Yeni Delhi Çin ve Asya Araştırmaları Organizasyonu Araştırma ve Operasyon Direktörü Eerishika Pankaj: “Şi’nin nihai hedeflerinden biri Çin ile Tayvan’ın birleşmesini sağlayan lider olmaktır.”

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 16-22 Ekim 2022 tarihleri arasında gerçekleşen Çin Komünist Partisi (ÇKP) Kongresi’nden istisnai bir şekilde üçüncü dönem için görev izni almıştır.[1] Nitekim Şi Cinping, Deng Şiaoping tarafından getirilen iki dönemlik görev sınırlamasını 2018 senesinde kaldırmıştır. Bu da Şi’nin iki dönemden daha uzun görev yapabilmesine olanak tanımıştır. Mevzubahis durum hem bölgesel hem de küresel gelişmeler bakımından büyük önem arz etmektedir.

Bu kapsamda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Çin Devlet Başkanı’nın üçüncü döneminde yaşanabilecek bölgesel ve küresel gelişmeleri değerlendirmek üzere, Yeni Delhi Çin ve Asya Araştırmaları Organizasyonu Araştırma ve Operasyon Direktörü Eerishika Pankaj’ın görüşlerini dikkatinize sunmaktadır.

1. Şi, ÇKP Genel Sekreterliği’ne yeniden seçilerek Mao Zedong’dan sonra parti liderliğini iki dönemden fazla sürdüren ilk isim oldu. Şi’nin bu konumunu nasıl yorumlarsınız? Şi’yi üçüncü döneme taşıyan ne oldu?

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Parti Genel Sekreteri olarak iktidardaki dönemi, çeşitli etkenler sayesinde güvence altına alınmıştır. İlk olarak Şi, son beş yılını hükümetin işlevleri üzerinde tam kontrol sağlamakla geçirdiği için partinin kilit merkezleri, kişisel olarak ona son derece bağımlıdır. İkincisi Şi, hem “kaplanlar ve sinekler” isimli yolsuzlukla mücadele kampanyasıyla muhalefeti ortadan kaldırarak hem de kendi gücünü korumak için güçlü ve kilit pozisyonlara sadık kişileri yerleştirerek liderlik içindeki konumunu güçlendirmek amacıyla sistemli bir kampanya düzenlemiştir. Şi, hükümetin karar alma ortamını yeniden yapılandırmıştır. Bu vesileyle politik amaçları için avantajlı bir rota çizmeyi başarmıştır. Partinin resmi kural kitabı olan ÇKP Anayasası, yalnızca birkaç kural içermektedir. Yine de Şi, delegeleri ve üst düzey liderleri seçme prosedüründe önemli değişiklikler yapmıştır. Şi’nin merkezileşme ve “üst düzey tasarım” konularındaki açıklaması, daha fazla denge ve açıklığı teşvik etmeyi amaçlayan geçmiş söylemlerinin aksine, bu reformlarla vurgulanmaktadır. Şi’nin başarısı, Çin siyaseti ve gelecekteki liderlik tartışmaları noktasında oldukça açık ve bir o kadar da tehlikeli bir örnek oluşturmaktadır. Nitekim herhangi bir halef belirlenmediği için Şi’nin sağlığı izin verdikçe iktidarda kalması mümkündür.

2. Sizce Şi’nin üçüncü döneminde Çin nasıl bir dış politika izleyecek? Pekin yönetimi, bilhassa küresel güvenlik sistemi noktasında nasıl bir yaklaşım benimseyecek? Çin, yeni bir küresel güvenlik mimarisi inşa etmeyi planlayabilir mi?

