AB’nin Kafkaslara Müdahil Olma Girişimi: Prag Zirvesi

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

2022 yılının Haziran ayında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa’nın Geleceği Konferansı’nın akabinde Avrupa Parlamentosu’na Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) önerisini sunmuştur. Bu teklif vesilesiyle Macron, Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan Avrupa ülkeleriyle kıtayı ilgilendiren önemli sorunlarla ilgili diyalog ortamının geliştirilmesini ve işbirliğinin arttırılmasını amaçlamıştır. Nitekim 6-7 Ekim 2022 tarihlerinde güvenlik, enerji, iklim, ekonomi gibi konuları görüşmek amacıyla Prag’da bir araya gelen 27 AB üyesinin ve birlik üyesi olmayan 17 Avrupa ülkesinin katılımıyla birlikte AST işlerlik kazanmıştır.

Prag’da düzenlenen toplantıda dikkat çeken görüşmelerden biri de Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel’in katılımıyla gerçekleşen dörtlü görüşme olmuştur. Görüşmeyle ilgili konsey tarafından yapılan açıklamaya göre taraflar, Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’na ve 1991 Alma Ata Deklarasyonu’na bağlılıklarını teyit etmiştir. Ayrıca dörtlü görüşmede, Ermenistan-Azerbaycan sınır hattında sınır komisyonlarına yardımcı olmak ve taraflar arasında güven inşasını kolaylaştırmak amacıyla en fazla iki ay süreyle faaliyet yürütecek sivil bir AB misyonunun oluşturulması kararlaştırılmıştır.[1] AST toplantısında gerçekleşen dörtlü görüşme, Güney Kafkasya’nın artan önemi ve bu doğrultuda Fransa’nın AB içerisinde liderlik hedefinin bir neticesi olarak iki açıdan değerlendirilebilir.

13 Ekim 2022 tarihinde Kazakistan’ın başkenti Astana’da başlayan Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı’nda Putin’in açıkça ifade ettiği gibi Asya, yeni dünya düzeninin oluşumunda kilit bir role sahiptir.[2] Güney Kafkasya ise Asya ile Avrupa arasında bağlantıyı sağlayacak stratejik bir konumda bulunmaktadır. 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’yla birlikte uluslararası düzenin dizayn edilme süreci hızlanmıştır. Yeni mimarinin oluşumunda Güney Kafkasya ülkelerinin nasıl bir  strarteji benimseyeceği, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) liderliğindeki Batı’nın Rusya’yı çevrelemesi ve bölgedeki hakimiyetini göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Dolayısıyla AB, ABD siyasetinin bir sonucu olarak Güney Kafkasya’daki etkisini arttırmak istemektedir.

Diğer yandan Putin, Batı’nın Ukrayna’ya verdiği desteğin faturasını enerji silahını kullanarak kesmiş ve Avrupa’nın giderek daha fazla derinleşecek bir enerji kriziyle mücadele etmesine sebep olmuştur. Dolayısıyla Avrupa, Rus doğalgazını ikame edecek alternatifler üzerine yoğunlaşmış ve bu bağlamda enerji jeopolitiği açısından kilit bölgelerden olan Kafkasya ön plana çıkmıştır.

Nitekim 31 Aralık 2020 tarihinde faaliyete başlayan ve Azerbaycan doğalgazını Avrupa’ya taşıyan Güney Gaz Koridoru’na Avrupa’nın ihtiyacı artmıştır. Bu yüzden de 18 Temmuz 2022 tarihinde AB ile Azerbaycan arasında imzalanan anlaşmayla Azerbaycan, ihraç ettiği doğalgazı 2027 senesine kadar 20 milyar metreküpe çıkarma kararı alınmıştır.[3] Böylece AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in güvenilir enerji ortağı olarak tanımladığı Azerbaycan,[4] AB’nin alternatif tedarikçi arayışının bir ayağını oluşturmasının yanı sıra Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan kaynaklanan sorunların çözümüne katkı veren bir aktör olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.  Ermenistan ise Nikol Paşinyan’ın Batı yanlısı bir lider olmasının da etkisiyle Batılı devletlerle olan münasebetlerini geliştirmektedir. Özellikle de Fransa-ABD’nin Ermenistan üzerindeki etkisinin arttığı görülmektedir.

