Orta Asya Uzmanı Mars Sariev: “Artık Rusya, Tacikistan yanlısı bir duruş sergilemeyecektir.”

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

19 Ekim 2022 tarihinde Kırgızistan Savunma Bakanı Baktıbek Bekbolotov, Tacikistan’la sınır anlaşmazlıklarını çözmek için bir plan önermiştir. Bekbolotov, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) kuvvetlerinin Kırgız-Tacik sınırına konuşlandırılmasını teklif etmiştir. Bekbolotov’un açıklamasından önce Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sayın Sadır Caparov, St. Petersburg’da düzenlenen Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Zirvesi’ne katılmamıştır. Ayrıca Bişkek yönetimi, Kırgızistan’daki KGAÖ tatbikatını iptal etmiş ve Tacikistan’daki askeri tatbikatlarında yer almayacağını açıklamıştır.  

Bu kapsamda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Kırgızistan’ın Rusya ve KGAÖ’yle ilişkilerini yeniden gözden geçirme kararının nedenlerini, Bişkek’in bu tutumuna karşı Moskova’nın nasıl bir politika uygulayacağını değerlendirmek maksadıyla Orta Asya uzmanı Mars Sariev’in görüşlerini dikkatlerinize sunmaktadır.   

1. Kırgızistan, Tacikistan’da düzenlenen KGAÖ Tatbikatı’na katılmadığı gibi kendi ülkesinde düzenlenecek tatbikatı da iptal etti. Bişkek’in bu yaklaşımının nedenini açıklar mısınız?

Gerçek şu ki; Kırgızistan, Rusya’nın Tacikistan’a destek verdiğine inanıyor. Bu ise Tacikistan Cumhurbaşkanı Sayın İmamali Rahman’ın Moskova ziyareti sırasında kendisine liyakat nişanı verilmesinden kaynaklanıyor. Her ne kadar söz konusu nişanın bölgesel güvenliğe katkıları sebebiyle verildiği iddia edilse de bu bir birliktelik göstergesiydi.

Hatırlanacağı gibi, 2021 yılındaki Duşanbe Zirvesi’nde de çatışma yaşanmıştı. 2022 yılın da Semerkant’ta yapılan Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Zirvesi sırasında da Tacikistan, ateşkes ihlalinde bulundu. Rusya ise bu gelişmeye herhangi bir tepki göstermedi. Dolayısıyla Kırgızistan’ın çok yerinde bir tepki gösterdiği söylenebilir.

Aslında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in ziyareti, Türkiye’yle yakın ilişkiler ve bu bağlamda Sayın Caparov’un gerçekleştirdiği Türkiye ziyareti Moskova’nın tepkisini çekti. Çünkü Kırgızistan, KGAÖ’den ayrılabileceğini göstermeye başladı. Bu kapsamda Türkiye ve Azerbaycan gibi ortaklarının bulunduğunu gözler önüne serdi. Hatta arka planda Özbekistan ve Kazakistan Cumhurbaşkanları tarafından da Bişkek’in bu kararının desteklendiği öne sürülebilir.

Vurgulamak gerekir ki; Moskova, Rusya askeri üssünün bulunduğu kilit ülkelerden biri olan Kırgızistan’ın Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyesi Türkiye’yle yakınlaşmasından korkmaktadır. Üstelik Ermenistan’la olan durum da oldukça karmaşıktır. Erivan yönetimi de KGAÖ’den ayrılmanın eşiğindedir. Dahası Kazakistan da geçmişte KGAÖ tatbikatlarına katılmamıştı. Bu nedenle Bişkek’in bu siyasi manevrası başarılı olmuş ve Moskova, üç ülke (Kırgızistan, Tacikistan ve Rusya) arasında Astana’da bir toplantı düzenlemeyi teklif etmiştir.

Rusya, Astana’da arşiv haritalarını açmayı ve bu konuyu tarafsız bir arabulucu gözüyle değerlendirmeyi önermiştir. Bunun Kırgızistan için faydalı olduğunu düşünüyorum. Çünkü söz konusu haritalar, Rusya arşivlerinden açılırsa Kırgızistan kazanan konumda olacaktır. Almatı Bildirgesi ve BM Şartı’na göre, 1991 senesindeki durumdan bu yana Kırgızistan, tutarlı bir tavır içerisindedir. Bu nedenle Sayın Rahman’ın Astana’daki konuşması kaotik ve duygusaldı ve Tacikistan’ın Rusya’ya karşı tarafsız duruşundan memnuniyetsizlik duyulabilirdi. Bu da Tacikistan’ın haksız olmasından ve Kırgızistan’ın pozisyonlarının güçlendirilmesinden kaynaklanmaktadır.

