Sahel coğrafyasında güvenlik kavramı uzun yıllardır “operasyon” kelimesi etrafında şekillenmekteydi. Ancak 22-23 Aralık 2025 tarihlerinde Mali’nin başkenti Bamako’da düzenlenen Sahel Devletleri İttifakı (AES) Zirvesi bu kavramı yerinden oynatmış ve gündeme “kurumsallaşma”yı taşımıştır. Mali, Burkina Faso ve Nijer liderleri 2024 yılında Niamey’de atılan konfederasyon adımını geride kalan bir yılın bilançosu üzerinden yeniden tartmış ve sahadaki savaşın yönünü tayin edecek o temel soruya odaklanmıştır: Terörle mücadele hangi siyasal mimariyle sürdürülebilir bir yapıya kavuşacaktır?
Zirvenin iki güne yayılması ve program akışı sembolik bir anlam ihtiva etmektedir. Bamako’da 22 Aralık günü televizyon ve yatırım bankası gibi iki stratejik vitrinin açılışa hazırlanması AES’nin salt “güvenlik ittifakı” kimliğini aşan bir devletleşme dili kurduğunu göstermektedir. Program akışında liderler oturumundan önce AES Televizyonu ile Konfederal Yatırım ve Kalkınma Bankası’nın (BCID-AES) devreye alınması ve ardından devlet başkanları oturumunun yapılması bilinçli bir tercihtir.[i] Bu sıralama sahada askeri sonuç arayan üç yönetimin savaşın kalbine ekonomik ve iletişim kapasitesiyle dokunma arayışını yansıtmaktadır. Zira Sahel sahasında terör silahlı bir tablo olarak başlamakta, fakat kısa sürede hizmet açığına ve adalet boşluğuna yaslanan bir hâkimiyet denemesine dönüşmektedir. Dolayısıyla Bamako’daki bu açılışlar silahlı mücadeleyi tamamlayan sivil sütunların inşası anlamına gelmektedir.
Zirvenin asıl ağırlık merkezini 23 Aralık’ta yayımlanan nihai bildiri oluşturmaktadır. Bildiride konfederasyonun ilk yıl yol haritası etraflıca değerlendirilmiş ve üç sütunun tam işlerliği için hukukî çerçeve güçlendirilmiştir. Savunma-güvenlik, diplomatik eşgüdüm, kalkınma koordinasyonu ve konfederal parlamenter oturumlara dair ek protokollerin kabul edilmesi kurumsallaşma iradesini somutlaştırmaktadır.[ii] Böylece AES, askeri koordinasyonu geçici bir refleks olmaktan çıkarıp kurala ve kurumlara bağlamayı hedeflemektedir. “Sahel Devletleri İttifakı Birleşik Gücü”ne (FU-AES) sancak teslim edilmesi ve gücün faaliyete geçtiğinin resmen ilanı sahada müşterek hareketin artık “niyet” başlığından çıkıp “mekanizma” başlığına evrildiğini kanıtlamaktadır.
Bu mekanizmanın önündeki temel sınav Afrika El Kaidesi (JNIM) ve IŞİD’in Sahel fraksiyonu ISGS’nin hibrit savaş biçimidir. Bu terör yapıları düzenli orduyla cephe savaşı arayan aktörler gibi davranmamaktadır. Yerel anlaşmazlıkların içine sızmakta ve ekonomik ağlardan beslenmektedir. Köy düzeyinde zorlayıcı vergi ve “koruma” pratikleriyle kendilerine idare alanı üretmektedirler. Bu nedenle AES’in askeri baskıyı artırması bir zorunluluktur. Ancak tek katmanlı bir askeri strateji sahada kısa süreli başarı getirse dahi orta vadede yeni kırılganlıklar üretmektedir. Bamako bildirisi terörün yanı sıra “ekonomik ve medya terörü” ile dezenformasyon kampanyalarından söz ederek tehdidin tek başına silahlı kapasiteden ibaret olmadığını vurgulamaktadır.[iii] Bu vurgu sahadaki çatışmanın bir “bilgi savaşı” boyutu taşıdığının en üst düzeyde kabulü anlamına gelmektedir.
