Tarih:

Paylaş:

Rusya’nın Golan Tepeleri ile İlgili Tutumu

Önerilenler

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump 21 Mart 2019 tarihinde Twitter hesabı üzerinden yapmış olduğu açıklamada, “İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tam olarak tanımanın zamanı geldi” ifadelerini kullanmıştır. Trump’ın bu söylemi, bölgede etkili olmak isteyen veya yeni bir Arap-İsrail savaşından endişe duyan aktörleri tedirginliğe sevk etmiştir. Bu bağlamda 2015 yılından bu yana Suriye’de askeri anlamda önemli yatırımlar yapan Rusya’nın ABD’nin son hamlesi karşısındaki tepkisinin ne olacağı büyük merak konusudur. Nitekim Moskova’nın bölgesel ve küresel açından hayati sonuçları olabilecek böyle bir girişime tepkisiz kalması beklenemezdi.

Trump’ın açıklamasıyla ilgili Rusya’nın ilk tepkisi Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’dan gelmiştir. Peskov şu sözleri sarf etmiştir:[1]

“Hiç kuşkusuz, bu tür açıklamalar Ortadoğu’da halihazırda gergin olan durumu önemli ölçüde istikrarsızlaştırabilir. Her halükârda, böyle bir fikir başlı başına Ortadoğu çözüm süreci amaçlarına ve hedeflerine hiçbir şekilde katkıda bulunmaz ve hatta tam aksine bir sonuç doğurur. Bu çağrının yalnızca bir açıklamadan ibaret kalmasını umut ederim.”

Kremlin’in bu bildirisinden anlaşıldığı üzere Moskova, bölgenin daha fazla istikrarsızlığa sürüklenmesinden endişe duymakta, aynı zamanda Trump’ın bu açıklamasını enformasyon savaşının bir parçası olarak görmektedir.

Peskov’un bu açıklamasından sonra Rusya Dışişleri Bakanlığı, Moskova’nın Golan Tepeleri hakkındaki tutumunu bakanlığın resmi internet sayfasında detaylı olarak açıklamıştır:[2]

“Rusya’nın bu konudaki tutumu değişmemiştir. Golan Tepeleri, kayıtsız şartsız Suriye topraklarıdır. Bu toprakları İsrail, 1967 Savaşı sonucunda işgal etmiş ve 14 yıl sonra yasadışı bir şekilde ilhak etmiştir. Biz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 17 Aralık 1981 tarihli 497 sayılı kararını temel alıyoruz. Bu karara göre, İsrail’in Suriye’nin bu bölgesinde yasalarını, yargı yetkisini ve yönetimini belirleme kararı yok hükmündedir ve uluslararası yasal bir dayanağa sahip değildir. Uluslararası toplumun üyelerinin büyük çoğunluğu aynı yaklaşım içindedir. Bunun kanıtı da her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturumunda ‘Suriye’nin İşgal Altındaki Golan Tepeleri’ başlıklı kararının kabul edilmesidir.”

Bu açıklamada Rusya bir yandan uluslararası hukuka, diğer yandan ise uluslararası kamuoyuna atıfta bulunmaktadır. Başka bir ifadeyle Moskova, kendisini ABD’nin düzen bozucu tavrına direnen, uluslararası hukuk, barış ve istikrardan yana olan bir ülke olarak konumlandırmaktadır. Nitekim Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında uluslararası hukuk vurgusu ön plana çıkmaktadır:[3]

“Bu tür açıklamalar Washington’un uluslararası hukuka aldırış etmemesinin bir başka tezahürüdür. ABD; uluslararası hukuku, Güvenlik Konseyi kararlarını ve Madrid Barış Konferansı sırasında hazırlanan ‘Barış Karşılığında Toprak’ ilkesini hiçe saymaktadır. Bu açıklama Ortadoğu’daki durumu çözmek için genel kabul görmüş uluslararası yasal çerçeveyi revize etmek isteyen mevcut ABD yönetiminin politikasını yansıtmaktadır.”

