Afganistan’da Değişen Konjonktür ve Orta Asya

Paylaş

İnsanların en temel ihtiyaçlarından biri kendilerini güvende hissetmeleridir. Bu anlamda sınır güvenliği mühim bir mesele olarak dikkat çekmektedir. Sınır güvensizliği ise ekonomik, kültürel, siyasi, sosyal ve askeri bakımdan bölgesel etkiler yaratabilmektedir. Bu sebeple sınır güvenliği, ilgili ülkede yaşayan tüm insanlar ve özellikle de sınır şehirlerinde ikamet eden bireyler için oldukça önemlidir.

Afganistan’daki son gelişmeler ve bu bağlamda artan istikrarsızlık, bir güvensizlik durumunu beraberinde getirmektedir. Bu da söz konusu ülkenin komşuları üzerinde doğrudan veya dolaylı etkilerde bulunmaktadır. Dolayısıyla yaşanan gelişmeler, Orta Asya cumhuriyetleri için de kaygı vericidir.

Afganistan, beş Orta Asya ülkesinden üçüyle (Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan) sınırdaştır.  Dahası bölge devletlerinin Afganistan’la köklü tarihi, kültürel, etnik ve dilsel bağları bulunmaktadır. Özbekler, Tacikler ve Türkmenler gibi etnik grupların durumu, Afganistan’ın bu devletlerle ilişkilerini önemli hale getirmektedir.

Orta Asya’nın Afganistan’a komşu olması, bahsi geçen ülkelerin Afganistan’daki hadiselerden etkilenmesine sebebiyet vermektedir. Orta Asya ülkeleri, son yirmi yıldır silahlı çatışma ve iç savaştan uzak olsalar da Taliban’ın kontrolündeki bir Afganistan, bölgedeki güvenlik ortamında bazı değişikliklerin yaşanmasına yol açabilir. Zira Afganistan’da radikalleşmenin yükselmesi, bölgedeki İslami hareketlere de sirayet etmektedir.

Özbekistan ve Tacikistan’daki en büyük endişe kaynağı, Afganistan’da faaliyet gösteren terör örgütü Devletü’l Irak ve’ş Şam (DEAŞ) yapılanması ve aşırılık yanlısı grupların saflarında yer alan kendi vatandaşlarıdır. Ayrıca Taliban tarafından Afganistan’ın kuzey sınırlarının sorumluluğunun Duşanbe yönetiminin terör örgütü olarak nitelendirdiği Cemaat-i Ensarullah’a verildiği öne sürülmektedir. Bu grup, Tacik Talibanı şeklinde de bilinmektedir.

Tacikistan sınır yetkilileri de Mohammad Sharifov liderliğindeki savaşçıların sınır bölgelerinde konuşlandırıldığına dair bilgi aldıklarını söyleyerek, Taliban bünyesinde en az 200 Tacik vatandaşının bulunduğunu doğruladıklarını açıklamıştır.[1] Buna ek olarak göç meselesi ve Orta Asya’dan Rusya’ya ve diğer Avrupa ülkelerine ulaşan uyuşturucu ticareti de güvenlik kaygılarını arttıran faktörlerdendir.

Tüm bu nedenlerden ötürü Katar’ın başkenti Doha’da Taliban temsilcilerinin Rusya, Özbekistan ve Türkmenistan yetkilileriyle bir araya geldiği bir toplantı düzenlenmiştir. Bu görüşmeler, savaşın Orta Asya ülkeleri üzerindeki etkisini net bir biçimde gözler önüne sermektedir.

Bu kapsamda Tacikistan’ın Hatlon Eyaleti’ndeki “Harb Meydanı” eğitim sahasında Rusya, Tacikistan ve Özbekistan’ın ortak tatbikatı düzenlenmiştir. Söz konusu tatbikatın ardından Tacikistan Savunma Bakanı Şir Ali Mirza, “Afganistan’da meydana gelen herhangi bir olay, sadece bölgeyi değil; tüm Avrasya’yı olumsuz etkiler. ”[2] demiştir.

