Çinli yetkililer, Devlet Başkanı Şi Cinping’in 9-10 Eylül 2023 tarihlerinde Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de yapılacak G20 Zirvesi’ne katılmayı planlamadığını aktarmıştır.[1] Bunun yerine Başbakan Li Çiang’ın zirvede yer alması beklenmektedir. Göreve geldiği 2013 yılından beri tüm G20 zirve toplantılarına bizzat katılan Şi’nin bu kez Hindistan’daki zirveye katılmaması, bölgesel ve küresel dengeler açısından dikkat çekici bir gelişmedir. Nitekim Çin, bugüne kadar G20 zirvelerini küresel ekonomik etkinliğini artıracak önemli bir fırsat olarak görmüştür.
Şi’nin zirveye katılmama kararı, Çin’in Hindistan’ı halen büyük bir rakip olarak gördüğünün açık bir işareti olarak yorumlanmaktadır. Başka bir deyişle Çin’in bölgesel ve küresel rekabette Hindistan’ın jeopolitik üstünlüğü ele geçirmesini istemediği iddia edilmektedir. Şi’nin zirveye katılmaması, şüphesiz Yeni Delhi’nin G20’deki başarısına da gölge düşürecektir. Analistler, bu yönüyle Çin’in Hindistan’ın başarısına engel olacak bir hamle yaptığını belirtmektedirler.[2]
Halbuki 22-24 Ağustos 2023 tarihlerinde Şi, Güney Afrika’daki BRICS Zirvesi çerçevesinde Hindistan Başbakanı Narendra Modi’yle buluşmuş ve karşılıklı sınır anlaşmazlıklarını görüşme fırsatı bulmuştu. Bu zirvede BRICS’in genişlemesi yönünde de üye devletler fikir birliğine varmıştı. Yine bu süreçte Hindistan ve Çin arasında 19. tur sınır görüşmeleri gerçekleşmişti. Dolayısıyla Şi’nin Hindistan’daki zirveye katılmayacak olmasının başka gerekçeleri bulunabilir. Bunun büyük ihtimalle Pekin’in Batı ülkelerin ağırlıklı olarak yer aldığı G20’ye karşı atılmış bir adım olduğu tahmin edilmektedir.
Batılı demokrasiler arasında gösterilen Hindistan’ın G20 dönem başkanı olarak başarılı olması, Çin’in çok kutupluluk ekseninde geliştirmeye çalıştığı BRICS gibi platformların başarısına gölge düşürecektir. Hindistan’ı küresel güç dengelerinde kendi yanında görmek isteyen Çin, muhtemelen G20’nin başarılı olmasına da şüpheyle bakacaktır.
Geçtiğimiz yılın Kasım ayında Endonezya’nın dönem başkanlığında Bali’de düzenlenen G20 zirvesinin oturum aralarında Şi, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda Batılı liderle bir araya gelmişti.[3] Dolayısıyla Şi, bu yıl G20 Zirvesi’ne katılmayarak aslında Batılı liderlerle görüşme ortamını da ortadan kaldırmaktadır. Deyimi yerindeyse Çin, “geçtiğimiz yıldan bu yana Batı’yla görüşecek bir meselesinin kalmadığını, küresel sisteme yönelik tercihini çoktan yaptığını ve çok kutupluluğun inşası noktasında Rusya ve Hindistan gibi aktörlerle yoluna devam ettiğini göstermek istiyor” olabilir. Aynı şekilde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de söz konusu zirveye katılmayacak olması, Moskova ve Pekin’in Batı’ya karşı birlikte hareket ettiklerinin bir başka göstergesi olabilir.