Burada zikredilen Madrid Barış Konferansı, 30 Ekim-1 Kasım 1991 tarihleri arasında ABD ve Sovyetler Birliği’nin ortaklaşa düzenlediği bir barış konferansıydı. İsrail ve Filistinlilerin yanı sıra Ürdün, Lübnan ve Suriye de dahil olmak üzere Arap ülkelerinin katıldığı müzakerelerde İsrail-Filistin barış sürecinin yeniden canlandırılması amaçlanmıştı. Bu konferans Sovyetler Birliği’nin Ortadoğu bölgesinde inisiyatif kullandığı son uluslararası toplantı olmuştur. Bu konferansın akabinde oluşan iyimser atmosferde düzenlenen İsrail-Suriye müzakereleri, uzlaşıya oldukça yaklaşmış ancak bir barış anlaşmasıyla sonuçlanmamıştı. Bu bakımdan Rusya, Madrid Barış Konferansı’nda ortaya konan ilkeyi hatırlatarak kendisinin artık bölgenin geleceğinden kayıtsız kalmayacağını bildirmektedir.

Aslında bakılırsa Rusya, ABD’nin böyle bir çıkış yapacağını aylar öncesinden öngörmüş bulunmaktadır. Nitekim 16 Temmuz 2018 tarihinde Helsinki’de gerçekleşen Putin-Trump görüşmesinde Rusya Devlet Başkanı ortak basın toplantısında şu açıklamayı yapmıştır:[4]

“Suriye’nin güneybatısındaki teröristlerin son yenilgisinin tamamlanmasının ardından, güneyde, Golan Tepeleri’ndeki durumun İsrail ve Suriye’nin yaptığı 1974 yılındaki anlaşmayla tam uyumlu hale getirilmesi gerektiğini de belirtmek isterim. Bu durum, Golan’a huzurun geri gelmesine, Suriye Arap Cumhuriyeti ve İsrail arasındaki ateşkesin yeniden restore edilmesine ve İsrail Devleti’nin güvenliğinin tam olarak sağlanmasına olanak sağlayacaktır. Sayın Başkan (Trump) bugün özellikle bu konunun üzerinde durdu. Tasdik etmek isterim ki Rusya böylesi bir gelişimi önemsemektedir ve tam da bu tutuma bağlı kalacaktır.”

Bu açıklamadan da görüldüğü üzere Moskova, İsrail ile Suriye arasında arabulucu olmak istemektedir. Bu bağlamda Rusya’nın, ABD’nin de İsrail’i ikna etmesini istediği anlaşılmaktadır. Burada sorunun bir kısmı da İran’a uzanmaktadır. Daha önceki süreçte Moskova, İran’ın Suriye’nin güneyinden çekilmesini sağlama karşılığında İsrail’in Golan Tepeleri’ni Suriye’ye geri verme pazarlığını yürüttüğünü tahmin edebiliriz. 27 Şubat 2019 tarihinde Netanyahu’nun Putin ile yapmış olduğu görüşmede ana gündem maddesinin Suriye’deki İran nüfuzu olduğu bilinmektedir. Ne var ki, Trump’ın son açıklaması İsrail’in Golan konusunda geri adım atmayacağını göstermiştir.

Sonuç olarak Rusya’nın sadece Suriye’de değil, bütün bölgede barış ve istikrarın savunucusu olarak ön plana çıkmak istediği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan Moskova’nın, Suriye’nin toprak bütünlüğünün restore edilmesi ve kendi çıkarlarının garanti altına alınması için çalışacağı ortadır. Bu çerçevede Rusya, Golan Tepeleri dahil olmak üzere bölgede uluslararası hukuku savunmayı sürdürecektir. Rus yetkililerin Golan Tepeleri ile ilgili son açıklamalarından anlaşılan odur ki Moskova, Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi Ortadoğu’da ABD’yi dengelemek için çaba sarf etmeye devam edecektir.


[1] “V Kremle Prokommentirovali Zayavleniye Trampa O Golanskikh Vysotakh”, RIA Novosti, https://ria.ru/20190322/1552023268.html, (Erişim Tarihi: 23.03.2019).

[2] “Kommentariy Departamenta Informatsii I Pechati MID Rossii V Svyazi S Namereniyem SSHA Priznat’ Suverenitet Izrailya Nad Golanskimi Vysotami”, Ministerstvo Inostrannykh Del Rossiyskoy Federatsii, http://www.mid.ru/ru/foreign_policy/news/-/asset_publisher/cKNonkJE02Bw/content/id/3583239, (Erişim Tarihi: 23.03.2019).

[3] Aynı Yer.

[4] “Press-Konferentsiya Po İtogam Peregovorov Prezidentov Rossii İ SSHA”, Official Internet Resources of the President of Russia, http://kremlin.ru/events/president/news/58017, (Erişim Tarihi: 23.03.2019).