Batı, her iki ülkeyle de ilişkilerini geliştirirken; bir yandan da Azerbaycan-Ermenistan hattındaki Karabağ Sorunu’nun çözümü konusunda aktif rol oynamak istemektedir. 2020 yılında Karabağ’ın Ermenistan işgalinden kurtarılmasıyla başlayan ateşkes sürecinin kırılgan bir yapıya sahip olduğu bilinmektedir. Son olarak da 12 Eylül 2022 tarihinde başlayan çatışmalar, bunu gözler önüne sermiştir.

Öte yandan Karabağ’da ateşkesin sağlanmasında ana aktör Moskova’ydı. Günümüzde Rusya’nın dikkatini ve gücünü Ukrayna’ya yoğunlaştırması ise Batı’ya bu konuda alan açmıştır. Dahası Rus Barış Güçlerinin Ukrayna’ya gönderildiği yönündeki iddialar,[5] bölgedeki çatışmaların nedenlerinden birinin de Moskova yönetiminin barışı sağlama konusunda gereken görevi yerine getiremediğiyle ilişkilendirilmektedir. Dolayısıyla çatışma potansiyelinin varlığı ve Rusya’nın meşguliyeti, AB’nin barış sürecinde daha fazla rol almasını kolaylaştırmaktadır.

Bu bağlamda AB, Azerbaycan ile Ermenistan arasında arabulucu aktör olarak konumlanmaya dönük diplomatik girişimlerini arttırmıştır. Bu kapsamda Sayın Aliyev, Paşinyan, Michel arasında Brüksel’de 31 Ağustos 2022 tarihinde gerçekleşen son görüşmede ulaşım yollarının önündeki engellerin kaldırılması, insani meseleler, sınır sorunları ve barışın sağlanması gibi meseleler görüşülmüştür.[6] Kısa bir süre sonra gerçekleşen Prag Zirvesi’nde de Azerbaycan ile Ermenistan arasında uzlaşının nasıl sağlanacağı tartışılmıştır.

Avrupa bütünleşmesine yeni bir açılım getiren AST toplantısı, Karabağ Sorunu özelinde AB’nin bölgeye müdahil olması açısından Batı’nın önüne çıkan her fırsatı değerlendireceğini göstermektedir. AST kapsamındaki temasların Brüksel görüşmelerinden farklı olarak 3+1 (Fransa) şeklinde gerçekleşmesi dikkat çekicidir. Zira Fransa, sorunun çözümü üzerine çalışan Minsk Üçlüsü’nün bir parçası olan ve aynı zamanda Azerbaycan tarafından tarafsız olmadığı gerekçesiyle sıklıkla eleştirilen bir ülkedir. Esasen Ermenistan’la yakın ilişkileri ve Fransa’daki Ermeni Diasporası’nın varlığı, Paris’in arabululucu olacak nitelikleri taşımadığı anlamına gelmektedir.. Ancak Prag’taki görüşmelerden anlaşılacağı üzere, sorunun dışına itilmek istemeyen Fransa, barış görüşmelerinin tartışıldığı masada yer almıştır.

Esasen Paris yönetiminin hem AST içerisinde hem de Güney Kafkasya’da AB politikalarına liderlik yapma isteği, Avrupa savunmasında liderlik koltuğunu Almanya’ya kaptıran Fransa’nın Avrupa’nın siyasi kanadına sahip çıkma çabası şeklinde yorumlanabilir. Bu sebeple Macron, dörtlü görüşmeyle ilgili “Kafkasya için kalıcı barış” ifadesini kullanarak iddialı bir açıklamada bulunmuştur.

Görüşmeden birkaç gün sonra ise Macron tarafından Rusya’nın Kafkasya bölgesini ve ötesini istikrarsızlaştırdığı; Azerbaycan ile Ermenistan arasında 2022 yılının Eylül ayında yaşanan çatışmaları kasten kışkırttığı öne sürülmüştür.[7]Fransız liderin bu iki açıklamasından da anlaşılmaktadır ki; AB, bölgede Rusya’yı ötekileştirerek “Putin, çatışmadan; Batı, barıştan beslenir. Sizin sorununuzu biz çözeriz” imajı oluşturmaya çalışmaktadır. Paris ise bu mesajın verilmesine öncülük etmektedir.