Yang Jiechi’nin emekli olması nedeniyle Merkezi Dış İlişkiler Komisyonu Direktörlüğü görevine yeni bir isim atanacaktır. Zira 69 yaşında olan ve emeklilik yaşına gelmiş bulunan Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin Politbüro’ya dahil olması, Jeichi’nin yerine geçebileceğini düşündürmektedir. Buna ek olarak Şi’nin beklentilerinin karşılanması hususunda emeklilik yaşının geçerliliği arka plana atılabilmektedir. Nitekim Çin’in en deneyimli ve “kurt savaşçı” diplomatlarından biri olarak görülen Wang, milliyetçi Çinliler ve birçok yabancı medya tarafından “gümüş tilki” olarak adlandırılmaktadır. Dışişleri Bakanı olarak uzun yıllar boyunca edindiği tecrübe, Wang’ı Çin’in son dönemlerde karşılaştığı küresel zorlukları yönetebilme noktasında ustalaştırmıştır. Önümüzdeki yıllarda “kurt savaşçı” diplomasisinin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Büyükelçisi olan ve Dışişleri Bakanı olarak Wang’ın yerini alması beklenen Qin Gang gibi diğer güçlü diplomatların da yönetime katılmasıyla mevcut yönelimlerini koruyarak devam edeceği öne sürülebilir.

Yeni bir küresel güvenlik mimarisiyle ilgili olarak Şi’nin Küresel Güvenlik Girişimi’ne ayırdığı odağın büyümesi beklenebilir. Kamuoyu tarafından ayrıntıları az bilinen girişim, önemli bir jeopolitik esneme aracı haline gelme potansiyeline sahiptir. Girişim, Pekin’in kendi ulusal çıkarlarını savunmak için alınan eylemleri daha meşru göstermeyi umduğu “bölünmez güvenliğe” işaret etmektedir. Katı bir yapıya sahip Dışişleri Bakanlığı’nın Küresel Güvenlik Girişimi’yle birleşimi, kurallara dayalı uluslararası düzeni korumada benzer düşünen Batılı devletler için sorun yaratabilir.

3. Şi’nin, Çin’in küresel tedarik zincirindeki yeri ve Batı’yla olan ekonomik ilişkileri bağlamında bizleri nasıl bir dönem bekliyor? Özellikle ABD’yle olan ticaret savaşları kapsamında Batı’yla münasebetlerin onarılması beklenebilir mi?

Çin’in bu yeni dönemde ikili ticari ilişkilerine ve kendi ekonomik büyümesini/istikrarını korumaya odaklanacağı söylenebilir. Ancak Şi, bu dönemde büyük ölçüde güçlü ekonomistlerden yoksun bir Daimi Komite’yle çalışacaktır. Bu sebeple de Li Keqiang’ın politikalarının önümüzdeki iki yıl boyunca devam etmesi beklenebilir. Batılı devletlerin Covid-19 sonrası inşa etmeye odaklandıkları “Çin’den uzaklaşan tedarik zinciri çeşitlendirmesi”, sınırlı bir başarıya sahip olsa da hala gelişme aşamasındadır. Fakat bunun yanında en azından tarifeler cephesinde ABD-Çin ticaret savaşında kayda değer bir değişim görünememektedir.

4. Şi, Tayvan politikası konusundaki tutumunu sürdürür mü? Yeni dönemde Tayvan konusunda sürpriz gelişmeler yaşanır mı?

Şi, Tayvan konusunda uzun vadeli bir oyun oynamayı planlamaktadır. Tayvan’ın Hava Sahası Tanımlama ve Güvenlik Bölgesi (ADIZ) ile Tayvan Boğazı’nda Çin’in askeri duruşunun devam etmesi beklenebilir. Ancak Şi’nin yakın gelecekte adaya yönelik bir saldırı planladığı söylenemez. Yine de Şi’nin nihai hedefi, Çin ile Tayvan’ın birleşmesini sağlayan lider olmaktır. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte de Pekin, Taipei’ye odaklanmayı sürdürecektir.

