Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Avrupa’da değişen siyasi iklimin enerji politikalarına yansımalarını ve teknolojik olarak alternatiflerin küresel enerji politikalarını nasıl etkileyeceği konusunda araştırmalar yapmak üzere Hydrogenios LOHC Technologies şirketinin Kıdemli Regülasyon Uzmanı Maryna Hritsyshyna ile yapmış olduğu röportajı dikkatlerinize sunmaktadır.
1. Almanya, Fransa ve İtalya gibi büyük ekonomilerdeki hükümet değişiklikleri, AB’nin enerji dönüşümünü nasıl şekillendirebilir?
Bu ülkelerdeki hükümet değişiklikleri, Avrupa Birliği’nin (AB) enerji dönüşüm sürecini ya yavaşlatabilir ya da hızlandırabilir. Bununla birlikte Hollanda, İspanya ve Belçika, AB’nin enerji dönüşüm hedeflerine ulaşma sürecinde aktif roller üstlenmektedir. Almanya’da kurulan yeni hükümetin Koalisyon Anlaşması’na göre, enerji dönüşümüne ilişkin tüm hedefler performansa bağlı olarak değerlendirilecektir. Bu durum, Almanya’daki hükümet değişikliklerinin AB’nin enerji dönüşümünü olumsuz etkilemeyeceğini göstermektedir.
2. Yeni hükümetler ve siyasi eğilimler, AB’nin küresel enerji diplomasisini nasıl yeniden şekillendirebilir?
AB’nin küresel enerji diplomasisi, diğer ülkelerdeki hükümetlerin tutumlarına doğrudan bağlıdır. Amerika Birleşik Devletleri’yle (ABD) yaşanan mevcut gelişmeler bu duruma örnek teşkil etmektedir. ABD, enerji politikasında önceliği hidrojen yerine fosil yakıtlara vermeye başlamış olup bu değişim AB’nin küresel enerji diplomasisini belirli ölçüde etkileyecektir.
3. Avrupa Parlamentosu seçimleri, yenilenebilir enerji yatırımlarını ve karbon vergisi politikalarını nasıl etkileyebilir?
Yeni Avrupa Komisyonu, temiz teknolojilerin rekabetçiliğini desteklemekte ve AB Emisyon Ticareti Sistemi’nin (EU ETS) geliştirilmesini sürdürmektedir. Bu durum, son Avrupa seçimlerinin yenilenebilir enerjilerin yaygınlaştırılması ve 2050 yılına kadar iklim-nötr bir AB hedefine ulaşılması konusundaki önceliklerde herhangi bir değişikliğe yol açmadığını göstermektedir.
4. Ukrayna Savaşı, Avrupa’nın enerji güvenliği politikalarını nasıl değiştirmiştir?
AB’nin enerji güvenliği politikalarında yaşanan değişiklikleri ortaya koyan temel strateji belgesi, 2022 yılında kabul edilen REPowerEU Planı olmuştur. Bu belgede doğal gaz tüketiminin azaltılması ve yenilenebilir hidrojen kullanımına geçiş gibi temel stratejik hedefler ortaya konulmuştur.
5. REPowerEU Planı’nın uygulanabilirliği hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu plan hedeflerine ulaşma potansiyeline sahip midir?
REPowerEU Planı, Avrupa Komisyonu’nun bir iletişim belgesidir ve AB üye devletleri üzerinde bağlayıcı herhangi bir yükümlülük doğurmamaktadır. Söz konusu belge, yalnızca genel stratejiyi ortaya koymakta olup yenilenebilir enerji ve hidrojenle ilgili somut hedefler, Yenilenebilir Enerji Direktifi’nde (RED III) yapılan değişikliklerle tanımlanmıştır.
6. Ukrayna Krizi sonrasında yenilenebilir enerjiye geçiş hız kazanmış mıdır, yoksa kısa vadeli fosil yakıt yatırımları öncelik mi kazanmıştır?
2022-2023 döneminde AB’de yenilenebilir enerjiye geçişte belirli bir hızlanma yaşanmıştır. Ancak son bir yılda, Almanya ve diğer bazı ülkelerdeki siyasi krizler ile küresel siyasi belirsizlikler nedeniyle hidrojen ekonomisinin gelişimi yavaşlamıştır.
7. AB’nin hidrojen, nükleer enerji ve karbon yakalama teknolojilerine yaklaşımı nasıl evrilmiştir?
AB, hidrojen, nükleer enerji ve karbon yakalama-kullanım/depolama (CCU/S) teknolojilerini desteklemekte olup gelecekte de bu desteğini sürdürme niyetindedir. Ancak nükleer enerjiye ilişkin olarak üye devletler arasında görüş ayrılıkları bulunmaktadır; Fransa bu teknolojiyi desteklerken, Almanya nükleer enerjiden vazgeçmiştir. Buna karşılık hidrojen ve CCU/S teknolojileri AB genelinde gelişmeye devam edecektir.
8. Önümüzdeki on yılda Avrupa enerji politikalarının en belirleyici faktörleri neler olacaktır?
Muhtemelen 2050 yılına kadar iklim-nötr olma hedefi ve bu hedefe ulaşmak için belirlenen ara iklim hedefleri, Avrupa enerji politikalarının şekillenmesinde en önemli belirleyici faktörler olacaktır.