Yakın vadede en gerçekçi çıktı, üç ülkenin sınır hatlarında eşzamanlı baskı üretmeye dönük müşterek operasyonların artması olacaktır. FU-AES ortak hedef listeleri ve ortak keşif-takip döngüleri üzerinden etkisini sahaya yansıtabilir. Sınır ötesi sıcak takip usulleri ve lojistik paylaşım örgütlerin hareket alanını daraltacaktır. Bu durum istihbaratın tek elde toplanması kadar sahada doğru yerde doğru zamanda bulunmayı da gerektirmektedir. JNIM’in bilhassa Mali’nin merkezinde ve Burkina Faso’nun kuzeyindeki yerel bağları “tek bir büyük operasyon” fikrini zayıflatmaktadır. Benzer şekilde ISGS’nin Nijer’in batısı ve Liptako-Gourma hattındaki hareketliliği de farklı taktikler gerektirmektedir. Komuta-kontrol mimarisi bu sebeple mikro ölçekli tehdit haritalarıyla beslenmek zorundadır.
Bu aşamada komuta-kontrol kadar ortak eğitim doktrini ve standardizasyon önem kazanmaktadır. Birliklerin aynı harita, aynı telsiz protokolü, aynı mühimmat planı ve aynı tahliye usulüyle çalışması kayıpları azaltırken başarıyı görünür kılmaktadır. Sağlık zinciri ve lojistik depoları konfederal ölçekte planlandığında operasyon temposu mevsim koşullarına daha az bağımlı olacaktır. Ortak bakım atölyeleri araç ve drone sürekliliğini sahada güçlendirmektedir.
Orta vadede sahaya etki eden üç tamamlayıcı ayak öne çıkmaktadır. Birinci ayak kaçak ekonomi ve finansman damarlarına odaklanan ağ kırma stratejisidir. Bildiride gümrük, maden, sanayi, ulaştırma ve yatırım gibi alanlarda politika yakınsamasından söz edilmesi güvenlik ile ekonomi arasında kurulan bağın göstergesidir.[iv] Altın, yakıt, motosiklet, silah, insan ve uyuşturucu hatları parçalanmadan JNIM ve ISGS’nin yeniden üretim kapasitesi düşmeyecektir. İkinci ayak adalet ve yerel uzlaşı mimarisidir.
Bildiride adlî işbirliğinin artırılması çağrısı silahlı mücadele kadar hukuki kapasitenin de güçlendirilmek istendiğine işaret etmektedir. Yerel ihtilaflarda hızlı arabuluculuk ve toplumsal çatışma çözümü mekanizmaları örgütlerin “hakemlik” rolünü ellerinden alacaktır. Hızlı adli süreçler ve mağduriyetleri görünür kılan tazmin programları devletin şefkat elini göstermesi açısından kritiktir. Üçüncü ayak ise hizmet ve yönetim kapasitesidir. Güvenlik kazanımı köy okulunun açılması ve sağlık ocağının işlemesiyle kalıcılaşmaktadır. Yolun güvenli olması ve pazarın kurulması halkın devlete olan güvenini tazelemektedir.
Bildiride Konfederal Kesinti (PC-AES) ve BCID-AES’in kurulması güvenlik harcamalarının yanında sahaya hizmet götürmeyi finanse edecek yerli bir havuz arayışını yansıtmaktadır. Bu çerçeve “askerî başarı”nın “siyasal meşruiyet”e dönüşmesi için mali bir zemin üretmektedir. Dış yardımlara bağımlı bir bütçe ile egemenlik iddiası sürdürmek zordur. Yakın vadede sınır bölgelerinde temel hizmetlerin ve lojistiğin desteklenmesi JNIM ve ISGS’nin propaganda alanını daraltabilir. Orta vadede ise ham maddelerin yerinde işlenmesi ve istihdam yaratacak projelerin hız kazanması örgütlerin genç işsizliği üzerinden kurduğu baskıyı kırabilir.
Zirvenin bir başka kritik boyutu “anlatı egemenliği” arayışıdır. Burkina Faso basını AES Televizyonu’nun “egemen bir ses” üretmek üzere devreye alındığını ve liderlerin bölge için sert uyarılar yaptığını aktarmaktadır.[v] Bu kanalın başarısı propaganda tonu ile gerçek bilgi tonu arasındaki hassas çizgiyi koruyabilmesine bağlıdır. Dezenformasyonla mücadele karşı söylem üretmekten ibaret kalamaz. Güvenilir veri ve tutarlı açıklama yönetimin en güçlü silahıdır. Kriz anında hızlı bilgilendirme ve sahadaki hataların sorumluluğunu üstlenen bir yönetim dili konfederal projenin meşruiyet sermayesini büyütmektedir. Bildiride olumsuz kampanyalara karşı düzenli ve resmî bilgi paylaşımı talimatı verilmesi stratejik önem taşımaktadır.