Ayrıca Rusya, Tacikistan’daki 201. askeri üssünü yeni silahlar ve zırhlı araçlarla güçlendirmiştir.[3] RIA Novosti’nin aktardığına göre; askeri araçlar, tanklar, personel taşıyıcılar ve hatta helikopterlere ek olarak önemli sayıda kornet tanksavar füzesi de bu üsse teslim edilmiştir.[4] Dahası Tacikistan, artan güvensizlik ortamı ve Taliban’ın Afganistan’ın kuzey ve kuzeydoğu illerindeki ilerlemesi sebebiyle Afganistan sınırına 20.000 asker yerleştirmiştir.

Göçmenler konusunda da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 1990’larda ve 2000’lerdeki gelişmeleri örnek göstererek teröristlerin sığınmacı kisvesi altında Rusya’ya girmesini istemediğini söylemiş ve sorunun doğrudan ülkesinin güvenliğiyle ilgili olduğunu belirtmiştir.[5]

Sonuç olarak Taliban’ın Kabil’i kontrol altına almasıyla birlikte Afganistan’a komşu olan ülkelerin güvenlik kaygıları artmıştır. Zira bu ülkelerde ne kadar yasak olsa da radikal grupların varlığı bilinmektedir. Bölgesel kaos, bu grupların uyuyan hücrelerini aktive etmesini beraberinde getirebilir. Uyuşturucu ticareti de bir güvensizlik oluşturabilir. Üstelik mevzubahis ülkedeki istikrarsızlık, Orta Asya devletlerini bir göçmen kriziyle yüzleşmek zorunda da bırakabilir. Dahası göçmenlerin arasında sızacak terörist unsurlar, bölge devletleri açısından ulusal güvenlik noktasında çeşitli zaaflara yol açabilir.


[1] “گزارش: طالبان در امتداد مرز افغانستان- تاجیکستان گروه انصارالله را گماشته اند” , Radio Azadi, https://da.azadiradio.com/a/31380763.html, (Erişim Tarihi: 28.07.2021).

[2] “وزیر دفاع تاجیکستان: اوضاع افغانستان پیچیده و غیرقابل پیش‌بینی است”, Fars News Agency, https://www.farsnews.ir/news/14000521000304/.  (Erişim Tarihi: 27.08.2021).

[3] “بحران افغانستان؛ واکنش قدرت‌های کلیدی منطقه به طالبان چه بوده؟”, BBC News, https://www.bbc.com/persian/afghanistan-58268582, (Erişim Tarihi: 27.08.2021).

[4]”نگاهی به تحولات امنیتی اخیر کشورهای آسیای مرکزی برای افغانستان جدید”,  Tasnim News Agency, https://www.tasnimnews.com/fa/news/1400/06/05/2561076/, (Erişim Tarihi: 28.08.2021).

[5] “انتقاد شدید پوتین از استقرار موقت پناهجویان افغان در آسیای مرکزی”, Radio Farda, https://www.radiofarda.com/a/putin-criticizes-placing-afghans-in-central-asia/31422735.html, (Erişim Tarihi: 27.08.2021).

Dr. Seyedmohammad Seyedi ASL
Dr. Seyedmohammad Seyedi ASL
Seyedmohammad Seyedi Asl, 2008 yılında Urmiye Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klimatoloji Bölümü’nden mezun olmuştur. 2012 yılında Tahran Üniversitesi Coğrafya Fakültesi Jeopolitik Bölümü’nde savunduğu “Explanation of Geopolitical Relationships of Iran and Azerbaijan Republic with Constructivism Approach” başlıklı teziyle yüksek lisans derecesini almaya haz kazanmıştır. 2021 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu “İran’ın Dış Politikasında Şia Mezhep Faktörün Etkisi ve Kullanımı: Jeopolitik Bir Değerlendirme” başlıklı teziyle doktora eğitimini tamamlamıştır. Türkçe, Farsça ve İngilizce bilen Asl’ın bu dillerde yayınlanmış çok sayıda akademik çalışması bulunmaktadır.

Benzer İçerikler