Sayın Rahman’ın konuşmasının en temelde Tacik iç kamuoyuna yönelik olduğunu düşünüyorum. Çünkü Putin’e öyle bir dış saldırı gibi görünüyor ki; “Rusya, Sovyetler Birliği’nin politikasını izliyor vb.”. Bu kesinlikle Rus kamuoyunu ve diğer ülkeleri rahatsız etmemektedir. Bu duygusal bir konuşmadır. Sayın Rahman’ın Tacikistan içinde bağımsız bir politikacı olarak imajını yükseltmiştir. Dolayısıyla hedef, Tacikistan nüfusunun pek de okur-yazar olmayan kitlesini içermiştir. Sayın Rahman’ın bu konuşması, Duşanbe yönetiminin Moskova’nın artık Tacikistan yanlısı bir pozisyon almadığını hissetmesine gösterilen bir tepkidir.

Son sınır çatışmaları sırasında neredeyse tüm Rusya medyası, Tacikistan yanlısı bir pozisyon almıştır. Bu da zaten Rusya’nın Tacikistan’ın yanında olduğunu ve pozisyonunu zımnen desteklediğini göstermektedir. Rusya, Türkiye’nin Orta Asya ülkelerini konsolide etmesinden endişelenmektedir. Rusya, Orta Asya’daki tüm Türk ülkelerinin Türkiye’ye yöneleceğinden kaygı duymaktadır. Bu sebeple Moskova, tarafsız konumlanma ihtiyacı hissetmiştir. Elbette bu durum, Kırgızistan için memnuniyet vericidir. Bunun Bişkek yönetimi açısınından çok başarılı bir manevra olduğunu düşünüyorum.

Artık Rusya, Tacikistan yanlısı bir duruş sergilemeyecektir. Bu anlamda asker toplama sırasında Rusya’da on bir askerden oluşan grubun iki Tacikistanlı asker tarafından infaz edilmesi çok gariptir. Esasen bu da Rusya’nın Tacikistan’ı, Tacik eğilimini itibarsızlaştırmaya yönelik özel bir operasyonu olabilir. Yani çok garip bir olay yaşanmıştır. Sanki kamuoyu, özel olarak yönlendiriliyor gibi.

2. Kırgızistan, ulusal güvenliği güçlendirmek için yeni ortaklar arıyor mu?

Elbette. Azerbaycan’la olduğu kadar, Türkiye’yle de yakın ilişkiler kurulduğunu düşünüyorum. Bu münasebetlerin daha da güçleneceğine inanıyorum. Ayrıca Çin’le olan işbirlikleri de güçlenecektir. Çünkü Kırgızistan’ın yeni ortakları olmazsa, Bişkek’in manevra alanı kısıtlanacak; ülke, Rusya’nın kurduğu oyunun kurallarına uymak zorunda kalacak ve Kremlin de Kırgızistan’a yeteri kadar saygılı davranmayacaktır. Bir diğer ifadeyle Kırgızistan, oyunun tam teşekküllü bir öznesi haline gelmektedir. Bu durumun Kırgızistan için diplomatik bir kazanım olduğunu söyleyebiliriz. Tabi Rusya’da yaklaşık bir milyon Kırgızistan vatandaşının çalışması da bunda etkilidir. Lakin buna bağlı olarak Kırgızistan, ekonomik açıdan Rusya’yla bağlantılıdır. Bu nedenle Kırgızistan’ın fevri hareketlerde bulunma lüksü yoktur. Ancak bu tarz siyasi manevralar, Kırgızistan’ı kazanan konuma getiriyor. Bence Türkiye’ye ve Azerbaycan’a doğru keskin bir dönüş olmayacak. Özetle Rusya gibi dengeli bir politika uygulanacaktır. Bu sayede Kremlin de artık Kırgızistan’ı artık hesaba katacaktır.