Bamako toplantısı diplomasi başlığında iki yönlü bir hat çizmektedir. Bildiri dış ortaklara kapıyı kapatmayan bir dille “samimi katkı” vurgusu yaparken bölge içinden gelebilecek baskılara karşı ortak duruş ilan etmektedir. Batı Afrika Ekonomik Topluluğu (CEDEAO) ile müzakere sürecinin kayda geçirilmesi ve 22 Mayıs 2025’teki istişarelerin onaylanması çatışma dilinin yanında kontrollü bir temas hattının korunacağını göstermektedir. Bölgesel ticaret, göç, enerji ve finans bağlarının tamamen kopmaması açısından bu hat kritiktir. AES’in güvenlik hedefleri komşu ülkelerle günlük hayatın geçişkenliğine doğrudan temas etmektedir. Komşularla diyalog kapısının aralık bırakılması bölgesel istikrar adına bir emniyet sübabı işlevi görmektedir.
Zirve sonunda konfederal başkanlığın Assimi Goïta’dan İbrahim Traoré’ye devredilmesi süreklilik vurgusunu öne çıkarmıştır. Traoré’nin bir yıllık mandatla başkanlığı devraldığı ve kurumlaşma hedeflerinin yeni dönemde de sürdürüleceği aktarılmıştır.[vi] Bu devir kararların kişisel karizma üzerinden taşınmasını sınırlayan ve kurumsal ritmi güçlendiren bir sinyal olarak okunmalıdır. Dönüşümlü başkanlık sistemi liderler arasındaki güveni pekiştirmektedir. Yine de asıl ölçüt 2026’nın ilk aylarında FU-AES’in operasyonel koordinasyonunun ne hızla oturacağı olacaktır. BCID-AES mekanizmalarının sahaya hangi hızla kaynak aktaracağı ve yerel yönetim kapasitesinin hangi bölgelerde görünür biçimde artacağı sürecin başarısını belirleyecektir.
Sahel’in bugünkü eşiğinde askerî başarı ile siyasal meşruiyet arasındaki mesafe belirleyicidir. Bamako Zirvesi, bu mesafeyi kapatmak için kurumsal araçlar üretmiştir. JNIM ve ISGS’ye karşı kazanım müşterek ateş gücüyle başlayıp yerel adalet, ekonomik damar kesme ve güvenilir anlatı üretimiyle kalıcılaşacaktır. Bu denklem AES’in önüne ağır bir işçilik koymaktadır. Sahada kararlılık, masada disiplin ve toplumla temas 2026’nın Sahel’ini belirleyecek üçlü anahtar hâline gelmiştir.
[i] “AES Zirvesi bugün Bamako’da başlıyor”, Maliweb, https://www.maliweb.net/economie/cooperation/sommet-aes-deux-inaugurations-prevues-ce-lundi-avant-la-conference-des-chefs-detat-mardi-3112424.html, (Erişim Tarihi: 23.12.2025).
[ii] “2ème Session ordinaire du collège des chefs d’Etat de la confédération des états du sahel (AES) : Communiqué final”, Maliweb, https://www.maliweb.net/communique-391/2eme-session-ordinaire-du-college-des-chefs-detat-de-la-confederation-des-etats-du-sahel-aes-communique-final-3112477.html, (Erişim Tarihi: 23.12.2025).
[iii] Aynı yer.
[iv] Aynı yer.
[v] “Présidence de la Confédération AES : Assimi GOÏTA passe le témoin au Capitaine Ibrahim TRAORÉ pour un an.” Burkina24, https://burkina24.com/2025/12/23/bamako-laes-lance-sa-television-alerte-sur-un-hiver-noir-en-afrique-de-louest/, (Erişim Tarihi: 23.12.2025).
[vi] “AES : Bamako acte la continuité stratégique et ouvre un nouveau cycle sous la présidence du Capitaine Ibrahim Traoré.” ActuNiger, https://www.actuniger.com/politique/21624-aes-bamako-acte-la-continuite-strategique-et-ouvre-un-nouveau-cycle-sous-la-presidence-du-capitaine-ibrahim-traore.html, (Erişim Tarihi: 23.12.2025).
