Macdonald-Laurier Enstitüsü (MLI) Direktörü J. Berkshire Miller: “Tokyo, Hint-Pasifik Bölgesi’nin Bir Dizi Güvenlik Sorunuyla Karşı Karşıya Olduğunu Görmektedir.”

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Japonya, son yıllarda Hint-Pasifik devletleriyle askeri işbirliğini geliştirmeye çalışmaktadır. Hindistan’ın yanı sıra Avustralya ve İngiltere askeri işbirliği anlaşmaları imzalamıştır. Ülke, Endonezya ve Tayland’la benzer anlaşmalar yapmayı planlamaktadır. Bunun yanı sıra Japonya, G7’deki ortakları olan Almanya ve İtalya’nın Pasifik’te daha fazla yer alması için bu ülkelere savunma işbirliği teklif etmektedir. Tüm bu gelişmeler, Japonya’nın Pasifik’teki etkinliğini araştırmayı gerekli kılmaktadır.

Buradan hareketle Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Japonya’nın Pasifik’teki son askeri-güvenlik hamlelerini değerlendirmek üzere Macdonald-Laurier Enstitüsü (MLI) Direktörü ve aynı zamanda Japonya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (JIIA) Kıdemli Araştırmacısı olan Jonathan Berkshire Miller’dan aldığı görüşleri dikkatlerinize sunmaktadır.

1. Japonya’nın Solomon Adaları ve Tongo’yla ilk kez deniz tatbikatları yapmasını ve genel anlamda Pasifik’e yönelik artan askeri-güvenlik ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çin’in bölgedeki artan askeri varlığına ilişkin yükselen kaygıların ortasında Japonya’nın Pasifik Okyanusu’na giderek daha fazla angaje olması, Tokyo’nun uluslararası ticaretin güvenliğine katkıda bulunmakla ilgilendiğinin bir başka işaretidir. Buradaki deniz güvenliğini güçlü bir şekilde savunan Tokyo, Pasifik’te on yıllardır süren geleneksel rolünü değiştirmeyi düşünmemektedir. Bu anlamda diplomatik ve kalkınma yardımlarını sürdüren Japonya, özgür ve açık bir bölgeye katkıda bulunmak isteyen diğer ortaklarla daha fazla çalışmayı arzulamaktadır. Tüm detaylarıyla ele alınan söz konusu plan, Tokyo’nun birçok bölgesel ortağı tarafından da memnuniyetle karşılanmaktadır.

2. Son birkaç aydır Japonya’nın Hint-Pasifik’te (örneğin, ABD, Endonezya, Fransa ve Avustralya gibi ülkelerle) kez katıldığı askeri tatbikatların sayısının arttığı görülmektedir. Bu durumu nasıl analiz edersiniz?

Tokyo, Hint-Pasifik bölgesinin bir dizi güvenlik sorunuyla karşı karşıya olduğunu ve bölgesel güvenliğin tehlike altında olduğunu görmektedir. Ukrayna’daki savaş bu riskleri daha da büyütmüştür. Japonya, kurallara dayalı düzeni korumak ve bölgesel istikrarı sağlamak için savunma harcamalarını artırmak ve ABD’yle anlaşma ittifakını tamamlamak için bölgedeki savunma ortakları ağını genişletmek de dahil olmak üzere bir dizi politika izlemektedir.

3. Japonya’nın bir dizi Pasifik ülkesiyle (Hindistan, Avustralya ve İngiltere’yle) Karşılıklı Erişim Anlaşması (RAA) imzalamasını ve yenileriyle (Endonezya, Tayland) imzalamayı gündemine almasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Japonya, olası bir savaşı göz önünde bulundurarak lojistik, ikmal ve taktik yeteneklerini güçlendirmek istiyor olabilir mi?

Karşılıklı Erişim Anlaşmaları (RAA), daha sorunsuz bir askeri işbirliğine izin veren kritik anlaşmalardır. Bu anlaşmalar, istihbarat paylaşımı ve lojistik/satın alma gibi diğer geleneksel askeri anlaşmaların doğal bir sonucudur. Bu anlaşmalar, hem olası çatışma durumları için faydalı olacak hem de Japonya’nın çıkarlarını güvence altına almasına ve operasyonel alışverişlerini artırmasına katkıda bulunacaktır.