3.  Bişkek, Rusya’nın Kırgızistan’a yönelik politikası hakkında ne düşünüyor?

Elbette Bişkek, Rusya’nın post-Sovyet alandaki ülkelere karşı ileri görüşlü bir politika izlemediğini görüyor. Rusya, zaten Ukrayna’yı tamamen kaybetti. 2008 olaylarından sonra Gürcistan’ı da fiilen kaybetmişti. Halihazırda Güney Kafkasya’yı da kaybediyor. Rusya’nın Orta Asya’daki etkisi de çökebilir ve buradaki bu zayıf halka, KGAÖ tatbikatlarına katılmayan Kırgızistan olabilir. Bu konuda Bişkek’ten iki kritik adım gelmiştir. İlki, Sayın Caparov’un Vladimir Putin’in 70. doğum günü için Moskova’ya gitmeyi reddetmesidir. İkincisi de tatbikat hadisesidir. Bunlar, Kremlin’i ayıltacak adımlardı. Yani Bişkek’te Rusya’nın dış politikada kaybettiğini fark ederek hareket etmektedir. Güncel konjonktürde Kırgızistan, ABD’yle anlaşma imzalamanın arifesindedir. Ancak sınır sorunu, arabuluculuk yoluyla çözüleceği için ABD’yle imzalanacak anlaşmanın erteleneceğini düşünüyorum. Bu, Rusya’yı kışkırtmamak için olacaktır. Kısaca özetlemek gerekirse, Sayın Rahman’ın davranışı, Tacikistan’ın birçok şeye göz yuman tek taraflı bir ortağını; yani Moskova’yı kaybettiğini göstermektedir. Amerikalıların Tacikistan’daki askeri tatbikatları ve İngiltere’yle gerçekleştirilen yakın temaslar dikkat çekicidir. Bu durumda Kırgızistan’ın Türkiye yönelimini güçlendirmeyeceğini ve ABD’yle bir anlaşma imzalamayacağını söyleyebiliriz. Çünkü önce Kırgızistan-Tacikistan sınırındaki sorunu çözmek gerekmektedir.


Mars Sariev

1995-1997 yılları arasında Kırgızistan’ın Türkmenistan Büyükelçiliği 2. Sekreteri olarak görev yapan Sariev, 1997-1998 yılları arasında Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı BDT Ülkeleri Dairesi 1. Sekreteri olarak çalışmıştır. 2000-2001 yıllarında “Liberal Gazete” için köşe yazarlığı yapan Sariev’in Orta Asya’daki sosyal ve siyasi olaylar üzerine yayınlanmış çok sayıda analizi bulunmaktadır. Sariev, 2009 yılından beri Kamu Politikası Enstitüsü’nde uzman olarak çalışmaktadır.


Dr. Sabir ASKEROĞLU
Dr. Sabir ASKEROĞLU
Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamlayan Dr. Sabir Askeroğlu, yüksek lisans derecesini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda almıştır. Doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda tamamlayan Dr. Askeroğlu, çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yapmıştır. Başlıca ilgi alanları, Avrasya çalışmaları ve Rus dış politikası olan Dr. Askeroğlu, iyi derecede Rusça ve İngilizce bilmektedir.

Röportaj

İnsan Hakları ve Ulusal Güvenlik Hukuku Uzmanı Avukat Irina Tsukerman: “Mayın Temizliği Bir Lüks Değil, Bir Hukuki Sorumluluktur.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Azerbaycan’da mayınların yol açtığı insani krizler, bu...

ANAMA Kamu Konseyi Başkan Yardımcısı Emil Hasanov: “Ermenistan’ın Harita Sessizliği, Uluslararası Hukukun Görmezden Gelinmesidir.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Azerbaycan’ın mayınla mücadelesi bağlamında Ermenistan’ın 30 yıllık...

Avrupa Kıdemli Enerji Regülasyon Uzmanı Maryna Hritsyshyna: “Avrupa’daki İktidar Değişimleri, Enerji Geçişini Yavaşlatabilir Ya Da Hızlandırabilir.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Avrupa’da değişen siyasi iklimin enerji politikalarına yansımalarını ve...

Maqsut Narikbayev Üniversitesi, Prof. Dr. Kamshat Saginbekova: “Orta Asya Ülkeleri, Çin-ABD Ticaret Gerilimlerini Avantaja Çevirebilirler.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Orta Asya’da stratejik ticaret kontrolü, yayılmanın önlenmesi...