Tüm bu gelişmeler ışığında bölgenin artan önemi, Rusya’nın Ukrayna’daki meşguliyeti, enerji arz güvenliğinin ve sürekliliğinin sağlanması gibi faktörler, AB’nin bölgeye olan ilgisini arttırmıştır. AB’nin öncelikli amacı, Rusya’nın bölgede hakimiyetinin kırılmasını sağlamak ve bölgedeki enerji kaynaklarına ulaşmaktır. Fransa’nın hedefinde ise birliğin Kafkasya politikasına yön veren aktör olma ve AB içindeki konumu güçlendirme amacı yer almaktadır. Bu ortamda Erivan yönetimi, ülkenin Rusya’ya olan bağımlığını azaltarak ekonomik refahını arttırmayı ummaktadır. Lakin Bakü, Avrupa’nın Azerbaycan enerjisine ihtiyacının arttığı bir dönemde meseleyi sahadaki zaferini tescil edecek şekilde çözmek istemektedir.

Sonuç olarak Prag’ta gerçekleşen AST’nin ilk toplantısında Karabağ Sorunu’nun görüşülmesi, AB’nin konuya verdiği önemi göstermiş ve bu da birliğe Minsk Üçlüsü’nün başarısızlığını telafi etme fırsatı sunmuştur. Azerbaycan ile Ermenistan arasında uzlaşı sağlanması için uygun zeminin oluşması ise AB’nin arabulucu rol üstlenmesini ve bu vesileyle Kafkasya’ya nüfuz etmesini kolaylaştırmaktadır.


[1] “Statement Following Quadrilateral Meeting Between President Aliyev, Prime Minister Pashinyan, President Macron And President Michel, 6 October 2022”, Council of European Union, https://www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2022/10/07/statement-following-quadrilateral-meeting-between-president-aliyev-prime-minister-pashinyan-president-macron-and-president-michel-6-october-2022/,  (Erişim Tarihi: 13.10.2022).

[2] Emre Gürkan Abay, “Rusya Devlet Başkanı Putin: Çok Kutuplu Dünyada Asya’da Yeni Güç Merkezleri Gelişiyor”, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/rusya-devlet-baskani-putin-cok-kutuplu-dunyada-asya-da-yeni-guc-merkezleri-gelisiyor/2710152, (Erişim Tarihi: 15.10.2022).

[3] “Statement by President Von Der Leyen With Azerbaijani President Aliyev”, European Commission, https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/statement224583, (Erişim Tarihi: 13.10.2022).

[4] Aynı yer.

[5] “Baku Claims Russian Peacekeepers Relocated From Karabakh to Ukraine, Moscow Denies Reports”, Jam News, https://jam-news.net/baku-claims-russian-peacekeepers-relocated-from-karabakh-to-ukraine-moscow-denies-reports/, (Erişim Tarihi: 13.10.2022).

[6] “Press Statement By President Charles Michel Following the Trilateral Meeting with President Aliyev of Azerbaijan and Prime Minister Pashinyan of Armenia, 31 August 2022”, Council of European Union, https://www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2022/08/31/press-statement-by-president-charles-michel-following-the-trilateral-meeting-with-president-aliyev-of-azerbaijan-and-prime-minister-pashinayn-of-armenia-31-august-2022/, (Erişim Tarihi: 13.10.2022).

[7] “France Accuses Russia of Stoking Armenia, Azerbaijan Conflict”, Reuters, https://www.reuters.com/world/france-accuses-russia-stoking-armenia-azerbaijan-conflict-2022-10-12/, (Erişim Tarihi: 13.10.2022).

Gamze BAL
Gamze BAL
Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Akabinde Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda başladığı yüksek lisans eğitimini “1992 Sonrası Avrupa Birliği’nin Filistin-İsrail Sorununa Yaklaşımı” başlıklı teziyle tamamlamıştır. 2021-2022 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Avrupa Birliği Anabilim Dalı’nda doktora ders dönemini tamamlamıştır. Halihazırda Bal, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine devam etmektedir. İleri derecede İngilizce bilen Bal’ın başlıca çalışma alanları, Avrupa Birliği, güvenlik, etnik çatışmalar ve çatışma çözümü yöntemleridir.

Benzer İçerikler