23 Ekim 2022 Pazar günü Çin Komünist Partisi (ÇKP), Şi Cinping’in yeniden Genel Sekreter olarak seçilmesiyle birlikte Politbüro Daimî Komitesi’ni açıklamıştır. Bu gelişme sonrasında Çin’in özellikle yakın çevresindeki krizlerde nasıl bir politika izleyeceği ve bunun küresel siyasete etkileri merak edilmektedir. En çok tartışılan hususlardan biri de Cinping’in yeni döneminde gücünü kaçınılmaz şekilde artırıp artırmayacağıdır.
Buradan hareketle Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Cinping’in yeni döneminde nasıl bir strateji izleyeceğini ve bölgesel riskleri değerlendirmek üzere Hindistan merkezli Çin ve Asya Araştırmaları Örgütü (ORCA) Direktörü Eerishika Pankaj’ın görüşlerini dikkatlerinize sunmaktadır.
1. Şi Cinping’in üçüncü döneminde Çin’in dış politikasında nasıl bir değişiklik bekliyorsunuz?
Üst düzey diplomat Yang Jiechi’nin emekli olmasının ardından ÇKP Merkezi Dış İlişkiler Komisyonu’nun yeni başkanının atanması beklenmektedir. Bu kapsamda 69 yaşındaki ve emeklilik yaşını geçmiş Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin Politbüro’ya dahil edilmesi nedeniyle Jeichi’nin yerini alabileceğini göstermektedir. Kariyerli bir diplomat ve Çin’in en deneyimli “kurt siyasetçilerinden” biri olan Wang, özellikle de on yıllık Dışişleri Bakanlığı görevi nedeniyle Pekin’in karşı karşıya olduğu uluslararası zorlukların üstesinden gelinmesi konusunda yeteneklidir.
Politbüro’ya halihazırda Washington Büyükelçisi olan ve önümüzdeki yıllarda Dışişleri Bakanı olarak Wang’ın yerini almaya hazırlanan Qin Gang gibi diğer şahin diplomatlar da dahil olmuştur. Bu da Cinping’in üçüncü döneminde Dışişleri Bakanlığı’nda Wang tarafından ustaca uygulanan “kurt savaşçı” diplomasisinin sürekliliğine işaret etmektedir. Bu bağlamda dış politikada son derece sınırlı değişikliklerin olacağı öngörülebilir. Dünya ülkeleri, bölgesel ve uluslararası arenada her zamankinden daha iddialı bir Çin’le yüzleşmeye hazırlıklı olmalıdır.
2. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Çin’in Tayvan’ı “ilhak etme” planlarının Cinping döneminde “çok daha hızlı” ilerlediğini söyledi. Bu görüşe katılıyor musunuz?
Çin’in Tayvan’ı işgal etmesi, gerçekçi olmaktan ziyade; daha çok provokatif bir iddia gibi görünmektedir. Tayvan Sorunu, Cinping’in yanılmayı ve hata yapmayı göze alamayacağı bir meseledir. Adayla ilgili stratejisi uzun vadelidir. ÇKP, adayla yeniden birleşmeyi nihai ve değişmeyen hedef olarak tutmaya devam etse bile Cinping’in odak noktası, Tayvan’ın ana karayla olan ekonomik bağımlılığını sürdürmesini sağlamak ve Tayvan’da büyük ölçekli bir ayrılıkçı faaliyetin ortaya çıkmasını önlemektir.
Tayvan, Ukrayna’ya benzememektedir ve karşılaştırma yapılması yanlış olacaktır. Bu yüzden de adayla ilgili bir operasyonun ne zaman gerçekleşeceğini tahmin etmek zordur. Tayvan, özellikle yarı iletken tedarik zincirleri açısından küresel pazarlarda çok daha güçlü bir konuma sahiptir. Ada, ABD’nin “Tayvan İlişkileri Yasası” tarafından korunmaya devam etmektedir. Cinping, Tayvan’a karşı kuvvet kullanma olasılığını göz ardı etmese bile adanın tam ölçekli bir ilhakı veya işgali olası görünmemektedir.
3. Bizleri gelecekte nasıl bir Çin bekliyor? “Daha barışçıl bir Çin” mi, yoksa “daha saldırgan bir Çin” mi?
Çin’in barışçıl yükselişi neredeyse sona erdi. 21. yüzyılda ABD ile Çin ve hatta Hindistan ile Çin arasındaki bölgesel ölçekteki fiili savaşın kapsamı belirsiz kalsa da Çin, giderek daha fazla devrimci revizyonist bir güç olarak tanımlanabilir. Pekin, artık kendisini uluslararası sistemleri yeniden şekillendirme potansiyeline ve mekanizmalarına sahip bir aktör olarak kabul etmektedir.
Çin, ABD’nin karşısında “ikinci bir güç” ya da “yükselen güç” olarak görülmek istememektedir. Bunun yerine Çin, uluslararası finansmandan (Asya Altyapı Yatırım Bankası) ticarete (Kuşak-Yol Projesi) ve hatta güvenliğe uzanan (Küresel Güvenlik Girişimi gibi) tamamen Asya merkezli yeni platformlar yaratma arzusundadır.
Devletler arasındaki rekabet doğal ve iyi olsa da asıl mesele, oyunun kurallarının aynı kalması gerektiğinin fark edilmesinde ortaya çıkmaktadır. Çin’in tek taraflı eylemleri ve kurallara dayalı düzeni hiçe sayması, Hindistan gibi komşu devletler için güvenlik tehditleri oluşturmaktadır ve önümüzdeki yıllarda da böyle olmaya devam edecektir.
Eerishika Pankaj

Eerishika Pankaj, Yeni Delhi merkezli Çin ve Asya Araştırmaları Örgütü’nün (ORCA) direktörüdür. Aynı zamanda “Routledge Series on Think Asia” editörü ve araştırma asistanıdır. 2020 yılında Pacific Forum’un Genç Liderler Programı’nda yer almıştır. E-Uluslararası İlişkiler Dergisi’nin Politik Ekonomi Bölümü editörü ve “Indo-Pacific Circle” üyesidir. Hindistan Kadın Ticaret ve Sanayi Odası’nın (WICCI) Hindistan-AB İş Konseyi üyesidir. Çin ve Doğu Asya konusunda uzmanlaşan Eerishika’nın temel çalışma alanları; Çin iç siyaseti, Hindistan-Çin sınır sorunları, Himalayalar, Tibet, Hint-Pasifik’teki su ve enerji siyaseti, Hindistan’ın Avrupa ve Asya politikaları üzerinedir.