4. Japonya’nın 2022 yılının sonuna doğru hazırlayacağı yeni Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’yle birlikte pasifist yapısından uzaklaşması beklenmektedir. Bunun sebebi nedir? Sizce Tokyo, Pasifik’teki güvenlik durumunu nasıl değerlendiriyor?

Bu, pasifizmi terk etmekten çok, bölgede beklenmedik ve hızlı bir şekilde gelişen jeostratejik gerçekliklere uyum sağlamakla ilgilidir. 2022 yılı içerisinde kabul edilecek olan Ulusal Güvenlik Strateji belgesinden önce Japonya, bölgede daha sert bir stratejik ortamla başa çıkmak zorundadır. Örneğin Rusya’yla ilişkilerde yeni bir gerileme yaşamaktadır, Kuzey Kore’ye karşı sürekli teyakkuz halindedir ve Pyongyang yönetimine karşı caydırıcılık oluşturmaya çalışmaktadır. Ayrıca Çin’in bölgede oluşturduğu uzun vadeli stratejik zorlukları engelleme arzusundadır.


Jonathan Berkshire Miller

J. Berkshire Miller, Hint-Pasifik’te güvenlik, savunma, istihbarat ve jeo-ekonomik konularda uzmanlığa sahiptir. Kamu ve özel sektörde çeşitli görevlerde bulunan Miller, Kanada merkezli Macdonald Laurier Enstitüsü (MLI) Direktörü ve Japonya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (JIIA) Kıdemli Araştırmacısı’dır. Bunun yanı sıra Tokyo merkezli Japonya Asya Forumu (AFJ) Kıdemli Üyesi ve Uluslararası Politika Konseyi (CIP) Direktörü’dür.

Foreign Affairs, Foreign Policy, the Nikkei Asian Review, The Japan Times ve The Economist Intelligence Unit de dahil olmak üzere Asya-Pasifik merkezli güvenlik meseleleri üzerine birçok akademik dergi ve gazeteye düzenli olarak katkıda bulunan Miller, ayrıca World Affairs Journal, Forbes, the National Post, The Mainichi Shimbun, The ASAN Forum, Jane’s Intelligence Review ve Global Asia gibi diğer yayın organlarında da görüş vermektedir. Buna ek olarak Miller, New York Times, Washington Post, Reuters, CNN, CNBC, Bloomberg, Wall Street Journal, Globe and Mail, Le Monde, The Globe and Mail, Le Monde, The New York Times, The Washington Post, Reuters, CNN, CNBC, The Wall Street Journal, The Globe and Mail, Le Monde ve Japan Times, Asahi Shimbun, Amerika’nın Sesi ve ABC gibi medya kuruluşlarına da röportajlar vermektedir.


Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Röportaj

Szczecin Üniversitesi, Prof. Dr. Małgorzata Kamola-Cieślik: “ABD ve Çin, Ay’daki Helyum-3 Kaynakları İçin Bir Yarış İçindedir.”

Enerji kaynakları denildiğinde akla ilk olarak fosil yakıtlar gelmektedir. Dünya genelinde tüketilen enerjinin %80’ini...

Tufts Üniversitesi, Fletcher Okulu, Kıdemli Araştırmacı Dr. Mihaela Papa: “BRICS, Son Dönemde Ekonomik Ortaklık ve İnovasyonu Güçlendirmeye Öncelik Vermektedir.”

BRICS ülkeleri, global ekonomi ve politika arenasında giderek artan bir etkiye sahiptir. Brezilya, Rusya,...

Mahidol Üniversitesi, Dr. Daniele Carminati: “Hallyu, Yabancıların Güney Kore’ye Bakış Açısını Değiştirmeye Başlamıştır.”

Güney Kore’nin küreselde gitgide artan popüler kültürünün de etkisiyle Kore yumuşak gücü ve kamu...

KIMEP Üniversitesi Hukuk Fakültesi Geçici Dekanı Doç. Dr. Rustam Atadjanov: “Orta Asya’da Uluslararası Hukukun Gelişiminde Kaydedilen İlerleme Çok Yönlüdür.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Orta Asya ülkelerinin hukuksal etkilerini değerlendirmek üzere...