitim misyonlarının da uluslararası terörizmle mücadeleye katkı sağladığını öne sürmüştür. Dahası Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Afganistan’dan çekileceği tarih olarak açıklanan 1 Mayıs 2021 tarihi yaklaşırken; NATO’nun bu ülkedeki varlığını sürdürüp sürdürmeme konusunda nihai karar almadığını da açık bir şekilde ifade etmiştir. Bununla birlikte Stoltenberg, NATO’nun Afganistan’daki barış sürecini güçlü bir şekilde desteklediğine ve bölgedeki asker sayısının önemli ölçüde azaltıldığına dikkat çekerek barış sürecinin Afgan halkı, bölge ve NATO’nun güvenliği açısından önem arz ettiğini vurgulamıştır.

Afganistan’dan ayrılmanın sahadaki duruma bağlı olduğunu söyleyen Stoltenberg, 2020 yılında ABD ile Taliban arasında yapılan anlaşmanın tüm NATO üyeleri tarafından olumlu karşılandığını ifade etmiştir. Ancak NATO Genel Sekreteri, şiddetin azaltılması ve terörist saldırılar düzenlemeyi planlayan uluslararası terörist gruplarla işbirliğini bırakması gibi gereklilikler bulunduğunun altını çizmiştir.

Taliban’ın üstüne düşen sorumluluğu yerine getirip getirmediğinin nasıl ölçüleceği ve NATO’nun ilave kuvvet tahsisinin masada olup olmadığı sorusuna cevaben ise Stoltenberg, durumun yakından takip edildiğini ve Afgan güvenlik güçleriyle bilgi paylaşımı yapıldığını söylemiştir.

ABD’nin Afganistan’la ilgili kararına ilişkin ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in düşüncesi hakkındaki soruyu ise ABD adına konuşamayacağını belirterek yanıtlayan Stoltenberg, ABD’nin diğer NATO üyelerine ve ortaklara danışmaya devam ettiğini ve kararın birlikte verileceğini; çünkü Afganistan’da çok sayıda Amerikan askeri bulunmasına rağmen diğer devletlerin de askerlerinin bulunduğunu ifade etmiştir.

Irak’la ilgili sorulardan ilkinde, NATO’nun Eğitim Misyonu’nun genişletilmesine karar verildiğini dile getiren Stoltenberg, misyondaki personel sayısının 500’den 4000’e çıkarılacağını ve eğitim faaliyetlerinin Irak güvenlik kurumlarını ve Bağdat’ın dışındaki bölgeleri de kapsayacağını belirtmiştir.

Irak’a gönderilecek ilave birliklere dair kararın, DEAŞ faktörüyle ilgili olup olmadığı hakkındaki soruya ise DEAŞ’ın bölgedeki kontrolü yitirdiğini; ancak halen varlığını koruduğunu ve geri gelmeyeceklerinden emin olmak gerektiğini belirterek yanıt vermiştir. Bu kapsamda NATO Genel Sekreteri, son dönemde DEAŞ saldırılarında görülen artışın Irak kuvvetlerini güçlendirmenin önemini gösterdiğini söylemiştir.

Toplantı genel olarak değerlendirilecek olursa, öncelikle Türkiye’nin NATO Eski Daimi Temsilcisi Fatih Ceylan’ın da belirttiği şekilde Biden yönetiminin müttefiklerle yakınlaşmayı önceleyecek bir tutum sergilediği iddia edilebilir.[4]

Üzerinde uzlaşıya varılan Irak Eğitim Misyonu’nun genişletilmesiyle ilgili Stoltenberg tarafından misyonun Irak’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygılı olacak şekilde Iraklı yetkililerle istişare edilerek uygulanacağı belirtilmiştir. Bu doğrultuda Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi’ye güvence verildiğinin açıklanmasına rağmen Irak Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Üyesi Amer al-Faiz tarafından genişlemenin gayrimeşru olduğu ve ülkenin yabancı güçlere ihtiyaç duymadığı şeklinde eleştirel bir açıklama yapılmıştır. Bu da Irak toplumunun NATO algısındaki farklılıkları göstermektedir.[5] Bu karar, Fırat’ın doğusunda kurulma kararı alınan Amerikan üssüyle birlikte ele alındığında ise terör örgütü PKK ve onun Suriye kolu olan PYD/YPG’ye ABD tarafından gelecekte verilecek destek için NATO’nun araçsallaştırılabileceği endişesine sebebiyet vermektedir. Bu yüzden de gelişmelere temkinli yaklaşmak gerekmektedir.

Afganistan konusuyla ilgili olarak ise 2020 yılının Eylül ayında Katar’ın başkenti Doha’da imzalanan anlaşmaya odaklanıldığı görülmektedir. Bu çerçevede Taliban’ın El Kaide gibi terör örgütleriyle olan bağlarını koparması başta olmak üzere tüm yükümlülüklerini yerine getirmesi beklenmektedir.

Son olarak NATO 2030 İnisiyatifi’nin yıl sonuna doğru yapılacak zirveye kadar tartışılacağı ve söz konusu zirvede yeni Stratejik Konsept’in ilk taslağının oluşturulacağı ifade edilebilir. Kuşkusuz Türkiye de bu konseptin nasıl şekilleneceğini ilgili kurumları aracılığıyla yakından takip edecektir.


[1] “Readouts of Defense Secretary Lloyd J. Austin III Remarks at the NATO Defense Ministerial”, U.S. Mission to the North Atlantic Treaty Organization, https://nato.usmission.gov/nato-defense-ministerial-february-2021-readouts-of-defense-secretary-lloyd-j-austin-iii-remarks/, (Erişim Tarihi: 20.02.2021).

[2] “Online Press Conference”, NATO, https://www.nato.int/cps/en/natohq/opinions_181560.htm?selectedLocale=en, (Erişim Tarihi: 20.02.2021).

[3] Aynı yer.

[4] Fatih Ceylan, “NATO’da Yalnızlık Türkiye’nin Kaderi mi?”, Yetkin Report, https://yetkinreport.com/2021/01/13/natoda-yalnizlik-turkiyenin-kaderi-mi/, (Erişim Tarihi: 20.02.2021).

[5] “Iraqi Officials, Scholars Protest NATO Plan to Increase Troops in Iraq Eightfold”, Press Tv, https://www.presstv.com/Detail/2021/02/20/645661/Iraqi-officials-scholars-protest-NATO-decision-to-expand-Iraq-mission-to-around-4000-personnel, (Erişim Tarihi: 20.02.2021).

Emekli Deniz Albay Dr. Ferhan ORAL
Emekli Deniz Albay Dr. Ferhan ORAL
1972 yılında Denizli’de doğdu. 1994 yılında Deniz Harp Okulu’ndan mezun oldu. Deniz Kuvvetleri’ndeki 24 yıllık kariyeri süresince değişik denizaltı gemileri ve karargahlarda görev yaptı. Karargâh görevleri arasında Bosna-Hersek AB Gücü Sivil-Asker İş Birliği Başkanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı Plan Prensipler Başkanlığı, Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Karargâhı (SHAPE) ve Çokuluslu Deniz Güvenliği Mükemmeliyet Merkezi bulunmaktadır. Sosyoloji alanında yüksek lisans ve Denizcilikte Emniyet, Güvenlik ve Çevre Yönetimi alanında doktora derecesine sahiptir. Milli hakemli dergilerde yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır. Araştırma ve çalışma alanları arasında deniz güvenliği, NATO ve AB savunma politikaları bulunmaktadır. İngilizce ve temel seviyede Fransızca bilmektedir.

Benzer İçerikler