G20 zirvelerinde bugüne kadar Batılı ülkeler, Ukrayna’daki savaş, iklim değişikliği ve insan hakları gibi bir dizi konuda Rusya ve Çin’i baskı altına almaya çalışmışlardır. Bu platformlarda sürekli anlaşmazlıkları konuşmak zorunda kalan Moskova ve Pekin, bu kuşatılmışlık durumundan kurtulmak için G20 Zirvesi’ne olan ilgilerini azaltmışlardır, denebilir. Örneğin bu yılki G20 Maliye Bakanları Toplantısı’nda ev sahibi Hindistan; Ukrayna savaşıyla ilgili olarak Rusya ve Çin’i ortak bildiriye imza atmaları için ikna etmeye çalışmıştır.[4] Hindistan’ın çabalarına rağmen Rusya ve Çin, ortak bir sonuç bildirgesinin imzalanmasını engellemişlerdir. Benzer durum, geçtiğimiz yıl Bali’deki zirvenin sonuç bildirgesinde yaşanmış ve buna çözüm olarak “Çin ve Rusya hariç” ibaresi konmuştu. Bu yıl da Hindistan, aynı durumla karşılaşılmaması için Çin ve Rusya’yı ortak metne ikna etmeye çalışmıştı. Bu bağlamda Hindistan, Eylül ayındaki G20 Liderler Zirvesi çerçevesinde Batı’nın istekleri noktasında Rusya ve Çin’i bir araya getirmek suretiyle kendi itibarını ve gücünü dünyaya kanıtlayabilmeyi amaçlamaktadır. Moskova ve Pekin ise Yeni Delhi’nin böyle bir prestij kazanmasına imkân vermemişlerdir.
Bu bağlamda Çinlilerin G20 çerçevesinde yürütülen müzakerelerde özellikle sağlıktan iklim değişikliğine kadar bir dizi konuda zorlu müzakereciler oldukları bilinmektedir. Diplomasi alanında Çin’in ikna edilmesi zor bir aktör olduğu ve bu yönüyle Rusya’ya karşı dahi üstünlük elde ettiği söylenebilir. Güçlü bir müzakereci özelliğiyle bilinen Çin’in Hindistan’a karşı da başarılı bir diplomasi yürüttüğü görülmektedir. Çünkü Hindistan, G20 Liderler Zirvesi’nde muhtemelen Ukrayna’nın toprak bütünlüğü çağrısı yaparak aynı zamanda Keşmir’le ilgili mesajlar da verecektir. Ukrayna ve Keşmir noktasında toprak bütünlüğü mesajları vermeye hazırlanan Hindistan’ın bu tuzağına Rusya ve Çin düşmeye niyetli değildir.
Yeni Delhi, G20 Zirvesi sonuç bildirgesinde Ukrayna’nın toprak bütünlüğüyle ilgili bir madde koymak ve Çin’e bunu kabul ettirmek isteyebilir. Bu sayede Hindistan, Keşmir’deki sınır sorunlarında bunu Çin’e karşı bir delil olarak kullanmayı planlayabilir. Bunun bilincinde olan Pekin, Ukrayna meselesi dahil olmak üzere toprak bütünlüğü meselelerinde herhangi bir bildiride yer almak istemeyecektir. Kısacası Hindistan, Rusya-Ukrayna Savaşı’nı kendi çıkarları doğrultusunda politik bir araç olarak kullanmaya hazırlanırken Çin, bu oyuna gelmeyeceğini şimdiden göstermektedir.
[1] “Xi Jinping to Skip G20 Summit in India, Western Officials Say”, FT, https://www.ft.com/content/7b558be4-39ac-486e-abed-fc1274f80856, (Erişim Tarihi: 01.09.2023).
[2] “Xi Jinping Set to Skip India’s G20 Summit İn Blow to Hopes for Consensus”, Independent, https://www.independent.co.uk/asia/india/g20-summit-in-india-xi-jinping-b2402452.html, (Erişim Tarihi: 01.09.2023).
[3] “China’s Xi Has Met with More Than 25 World Leaders Since Consolidating Power at Home”, CNBC, https://www.cnbc.com/2022/12/06/chinas-xi-has-met-with-more-than-25-world-leaders-in-about-a-month.html, (Erişim Tarihi: 01.09.2023).
[4] “India Pushes Russia, China on G-20 Consensus on War Wording”, Bloomberg, https://www.bloomberg.com/news/articles/2023-03-01/india-pushes-russia-china-to-join-g-20-consensus-on-war-wording?srnd=asia-politics#xj4y7vzkg, (Erişim Tarihi: 01.09.2023).