5. ABD’nin Tayvan’ı desteklemeye devam edeceğini düşünüyor musunuz? Çin buna nasıl karşılık verecektir?

ABD’nin Tayvan’a verdiği destek, demokratik değerlerin korunmasının ötesindedir ve çeşitli gerekçelere dayanmaktadır. Zira Tayvan Boğazı, ABD için muazzam bir jeostratejik değere sahiptir. Ukrayna örneğinin aksine Tayvan Meselesi, özellikle de Pekin’in Taipei üzerinde tam kontrol sahibi olmasının Çin’in gücünü önemli ölçüde artıracağından dolayı Washington yönetimi için kritik ehemmiyet arz etmektedir.  Tayvan, başta yarı iletkenler olmak üzere uluslararası tedarik zincirleri için de mühimdir. Bu nedenle hem güvenlik hem de küresel piyasa ekonomisi açısından ABD’nin Tayvan’a desteğini sürdürmesi beklenebilir. Tayvan İlişkileri Yasası, ABD’nin “Tayvan’a savunma niteliğinde silahlar sağlamasını” ve “ABD’nin Tayvan’daki insanların güvenliğini, sosyal veya ekonomik bütünlüğünü tehlikeye atacak herhangi bir güce veya diğer zorlama biçimlerine karşı koyma kapasitesini sürdürmesini” zorunlu kılarak bunu yasal zeminde yönlendirmektedir. Savaş durumunda ABD’nin Tayvan’a fiili askeri yardıma gelip gelmeyeceği ise tam olarak öngörülememektedir. Pekin ise mevzubahis gelişmeleri, ABD’nin Çin’in iç meselelerine karışması şeklinde yorumlamaktadır. Elbette ABD’nin adaya yönelik stratejisinin Japonya ve Avustralya gibi diğer birçok devletin Tayvan politikasını da etkilemesi nedeniyle Çin’in buna tepkisi sürecektir.


Eerishika Pankaj

Eerishika Pankaj, Çin iç politikasını ve bunun Pekin’in dış politika yapımı üzerindeki etkisini çözmeye odaklanan Yeni Delhi merkezli Çin ve Asya Araştırmaları Organizasyonu’nun (ORCA) Araştırma ve Operasyon Direktörü’dür.  Aynı zamanda Pankaj, Think Asia’daki Routledge Series’in Dizi Editörü’nün Editörlük ve Araştırma Asistanı, Pacific Forum Genç Liderler Programı 2020 Topluluğu’nunda “Genç Lider”, Hint-Pasifik Çevresi Üyesi ve WICCI’nin Hindistan-AB İş Konseyi Üyesi’dir. Çin ve Doğu Asya üzerine çalışan bir akademisyen olan Pankaj’ın araştırmaları, Çin siyaseti, Hindistan-Çin ilişkileri ve Hindistan dış politikasına odaklanmaktadır.


[1] “China’s Xi Jinping Wins Third Term As Leader of Ruling Communist Party”, Euronews, https://www.euronews.com/2022/10/23/chinas-xi-jinping-wins-third-term-as-leader-of-ruling-communist-party, (Erişim Tarihi: 08.11.2022).

Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan Gülten, 2021 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Amerikan Dış Politikası” başlıklı bitirme teziyle ve 2023 yılında da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dış Ticaret bölümünden mezun olmuştur. Halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Tezli Yüksek Lisans öğrenimine devam eden Gülten, lisans eğitimi esnasında Erasmus+ programı çerçevesinde Lodz Üniversitesi Uluslararası ve Politik Çalışmalar Fakültesi’nde bir dönem boyunca öğrenci olarak bulunmuştur. ANKASAM’da Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışan Gülten’in başlıca ilgi alanları; Amerikan Dış Politikası, Asya-Pasifik ve Uluslararası Hukuk’tur. Gülten, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Röportaj

İnsan Hakları ve Ulusal Güvenlik Hukuku Uzmanı Avukat Irina Tsukerman: “Mayın Temizliği Bir Lüks Değil, Bir Hukuki Sorumluluktur.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Azerbaycan’da mayınların yol açtığı insani krizler, bu...

ANAMA Kamu Konseyi Başkan Yardımcısı Emil Hasanov: “Ermenistan’ın Harita Sessizliği, Uluslararası Hukukun Görmezden Gelinmesidir.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Azerbaycan’ın mayınla mücadelesi bağlamında Ermenistan’ın 30 yıllık...

Avrupa Kıdemli Enerji Regülasyon Uzmanı Maryna Hritsyshyna: “Avrupa’daki İktidar Değişimleri, Enerji Geçişini Yavaşlatabilir Ya Da Hızlandırabilir.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Avrupa’da değişen siyasi iklimin enerji politikalarına yansımalarını ve...

Maqsut Narikbayev Üniversitesi, Prof. Dr. Kamshat Saginbekova: “Orta Asya Ülkeleri, Çin-ABD Ticaret Gerilimlerini Avantaja Çevirebilirler.”

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), Orta Asya’da stratejik ticaret kontrolü, yayılmanın önlenmesi...